“2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirildi.
Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve devlet erkânının yanı sıra bakanlar, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, ilgili kurum başkanları, büyükelçiler ve rektörler, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Türk yükseköğretimi tanıtım filmi aktarıldı. Tanıtım filminin ardından açılış konuşmaları gerçekleşti.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarının ardından, Yükseköğretim Kurulu tarafından “bireysel, kurumsal, özel alan ve özel” olmak üzere dört kategoride verilen “Yükseköğretim Kurulu 2024 Üstün Başarı Ödülleri” sahiplerini buldu.
2024-2025 Akademik Yılı’nın öğrenciler, akademisyenler, idari personel ve ülke için hayırlı olmasını dileyen Özvar, konuşmasının başında Gazze'deki insani krize dikkat çekerek uluslararası akademisyen ve öğrencilere yönelik baskılara karşı üniversitelerin desteğini vurguladı.
Gazze'de yaşanan saldırıların soykırım boyutlarına ulaştığını belirten Özvar, "Dünyanın her tarafından vicdan sahibi milyonlarca insan İsrail’in bu meş’um katliam politikalarına karşı tepki göstermektedir. Bunlar arasında akademisyenler ve üniversite öğrencileri özellikle öne çıkmaktadır. Bu durum insanlık adına hem sevindirici hem de umut vericidir. Ancak, Amerika ve Avrupa’da bir kısım hükümetlerin İsrail katliamına ve vahşetine barışçıl bir üslup ile tepki gösteren akademisyenlere ve öğrencilere karşı büyük bir baskı uyguladıklarını, bu masum insanların üniversitelerden kovulduklarını üzülerek müşahede ediyoruz.” dedi.
Yükseköğretim Kurulu'nun, Gazze halkıyla dayanışma gösteren uluslararası akademisyen ve öğrencilere kapılarını açtığını belirten Özvar, "Bilim kurumları olan üniversitelerimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanlığın yanında yer aldıkları için risk altındaki bilim insanlarına ve öğrencilere memnuniyetle kapılarını açmaya devam edecektir. Bu yöndeki kararlılığımızı burada Milletin Evinden bir kez daha güçlü bir şekilde duyurmak isterim.” dedi.
“Yeni programlar bu akademik yıl itibarıyla faaliyete geçmiş ve ilk yılında öğrencilerimizden büyük bir ilgi görmüştür”
Geçtiğimiz yıl yapay zekâyı daimî bir gündem maddesi olarak belirlediklerini hatırlatan Özvar, bu alanda üniversitelerle yoğun çalışmalar yürüttüklerini şu şekilde ifade etti: "Yükseköğretim Kurulu bünyesinde oluşturduğumuz yapay zekâ çalışma grubu marifetiyle, çok sayıda çalıştay ve toplantı düzenledik. Bu toplantılarda uzman akademisyenlerin, meslek ve sektör temsilcilerinin katılımıyla trilyonlarca dolarlık ekonomik potansiyeli olan ve toplumun her alanını etkileyen yapay zekânın yükseköğretimde de meydana getirebileceği dönüşümlerin ne şekilde ele alınması gerektiği sorularına cevaplar aradık. Yürütülen bütün çalışmalar ve kapsamlı değerlendirmeler neticesinde, geleceğin mesleklerinde istihdam edilecek nitelikli insan gücünü yetiştirmek adına 20 farklı üniversitemizde dijital ve yapay zekâ tabanlı 73 yeni ön lisans ve lisans programı açma kararı aldık. Yeni programlar bu akademik yıl itibarıyla faaliyete geçmiş ve ilk yılında öğrencilerimizden büyük bir ilgi görmüştür.”
Yapay zekânın yükseköğretime sunduğu fırsatların yanı sıra potansiyel riskleri de yakından takip ettiklerini belirten Özvar, "Yapay zekânın sorumlu, şeffaf ve doğru bir şekilde kullanılmasını sağlamak adına üniversitelerimiz için Yükseköğrenimde Üretken Yapay Zekânın Kullanımına Dair Etik Rehber Kurulumuz tarafından hazırlanmış, bütün üniversitelerimiz ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Hazırladığımız bu rehber yurt dışında da ilgi görmüştür.” dedi.
“Bilişim, bilgisayar bilimleri, bilgisayar mühendisliği ve bilgi teknolojisi alanlarında lisans düzeyindeki mezun sayıları bakımından sıralamalarda Türkiye, İngiltere ve Almanya’dan sonra Avrupa’daki diğer bütün ülkeleri geride bırakarak üçüncü ülke olmuştur.”
Yapay zekâ alanında Türkiye'nin kaydettiği önemli gelişmelere dikkat çeken Özvar, Stanford Üniversitesi tarafından yayınlanan 2024 Yapay Zekâ İndeksi Raporu'na atıfta bulunarak şöyle dedi:
“Bilişim, bilgisayar bilimleri, bilgisayar mühendisliği ve bilgi teknolojisi alanlarında lisans düzeyindeki mezun sayıları bakımından sıralamalarda Türkiye, İngiltere ve Almanya’dan sonra Avrupa’daki diğer bütün ülkeleri geride bırakarak üçüncü ülke olmuştur. Yine Avrupa ülkeleri arasında bu alanlarda son on yılda lisans mezunu en yüksek artış oranları dikkate alındığında ilk sırada yüzde 153 ile Norveç, onun ardından ikinci sırada yüzde 118’lik oranla Türkiye gelmektedir. Bu alanlardaki yüksek lisans mezunu sayısında da Avrupa ülkeleri arasında Türkiye 6. sırada, doktora mezun sayılarında ise 5. sırada yer almaktadır. Doktora mezunlarının sayısındaki artış dikkate alındığında, son on yılda yüzde 173’lük oranla ve her yüz bin kişiye düşen bilişimci doktora mezunlarının sayısında yüzde 142’lik artış oranıyla Türkiye, açık ara 1. sırada yer almaktadır.”
Türk yükseköğretim sisteminin küresel ve bölgesel rekabet gücünü artırmak amacıyla belirlenen beş stratejik hedefini açıklayan Özvar, bu hedefler arasında “erişilebilirlik ve kapsayıcılık”, “kalite, üretkenlik ve mükemmellik”, “araştırma ve yenilikçilik”, “uluslararasılaşma” ve “istihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenme” olduğunu söyledi.
Yükseköğretimde erişilebilirlik ve kapsayıcılık bağlamında kız öğrencilerin durumunu önemli bir başlık olarak değerlendirdiklerini belirten Özvar, “Mevcut durumda, kız öğrencilerimizin üniversite öğrencileri arasındaki oranı erkeklerden fazladır. Bu yıl kız erkek dengesi daha da belirgin hâle gelmiş ve 2024 YKS yerleştirme sonuçlarına göre kız öğrencilerin üniversiteye yerleşme oranı yüzde 55 olarak gerçekleşmiştir.” dedi.
“Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi modeli Türk Yükseköğretiminin uluslararasılaşması hedefine katkı sunacak”
Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kararlılığı ve himayeleriyle kurulan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin 2024-2025 akademik yılı itibarıyla faaliyete geçtiği bilgisini paylaşan Özvar, “Bu yıl ilk olarak ODTÜ tarafından Bilgisayar Mühendisliği, İTÜ tarafından Endüstri Mühendisliği ve Hacettepe Üniversitesi tarafından Gıda Mühendisliği programları açılmıştır. İlk aşamada bu programlara yerleşme hakkı kazanan öğrenci sayısı 86 olarak gerçekleşmiştir. Azerbaycan merkezî yerleştirme sınavlarında en yüksek puanları alan başarılı öğrencilerin Türkiye-Azerbaycan Üniversitesini tercih etmesi buraya ciddi bir teveccühün olduğunu göstermektedir. Gelecek yıllarda Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi modelini, başta Türk Dünyası Yükseköğretim Alanında yer alan ülkeler olmak üzere farklı coğrafyalarda da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu modelin yaygınlaşması, Türk yükseköğretiminin uluslararasılaşması yönündeki stratejik hedefimize bir adım daha yaklaşmamıza önemli bir katkı sunacaktır” ifadelerine yer verdi. Özvar, üniversitenin resmi açılış için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in birlikte ziyaretlerini beklediklerini ifade etti.
“ Uluslararası öğrenci sayısında dünyanın ilk 10 ülkesi arasındayız”
Türk yükseköğretim sistemi, öğretim kalitesi ve rekabetçi maliyet yapısıyla uluslararası öğrenciler için ülkemiz üniversitelerini ilgi odağı hâline geldiğinin altını çizen Özvar, “2024 yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı artışını sürdürmüş ve şu anda yaklaşık 340 bine ulaşmıştır. Hedefimiz yakın gelecekte bu sayıyı 500 bine çıkarmak üniversitelerimize dönük nitelikli öğrenci hareketliliğini artırmaktır. Yakında bu hareketlilik alanını sürdürülebilir kılacak yeni idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Konuk ettiği uluslararası öğrenci sayıları bakımından Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesi arasındadır. Rekabet ettiğimiz dünya devletleri dikkate alındığında önümüzdeki en ciddi sınav toplumumuzun arasına ekilmek istenen yabancı düşmanlığı tohumudur. Biz bu GDO’lu tohumun bu topraklarda yeşermeyeceğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan uluslararası öğrenci sayısını artırırken diğer yandan nitelikli uluslararası öğrenci hareketliliğini teşvik ediyoruz. Bunun için öğrenci kabul süreçlerinin şeffaf, sağlıklı ve denetlenebilir olmasını önemsiyoruz. Bu minvalde TR-YÖS (Yabancı Öğrenci Sınavı) adıyla Uluslararası Öğrenci Sınavlarına standart getiren yeni bir sınavı uygulamaya aldık. Bu sınavı 6 dilde ve 52 farklı ülkede ÖSYM marifetiyle yapmaya başladık. Uluslararası öğrenci hareketliliği bakımından dikkat çekici bir yeniliğe de imza attık. Artık üniversitelerimiz tarafından verilen kabul mektuplarında YÖKSİS Dijital Kayıt Numarası ID verilmesi zorunlu hâle getirilmiştir. Bu şekilde, yükseköğretim kurumlarımızca verilen kabul mektupları hizmete aldığımız “webservis” üzerinden dünyadaki 210 misyonumuzda vize itası öncesinde sorgulanabilir hâle gelmiş ve sahte kabul mektuplarıyla işlem tesis edilmesinin önüne tamamen geçilmiştir.” şeklinde konuştu.
Yükseköğretimde uluslararasılaşma sürecinin, devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği içinde yürütüleceğini vurgulayan Özvar, “Yakın zaman içinde Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesiile geleceğe ilişkin yaklaşımımızı ve eylem planlarımızı duyuracağız. Bu şekilde, Türk yükseköğretiminin uluslararasılaşma vizyonu için somut bir yol haritası ortaya koymuş olacağız” dedi.
-Türk üniversiteleri dünyada üst sıralara yükseliyor-
Yükseköğretimde kalite, yenilikçilik, ihtisaslaşma, çeşitlilik ve rekabetçiliği teşvik eden yaklaşımlarının olumlu sonuçlarını görmeye başladıklarını ifade eden Özvar, Türk üniversitelerinin son birkaç yılda uluslararası üniversite sıralamalarında gösterdiği ilerlemenin bu durumun bir göstergesi olduğunu şu sözlerle aktardı: “2025 yılı sıralamalarına göre dünyada ilk 500 üniversite içinde 5 üniversitemiz ve ilk 1000’de ise 11 üniversitemiz yer almıştır. Pek çok üniversitemiz listede yükseliş gösterirken hiçbir üniversitemiz sıralamada gerilememiştir. Bir diğer sıralama kuruluşunun 2024 Yılı Dünya Üniversiteleri Sıralamasına Türkiye’den 75 üniversite dahil olmuştur. Bu sayı 2023 yılında 61, 2022 yılında ise 54’tür. Türkiye, ABD, Japonya, İngiltere, Hindistan, Çin ve Rusya sonra dünyanın en iyi temsil edilen yedinci ülkesi olma başarısını göstermiştir.
12. Kalkınma Planında ve Yükseköğretim Kurulunun 2024-2028 yıllarını kapsayan stratejik planlamasında, araştırma üniversiteleri başta olmak üzere 5 yıl içinde en az 2 üniversitemizin ilk 200’e, en az 10 üniversitemizin ilk 500’e ve en az 50 üniversitemizin ilk 1000’e girmesi hedefini koyduk. Bu hedefe ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.”
Özvar, Türk üniversitelerinin sadece kendi toplumlarına değil, diğer ülkelerin gençliğine de eğitim verme konusundaki başarılarının, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınma yolunda daha belirgin ve üretken roller oynamaya başladığını belirterek “Gelişmişlik düzeyini teknoloji; teknoloji üretimini ise bilimsel araştırmalar besler. Bilimsel araştırmaların yuvası ise üniversitelerdir.” dedi.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, bu yıl üniversitelerde araştırma, yenilikçilik ve akreditasyon süreçlerine odaklanıldığını belirtti. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) kapsamında önemli adımlar atıldığını vurgulayan Özvar, ayrıca "Spor Dostu Kampüs", "Tematik Meslek Yüksekokulları", sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm alanlarında da üniversitelerde ilk kez çeşitli projelerin başlatıldığını açıkladı. Bu çalışmalarla, üniversitelerin uluslararası standartlara uyumunu ve topluma katkısını artırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Konuşmaların ardından Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, 1960’lı yıllarda ODTÜ’de mühendisler ve hava kuvvetleri desteğiyle geliştirilen Türkiye’nin ilk hava savunma sistemi projesi olan orijinal boyutu 80 santimetre olan Ordot’un 1/2 ölçekli modelini takdim etti. 31 Mayıs 1969’da üniversiteden fırlatılan ilk resmi roket olan ORDOT’un başarısı, 1972’de TÜBİTAK tarafından Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü'nün (SAGE) kurulmasına zemin hazırladı.
Hediye takdimi sırasında, yüzde 90 engelli olan üniversite öğrencisi Mert Can Altun, yapay zekâ ile hazırladığı özel bir ödülü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sundu, uluslararası başarılarıyla engellerin aşılabileceğini ve yapay zekânın bu konuda güçlü bir araç olduğunu gösterdi. Yapay zekâ kullanarak eserler üreten ve yüzde 90 engelli olan üniversite öğrencisi Mert Can Altun’un yapay zekâ kullanarak hazırladığı tablo ve eserlerle Hollanda’da uluslararası bir sergide yer aldı.
-2024 Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülleri
Konuşmaların ardından üniversitelerdeki bilimsel araştırma ve ilmi çalışmaları, projeleri, tezleri ve topluma hizmet faaliyetlerini teşvik etmek üzere yükseköğretim kurulu tarafından hayata geçirilen 2024 yılı Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Akademisyenler ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.
Bireysel Ödüllerde Yükseköğretim Kurulu tarafından hoca ile öğrencisinin ilişkisine dikkat çekmek ve bu konuya önem verildiği göstermek amacıyla doktora öğrenci ile danışman hocası birlikte ödüllendirildi.
Bireysel Ödüller kapsamında “Yılın Doktora Tezi Ödülleri”ne Güzel Sanatlar ve Mimarlık kategorisinde layık görülen Dr. Tülay Karakaş ve tez danışmanları Doç. Dr. Dilek Yıldız Özkan, Doç. Dr. Gökhan İnce, Sosyal ve Beşerî Bilimler kategorisinde Dr. Gökhan Güven ve tez danışmanı Prof. Dr. Selim İnançlı, Fen ve Mühendislik Bilimleri kategorisinde Dr. Muhammad Sohaıb Jamal Solaıja ve tez danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Arslan ödül aldı.
Dijital Dönüşüm ve Büyük Veri Çalışmaları Ödülünü Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu ve proje yürütücüsü Dr. Kadir Ataş, Toplumsal Sorumluluk Ödülünü Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal ve proje yürütücüleri Prof. Dr. Fatih Süheyl Ezgü, Prof. Dr. Leyla Tümer, Prof. Dr. İlyas Okur, Prof. Dr. Gürsel Biberoğlu ve Dr. Murat Öktem, Sağlık ve Spor Bilimleri Ödülünü Prof. Dr. Hilmi Burak Kandilci ve proje yürütücüsü Dr. Gül Şimşek, Uluslararası İş Birliği Ödülünü Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Üniversite-İş Dünyası İş Birliği Ödülünü Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Kale, Yerel Kalkınmaya Katkı Ödülünü Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ve proje yürütücüsü Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu aldı.
Özel Alan Ödülü kapsamında Milli Yenilik kategorisinde Doç. Dr. Mehmet Fatih Kaya ödüllendirildi. Bilim Diplomasisi Kategorisinde Dr. Öğretim Üyesi Mücahit Sami Küçüktığlı’ya ödül verildi. İlme ve Talebeye Hizmet Kategorisinde Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman ödüle layık görüldü.
2024-2025 Akademik Yıl Açılış Törenihatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.