Eyleme Genel Sekreterimiz Özgür ARAS, Genel Mali Sekreterimiz Hasan KÜTÜK, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Şükrü BALUN, Konfederasyonumuza bağlı sendikaların yönetici ve üyelerinin de destek verdi.
Basın açıklamasını Büro İş Sendikamız adına Genel Başkan Alay HAMZAÇEBİ yaptı.

 Basın açıklamamızın metni:

Bugün Ekim ayı enflasyon oranları açıklandı, aynı zamanda 2025 yılı bütçe görüşmeleri de TBMM’de devam ediyor.

Öncelikle iki farklı kuruluşun açıkladığı enflasyon rakamlarına bakalım.

ENAG’ın enflasyon oranlarını açıklayacağını ilan ettiği saatten epey sonra verileri açıklaması acaba ENAG’a da mı Kayyum atandı diye endişelenmeye başladık.

Halkın enflasyonunu yansıtan ve gerçekçi veriler sunan bağımsız araştırma kuruluşu ENAG’a göre aylık % 5.57 yıllık ise % 89.77 olan enflasyon oranı TÜİK’e göre aylık % 2.88 yıllık ise % 48.58gerçekleşmiş.

TÜİK yine şaşırtmadı. Yine kafasına göre takıldı, yine talimatla istenen oranları açıkladı.

Yılın bitmesine kala son iki ay hariç Toplu Sözleşme gereği % 6 % 1.99 Enflasyon farkı ile memur ve emeklisi şimdilik 2025 Ocak ayında  % 7.99 Zam almış olacak. Bu ayarlanmış düşük enflasyon oranları ile memur ve emeklinin 2025 yılında alacağı zamlar da pula çevrilmiş oldu.

Enflasyon oranlarını düşük açıklamakla enflasyon düşmüyor. Refah artmıyor. Aksine emekçiler hileli bu oranlar ile daha da yoksullaştırılıyor. Açlığa mahkûm edilir hale getiriliyor.

TÜİK bugün Yeniden Değerleme Oranını (YDO) belirleyecek Yİ-ÜFE oranını açıklamasıyla 2025 yılında YDO % 43,93  olarak uygulanacak. Bu Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, Ehliyet, Kimlik ve pasaport harçları dahil olmak üzere bir çok vergi ve harca % 43,93 oranında zam gelecek demektir.

2025-2027 yılı Orta Vadeli Programda (OVP) enflasyon tahmini % 17,5 öngörülmesine karşın vergi ve harçlara yapılacak yüzde % 43,93 oranındaki zamlar ile yılbaşında günlük yaşamımızı ve bütçemizi etkileyen birçok vergi, harç ve cezalara hedeflenen enflasyonun kat be kat üzerinde zamlar gelecek.

Hükümetin bu yaptığının anlamı kepçe ile alıp kaşık ile vermektir.

Zamlar yukarı, enflasyon aşağı dünyada ki tek model bizim hükümete ait.

YDO Gelir Vergisi tarifesinde yer alan gelir dilim tutarlarını da belirleyecek. 

Asgari ücretin bir yıldır güncellenmeyerek 17.002-TL olarak çok düşük kalması, yüksek enflasyon karşısında artan maaşların etkisiyle de emekçiler yılın 2 inci, 3 üncü aylarında vergi dilimlerine girerek yüksek vergi ödemeye başlayacaklardır. Emekçilerin vergi yükünü azaltmak adına Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak YDO’yu Gelir vergisi dilimleri yönünden % 50 artırmalı.

Norm Denetimi Basın Duyuruları Norm Denetimi Basın Duyuruları

Büyüklüğü 14 trilyon 731 milyar lira olan 2025 bütçesinde;

Gelir dağılımındaki adaletsizlikleri daha da derinleştiren (KDV ve ÖTV gibi) dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerindeki payının yüzde 70 seviyelerine,

Bir yandan emekçilerin payının azaltılarak, Vergi gelirlerinin yüzde 45 oranında artarak 12 trilyon 651 milyar liraya,

Faiz ödemesinin % 13.23 oranı ile 1 trilyon 950 milyar liraya,

Bütçe açığının 1 trilyon 931 milyar liraya ulaşmış olduğu görülmektedir.

Bütçede biz kamu emekçileri için dikkat çeken başka hususlar da bulunmaktadır.

2025 yılında 411 milyonluk lojman satışı öngörülmüş. Bir yandan saray sayısı ve masrafları artarken, barınma sorunu yaşayan, maaşı kirasına yetmeyen memurun lojmanları satılacak.

Memurun fazla mesai saat ücretinin bir simit alamaya yetmeyecek tutarda 12,80-TL gibi komik bir rakam olarak belirlendiği görmekteyiz.

OVP’de 2025 yılı için yüzde 17,5 enflasyon hedefi öngörenlerin vergi gelirlerinde yüzde 45,4 artış tahmini yapmaları aldatmacadır. Bu da önümüzdeki yıl yüksek enflasyon ortamının devam edeceğini göstermektedir.

Özetle 2025 Bütçesini değerlendirirsek 22 YILDIR AYNI TERANE.

Vergi yükünün, bütçe açığının, faizlerin, cari transferlerin, Kamu Özel İşbirliği (hasta garantili hastaneler, döviz üzerinden geçiş garantili köprü, otoyol, tünel) ödemelerinin arttığı ama gelirimizin düştüğü bir yıl daha yaşayacağız.

Yine dar gelirliden alıp faize, sermayeye, yandaşa, rantiyeye, tarikata, cemaate aktarmak için hazırlanmış bir sefalet bütçesidir.

Bu bütçede bol vergi, çok iş, az maaş vardır. 

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı en son rakamlara göre Açlık Sınırı 22 Bin 24 Lira, Yoksulluk Sınırı ise 68 Bin 245 Liraya yükselmiş. Bu rakamlar Asgari Ücretin halen 17 Bin 2 lira olduğu Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırının derinleştiğini göstermektedir.

Kamuda çalışan memur açlık sınırın bir tık üstünde yoksulluk sınırının ise  yarısı kadar maaş almaktadır.

Hükümet ve yandaş sendika işbirliği ile TÜİK’in uydurma enflasyon oranları, Bütçe, vergiler, Toplu Sözleşme tiyatrosu ile Memurun ve emeklinin canına okumaya devam ediyorlar.

Sizlerin araçlığıyla en çok yatırımların ve paranın döndüğü aynı zamanda en çok liyakatsizliğin olduğu ve haksızlıkların yapıldığı Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kredi ve Yurtlar Kurumu çalışanlarının sorun ve taleplerini gündeme getirmek, kamuoyunun bilgisine sunmak ve yetkililere hatırlatmak istiyoruz.

-   Kuruma dışarıdan sınavlı veya sınavsız kimse müdür, başkan atanmamalı. Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen sözlü mülakatlar kaldırılarak kurum içinden merkezi sınav sistemi ile idareci atanmalı, Kurum dışından atamaların önü kesilmeli,

-   Yurtlarda çalışan yurt yönetim memurluğu bir meslek olarak tanımlanmalı, birinci dereceye düşmeleri sağlanmalı, yaptıkları görev nedeniyle fiili hizmet zammı verilmeli,

-   KYK yurtlarının her birine 2 veya 3 manevi rehber adı altında imam görevlendirilmektedir. Öğrencilerin yaşadığı sıkıntıların çözümü imamların şükret, daha kötüsü var gibi dini sohbetlerle olamayacak kadar ciddi ve bilimsel yaklaşım gerektirir.  KYK yurtlarına öğrencilerin sorunlarına bilimsel yaklaşacak ve çözüm üretecek 2, 3 psikolog ve sosyal hizmet uzmanı ataması yapılmalı,

-  Yurtlarda nöbet tutan memurlara fazla mesai ücreti  değil NÖBET ÜCRETİ ödenmelidir. Hafta sonu nöbetlerde 2,  resmi ve dini bayramlarda 4 katı nöbet ücreti ödenmeli,

-   Tatil günlerinde yerine getirilen nöbet izinleri 2 gün olmalı,

-   Memur Koruma ve Güvenlik Görevlisi personelin vardiyalarına denk gelen Dini ve Milli bayram günlerinde yaptıkları görev karşılığı  hem fazla mesai hem de izin verilmeli,

-  Mesai ücreti yüksek olan işçileri hafta sonu, resmi ve dini bayramlarda nöbetlerde görevlendirmeyip bunların yerine mesai ücretleri düşük olan Sözleşmeli Destek Personelini görevlendirme ve çalışılan fazla süreye ilişkin izin haklarının kısıtlanması uygulamasına son verilmeli,

-  Sözleşmeli Destek Personeline uygulanan mobbing ve angaryaya son verilmeli; 657’ye tabi memurla uygulanan çalışma ve izin haklarının  aynısı bu personele de uygulanmalı,

- Spor müsabakaları için görevlendirmelerde personel arasında adam kayırmacılığına, ayrımcılığa son verilmeli, görevlendirme ücreti eşit ödenmeli,  

-   En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerinde olmalı,  

-    Vergi dilimi matrahı artırılarak oran % 10’da sabitlenmeli,

-    3600 ek gösterge birinci dereceye gelmiş bütün memurlara verilmeli.

-    Aylık Bağlama Oranlarının 2008 öncesi ve  sonrası ikili uygulamasına son verilmeli,

-    Seyyanen zamlar başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı, seyyanen zam emeklilere de verilmeli,

-    666 sayılı KHK ile kesilen ikramiye ve havuz paralarımız tekrar ödenmeli,

-   Büyükşehirlerde görev yapanlara büyükşehir farkı verilmeli,

-   Kamu çalışanları için lojman, kreş ve sosyal tesisler sağlanmalı,

-   Memurun barınma sorunu artarak devam ediyor. Seçim öncesi söz verilen kira desteği derhal verilmeli,

-   Yardımcı Hizmetler sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilerek Ek Göstergeden faydalandırılmalı,

-   Öncelikle işe geliş gidişler ücretsiz servis hizmeti ile sağlanmalı, sağlanamayanlara yol ücreti merkez taşra ayrımı yapılmadan herkese ödenmeli,

-   Yemek hizmeti ücretsiz olmalı. Yemek hizmeti alamayanlara ve dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli rayiç bedel üzerinden nakden ödenmeli,

-   Yeşil pasaport bütün memurlara verilmeli,

-    Disiplin affı çıkarılmalı,

-    Bütçede karadelik oluşturan hasta garantili hastaneler, geçiş ve döviz garantili otoyol, köprü, tüneller kamulaştırılmalı.

Bütçe; bir ülkenin bir yılda elde edeceği gelirin paylaşımını gösteren bir pastaya benzer.

Bu bütçede en büyük dilimler yine azınlığı oluşturan bütçeden nemalanan saraya, sermayeye, rantiyeye, faize, yandaşa, tarikata ayrılmıştır. Hükümetin hazırladığı bu 2025 sefalet bütçesini kabul etmiyoruz. Pastayı yeniden dilimliyor en küçük dilimi hükümete ve yandaşlarına ikram ediyor ve soruyoruz. Bize reva gördüğünüz bu kadar küçük dilimle siz  geçinemiyorsunuz, milyonlarca çoğunluğu oluşturan biz emekçiler nasıl geçinelim.? Ne doymak gözünüz varmış .? Allah  doyursun.