Türk Eğitim Sen Genel Merkezi, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla “31 Ekim-10 Kasım 2024 tarihleri arasında çevrim içi olarak 81 ilde 4 bin 345 öğretmenle bir anket çalışması gerçekleştirdi. “Eğitim Çalışanlarının Gerçek Gündemi: 24 Kasım Öğretmenler Günü Memnuniyet, Beklenti ve Eğitimi Değerlendirme-2024” konulu anketimiz, Türk Eğitim Sen’in internet sitesi ve 6 ayrı öğretmen ve memur sitesi üzerinden uyguladı. Bu anket çalışmamız, öğretmenlerin mevcut eğitim sistemi ve uygulamaları hakkında düşüncelerini, ekonomik, sosyal ve mesleki olarak yaşadıkları sorunları ve Hükümet ile Milli Eğitim Bakanı’ndan beklentilerini ortaya koydu.
EKONOMİYE DAİR
Katılımcıların %68.3 ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacağını söylüyor.
Ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için katılımcıların %13.3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yapıyor.
☆ Katılımcıların ay sonunda zorunlu harcamalarından sonra hesaplarında/ceplerinde para kalıp kalmadığı sorulduğunda, %77.8’i ay sonunda hesabında veya cebinde parasının artmadığını belirtmiştir.
☆ Katılımcıların kredi kartı borcunu düzenli ödeyebilme durumları incelendiğinde; %55.3’ü düzenli olarak tamamını ödediğini, %34.3’ü asgari tutarı ödeyebildiğini, %4.7’si ise asgari tutarın altında ödeme yapabildiğini belirtmektedir.
☆ Katılımcıların harcama kalemleri incelendiğinde en çok sırasıyla; gıda (%86), ulaşım/akaryakıt (%55.4) ve kredi/borç ödeme (%52) ile en çok harcama yapılan kalemler olarak ifade edildiği görülmektedir.
☆Katılımcılara “Fiyat artışının temel nedeni olarak neyi gördükleri” sorulmuştur. Katılımcıların en çok sırasıyla; %77’si ekonominin kötü yönetildiğini, %68.7’si Türk Lirası’nın değer kaybına uğradığını, %55.4’ü fırsatçılığı, %44.2’si ise yetersiz yerli üretimi fiyat artışının temel nedenleri olarak gördüklerini belirtmişlerdir.
☆ Ankete katılan öğretmenlerin %54.8’i satın alarak ev sahibi olduğunu, %34.4’ ü kiracı olduğu ifade etmiştir. Evi satın aldığını belirten katılımcıların %88’i borcunu ödemeye devam ederken, %12’si ise borcunu tamamlamıştır.
☆ Ankete katılanların %56.8’i ekonomik durumunu orta, %39’u kötü olarak nitelendirmektedir. Katılımcıların %74.5’i ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilediğini, %25.5’i ise ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilemediğini belirtmiştir.
☆ Katılımcıların ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için ne yaptıkları incelendiğinde %50.3’ü hiçbir şey yapmadığını belirtmiştir. %30.3’ü İYEP, DYK vb. programlara katıldığını, %13.3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığını ve %6.1’i ise özel ders verdiğini ifade etmiştir.
☆ Katılımcıların %68.3’ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacaklarını, %31.7 si ise daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakmayacaklarını belirtmişlerdir.
EMEKLİLİĞE DAİR
Öğretmenler ücretleri düştüğü için emekli olmak istemiyor.
☆ Katılımcıların emeklilik hakkı durumları incelendiğinde %70.9’u emeklilik hakkı kazanmadığını, %29.1’i ise emeklilik hakkı kazandığını belirtmiştir. Niçin emekli olmak istemedikleri incelendiğinde en çok sırasıyla; ücretin düşmesi (%64.8), çocuk okutma (%27.1) şeklinde ekonomik gerekçeleri ortaya koymuştur.
EĞİTİME DAİR
Öğretmenlere göre eğitimin en büyük sorunu öğretmenlerin değer görmemesi.
Katılımcı öğretmenlerin sadece %8.5’i eğitimin geleceğinden umutlu.
☆ Katılımcılara “eğitimin en büyük sorunu nedir?” sorusunu yönelttik. Buna göre en çok sırasıyla; öğretmenlerin değer görmemesi (%79), ücret ve özlük hakları açısından dünyadaki meslektaşlarımıza kıyasla çok daha geri bir noktada olmak (%72), liyakatsizlik (%68.8), kadrolaşma(%24) cevabı vermişlerdir. Ayrımcılık (%21.2), sınıf mevcutları (%20.8) ve okulların fiziki yapısının yetersiz olması (%19.6) ise diğer yanıtlar arasındadır.
☆ Uyguladığı müfredatın içeriğinden memnun olanların oranı sadece %9.2 iken, memnun olmayanların oranı %40.1’dir. Müfredatın geliştirilmesini düşünen katılımcıların oranı %50.7 ile en yüksek orana sahiptir.
☆ Eğitimin geleceğinden umutlu olan katılımcıların oranı %8.5 ile en düşük orana sahipken, umutlu olmayanların oranı %36.9 olarak gözlenmiştir. Kısmen umutlu olanların oranı ise %54.6’dır.
MESLEĞE DAİR
Öğretmenler stres durumu yaşadığında heyecanını yitiriyor.
☆ Öğretmenlik mesleğine dair görüşlerine göre; tekrar meslek seçecek olsalardı öğretmen olmak isteyenler %28 ile düşük düzeyde kalırken, kararsız olanların oranı %32.7 ile orta düzeyde, “Hayır kesinlikle öğretmenlik mesleğini seçmezdim” diyenlerin oranı ise %39.3 ile yüksek düzeydedir.
☆ Katılımcıların öğretmenlik mesleğiyle ilgili yaşadıkları en olumsuz durumlar arasında en çok sırasıyla; “ekonomik, sosyal ve özlük haklar yetersiz” diyenler %70.7 ile birinci sırada yer alırken, “sürekli değişen eğitim sistemi” cevabı verenler %62.8 ile ikinci sırada, “öğrencilerin ders dinlememesi” diyenler %27.9 ile üçüncü sırada yer almaktadır.
☆ “Mesleğindeki zorlu yaşam durumlarında psikolojik sağlamlığınızı korumak için aşağıdakilerden hangisini yapıyorsunuz?” sorusu da soruldu. Buna göre en çok sırasıyla; kontrolümü elimde tutmaya çalışıyorum (%63.8), yaptığım işe daha fazla odaklanmaya çalışıyorum (%52.7) sorunlara karşı meydan okuyarak üstesinden gelmeye çabalıyorum (%35.9), unutmaya çalışıyorum (%23), hiçbir şey yapmıyorum (%7), profesyonel yardım alıyorum (%6.2) cevabı verildi.
☆ Katılımcı öğretmenlere, “İşinizle ilgili stres durumu yaşadığınızda aşağıdakilerden hangisi ile karşılaşıyorsunuz?” sorusu da yönelttik. Buna göre en çok sırasıyla; heyecanımı yitiriyorum (%56.6), huzursuzluk hissediyorum(%53.2), umudum kayboluyor ( %44.6), çevreme ve işime karşı soğukluk hissediyorum (%43), üzüntü yaşıyorum (%38.5), yaşama sevincim kayboluyor (%29.6) şeklindedi.
%31.1’i mesleki tükenmişlik yaşadı/ yaşıyor.
☆ Katılımcıların mesleki tükenmişlik yaşama durumları incelendiğinde; mesleki tükenmişlik yaşayanların oranı %31.1 iken, kısmen mesleki tükenmişlik yaşayanların oranı %51.3’tür. Mesleki tükenmişlik yaşamadığını düşünen katılımcıların oranı ise %17.6 olarak belirlenmiştir. Öğretmenlerin “mesleki tükenmişlik yaşamanızın olası nedenleri nedir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde en çok sırasıyla ekonomik kaygı yaşama (%50.3), liyakatin olmaması (%41.1), öğrencilerin tutum ve davranışları (%35.5), velilerin tutum ve davranışları (%34.5) takip etmektedir. Mesleğiyle ilgili adaletin olmadığına inananlar (%33.9) ile dördüncü sırada bulunmaktadır.
Öğretmenlik mesleği toplum tarafından saygın görülüyor diyenlerin oranı sadece %1.9.
☆ Öğretmenlik mesleğinin toplum tarafından saygın görülmesine ilişkin katılımcı görüşleri arasında “evet saygın görülüyor” ifadesi sadece %1.9 ile dikkatleri çekerken, “hayır saygın görülmüyor” ifadesi %67.7 ile düşündürücüdür. Kısmen saygın görüldüğünü düşünen katılımcıların oranı %30.4’tür.
☆ Öğretmenlik mesleğinin toplum tarafından saygın görülmemesinin nedenleri arasında mali ve özlük haklarının yetersizliği %38.8 ile ilk sırada, siyasilerin tutum ve davranışları %30.7 ile ikinci sırada, toplumun tutum ve davranışları %14.8 ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Öğretmenlerin mesleki imajına katkıda bulunmak için ekonomik şartları iyileştirilmeli
☆ Katılımcıların “öğretmenlerin mesleki imajına katkıda bulunmak için MEB’in yapması gereken en önemli husus nedir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde en çok sırasıyla; öğretmenlerin ekonomik şartları iyileştirilmeli (%65.3), öğretmenlik mesleğinin statüsünü/itibarını artırmak için yönelik düzenlemeler yapılmalı (%62.3) disiplin ve sınıf geçme yönetmeliğinde cezalar daha caydırıcı olmalı (% 57.6), karar alma sürecinde öğretmen görüşleri alınmalı (%46.3) cevabı verilmiştir.
Çocuğunun öğretmen olmasını istemeyenlerin oranı %72.
☆ Katılımcılar arasında çocuğunun öğretmen olmasını istemeyenlerin oranı %72 iken, çocuğunun öğretmen olmasını isteyenlerin oranı %9.1, kısmen isteyenlerin oranı ise %18.9’dur.
Öğrenci/veli şiddeti sürüyor.
☆Ankete katılan öğretmenlerin “Meslek hayatınızda öğrenci ya da veli tarafından gösterilen herhangi bir şiddete maruz kaldınız mı?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde ve diğer seçeneği göz ardı edildiğinde en çok sırasıyla; velinin sözlü şiddetine maruz kaldım (%37) velinin psikolojik şiddetine maruz kaldım (%33.1), öğrencinin sözlü şiddetine maruz kaldım (%17.2), öğrencinin psikolojik şiddetine maruz kaldım (%15.7), velinin fiziksel şiddetine maruz kaldım (%3.9), öğrencinin fiziksel şiddetine maruz kaldım (%3.8) cevabı verilmiştir.
MÜLAKAT UYGULAMASINA DAİR
Katılımcıların %89’u mülakata karşı.
☆ Katılımcıların “MEB’de herhangi bir kadroya atanma için uygulanan mülakat uygulaması devam etmeli midir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde, “evet mülakat devam etmeli” diyenlerin oranı %3.9, “kararsızım” diyenlerin oranı %7.1 ve “hayır devam etmemeli” diyenlerin oranı %89’dur.
☆ Katılımcıların “Mülakat neden devam etmemeli?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde en çok sırasıyla; adaletsizlik (%75), liyakati gölgeliyor (%50.8), yandaş kayrılıyor (% 49.9) cevabı verilmiştir.
EĞİTİM KURUMLARINA DAİR
Katılımcılara göre okullarda güvenlik sorunu var.
Öğretmenler her okul için özel güvenlik tahsisi istiyor.
☆ Katılımcıların “Okulunuzda öğrencilerin güvenlik sorunu var mıdır?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; “evet” diyenlerin oranı %48.8, “hayır” diyenlerin oranı %51.2’dir. Katılımcıların çoğu okullarının öğrenciler için güvensiz bir yer olduğunu düşünmektedir.
☆ Katılımcıların “Okulunuzda öğrencilerin güvenlik sorunu nasıl çözülür?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; “her okul için özel güvenlik sağlanmalıdır” diyenlerin oranı %62.2 ile en çok tercih edilen seçenek olurken, “okul polisi uygulaması sağlanmalıdır” diyenlerin oranı %27.9 ve “bu sorun çözülemez” diyenlerin oranı %9.9’dur.
Öğretmenlerin %51.8’i okullarda öğrencilerin beslenme sorunu olduğunu düşünüyor.
☆ Katılımcıların okullarındaki öğrencilerin beslenme sorununa ilişkin görüşleri incelendiğinde; okullarındaki öğrencilerin beslenme sorunu olduğunu düşünenlerin oranı %51.8 iken, beslenme sorunu olmadığını düşünenlerin oranı %48.2’dir.
☆ Katılımcıların “Görev yaptığınız okulda öğrencilerin beslenme sorunu nasıl çözülür?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; bu problemin çözümü için öğrencilere bir öğün yemek verilmesini tavsiye edenler %85.3 ile birinci sırada yer almaktadır.
☆ Katılımcıların “ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; “proje çevre bilincini ve değerlerimizi öğretmektedir” diyenlerin oranı %32, “proje kaldırılmalıdır” diyenlerin oranı ise %27.7’dir. “Proje amacına göre işlememektedir” seçeneğini işaretleyenler %24.9 ile üçüncü sırada, “proje yetkin kişilerce uygulanmamaktadır” diyenler ise %15.4 ile dördüncü sırada yer almaktadır.
☆ Katılımcıların “Okulunuzda yardımcı personel/temizlik görevlisi yeterli sayıda mı?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde “hayır” diyenlerin oranı %65’tir.
Katılımcı öğretmenler okullarda kadrolu temizlik personelinin görev yapmasını istiyor.
☆ Katılımcıların “Okulunuzda yardımcı personel/temizlik görevlisi yoksa bu sorun nasıl çözülebilir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde, bu problemin kadrolu temizlik görevlisi ile çözüleceğini düşünenlerin oranı %57.9 ile açık ara farkla ilk sırada yer almaktadır.
DEMOGRAFİK VERİLER
☆ Katılımcıların %67’si erkek, %33’ ü kadın olmakla birlikte %86’sı evli, %14’ü ise bekârdır. Katılımcıların çalışma süreleri incelendiğinde 21-30 yıl çalışanların oranı %31 ile birinci sıradadır. %18.19 ile 11-15 yıl çalışanlar ikinci, %13.6 ile de 6-10 yıldır çalıştığını ifade edenler üçüncü sıradadır. İstihdam türü incelendiğinde %97.2’si kadrolu, %2.1’i ise sözleşmeli statüdedir. Ücretli olduğunu belirtenlerin oranı ise % 0.7’dir. Çalışmaya katılan eğitim çalışanları incelendiğinde %31’inin lise, %30.2’sinin ortaokul, %30.1’inin ilkokul kademesinde %3.6’sının anaokulu/anasınıfında görev yaptığı görülmektedir.
Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan şunları kaydetti: “24 Kasım için hazırladığımız bu rapor; ekonomi, eğitim, mülakat başta olmak üzere birçok hususa projeksiyon tutmaktadır. Ankete dair genel olarak ekonomi hakkındaki sonuçlar değerlendirildiğinde, dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik problemlerin öğretmenlerin yaşamını zorlaştırdığı görülmektedir. Kredi kartı borçlarının ödenmesinde zorluk yaşanması, ek iş yapmak zorunda kalma, ekonomik nedenlerle emekli olmak istememe gibi durumlar, Türkiye’nin ekonomi yönetiminden memnun olunmamasının ana sebepleri olarak sıralanmaktadır. Öğretmenlerin daha sağlıklı ekonomik refaha kavuşturulması önemli bir ihtiyaç olarak görülmekle birlikte, toplumun tamamına doğrudan veya dolaylı teması olan bu meslek grubunun ülkenin geleceğine yönelik umutlarının da arttırılması için politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Öğretmenlerin değer görmediğine inanması, mesleki tükenmişlik yaşadığını düşünmesi, gelecekten umutsuz olması, çocuğunun öğretmen olmasını istememesi gibi sonuçlar değerlendirildiğinde öğretmenlerin bireysel anlamda da ekonomik destek kadar, psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Teknolojinin bu kadar geliştiği günümüzde yüz yüze çalışmalar kadar çevrimiçi etkili çalışmalar ile öğretmenlere destek sisteminin hayata geçirilmesi ve mesleki gelişimi kadar öğretmenlerin rehabilitasyonu için de etkili ve verimli çözümler üretilmelidir.
Öğretmenlerin eğitim hakkındaki sorulara verdikleri yanıtlar ise son derece düşündürücü ve acilen çözüm üretilmesi gereken konular olarak görülmektedir. Mülakatlar hakkındaki olumsuz düşüncelerinin yüksek olması, adaletsizlik ve liyakatsizlik vurgusunun güçlü olması bu aciliyeti pekiştirmektedir. Milli Eğitim gibi stratejik ve toplumun tamamını ilgilendiren, geleceğin şekillenmesine hizmet eden bir sistemde yapılacak değişimlerin ve iyileştirmelerin paydaşların demokratik katılımları ve geniş kitlelerin görüşlerinden süzülerek gelecek fikirlerin temsil edilmesi ile gerçekleştirilmesi önemlidir. Politik kararların oldu bitti ile öğretmenlerin önüne getirilmesi kısa vadede çözüm olarak düşünülebilir ancak orta ve uzun vadede bu yeniliklerin öğretmenler tarafından kabul görmemesi olumlu etkilerin de ortaya çıkmasını engelleyecektir. Öğretmen atamalarına ilişkin de ayrı bir başlık açmak istiyorum. Bilindiği gibi 20 bin atama tartışmalara rağmen mülakatlı gerçekleştiriliyor ve bu süreçte yaşanan hak kayıpları artık herkes tarafından biliniyor. Nitekim anket sonuçları da öğretmenlerin mülakata karşı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türk Eğitim Sen olarak KPSS sonuçlarına göre ilk 20.000’e girerek atanmaya hak kazanmış olan tek bir öğretmenimizin dahi mağdur edilmesini asla kabul etmiyoruz. Aileleriyle birlikte on binlerce insanımızın kul hakkının vebalini kimse taşıyamaz! Bu nedenle şu talebimizi en yüksek perdeden gündeme taşıyoruz: 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde, EK ATAMA hakkı verilerek, genç meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın, öğretmen adaylarımızın bu haklı talebine kayıtsız kalmayacağına ve yapılan yanlışlığı düzelteceğine inanıyorum.
Son olarak okullarda öğrencilerin beslenmesi, okulların temizlik ve güvenlik hizmetlerinin problem olarak görülmesi, yapılan projelerin sağlıklı görülmemesi, eğitim sistemindeki en temel ve basit problemlerin bile devam ettiğini göstermektedir. Bu kadar basit problemler için bile etkili çözümlerin hala üretilememiş olması öğretmenlerin daha büyük ve eğitim sistemi zorlayan hukuki, ekonomik, pedagojik ve mesleki problemlerin çözümüne ilişkin umutlu ve iyimser inanç geliştirebilmesini zorlaştırmaktadır.
Anket sonuçları Türk milli eğitiminin geleceğine ışık tutmaktır. Bu noktada başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere Hükümetin öğretmenlerin talep ve beklentilerine duyarsız kalmaması çok önemlidir. Geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerimizin sorunlarını çözemediğimiz takdirde eğitimi hak ettiği geleceğe taşımamız mümkün olamayacaktır.
Bu vesileyle başta devletimizin kurucusu, başöğretmenimiz Büyük Atatürk olmak üzere şehit eğitimcilerimizi, ebediyete göçmüş öğretmenlerimizi minnet ve rahmetle anıyor; tüm öğretmenlerimizin de 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.”