Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirilen açılış programına; Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Dr. Adnan Ertem, AYBÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı. Programa yüksek yargı mensupları, hukukçular, sendikacılar ve akademisyenler katıldı. Programda konuşan Ali Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu başta olmak üzere ilgili tüm mevzuatın kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, “2010 Anayasa referandumuyla toplu sözleşme hakkını içermesiyle çok önemli bir eksiklik de giderilmiş oldu. Ancak barındırdığı sorunlar ve eksiklikler, geçen 24 yıllık süre zarfında giderilmediğinden Kanun mevcut haliyle ihtiyaçlara cevap verememektedir. Kanun mevcut haliyle; sorunları çözmede yetersiz kalmakta, sendikacılığın önünü tıkamakta, hakça pazarlığa imkân vermemektedir. Yetkili Konfederasyon olarak, Kanun’un emek tarafının elini kolunu bağladığı bir toplu sözleşme sisteminin adil sonuç üretmeyeceğini, bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz, 4’ü uzlaşma, 2’si tam ve 1’i kısmi uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşmelerde tecrübe ettik. Kanun’a ilk günden itibaren itirazlarımızı dile getirdik, iyileştirmeye açık tarafları ortaya koyduk, mevzuatın değişimi konusunda sayısız kere girişimlerde bulunduk” ifadelerini kullandı.

MEB Şûra Salonu'nda "Zeybek ve Yörük Esintileri" adlı konser MEB Şûra Salonu'nda "Zeybek ve Yörük Esintileri" adlı konser

Yalçın: Gelişimin yakalanamaması önümüzü tıkıyor

Düzenlenen sempozyum ile sorunları ele alarak yeni yaklaşımlar üretileceğine inandığını belirten Ali Yalçın, “4688 sayılı Kanun’da; örgütlenme özgürlüğünün dar tutulması nedeniyle yaklaşık 1 milyon kamu görevlisinin dışarda bırakılması, emeklilerin sendikal örgütlenme hakkının olmaması, zorunlu tahkim uygulaması, farklı uzlaşma mekanizmalarının düzenlenmemiş olması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun tarafsız ve bağımsız karar verecek yapıda olmaması, toplu sözleşmenin kapsamının dar tutulması, süresinin ve tutanak sisteminin yetersiz olması, grev hakkı ve dayanışma aidatının olmaması, koruyucu giyim, servis hizmeti, fazla mesai ücreti, toplu sözleşme ikramiyesi gibi bazı sözleşme hükümlerinin yargı kararıyla uygulanmaması, idarenin keyfi işlemleriyle devre dışı bırakılması, toplu sözleşme hükümlerini uygulamayan ya da uygulanmasını engelleyenler hakkında bir yaptırımın olmaması, toplu sözleşmenin hukuki statüsünün muğlak bırakılması, toplu sözleşmenin özerkliğinin vurgulanmaması, sosyal diyalog sisteminin etkinliğinin zayıf olması, masada yetkisiz sendikalara da yer veriliyor olması, ihtiyaç halinde toplu sözleşmeye ek protokol imkanının olmaması, toplu sözleşme süreci ve sonrasında yaşanan ihtilaflara yönelik çözüm mekanizmalarının olmaması gibi eksiklikler ve sorunlar yer alıyor. Saydığımız hususlar ve önerdiğimiz değişiklikler 4688 sayılı Kanun’un ve ilgili Anayasa maddelerinin değişikliğini zorunlu kılıyor. Ancak maalesef siyasi iradenin değişimi okuyamaması, gelişmeyi yakalayamaması, ihtiyacı görememesi önümüzü tıkayan faktörler olmaya devam ediyor” diye konuştu.

“Geleceğe yönelik önemli bir eşik”

Programda konuşan Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ise günümüzde dijitalleşme, yapay zeka, yeni çalışma modelleri ve küresel iş gücü dinamiklerinin işveren çalışan ilişkilerini yeniden şekillendirdiğini belirterek, “Çalışma hayatını çokça etkileyen bu değişikliklere uyum sağlanabilmesi bakımından, sendikal örgütlenmenin, sosyal diyalog, toplu görüşme ve toplu sözleşme mekanizmalarının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bugün burada, kamu görevlilerinin çalışma hayatını düzenleyen en önemli mekanizmalardan birisi olan toplu sözleşmelerin yasal çerçevesi ve dayanağı olan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun uygulanmasını istişare etmek üzere bir araya geldik. 1995 yılında Memur-Sen’in kurulması kamu görevlilerinin sendikal haklar elde etmesinde önemli rol oynamıştır. 2001 yılında çıkan 4688 sayılı Kanun’dan 2010 yılına kadar olan süreçte belirli gelişmeler sağlansa da 2010 yılından itibaren başlayan toplu sözleşme süreciyle kazanımlar gelişimini hızlandırmıştır. Burada gerçekleştirilen sempozyum ile de geleceğe yönelik hangi adımların atılacağına ilişkin önemli bir eşik olacaktır” diye konuştu.

Köseoğlu: Sempozyum önemli katkılar sunacak

AYBÜ Rektörü Ali Cengiz Köseoğlu ise kamu çalışanlarının sendikal haklarının alanında yetkin isimlerce değerlendirileceği sempozyumda 3 gün boyunca 4688 sayılı Kanuna ilişkin yargı kararları ele alınacağını vurgulayarak, “Çok kıymetli tebliğlerin sunulacağı sempozyumun 4688 sayılı Kanun’un gelişimine kıymetli katkılar vereceğine inanıyorum. 12 Temmuz 2001 tarihinde kabul edilen Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu o güne kadarki sendikal mücadelenin gelişimi açısından önemli bir adımdı. Bugün 4 milyona yaklaşan memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisi düşünüldüğünde mevcut sendika ve toplu sözleşme düzeninin değişmesi gerektiği görülmektedir. Bu bağlamda ilgili yasanın tüm yönleriyle ele alınması, kapsamlı şekilde değerlendirilmesi ve daha sürdürülebilir bir toplu sözleşme sistemi açısından oldukça önemlidir. Düzenlediğimiz sempozyumumuzda değerli katılımcılarımız tarafından yargı kararları bağlamında bu meseleleri teşrih masasına yatıracak, yeni yaklaşımlar üretmeye çalışacağız. Tüm bu duygu ve düşüncelerle programların gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

12 Ocak Pazar gününe kadar sürecek olan sempozyumda; 4688 sayılı Kanun, yargı kararları bağlamında çeşitli yönleriyle ele alınacaktır.