6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ikinci yıldönümünde, deprem bölgesinde ve Türkiye’nin dört bir yanında anma eylemleri yapılıyor. Hatay'da 6 Şubat Platformu'nun çağrısıyla yapılan yürüyüşe ve basın açıklamasına, Genel Sekreterimiz Seher Ergin, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Bülent Metin, Hatay 1 No’lu Şube Başkanımız Edip Hizmetçi ve Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Ayrıca Samandağ'da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve depremde binası yıkılan okullar ziyaret edildi.
Adıyaman’da saat 4.17’de gerçekleştirilen anmaya Genel Mali Sekreterimiz Doğan Dağdelen, Genel Eğitim Sekreterimiz Veli Fırat Şimşek, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Hüseyin Selçuk katıldı.
6 Şubat platformunun düzenlediği forumda söz alan Genel Sekreterimiz Seher Ergin şöyle konuştu:
Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız en büyük acılardan birinin, 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen depremin olumsuz etkileri hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da bütün yakıcığı ile devam etmektedir. 11 ili etkileyen 6 şubat depremleri insan değil rant odaklı bir kentleşmenin, amansız betonlaşmanın, seçimler öncesinde şeker gibi dağıtılan imar aflarının, denetimsizliğin, hazırsızlığın ne kadar ölümcül olabildiğini bize en acı şekilde öğretti ancak aradan geçen 2 yıla rağmen eğitim sorunlarının hala çözüme kavuşturulamamış, öğrencilerimiz için sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı sağlanamamış, öğretmenlerimizin ihtiyaçlarının karşılanmamış olması da iktidarın gözünde insan hayatının değersizliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
En temel insan hakkı olan barınmanın hala konteynırlarda devam etmesi, yarım kalan onarımlar, paylaşılmak zorunda kalınan okullar ve ikili eğitim uygulaması, sınıf birleştirmeleri zaten zor olan eğitim süreçlerini daha da çıkmaza sokmaktadır. Toplu ulaşımda aksaklıklar devam ederken taşımalı eğitimin de sınırlandırılmış olması hem öğrencileri hem de öğretmenleri zor durumda bırakmakta, eğitime erişimi engellemektedir.
Bu süreçte depremin etkilediği tüm illerde eğitim büyük sorunlar ve zorluklar içinde yürütülmeye çalışılırken, en büyük yıkımın yaşandığı Hatay ilinin Samandağ ilçesinde eğitim sorunların çözümüne dair devlet tarafından adeta hiç önlem alınmamış olması Samandağ’da durumu çok daha ağır ve içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Depremde ağır hasar alan ve sonrasında yıkılan okulların yerine yeni okullar yapılmamış, üzerinden 24 ay geçmiş olmasına rağmen birçok okulun tadilatları bile tamamlanmamıştır. Geçen bu süre içinde okullar başka okullarla birleştirilmiş veya konteynerlerde eğitim vermeye devam etmiştir. Bu durum Samandağ’da eğitim kalitesinin düşmesine, bu öğrencilerimizin fırsat eşitsizliği yaşamasına neden olmaktadır. Çünkü okul birleştirmeleri sebebiyle birçok okulda ders süreleri 30 dk.’ya düşürülmüştür. Bu durum eğitimde eşitlik ve tüm öğrencilerimizin nitelikli ve eşit eğitime erişim hakkı ilkesine aykırıdır. Aynı kazanımları alan bu öğrencilerin her ders 10 dk. Her gün en az 1 saat, her hafta 5 saat, her ay 22 saat, bir eğitim öğretim yılında 180 saat öğrenme kaybına neden olmaktadır.
Samandağ’da eğitimin içinde bulunduğu durumu birkaç örnekle özetlemek gerekirse:
• Depremden sonra rutin işlerin yürütülmesinde ilk vazgeçilen eğitim olmaktadır. Turgut Reis Anaokulu ve Fatımatüz Zehra Anaokulu hala Adliye ve Kaymakamlık olarak kullanılmaktadır. Bu okullar ise konteynerlerde eğitim vermeye devam etmektedir.
• Depremde yıkılan okullarımızın yerine yeni okullar yapılmamıştır ve bu okullarımızın akıbeti de belirsizdir. Ayrıca eğitim öğretimin sürdürüldüğü binalar depremden sonra da çocuklarımızın can güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Örneğin, Şaban Kahil Sürmeli Orta okulu, yaklaşık 30 yıllık bir binada depremden sonra da eğitim vermeye devam etmektedir. Valiliğin binanın yıkılması gerektiğini belirtmesine rağmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü binanın güçlendirilebileceği konusunda ısrarcı davranmaktadır. Yapılan testlerde okulun beton kalitesinin %13 olduğu ve binanın artık güçlendirmeye uygun olmadığı belirtilmiştir. Okulun proje yenileme talebi dokuz defa güncellenmiştir ve Eylül ayında tekrar başlayan bu süreç askıda beklemektedir.
• Devlet kurumları arası anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar öğrencilerimizi mağdur etmeye ve eğitim hakkını, eğitime erişimini engellemektedir. Samandağ ilçesinin gözde okullarından birisi ve derece yapan öğrencilerin gittiği bir okul olan Yüksel Acun Anadolu Lisesi, şu an Zübeyde Hatım MTAL ile aynı binada eğitim vermektedir. Okulun arazisi ile ilgili olarak Belediye ile sorunlar iki yıldır çözülemediği için bu okulumuzun kendi binası yapılmamıştır. Belediye ile İlçe arasındaki bu anlaşmazlık ikili eğitimden kaynaklı öğrenme kayıplarının derinleşmesine yol açmaktadır.
• Okulların inşasına dair bir planlama söz konusu değildir, belirsizlik hem öğrencileri hem de velileri mağdur etmektedir. İsmail Mehmet Selim Kara Orta Okulu depremde ağır hasar alan ve yıkılan bir okuldur. Dr. Alaeddin Cilli İlkokulu binasında ikili eğitim yapmaktadır. 24 ay geçmiş olmasına rağmen bu henüz okulun ihalesi bile yapılmamıştır, yatırım planına dahi alınmadığı bilinmektedir.
• 24 ayın sonunda hala konteynırlarda ve tamamen elverişsiz koşullarda eğitim vermeye çalışan okullar mevcuttur. Plansızlık, kurumlar arası koordinasyonun olmaması bu konuda yardımcı olmak isteyenlerin de önünü kapatmaktadır. Yeşilköy Atatürk ilkokulu ve ortaokulu konteyner okul olarak eğitim vermeye devam etmektedir. Bu okul da yatırım planına dahil edilmemiştir. Hayırsever tarafından eski yerine yapılmak istenmesine rağmen süreç sağlıklı yürütülemediğinden bir ilerleme olmamıştır ve çocuklar konteynır okullara mahkum edilmiştir.
Eğitim-İş olarak soruyoruz: Her fırsatta deprem bölgesinde yatırımların artırıldığını, Hatay’ın yeniden ayağa kaldırıldığını belirten iktidar Samandağ’ı görmezden mi gelmektedir? Ülkenin tüm çocuklarının eğitime erişim hakkını sağlamak Milli Eğitim Bakanlığının görevi olduğuna göre, Samandağlı çocukların eğitiminden de Bakanlık sorumlu değil midir?
Deprem bölgesindeki tüm çocuklarımızın eğitime erişiminin sağlanması ve Milli Eğitim Bakanlığının konuya dair görevlerini yerine getirmesi noktasında konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı; bir tek öğrencimizin bile eşitsizliğe ve ayrımcılığa uğramasına, mağdur edilmesine izin vermeyeceğimizi açıkça belirtiyoruz. Sorumluları bu tabloyu görmeye ve gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.