ÖĞRETMEN

Amacından Uzaklaşan Proje Okulu Uygulamasına Ve Keyfi Atamalara Son Verin

Eğitim İş; "Proje okullarının gerçek amacından uzaklaştığını, keyfiliğin, kayırmanın adresi haline geldiğini hepimiz biliyoruz! Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yeni sorunlar yaratmaya devam etmektedir." açıklamasında bulundu.

Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların keyfi şekilde makam, koltuk dağıtmak için kullandığı bir garabete dönüşmüştür.

Öğretmenler, “Özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları”nda, bu kurumlarla ilgili yönetmeliğin 7. maddesinin birinci fıkrası gereği dört yıl için görevlendirilmektedir. Yönetmeliğin 4. maddesinin (b) fıkrası gereği ise bu okullara en az “adaylık süresi dahil dört yıllık öğretmenlik yapmış olanlar” başvurabilmektedir. 


Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve gelir gelmez bu okullarda dört yılını tamamlayan öğretmenler için görev süresini uzatması beraberinde önemli sorunları getirmiştir. Ayrıca geçici görevlendirme ile bu okullarda çalışan öğretmenler 2024 yılı içinde asaleten atanmıştır. Yönetmelik bu kurumlarda 4 yılını tamamlayan öğretmenler için Bakanlığa görev sürelerini bir dört yıl daha uzatma yetkisi vermektedir.


Uygulamada bu durum bu okullarda 4 yılını tamamlayanların durumları ile bunların yerine başvuru yapacak öğretmenler açısından bir belirsizlik ortaya çıkarmaktadır. Eğitim öğretim yılının ortasındayız, bu yıl dört yılını dolduranların görevlendirmeleri sonlanacak mı yoksa uzatılacak mıdır? Uzatılmayacaksa nasıl yöntem izlenecektir? Boş kadrolara ve 4 yılını dolduranların yerine atamalar hizmet puanı esasına göre mi yapılacak? Yoksa her zaman olduğu gibi torpilli olanlara mı öncelik verilecektir?


Başından beri “Özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları” eğitim sistemimiz açısından anlamlı olmadığını, bu uygulamanın sonlandırılması gerektiğini savunuyoruz. 
MEB, bazı okulları keyfi kararlarla “özel program ve proje” uyguluyor diye ayrıştırarak, öğretmenlerini, yöneticilerini özel statülü hale getirerek bugüne kadar eğitim sistemimize anlamlı bir katkı sağlamamıştır. Tam tersine bu uygulama sayesinde bu okullarda çalışan öğretmenlere, yöneticilere keyfi operasyonlar yapılmıştır. Bu nedenle yıllarca bu okulların öğretmen ve yöneticilerin atanmasında duyuru yapmama yoluna gitmiştir. Sendikamızın açtığı davalar sonucunda ancak bu okullar için duyuru yapmayı akıl edebilmiştir. Bu kez de ısrarlı biçimde mevzuatta belirsizlik yaratarak geçmişteki keyfi atama yöntemlerine devam etmek istemektedir.


MEB’e çağrımız şudur:


Okullarımız arasında “özel program ve proje uygulama okulu” ayrımına son veriniz. Yapılması gereken öğretim programlarını geliştirme, yeni öğretim araçlarını deneme, yeni öğretim teorileri ve tekniklerini uygulamayı amaçlayan laboratuvar okulları kurmaktır. 
Bunu yapmayacağınızı yeni öğretim programlarının hazırlanması ve uygulamaya konulmasından, okulları tarikat ve cemaatlere teslim eden protokol uygulamasını kolaylaştırmanızdan anlamaktayız.


O halde öğretmenlerimizi mağdur eden uygulamalardan uzak durunuz. 
Mevzuatlarda hukuk devletinin temel ilkelerinden yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınız.


Şu an yönetmelikte ve kılavuzda da belirtilmeyen yöntemler hakkında öğretmenleri bilgilendiriniz.


Proje okullarına atama sürecinde liyakat ve objektif ölçütleri esas alın!
Eğitimi gerçek amacından uzaklaştırdınız, sınav için eğitim haline dönüştürdünüz, okulları ve öğrencileri nitelikli niteliksiz diye ayırdınız, bu sisteminiz de çöktü, sınavla öğrenci belirlerken öğretmeni idareciyi keyfi şekilde, cemaatvari abi abla modeli ile belirlemek isteğiniz geçmişten kalan parmak izinizdir!


Keyfi uygulamalara son vererek, yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem oluşturun! Gerekirse, geçmişte Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Anadolu Liseleri için uygulanan sınav sistemi tekrar değerlendirilmelidir. Önemli olan, öğretmenler arasında liyakat ve adil yarış ilkesinin uygulanarak tartışmaları sonlandırmaktır.


Aksi takdirde, en başarılı öğrencilerin tercih ettiği proje okulları, yönetim ve öğretmen atamalarındaki belirsizlikler nedeniyle tartışmalardan kurtulamayacak, burada çalışan öğretmenlere yönelik torpilli öğretmen algısı devam edecektir. Bakanlığın yapması gereken bu okullarda, hatta tüm okullarımızda bu öğretmen, bu müdür buraya nasıl atandı sorusunun kafalarda oluşmasını engellemektir. 


Bakanlık, özel program ve proje okulları atama sürecini şeffaflaştırmalı, öğretmenlerin ve kamuoyunun kafasındaki tüm soruları, şüpheleri gidermelidir.


Proje okullarının hem özüne hem de özelde yaşanan mağduriyetlere müdahil olmaya devam edeceğiz. 


Eğitim-İş hem toplumsal hem de mesleki sorunlarda mücadelenin öncüsüdür, öncüsü olmaya devam edecektir!

Sendika HaberleriŞube HaberleriBilgi-Belge-TalepDayanışmaHukuk HaberleriEğitim Haberleri

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }