İletişim Başkanı Altun, Stratcom'un stratejik iletişim alanında küresel çekim merkezine dönüştüğünü ve dünyadaki stratejik iletişimin duayenlerinin buluşma noktalarından biri hâline geldiğini söyledi.

Forumun bu yılki temasının "İletişimde Yapay Zekâ: Eğilimler, Tuzaklar ve Dönüşüm" olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, yapay zekânın günümüzün iletişim eko-sisteminin yadsınamaz bir gerçeği olduğunu, forumda bunun üzerinde duracaklarını ve analiz edeceklerini kaydetti.

Yapay zekâ teknolojilerine yapılan yatırımların günden güne arttığını belirten İletişim Başkanı Altun, küresel teknoloji şirketleri, start-uplar, üniversiteler ve hükûmetlerin yapay zekâ çalışmalarına milyarlarca dolarlık fonlar ayırdığını kaydetti.

Yapay zekâ yatırımlarının 200 milyar dolara yaklaştığını ve bu yatırımların günden güne arttığına dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, sağlıktan finansa, eğitimden e-ticarete, mal üretiminden askerî alanlara ve medya-iletişime kadar birçok sahada yapay zekâ çalışmalarının hız kazandığını anlattı.

İletişim Başkanı Altun, iletişim ve medya sektörüne bakıldığı zaman yapay zekânın büyük veri analizinde, kullanıcı deneyimlerinin ölçülmesinde ve içerik üretimi konularında yoğun olarak kullanılmaya başladığını kaydederek, şöyle devam etti:

"Bu sürecin içerisinde kullanıcılar da var. Kullanıcılar da giderek aktifleşiyor. Yapay zekâ modelleri ve yapay zekâ ajanları marifetiyle sürecin içerisinde kullanıcılar doğrudan rol almaya başladı. Yapay zekâ tarafından üretilen sentetik içeriklerin internet üzerindeki varlığı da günden güne artıyor ve bu içeriklerle sentetik kimlikler, hatta sentetik medyalar, mecralar oluşturuluyor. Yapılan araştırmalar 2024 yılı itibarıyla dünya genelinde 500 milyondan fazla insanın, yapay zekâ tabanlı uygulamaları aktif olarak kullandığını ortaya koyuyor. Yine 2024 yılı itibarıyla tüm dijital içeriklerin yaklaşık yüzde 15'inin yapay zekâ tarafından üretildiğini görüyoruz ki bu veri de son derece çarpıcı bir veri olarak karşımızda bulunuyor."

Bugün, sadece iletişim ve bilişim alanında değil, hayatın her alanını muhasara altına alan bir yapay zekâ teknolojisiyle ve bunun getirdiği dönüşümlerle karşı karşıya olduklarına işaret eden İletişim Başkanı Altun, elbette ki her büyük dönüşüm ve yol ayrımının sancılı olduğunu kaydetti.

İletişim Başkanı Altun, yapay zekâyla birlikte tanıklık ettikleri sistem dönüşümlerinin bir yandan toplumsal alanda yeniden yapılandırmaları beraberinde getirdiğini, öte yandan derin bir huzursuzluk ve hatta kaosa yol açabildiğini, en azından huzursuzluk ve kaos duygusunu yükselttiğini dile getirdi.

Hiç kuşkusuz her teknolojik yenilik gibi yapay zekânın da bünyesinde fırsatları, meydan okumaları, riskleri, tehditleri barındırdığını belirten İletişim Başkanı Altun, bu fırsatlardan insanlığın hayrına çıktılar üretmek ve riskleri de insanlık olarak yönetmek zorunda olduklarını kaydetti.

İletişim Başkanı Altun, toplumsal süreçlerden bağımsız bir teknolojiden söz edilemeyeceğini, her yeni icadın, her bilimsel gelişmenin toplumsal gerçekliklerden neşet ettiğini dile getirdi.

Teknolojinin özne, insanın nesne olduğu bir anlayışın tarih ve toplum karşıtı bir teknolojik determinizm ürettiğine ve bunun sorunlu bir yaklaşım olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, bu anlayışın iki formunun olduğunu, bunlardan birincisinin "teknofobi", ikincisinin ise "teknofili" olduğunu söyledi.

İletişim Başkanı Altun, her iki anlayışın da teknoloji-toplum, teknoloji-kültür ve teknoloji-insan ilişkilerini açıklamaktan uzak olduğunu belirterek, "teknofobi" ve "teknofili" anlayışları yerine insanlığın tarihsel birikimini, kültürel zenginliğini, toplumsal varoluşunu ve entelektüel müktesebatını merkeze koyarak, cesur ve fakat ihtiyatlı bir yaklaşımla yapay zekâ teknolojilerini ele almaları gerektiğini ifade etti.

Bu sürecin ciddi meydan okumaları beraberinde getirdiğini belirten İletişim Başkanı Altun, yapay zekâ başta olmak üzere, iletişim teknolojilerinde meydana gelen baş döndürücü gelişmelerin sadece bilginin üretimini ve dolaşım hızını etkilemediğini, aynı zamanda sistematik dezenformasyonları ve mezenformasyon bombardımanını da derinleştirdiğini dile getirdi.

İletişim Başkanı Altun, bütün insanlığı tehdit eden dezenformasyon yağmurunun, demokrasi krizlerine, bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına, toplumsal korku ikliminin yükselmesine, bilgi kirliliğine, siyasal, toplumsal kutuplaşmalara ve nefret söylemlerinin yükselmesine neden olduğunu söyledi.

Dahası dezenformasyonun bir hakikat krizini beraberinde getirdiğini belirten İletişim Başkanı Altun, hakikat krizinin temelinde, yalanın sıradanlaşması ve hakikatin önemsizleşmesinin yer aldığını dile getirdi.

"Daha etkili dezenformatif içerikler üretiliyor"

Bu krizin mevcut yapay zekâ teknolojileriyle daha da derinleştiğini vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:

"Bugün artık, sadece tek tuşla anında sentetik olarak tanımlanan içerikler oluşturulabiliyor ve bu içerikler sosyal ağlar üzerinden hızla yayılıyor. Deepfake teknolojisi sayesinde, video ve ses kayıtları kolaylıkla gerçeğe yakın şekilde manipüle edilebiliyor, daha etkili dezenformatif içerikler üretiliyor. Yapay zekâ eliyle üretilen yalan ve dezenformatif içerikler, ulusal düzlemde olduğu kadar uluslararası düzlemde de toplumlar arasındaki kutuplaşmayı derinleştiriyor, körüklüyor. Bunu fırsat bilen, tabiri caizse dijital nefret merkezleri, ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, nefret söylemi gibi yıkıcı fikirlerle topluma yayıyor, bu fikirlerle toplumlar ifsat edilmeye çalışılıyor."

Yapay zekâ teknolojilerinin, mevcut hâliyle, ne yazık ki haklının değil güçlünün çıkarlarına göre konumlandırıldığını dile getiren İletişim Başkanı Altun, "Yapay zekâ teknolojileri, sınıflar ve uluslararasındaki adaletsizliği, küresel adaletsizliği artırıyor. Oysaki günümüzdeki bilişsel teknolojik ilerlemeler küçük bir grubun, imtiyazlı bir grup girişimcinin, yatırımcının zenginleşmesine yahut küresel sömürü ilişkilerinin kökleştirmesine hizmet etmemeli. Onun yerine insanların, toplumların, kültürlerin özgürleşmesine, kökleşmesine hizmet etmeli. Biz buna inanıyoruz ve diyoruz ki gelin hep birlikte bu platformlar vesilesiyle el birliğiyle çalışalım." ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanı Altun, bugün dünyanın, bütün insanlığın çok ciddi krizlerle, meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Savaşlardan düzensiz göçlere, küresel terörizmden soykırım girişimlerine, iklim değişikliğinden gıda krizlerine kadar son derece karmaşık sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Şu da çok açık ki, bizim küresel sorunlar karşısında küresel iş birliklerine ihtiyacımız var. Biz, Türkiye olarak küresel sorunlar karşısında küresel iş birlikleri geliştirme arayışındayız, çabamız bu yönde. Bu çerçevede tüm müttefiklerimizle birlikte yeni iş birliği alanları inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin dünya siyasetine nasıl etki ettiğini gözler önüne sermektedir"

Nitekim bu iş birliği anlayışıyla, bölgede ve dünyada cereyan eden kriz ve çatışmaların çözümünde hep barıştan ve adaletin tesisinden yana bir tavır takındıklarını kaydeden İletişim Başkanı Altun, şöyle konuştu:

"İki gün önce Etiyopya ve Somali arasında imzalanan Ankara Antlaşması, ülkemizin bu yöndeki çalışmalarının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın barış diplomasinin en son ve somut örneklerinden biri olduğu gibi aynı zamanda Türkiye'nin dünya siyasetine nasıl etki ettiğini, sadece Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Karadeniz jeopolitiğini değil, Afrika jeopolitiğini de etkileyen önemli bir küresel oyuncu olduğunu da gözler önüne sermektedir. Türkiye'nin uzlaştırıcı ve çözüm odaklı yaklaşımı, Afrika bölgesinde, bölgedeki istikrarın artmasına katkı sunmakta, aynı zamanda küresel düzeyde diplomatik etkinliğini ve güvenilirliğini de pekiştirmektedir. Bu çerçevede Türkiye yine, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, her iki tarafla yapıcı diyaloğunu sürdürdü, sürdürüyor ve onurlu bir barışın kaybedeni olmaz yaklaşımıyla, bu şiarla hareket ediyor, bölge, dünya barışına katkı sağlamaya gayret ediyor."

İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülük ettiği Tahıl Anlaşması'nın milyonlarca insanı etkileyecek açlık tehdidinin bertaraf edilmesine vesile olduğunu ve Cumhurbaşkanı'nın bu anlaşmanın yeni formlarını hayata geçmesi için gayret sarf etmeye devam ettiğini belirterek, "Bir başka kriz... Bugün insanlığın kanayan yarası Gazze'de sürdürülen soykırımın son bulması için, insani yardımların yapılabilmesi, şartsız ve sürekli ateşkesin tesis edilebilmesi için yine Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun diplomatik çabalar sarf ediyor. İsrail'in savaş suçları sebebiyle uluslararası mahkemelerde yargılanması ve İsrailli yetkililer aleyhinde kararlar çıkartılması noktasında da sunduğumuz delillerle sürece katkıda bulunuyoruz. Bu bağlamda İsrail'in Gazze'de, Filistin'de sebep olduğu zulümleri perdelemek için başvurduğu dezenformasyon yöntemlerini boşa çıkarmaya, İsrail yalanlarını ortaya sermeye yönelik yoğun çaba harcadık, harcamaya da devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yine son günlerde sıcak gelişmelere sahne olan Suriye'de Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle, 13 yıldır tarihin doğru tarafında durmuştur. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle Suriye'de nasıl tarihin doğru tarafında durduğumuz bütün dünya tarafından açık ve net bir şekilde görülmüştür. Ülkemiz, milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapmış, Suriye'de mazlumun yanında, zaliminse karşısında durmuştur. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin barış ve huzur içinde yaşaması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Şunu tekrar, güçlü bir şekilde vurgulamak istiyorum. Biz şuna inanıyoruz, Suriye Suriyelilerindir. Suriye üzerinde yapılacak siyasi, coğrafi ve etnik mühendislik girişimlerini dün kabul etmediğimiz gibi bugün de kabul etmiyoruz yarın da kabul etmeyeceğiz. 911 kilometre kara sınırımız, uzun yıllara sâri kardeşlik ve komşuluk hukukumuz olan Suriye'de adaletin, barışın, huzur ve refahın yanında, emperyal girişimlerin, ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör yapılarının net bir şekilde karşısında duracağız. İstikrarın yanında olacağız, terörün karşısında olacağız ve bu tavrımızı güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Krizlerin çözümünde uzlaştırıcı ve istikrarlaştırıcı bir güç olarak Türkiye, dün olduğu gibi bugün de bölgesel ve küresel sorunların çözümünde güçlü bir müttefik, belirleyici bir aktör ve küresel sorunların çözümü noktasında gerçekten bir kutup başı olacaktır."

Türkiye'nin bunların yanında yapay zekâ alanında da güçlü yatırımlar yaptığını ve bu alanda da iddialı bir aktör olarak öne çıktığını dile getiren İletişim Başkanı Altun, "Türkiye, ürettiği Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile sürdürülebilir bir yapay zekâ ekosistemiyle, küresel ölçekte değer üreten bir konuma gelme arayışı içerisindedir. Bu bağlamda ürettiğimiz ulusal yapay zekâ stratejisi, yapay zekâ uzmanları yetiştirmek ve bu alanda istihdamı artırmak, araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek, kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkânlarını genişletmek, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri hayata geçirmek, uluslararası düzeyde iş birliklerini güçlendirmek, yapısal ve iş gücü dönüşümünü hızlandırmak adına çok ciddi hedefler ortaya koymuştur ve bu hedefleri hayata geçirmek için yoğun bir çaba sarf etmektedir." ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanı Altun, Ulusal Yapay Zekâ Strateji Belgesi uygulama döneminin sonu olan 2025 yılında Türkiye olarak, yapay zekâ alanının gayri safi yurt içi hasılaya katkısını yüzde 5'e yükseltmek, yerel ekosistemin geliştirdiği yapay zekâ uygulamalarının kamu alımlarında önceliklendirilerek ticarileşmesine destek olmak, uluslararası kuruluşların güvenilir ve sorumlu yapay zekâ ile sınır ötesi veri paylaşımı alanındaki düzenleme çalışmalarına ve standartlaşma süreçlerine aktif olarak katkı vermek ile uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye'nin ilk 20 ülke arasında yer almasını sağlamak arzusunda olduklarını söyledi.

"İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı, TRT ve Basın İlan Kurumu gibi kurumlarımızla dezenformasyonun değil, hakikatin hükümferma olması için çalışıyoruz"

Bursa Büyükşehir’den muhtarlara yeni yıl hediyesi Bursa Büyükşehir’den muhtarlara yeni yıl hediyesi

Türkiye'nin yapay zekâ konusunda belirlediği strateji ve vizyonun, bu teknolojilerin sadece ekonomik ve ticari boyutuna odaklanmamakta olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapay zekâ stratejimiz, yapay zekâ kaynaklı yaşanan sosyoekonomik dönüşümde toplumun, kültürün ve insani değerlerin muhafazasını da temin etmeyi içermektedir. Biz bir taraftan Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde küresel adalet mücadelesi verirken, diğer taraftan küresel alanda bir hakikat mücadelesi veriyoruz ve bu hakikat mücadelesi içerisinde adalet çağrısı yapıyoruz. Nasıl ki daha adil bir dünya mümkün diyorsak, daha adil bir medya-iletişim ekosistemi de mümkündür diyoruz. Bunun için yapay zekâ teknolojilerinin daha adil bir şekilde kullanılması çağrısında bulunuyoruz. Algoritmaların daha adil bir şekilde varlık göstermesi çağrısı yapıyoruz."

İletişim Başkanı Altun, Türkiye'nin her geçen gün önem kazanan jeopolitik konumunu da siber gücü artırarak geliştirme peşinde olduklarını ifade ederek "Bu süreçte en önemsediğimiz konulardan biri veri mahremiyetidir. Bu bağlamda yapay zekâ modellerinin hırçın veri politikalarına karşı kendi bulut stratejimizi tesis etmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda, dezenformasyonla mücadeleyi kurumsallaştırıyor, bunu bir politika alanı olarak belirliyoruz. Bu faaliyetlerimizle Türkiye olarak, İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı, TRT ve Basın İlan Kurumu gibi kurumlarımızla yalanın ve dezenformasyonun değil, doğru bilginin ve hakikatin hükümferma olması için çalışıyoruz." diye konuştu.

İletişim Başkanı Altun, Türkiye olarak, tüm bu çalışmalarıyla hem ulusal hem de uluslararası düzlemde bir hakikat mücadelesi verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Hakikat demokrasimizin de siyasal tahayyülümüzün de hülasa müreffeh ve adil bir gelecek tasavvurumuzun da temelidir. Hakikate sadakat olmadan, hakikati iletişimin ve uluslararası sistemin merkezine koymadan bunların hiçbirini yapamayız. Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel adalet mücadelesinden aldığımız ilhamla, vicdan, adalet ve hakikati merkeze koyacağız ve bu yaklaşımda küresel bir stratejik iletişim anlayışının kurumsallaşması için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz."

İletişim Başkanı Altun, forumun küresel hakikat ve adalet mücadelesine katkı sağlamasını, insanlık için barış ve huzur getirmesini dileyerek katılımcılara teşekkür etti.