15 Aralık 1969’da Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) öncülüğünde örgütlenen Büyük Öğretmen Boykotu’nun üzerinden 55 yıl geçti. 15-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Öğretmen Boykotu, eğitim emekçilerinin demokratik mücadele tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

Büyük Öğretmen Boykotu, 1965-1971 yılları arasında ilk sendikal deneyimini yaşayan kamu emekçileri sendikal hareketinin gerçek anlamda ilk büyük grevidir. Öğretmenler, kamu emekçilerinin grev yapmasının bile yasak olduğu koşullarda, her ne kadar adına ‘boykot’ demiş olsalar da ülke tarihinin ilk kitlesel grevini gerçekleştirmiştir.

Büyük Öğretmen Boykotu kararı, 10 Aralık 1969’da Fakir Baykurt başkanlığında toplanan yönetim organlarında alınmış ve daha sonra İlkokul Öğretmenleri Sendikası (İLKSEN) ile ortaklaştırılarak tüm il ve ilçelerde birlikte örgütlenmiştir. 10 Aralık 1969’da TÖS Genel Merkezi’nin “Bütün Öğretmenler Boykota!” adlı bildirisinde yazılan ifadelerin günümüzde yaşadığımız ağır sorunlarla benzerliği dikkat çekicidir:

“Türkiye eğitiminin ve öğretmenlerinin içinde bulunduğu bunalım dayanılmaz dereceye gelmiştir. Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim, yıllardır çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır. Bugüne kadar yapılan her uyarıyı ve düzeltici her uygulamayı, türlü çeşitli iftira ve bühtanlarla boğan iç ve dış çıkarcılar, bu bakımsız ve perişan devlet eğitimini halkın çocuklarına bırakıp, kendi öz çocukları için özel okullar açmışlar ve açtırmışlardır. Yöneticilerimiz, kendi çocuklarını çoğunlukla dış ülkelerde okutmakta, oradan diploma aldırmaktadırlar. Sömürgeci ülkelerin yolladığı uzman, barış gönüllüsü ve üretim artığı bayat süt tozlarıyla ve bugünkü genel işleyiş ve görünüşüyle böyle bir eğitim, ‘milli’ bir eğitim olma niteliğini yitirmiştir.”

1969 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan 120 bin öğretmen varken, yapılan greve 109 bin eğitim emekçisi katılmıştır. O dönem TÖS’ün üye sayısı 80 bine yakınken, örgütsüz 30 bine yakın öğretmenin boykota katılmış olması önemlidir. Büyük Öğretmen Boykotu’nun etkisi sadece öğretmenler ve öğretmen hareketiyle sınırlı kalmamıştır. Öğretmenlerin ve genel olarak kamu emekçilerinin emekçi kimliklerinin farkına varmalarında, o zamana kadar sürekli kutsanan devleti “işveren” olarak gören yeni bir bakış kazanmalarında belirleyici olmuştur.

Büyük Öğretmen Boykotu, kamu emekçileri arasında, sendikal mücadelenin temel ilkesi olan grevli ve toplu sözleşmeli sendika talebinin ortaya çıkmasında da kamu emekçilerinin, işçi sınıfı hareketinin daha etkin ve dinamik bir öznesi haline gelişinde de önemli bir uğrak noktası olmuştur.

Bingöl Kiğı’da doğa aktivistlerinden avcılığa tepki! Bingöl Kiğı’da doğa aktivistlerinden avcılığa tepki!

Kamu emekçilerinin bugün içinde bulunduğu durum, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı mücadelesinin ne kadar hayati bir talep olduğunu bugün çok daha yakıcı şekilde göstermektedir. Aradan 55 yıl geçmiş olmasına rağmen Büyük Öğretmen Boykutu’nun yarattığı ve gelecek kuşaklara miras bıraktığı değerler, mücadelemize ışık tutmaya ve yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.
Eğitim-Sen