CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik “cunta” ifadesini kullanması en hafif tabiriyle milletin hür iradesine hakarettir. Aziz milletimizin iradesiyle, girdiği seçimleri kazanan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize dil uzatan, meşruiyetini sorgulayan hadsizler önce kendi tarihlerini, vesayetle kol kola yürüdükleri dönemleri, demokrasiyi hiçe saydıkları uygulamaları hatırlasınlar. Hain darbe girişimine milletimizle birlikte dur diyen, vesayet odaklarının kirli planlarına karşı her daim milletin iradesinden başka bir irade tanımıyorum diyen Cumhurbaşkanımız Sayın@RTErdogan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı hedeflerine ilerlemeye devam edeceğiz. Milli iradeye ‘cunta’ diyenler önce partilerinde yaşadıkları skandalları açıklasın!
CHP Genel Başkanı’nın, milletin hür iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ve meşru hükümetimize yönelik “cunta yönetimi” iftirası, sadece siyasi nezaketsizlik değil; demokrasiye yönelmiş açık bir saldırıdır. Bu söylem, sandığı içselleştiremeyen, milletin kararını yok sayan eski vesayet zihniyetinin bugünkü izdüşümüdür. Bu millet 27 Mayıs’ı da 12 Eylül’ü de 28 Şubat’ı da 15 Temmuz’u da yaşadı. O karanlık dönemlerde darbecilerin önünde saf tutan, tankların gölgesinde siyaset yapanlar belliydi. Bugün Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize “cunta yönetimi” diyerek konuşanlar, dün cuntayla kol kola yürüyen zihniyetin devamıdır. Arşivler, CHP’nin darbelerle iç içe geçmiş siyasi sicilini bir bir ortaya koymaktadır. Bugün aynı CHP, bağımsız yargıyı hedef alarak yeni bir vesayet düzeni kurmanın peşindedir. Mahkeme kararlarını tanımayan, hâkimi beğenmeyince adaleti çiğneyen bu anlayış, aslında milletin seçtiklerine değil; milletin kendisine düşmanlık etmektedir. CHP, darbelerle güç devşirmiş, vesayetle iktidar aramış bir partidir. Bugün de o karanlık geçmişin alışkanlıklarıyla, halkın iktidarını itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Ancak artık o devirler geride kalmıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bu millet bir daha ne darbecileri affeder, ne de onlara selam duranları görmezden gelir. Bu topraklarda artık ne vesayet tutar ne de iftira işler. Bu ülkede söz de, karar da, gelecek de milletindir.
Ana muhalefet lideri, kendi partisi içerisindeki hizip savaşlarını perdelemek, parti tabanının tepkisini bastırmak, yolsuzluk ve şaibe iddialarını görünmez kılmak için her türlü çarpıtma, manipülasyon ve iftira yöntemine başvurmaktadır. Toplumu kutuplaştırmak, siyaset kurumunu itibarsızlaştırmak ve milletimizin değerleriyle kavgalı bir dili meşrulaştırmak adına organize bir kötülük şebekesi gibi hareket etmektedir. Kendi siyasi tarihleri darbelerle, vesayet odaklarıyla, anti-demokratik müdahalelerle dolu olanların; hayatını millet iradesine adayan, vesayet odaklarına karşı kararlılıkla mücadele eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a “cunta başkanı” gibi ahlâk dışı ve izansız hakaretlerde bulunmaları en hafif tabiriyle siyasi ahlaksızlıktır, had bilmezliktir. Sayın Cumhurbaşkanımız, 28 Şubat’tan 27 Nisan’a, 17-25 Aralık’tan 15 Temmuz’a kadar tüm vesayet girişimlerine karşı milletin yanında durmuş, demokrasiyi savunmuş, sivil siyaseti tahkim etmiş bir liderdir. Cunta özlemi duyanlar, yargı ve medya eliyle siyaset mühendisliği yapanlar, aynaya baktıklarında aradıkları “cunta” zihniyetini göreceklerdir. Bu vesayetçi anlayışın, partisi içinde kayıt dışı siyaset ve paralel yapı arayışlarıyla nasıl iktidar savaşı verdiğine milletimiz defalarca şahit olmuştur. Şimdi de bu şahitlik devam etmekte, milli iradeye karşı kurulan her kumpas, milletin vicdanında mahkûm edilmektedir. Milletimiz; Yassıada’da, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ve 15 Temmuz’da sergilenen zihniyeti iyi tanımakta, bu zihniyetin modern temsilcilerine hak ettikleri cevabı sandıkta ve her meşru zeminde vermeye devam etmektedir. Hakikatin, milletin ve demokrasinin yanında kararlılıkla duran Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz.