DEM Parti Eş Genel Başkanı Oruç, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 100 bin liranın üzerinde limiti olan kredi kartlarından 750 lira katılma payı alınmasına ilişkin düzenlemeyi eleştirdi.

Savunma projelerine kaynak oluşturmak için düzenlemenin getirildiğini anımsatan Oruç, "Kaç çelik kubbe bu ülkedeki yoksulluğa çözüm olabilir? Hangi mermi emeklinin, emekçinin, yoksulun karnını doyurabilir? Hiçbiri. Onların silaha yaptığı yatırım, bizim ekmeğimizi küçülterek yaptıkları yatırım. Silaha değil, barış politikalarına vakit, zaman, bütçe ayırın ki bu ülke çok daha güvenli hale gelir." diye konuştu.

Prof. Dr. Özdağ: Aynı desteği İmamoğlu'na da vereceğiz Prof. Dr. Özdağ: Aynı desteği İmamoğlu'na da vereceğiz

DEM Parti Eş Genel Başkanı Oruç, iktidarın politikalarını eleştirerek, "Son 10 günde 26 kadın katledildi. Yenidoğan çetesiyle Türkiye yeni bir olayla çalkalanıyor. Yenidoğan bebek bile bu ülkede güvende değil. Bebeklerin canı, çetelerin ticari malzemesi haline getirmiş durumdalar. Çürümüşlüğün en dibini yaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin görüşmelerinin bugün başlayacağını belirten Oruç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın cinayetlerinin yaşandığı süreçte, 'kadının güçlendirilmesi' başlığı altında ayırdığı bütçenin miktarı, 5,9 milyar lira. Her bir kadına günlük 38 kuruş düşüyor. İşte kadına verdikleri değer, bütçede ona ayırdıkları parada mevcut. Kadına, 38 kuruşu layık gören bu iktidar, faiz lobisine 1 trilyon 950 milyar lira ödenek ayırmış. 2025'te faize, günde 5 milyar 516, saatte 225 milyon, dakikada 3 milyon 761 bin, saniyede 62 bin 693 lira ödeyecekler. Yani saniyede faize ayrılmış olan bütçe 4 asgari ücrete tekabül ediyor. Asgari ücretliye, emekliye, emekçiye verdikleri değerin ne kadar az olduğunu görüyoruz."

İçerde barış diyenlerin, güvenlikçi politikalara rekor bütçe ayırdıklarını ileri süren Oruç, geçen yıla kıyasla savunma harcamalarına ayrılan tutarın yüzde 165 oranında arttığına işaret etti.

- "Demir kubbeler çözümün yolu olmadı"

DEM Parti'li Oruç, güvende olmanın yolunun Orta Doğu'da ve Türkiye'de barışa hizmet etmekten geçtiğini kaydederek, "Türkiye eğer gerçekten güvenli bir sınıra sahip olmak istiyorsa yapması gereken ilk şey silahların bırakılması, dış politikasını barış ve diplomasi üzerinden inşa etmesi, Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmesidir." dedi.

Barışın, en güvenli yol olduğunu dile getiren Oruç, "Sahte güvenlikçi politikalar bizleri yoksullaştırdı, ekmeğimizi küçülttü. Kürt halkı bizlerin tarihsel kardeşidir. Dünya savaşının zikredildiği bir dönemde savaşın yoğunlaştığı Orta Doğu'da demir kubbeler çözümün yolu olmadı. Hiçbir demir kubbenin hiç kimseyi korumadığını gördük. Oysa barış korurdu. Gelin Orta Doğu'dan Türkiye'ye kadar gök kubbeyi demirden, çelikten arındıralım; gök kubbeyi barışla dolduralım. Gelin barışın sesini sadece Türkiye'den değil, sınırları aşacak, sınırların çok ötesine ulaşacak şekilde hep birlikte büyütelim. Bunu bir temel politik çizgi haline hep beraber getirelim. Halklar kazansın, barış kazansın, kardeşlik kazansın." değerlendirmelerinde bulundu.

- "Kürt sorununun çözümü Meclistir"

DEM Parti'li Oruç, AK Parti'nin dış politikasını eleştirerek bölgede barış için Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini belirtti. "Orta Doğu'da ve Türkiye'de barışın muhatabının Abdullah Öcalan olduğunu" söyleyen Oruç, şunları kaydetti:

"Kürt sorununun çözümü Meclistir. Parlamentoda ve siyasette muhatap DEM Parti'dir. Demokratik zeminde siyasi partiler demokrasi güçlerinin tamamıdır. Toplumun bizatihi kendisidir. Barış bilinci toplumun bütün hücrelerine yayılmalı ki, bütün toplum tarafından benimsenmeli ki, gerçek barış olsun. Bir başlangıç olacaksa tecrit derhal kaldırılmalıdır. Kürt sorununun çözümünde pusula demokratik müzakeredir, onurlu barıştır. Çözümü kimseden dilenmiyoruz. Onurlu bir barış için de inisiyatif almaya hazırız."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin TBMM Grup Toplantısında bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ilişkin sözlerini anımsatan Oruç, "Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için yıllardır mücadele ediyoruz. Demokratik kamuoyu yıllardır 'tecrit kaldırılsın' diyor. 'Fiziki olarak gelsin konuşsun' diyoruz. 'Ne diyeceğini hep birlikte görelim' dedik geçen hafta, bu hafta aynı sözü tekrarlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Tecridin kalkması gerektiğini savunan Oruç, şunları söyledi:

"Öcalan çıksın, konuşsun, ne konuştuğunu hep birlikte görelim. Vakit geçirilmeden acil bir biçimde bu konuda adım atılmalıdır. Biz DEM Parti olarak onurlu bir barış, özgürlük ve demokrasi, demokratik bir cumhuriyetin inşası için ağır bedeller ödeyerek geldik bugünlere. Bizler bugünden sonra ne gerekiyorsa, hangi bedel ödenmesi gerekiyorsa, onurlu bir barış ve demokratik bir cumhuriyetin inşası için DEM Parti olarak üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzun altını çiziyorum. Söz veriyoruz, bu ülkeye onurlu bir barış gelecek. Gururla barış türküleri söyleyeceğiz hep beraber; dışarıda mavi gök kubbe altında kuşlar, ağaçlar dans edecek barış türküleri eşliğinde. Bizlerse halaylar çekecek, horonlar tepeceğiz. O günler yakın."

Oruç, grup toplantısının çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Öcalan'ın tecridi 44 aydır devam ediyor. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için muhatap olan Öcalan'ın üzerindeki tecridin kalkması, kendisinin çıkması ve bu konuyla ilgili gerekli mesajları kendisinin vermesiyle ilgili bugün Bahçeli'nin ifade ettiğinin altını çizdim." dedi.

MHP lideri Bahçeli'nin "umut hakkına" yönelik açıklamalarının sorulması üzerine ise Oruç, "Avrupa Konseyinde önemli gündemlerden birine gelmişti. Umut hakkının uygulanması gerektiğini bizler de söylüyoruz ve mücadelesini veriyoruz." yanıtını verdi.