Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, İliç'te meydana gelen maden faciasına ilişkin hala asıl sorumluların bulunamadığını, sonraki kazaları önlemek için de bir adım atılmadığını savundu.
Meclis'te kurulan araştırma komisyonu raporunun henüz yayımlanmamasına tepki gösteren Arıkan, faciaya neden olan toprak kaymasının bulunduğu alanın hangi bakanlığın sorumluluğunda olduğunu da bulamadıklarını ifade etti.
Türkiye'de yaşanan tüm mağduriyetlerin kaynağının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu savunan Arıkan, sistemin çözüm değil "mağduriyet ürettiğini" halkı değil rantı düşündüğünü, adaleti değil keyfiyeti esas aldığını ileri sürdü.
Donald Trump'ın ABD başkanlığından çok, "Gazze'de emlak tüccarlığına soyunduğunu" belirten Arıkan, Trump'ın "korkutarak sonuç almaya çalıştığını, blöf yaparak kumar oynadığını" söyledi.
"Bölgemizde ve özellikle Gazze'de yaşananlar maalesef ki Müslüman ülke liderlerinin sessizliğinden kaynaklanmaktadır." diyen Arıkan, Trump'ın "pervasız konuşması" karşısında Gazzelilerin asla geri adım atmayacaklarını vurguladı.
Mahmut Arıkan, "Artık cılız çıkan seslere tahammülümüz kalmadı, yol haritası netleşmeli, saflar sıklaşmalıdır. Gazze hiçbir algı operasyonuna kurban edilmemelidir. Vakit birliğin, cesaretin, dirayetin ve icraatin vaktidir. Her şeyden önce ateşkesi ihlal eden İsrail'in ateşkese uyması için uluslararası bir baskı kurulmalı, yaşanan ihlallere son verilmelidir. Bir an önce Gazze'nin imarı konusunda İslam dünyasının, İslam İşbirliği Örgütü çatısı altında, koordineli bir şekilde hareket etmesini sağlayacak bir yapıyı kurmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Gazze'yi İslam dünyasının imar etmesi gerektiğini dile getiren Arıkan, şöyle konuştu:
"Gazze'nin güvenliğini sağlamak için İslam ülkelerinin de içinde bulunduğu 'Gazze Barış Gücü' adıyla bir askeri güç kurulmalıdır. Bu barış gücünde, soykırım davasını açan ve şu anda yaptırımla tehdit edilen Güney Afrika Cumhuriyeti başta olmak üzere soykırım ve işgal karşıtı tüm ülkeler bulunmalıdır. Ve bu Barış Gücü ne pahasına olursa olsun Gazze'yi teslim etmemelidir. Hiç kimse şunu unutmasın, Amerika'ya devredilmiş Gazze bir daha Gazzelilerin olmayacaktır. Gazze'yi teslim eden, görmezden gelen, 'Bize dokunmasın da ne yaparsa yapsın.' diyen sadece Gazze'yi gözden çıkarmamış, aynı zamanda kendi topraklarını da sıraya koymuş demektir."