GÜNDEM

Erdoğan'ın BRICS Liderler Zirvesi konuşması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BRICS Liderler Zirvesi konuşması

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Genişletilmiş BRICS Oturumu'ndaki konuşmalarından...  

Dün Ankara’da gerçekleştirilen hain terör eylemi nedeniyle taziyelerini ileten tüm dostlarımıza gösterdikleri dayanışma nedeniyle teşekkür ediyorum. Bu alçakça saldırı, Türkiye’nin terörü bertaraf etme azmini ve kararlılığını daha da perçinlemiştir.

 Ekonomiden güvenliğe, küresel adaletsizliklerden iklim değişikliğine her alanda etkileri hissedilen ciddi meydan okumalarla karşı karşıyayız. Zirve için belirlenen "Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik İçin Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi" temasını bu nedenle fevkalade isabetli buluyoruz.

 Şu noktayı öncelikle vurgulamak isterim: Sosyo-ekonomik kırılganlıkların arttığı ve güç dengelerinin değiştiği günümüz şartlarında, İkinci Dünya Savaşı sonrasının ürünü olan siyasi ve mali mekanizmalar kendilerinden bekleneni veremiyor.

 Türkiye olarak, böylesi bir ortamda "Daha Adil Bir Dünya Mümkündür" şiarıyla hareket ediyoruz. Çok taraflı platformlarda dostlarımızla bir araya gelmeye ve hepimizi ilgilendiren ortak sorunlara müşterek akılla çözüm bulmaya ehemmiyet veriyoruz.

 BRICS’in küresel ticaretin gelişimine, ekonomik büyümeye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet ederek, daha adil bir küresel düzenin inşasına eşsiz katkılar sunduğuna inanıyoruz.

 Türkiye, Avrupa Konseyi’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na kadar pek çok uluslararası kuruluş ile Gelişen Sekiz Ülke, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi bölgesel kuruluşların kurucu üyesidir. G20'nin ve MIKTA'nın da aktif bir üyesiyiz.

 Afrika Birliği ve ASEAN’la ortaklıklarımızın yanı sıra, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu’yla iş birliği mekanizmalarımız her geçen gün daha da gelişmektedir. Türkiye olarak, karşılıklı saygı ve kazan-kazan temelinde yakın münasebetler geliştirdiğimiz BRICS ailesiyle de diyaloğumuzu ilerletmekte kararlıyız.

 Küresel bir adil düzen ve kalkınma, ancak sınırlarımız ötesinde huzur ve güvenliğin tesisiyle mümkün olabilir. Ortadoğu’da akan kan durdurulmadıkça, gelecek için ne adaletten, ne barıştan, ne de kalkınmadan söz edilebilir.

 İsrail’in bütün bölgeyi ateşe atma pahasına sürdürdüğü saldırgan tutumu, hukuk ve vicdan başta olmak üzere her türlü sınırı çoktan aşmıştır. Filistin halkı Gazze’de soykırıma uğramaktadır. İsrail, Lübnan’a da saldırmak süratiyle mezalimini daha da ileriye taşımıştır.

 21’inci yüzyılda yaşanan bu insanlık dramını göz ardı etmek hiç kimseyi sorumluluktan kurtaramaz. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe haiz bir Filistin devletinin kurulması, bölgede kalıcı ve adil bir barışın olmazsa olmazıdır.

 Bu vesileyle, Filistin’i tanımayan ülkeleri bu doğrultuda adım atmaya davet ediyorum. İsrail’e yönelik kayıtsız şartsız silah ve mühimmat desteğinin sürmesi, bu ülkeyi saldırılarında daha da pervasız hale getiriyor.

 Birleşmiş Milletler nezdinde İsrail’e silah satışının durdurulmasına yönelik bir girişim başlattık. Siz değerli dostlarımın bu hususta sağlayacakları desteğe güveniyorum. Hep beraber el ele vererek, coğrafyamızdaki katliamları ve gözyaşlarını bir an önce durduralım.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }