Darbe davaları bile 10 yılda zaman aşımına uğrarken seçilmiş bir belediye başkanının 10 yıldır süren bir terör soruşturması çerçevesinde tutuklanması, tıpkı kumpas davalarından hatırladığımız bir taktikle tutuklamanın ve kayyum atanmasının önce yandaş basın tarafından duyurulması, halkın oylarıyla şekillenmiş belediye meclisini devreye sokup bu ilçeyi kazanmış bir partinin ve seçmenin hakkını korumak yerine bir vali yardımcısının kayyum olarak atanması, demokrasi ve hukukla yan yana gelemeyecek bir tablo yaratmıştır.
Ayrıca bu antidemokratik uygulamayla yurttaşın seçme hakkı da gasp edilmiştir.
Gelinen noktada kamuoyunda Esenyurt’ta yapılanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılmak istenenin fragmanı olduğuna dair oluşan kaygı -ne yazık ki- haklı temellere dayanmaktadır.
Tam da bu yüzden halkın iradesine sahip çıkması, bu tür antidemokratik hamlelerle daha beterini yapıp yapamayacağına dair nabız yoklaması yapan odaklara gereken mesajı vermesi artık bir seçenek değil mecburiyettir.
Her zaman demokrasiden ve hukuk devletinden yana olan Birleşik Kamu-İş olarak bu olayda da demokrasiden yana tavır alacağımızın, hukuksuzlukların takipçisi ve ifşacısı olacağımızın altını çiziyoruz.
Merkez Yönetim Kurulu