Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımızca yayımlanan "Filistin Davasının Hakikat Cephesi" ve "Filistin Davamız" kitaplarını Gazze'deki insani trajedinin ve soykırımın son bulması için sağlanan ateşkes vesilesiyle bir kez daha kamuoyunun ilgisine sunarız.
"Filistin Davasının Hakikat Cephesi" kitabımızda olduğu gibi, Filistin meselesini hakkaniyetle dünya kamuoyuna anlatmakta ve Gazze’deki mazlumların sesi olmakta kararlıyız. Türkiye’nin Filistin davasına olan bağlılığını daha derinlemesine anlamak amacıyla hazırlanan "Filistin Davamız" kitabında da vurgulandığı üzere Türkiye, Filistin halkının haklarını ve onurunu savunarak adalet ve insanlık adına kararlı duruşunu sürdürecektir.
"Gazze'deki kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz bırakmadık"
Her iki kitapta da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın takdim yazısı yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistin Davamız" kitabı için kaleme aldığı takdim yazısında, yıllardır yeryüzünde en büyük adaletsizliklerin ve dramların yaşandığı işgal altındaki Filistin topraklarının bir kez daha kan, gözyaşı ve tarifsiz acılara şahitlik ettiğini belirtti.
Uluslararası kuruluşlar ve birçok ülkenin Gazze'de yaşananlara sessiz kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, milyonlarca sivilin gıda, ilaç ve insani yardımdan mahrum bırakılarak toplu halde cezalandırıldığını vurguladı.
İşlenen onca zulüm, savaş suçu ve katliama rağmen vicdanların harekete geçmediğine, dünyanın olup biteni izlemeye devam ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"7 Ekim'de başlayan ve Gazze'de insanı, tabiatı ve coğrafyayı yok etmeyi hedefleyen büyük bir saldırıyla karşı karşıyayız. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, tarihî mekânlar, pazar yerleri, mülteci kampları bombalanıyor. Masum çocuklar, kadınlar, yaşlılar acımasızca katlediliyor. Abluka altındaki Gazze'de en temel insan hakları bile yok sayılıyor. Geçmişten günümüze zulme uğrayanın yanında, zalimin karşısında olan mazlumlara kucak açan Türkiye, bugün de masum ve mazlum Filistin halkının yanında durmaktadır. Gazze'de tüm dünyanın gözleri önünde yapılan katliamların durdurulması, bizim hem insani vazifemiz hem de inancımızın bir gereğidir. 7 Ekim tarihinden bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan da Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması için gayret gösteriyoruz. Gazze'deki kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz bırakmadık ve bırakmayacağız."
"Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş benimsedik"
Gelinen noktada mevcut durumun dünyanın tamamının, küresel yönetim ve güvenlik düzeninin, bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Türkiye olarak bu durum karşısında ilkeli ve insani bir duruş benimsedik. Sivillere karşı eylemleri tasvip etmediğimizi her fırsatta söyledik, söylüyoruz. Önceliğimiz insani ateşkesin tesis edilmesidir. Kudüs-i Şerif'e dört asırdan fazla hizmet etmiş milletimiz açısından da bu mübarek beldenin çok müstesna bir konumu vardır. Şunun altını dikkatle çiziyoruz ki Orta Doğu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla mümkündür. Bu çerçevede bölgede söz sahibi tüm aktörleri barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlığımızca hazırlanan eserin, Gazze'de yaşanan insanlık dramı konusunda Türkiye'nin yurt içi ve dışında ortaya koyduğu samimi çabayı kayda geçireceğine gönülden inandığını belirtti.
“Filistin Davasının Hakikat Cephesi" kitabına erişmek için lütfen tıklayınız.
“Filistin Davamız" kitabına erişmek için lütfen tıklayınız.