İletişim Başkanı Altun, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Mevcut İsrail hükûmeti, dikkatleri Filistinliler’e karşı yürüttüğü soykırımdan başka yöne çevirmek için büyük çaba sarf ediyor. İsrail Başbakanı, hükûmetinin ayrım gözetmeksizin işlediği cinayetleri, savaş suçlarını ve uluslararası hukuku hiçe saymasını, davasının haklı olduğunu iddia ederek savunmaya cüret ediyor. Birçok İsrailli de dâhil artık hiç kimse bu hikâyeye inanmıyor.
Netanyahu, 7 Ekim saldırısını, Filistinli sivilleri öldürmek ve topraklarından sürmek için bir bahane olarak kullanıyor. Bugün, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’de aleyhine açılan dava yakalanmasına sebep olacak diye paniklemiş durumda. Bazı Batılı yönetimlerin diplomatik koruması, uluslararası hukuka göre yargılanmaktan kurtulmasını sağlamayacak.
İsrail hükûmeti, dünyanın büyük bir kısmının nazarında zaten suçludur. UCM soruşturması ancak malûmun teyidi olacaktır. Bu davayı gayrimeşru kılmaya çabalamak ancak bu soykırımın suç ortağı bir avuç Batılı hükûmetin işe yarayabilir. Tarih bu davada hükmünü çoktan vermiştir. Hesap sorulması yalnızca bir an meselesidir.
Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni hükûmetindeki seçilmiş liderlerini savaş suçlusu olarak göstermeyi saplantı hâline getirmekle suçlarken ona hükûmetinin ve liderliğinin tarihte soykırım peşinde koşan ilk seçilmiş hükûmet olmadığını hatırlatmamız gerek. Seçimle iktidara gelmiş olmak, size başka bir halka karşı etnik temizlik yapma konusunda meşruiyet tanımaz.
İsrail Başbakanı sivillerin katledilmesi ve gazetecilerin hapse atılması konusunda konuşacak son kişidir. Onun yönetimi altındaki İsrail ordusu bir yıldan kısa bir süre içinde 42 binden fazla sivili öldürmüş, milyonlarcasını yerinden etmiş ve en az 116 gazeteciyi katletmiştir. Dahası sadece altı ay içinde Gazze'ye 70.000 tondan fazla, yani birkaç nükleer bombaya eşdeğer bomba atan bir askerî harekâtı yönetmiştir!
Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, Filistin konusunda her zaman açık ve net bir şekilde hakikati söyleme hususunda ısrarcı olmuştur. Biz kelime oyunları ile değil sadece adaletin yerini bulmasıyla ilgileniyoruz. İşte tam da bu nedenle UCM davasına müdahil olduk. Bu bölgede barışın tesisi için mücadele etmeye devam edeceğiz ve Filistin özgür olana kadar asla durmayacağız!”