İran’da 2020 yılında nükleer Fizikçi Muhsin Fahrizade’ye düzenlenen suikast kapsamında tutuklanan 8 sanıktan 3’ü "İsrail adına casusluk yapmak ve suikast için gerekli ekipmanı temin etmek" suçlamalarıyla idam cezasına çarptırıldı.
İran Yargı Erki Sözcüsü Asgar Cihangiri düzenlediği basın toplantısında, 2020 yılında suikast sonucu hayatını kaybeden Muhsin Fahrizade’ye yönelik suikastla ilgili başlatılan soruşturma ve yargı sürecine dair bilgi verdi. Cihangiri, Fahrizade suikastı kapsamında tutuklanan 8 sanıktan 3’üne "İsrail adına casusluk yapmak ve suikast için gerekli ekipmanı temin etmek suçlamalarıyla" idam cezası verildiğini duyurdu. Cihangiri, "Siyonist İsrail rejimi, son yıllarda bilim insanlarımızı hedef alan terör saldırılarını artırdı. Güvenlik güçlerimiz, muhtemel suikast ve terör eylemlerine karşı ülke genelinde tam hazırlık içerisinde olup yabancı istihbarat servislerinin faaliyetlerini yakından takip ediyor. İdam cezası verilen söz konusu 3 kişi, alkol kaçakçılığı yoluyla Fahrizade suikastında kullanılan askeri ekipmanları İran’a getiriyordu" ifadelerini kullandı. Cihangiri, diğer 6 sanık hakkında ise yargılama sürecinin devam ettiğini söyledi.
İran’ın önde gelen nükleer fizikçilerinden Muhsin Fahrizade, 27 Kasım 2020’de Tahran eyaletine bağlı Abserd kentinde aracında suikasta uğrayarak hayatını kaybetmişti. İran, Fahrizade suikastından İsrail’i sorumlu tutmuş ve saldırının arkasında İsrail’in olduğunu açıklamıştı.
Fahrizade İran’ın nükleer programındaki rolü nedeniyle ABD’nin yaptırım listesindeydi.
Hırsızlık yapan 2 kişinin parmakları kesildi
İran Yargı Erki Sözcüsü Asgar Cihangiri ayrıca Urumiye kentinde hırsızlık suçlamasıyla yargılanan ve haklarında "parmaklarının kesilmesi" kararı verilen 2 sanık hakkında cezanın uygulandığını açıkladı. Cihangiri, sanıkların daha önce affedilmelerine rağmen birçok kez hırsızlık suçunu tekrarladıklarını söyleyerek, "Bu konuda İslami hükümler açık ve gerek duyulması halinde İslami ceza hukuku uygulanır. Elbette yasalarda bu ceza hükümlerinin uygulanması kolay değil ve birçok ön şartı bulunuyor. Ancak ilahi hükümlerin caydırıcı rolünü görmezden gelemeyiz" şeklinde konuştu. Hırsızlık gibi suçların İran’da önemli bir konu başlığı olduğunu vurgulayan Cihangiri, "Bazıları birçok kez hırsızlık gibi suçlardan tutuklanıp affedilmelerine rağmen bu suçu işlemeye devam ediyorlar. Bu kişiler hakkında daha caydırıcı kararların alınması gerekiyor. Haklarında parmaklarının kesilmesi hükmü verilen 2 sanık sadece hırsızlık değil, adam kaçırma ve toplum güvenliğini tehlikeye atma gibi örgütlü birçok suçtan yargılanıyordu ve haklarında İslami ceza hükümlerinin uygulanması gerekiyordu" ifadelerini kullandı.