Bilindiği üzere 6 sendika iş bırakmak ortak eylem kararı almıştı alınan bu eylem kararına istinaden Genç Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Metin Öksüz ise sosyal medya hesabında bir açıklama yayınladı..
Metin Öksüz açıklamasında;” 7 Ocak Salı günü Bursa'da Sendika Başkalarının yer aldığı grupta Genç Eğitim Sen , TÖB - Sen ve Eğitim Gücü Sen Bursa Şube Başkanları birleşik mücadelede yer almak istediklerini, süreci ortaklaştırmak istediklerini yazılı olarak beyan etmiştir. Yine diğer sendika Başkanlarıyla telefonla iletişim kurulmuş eylemi ortaklaştırmak isteğini beyan etmiş ve 1 dakika bile olsa konuşma hakkı verilmesini talep etmiştir. Telefonla ulaşılan Sendika Başkanları bu talepleri değerlendirip geri dönüş yapacaklarını ifade ettikleri halde telefonla arayarak geri dönüş yapmamışlardır.” Diyerek bu iş bırakma ve basın açıklamasına katılmak istediklerini beyan etmişler.
Ardından “7 Ocak'tan bu yana 5 Konfederasyon kendi aralarında toplantılar yapıp kararlar aldıktan sonra sürece hiçbir şekilde bizleri dahil etmeyerek " Başkanların olduğu WhatsApp grubuna bir mesaj göndererek " Ön pankartta logomuzun olmayacağını , konuşma hakkının verilmeyeceğini, yürüyüş sıramızla alakalı bir belirlemenin olmadığı" bir yazıyla kabaca yancılık yapmak istiyorsanız kararlar bunlar, şeklinde aldıkları kararları yazılı olarak bizlere bildirmişlerdir.
5 Konfederasyon ortak bir karar almış olsa da Örneğin Manisa'da Eğitim Gücü Sendikası da bu 5 Konfederasyonla ortak bir birleşik mücadele ortaya koyabilmesine ya da farklı şehirlerde farklı sendikalar bu sürece dahil olabilirken Bursa'da tüm samimiyetimiz ve nezaketimizle mücadeleyi ortaklaştıralım çağrımız, dayatma kararlarla bizleri dışlama noktasına evrilmiştir. “ diyerek dışlandıklarını ifade etmişlerdir.
Bu durumu değerlendiren Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş;
"BURSA’DAKİ İŞ BIRAKMA EYLEMİNDE BÜYÜK ÇATLAK
Sendikal rant peşinde koşan bazı sendikalar, samimiyetten uzak yaklaşımlarıyla çalışanların hak mücadelesini baltalamaktadır. Bu durum, eğitim çalışanlarının haklarını koruma çabasının yerine, sendikaların kendi çıkar çatışmalarına bırakmasına yol açmaktadır.
Hal böyleyken İş bırakma eylemi gibi ciddi bir adım atıldığında, eyleme katılıp ortak irade ortaya koyan sendikaların ortak bir duruş sergilemesi beklenirken, tam tersi bir manzara ortaya çıkmıştır.
Oysa sendikacılıkta iş bırakma son tavırdır. Sonrası yoktur. Etkisi zayıf iş bırakma eylemi durumu hafifletici ve tepkisinin işveren açısından yeterli düzeye erişmeyeceğini göstermektedir. Ne yazık ki sözde iş bırakan sendikalar arasında bile birlik sağlanamıyor, hatta sendikalar kendi ajandasını yürütmenin peşinde olduğunu anlıyoruz. Bu parçalanmışlık, sadece çalışanların taleplerinin zayıflamasına değil, aynı zamanda iş bırakma eyleminin toplum gözünde ciddiyetini yitirmesine de yol açmaktadır.
Kamu çalışanlarının taleplerini güçlü bir şekilde savunmak yerine, sendikaların kendi aralarındaki rekabeti ve samimiyetsizliği sürdürmeleri kabul edilemez bir durumdur.
Bu samimiyetsizliğin son bulması ve çalışanların gerçek çıkarlarının öncelikli hale gelmesi gerekmektedir. Sendikal mücadele, bireysel rant, ikbal ve istikbal peşinde koşanların değil her platformda tüm kamu çalışanlarının hakkını savunanların mücadelesi olmalıdır." dedi.
İşte Genç Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Metin Öksüz’ün açıklamaları;
Metin Öksüz, Nilüfer Aslantekin ve 41 diğer kişi ile birlikte.
Değerli Eğitim Çalışanları!
Bildiğiniz üzere 5 Konfederasyon 13 Ocak Pazartesi günü için iş bırakma kararı almış ve birleşik mücadele çağrısı yapmıştır. Bu süreçte bu çağrıyı yapan yapılar, farklı konfederasyon ve sendikalarla MYK düzeyinde herhangi bir iletişime geçmemiş yazılı ya da sözlü bir çağrı bizlere yapmamıştır. Buna rağmen sendikalarımızın Merkez Yönetim Kurulları, eylem kırıcı olmamak ve yakın tarihte eğitim çalışanlarına yönelik şiddette ortaya konulan güçlü bir birleşik mücadele örneğinden yola çıkarak 13 Ocak Pazartesi, aynı güne iş bırakma kararı almıştır.
7 Ocak Salı günü Bursa'da Sendika Başkalarının yer aldığı grupta Genç Eğitim Sen , TÖB - Sen ve Eğitim Gücü Sen Bursa Şube Başkanları birleşik mücadelede yer almak istediklerini, süreci ortaklaştırmak istediklerini yazılı olarak beyan etmiştir. Yine diğer sendika Başkanlarıyla telefonla iletişim kurulmuş eylemi ortaklaştırmak isteğini beyan etmiş ve 1 dakika bile olsa konuşma hakkı verilmesini talep etmiştir. Telefonla ulaşılan Sendika Başkanları bu talepleri değerlendirip geri dönüş yapacaklarını ifade ettikleri halde telefonla arayarak geri dönüş yapmamışlardır.
7 Ocak'tan bu yana 5 Konfederasyon kendi aralarında toplantılar yapıp kararlar aldıktan sonra sürece hiçbir şekilde bizleri dahil etmeyerek " Başkanların olduğu WhatsApp grubuna bir mesaj göndererek " Ön pankartta logomuzun olmayacağını , konuşma hakkının verilmeyeceğini, yürüyüş sıramızla alakalı bir belirlemenin olmadığı" bir yazıyla kabaca yancılık yapmak istiyorsanız kararlar bunlar, şeklinde aldıkları kararları yazılı olarak bizlere bildirmişlerdir.
5 Konfederasyon ortak bir karar almış olsa da Örneğin Manisa'da Eğitim Gücü Sendikası da bu 5 Konfederasyonla ortak bir birleşik mücadele ortaya koyabilmesine ya da farklı şehirlerde farklı sendikalar bu sürece dahil olabilirken Bursa'da tüm samimiyetimiz ve nezaketimizle mücadeleyi ortaklaştıralım çağrımız, dayatma kararlarla bizleri dışlama noktasına evrilmiştir.
Bu sebeple Bursa özelinde 3 sendika bir araya gelerek 13 Ocak Pazartesi Günü Saat 11.30'da Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapmaya karar verdik.
Unutulmasın ki kibir, konformist alışkanlıklar ve tekelci hep bana sendikal anlayışlar hepimizin ortak talebi olan insanca yaşam koşulları için zam talebinin önüne geçmemelidir. Bu durumu kamu çalışanlarının takdirine bırakıyoruz. Birleşik mücadelenin amacı, sendikal reklamlar ve rekabetler değildir.
Birleşik mücadele konusunda samimi olan bütün kamu çalışanlarını 13 Ocak Pazartesi günü Saat 11. 30'da Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne davet ediyoruz.
Saygılarımızla...
