İsrail propaganda hesaplarından paylaşılan, El-Ehli Arap Hastanesi’nin vurulmasına ilişkin, “Hastane Hamas karargahı olarak kullanılıyordu ve saldırıda hiç ölen olmadı” iddiası doğru değildir. İsrail 13 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirdiği hava saldırısında, Gazze’de çalışır durumda olan son hastane olan ve bir milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunan El-Ehli Arap Hastanesi’nin kabul ve acil servis binasını vurmuş ve saldırı sonucunda hastane tamamen işlevsiz hale gelmiştir. Hastanedeki hayati tehlikesi bulunan ağır hastalar da dahil olmak üzere tüm personelin tahliye edilmesi için çağrıda bulunan İsrail ordusu bu çağrıdan yalnızca 20 dakika sonra hastaneyi vurmuştur. Al-Jazeera’ya röportaj veren Yusuf Ebu Şakran, vücudunun çoğu yerinde ağır yanıklar olan çocuğu ve eşi ile beraber saldırıdan yalnızca iki dakika önce kaçabildiklerini ifade etmiştir. Hastaneyi işleten Anglikan Kilisesi'ne bağlı Kudüs Episkopal Piskoposluğu'ndan yapılan açıklamada, tahliye edilen hastalardan olan bir çocuğun oksijen yetersizliğinden hayatını kaybettiği belirtilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da çocuğun hayatını kaybettiğini doğrulamış, durumu kritik olan kırk hastanın nakillerinin hala gerçekleştirilemediğini aktarmıştır. İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana gerçekleştirdiği saldırıları meşru göstermek için, “hastanelerin karargah olarak kullanıldığı” yalanını ortaya atmaktadır. Benzer iddialarla 36 hastane, 80’den fazla sağlık merkezi ve 140’tan fazla ambulans İsrail saldırılarının hedefi olmuştur. İsrail saldırılarının kasıtlı bir biçimde, Gazze'deki sağlık çalışanları ve sağlık alt yapısını da hedef aldığı, birçok uluslararası kuruluş tarafından doğrulanmıştır. İsrail'in saldırılar sonrası yürüttüğü birçok dezenformasyon kampanyası, Merkezimizce ifşa edilmiştir. El-Ehli hastanesinin müdürü Fadel Naeem, hayati önem taşıyan acil, radyoloji, laboratuvar ve merkezi eczane bölümlerinin de tahrip edildiğini söylemiştir. Böylece İsrail’in sivil halka hizmet eden sağlık kuruluşlarını kasıtlı olarak vurduğu da gözler önüne serilmektedir. Öte yandan Gazze'deki Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada, ateşkesin bozulduğu 18 Mart'tan bu yana 1574 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 4 bin 115 Filistinlinin de yaralandığını duyurmuştur. İsrail'in Gazze'de işlediği soykırımı meşrulaştırmak ve dünya kamuoyunu manipüle etmek amacıyla yürüttüğü propaganda kampanyasına itibar etmeyiniz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda geçtiğimiz hafta ele alınan ve 20 maddeden ilk dördü kabul edilen İklim Kanun teklifi ile ilgili çeşitli iddiaların ortaya atıldığı tespit edilmiştir. Bahse konu kanun teklifi ile ilgili; • "Karbon ayak iziyle insanların özgürlüklerinin kısıtlanacağı" yönündeki iddialar doğru değildir. Karbon ayak izi ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanması söz konusu değildir. Karbon ayak izinin azaltılması sadece üretim yapan organizasyonlar için öngörülmüştür. Bireylerle, mülkiyet, seyahat gibi anayasal haklarıyla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır. • "Emisyon Ticaret Sistemi adı altında Karbon Vergisi vatandaşın cebinden çıkacak" iddiası doğru değildir. Kanunda karbon vergisine yönelik hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Karbon vergisi uygulaması söz konusu değildir. Kanunda Emisyon Ticaret Sistemi uygulaması kapsamı sadece enerji yoğun üretim tesisleridir. Bireylerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. • "Tarım yasaklanacak, istenilen ürün ekilemeyecek, meyve ağaçlarına el konulacak, hayvancılık yasaklanacak, yapay et yedirilecek, hayvan otlatmak yasaklanacak" şeklindeki iddialar doğru değildir. Kanun metninde, iddia edildiği gibi veya bu anlama gelebilecek herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Kanun, iddiaların aksine afet ve kuraklık risklerine karşı; ülkemiz topraklarını, tarımını, hayvancılığını ve doğal kaynaklarını korumayı, su ve gıda arz güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır. • "Paris Anlaşmasında küresel güçler tarım alanlarınıza el koyacak, toprağınız elinizden alınacak, istediğiniz ürünü ekemeyecekseniz ekseniz de ürünler sizin olmayacak." gibi iddialar da doğru değildir. Paris Anlaşması 2021 yılında TBMM’de uygun bulma kanunu ile iç hukukumuza aktarılmıştır. Hatta Ülkemiz Paris Anlaşmasını kendi özel koşullarını ve kalkınma hedeflerini önceleyerek ve dikkate alarak imzalamıştır. Paris Anlaşması 2021 yılından beri Kanun hükmünde bir düzenlemedir. 2021 yılından bugüne kadar kısıtlayıcı herhangi bir uygulama olmamıştır, olmayacaktır.
Bazı basın yayın organların yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Köklü liselerde öğretmenler açığa alındı, işten çıkarıldı" yönündeki iddialar asılsızdır. “Görevden uzaklaştırma” suç unsuru sonucu açılan soruşturma işlemine istinaden alınan bir karardır. Bahse konu öğretmenlerin açığa alınması, işten çıkarılması gibi bir durum söz konusu değildir. İddiaya konu proje okulları için görevlendirmeler; en az dört, en fazla sekiz yıl süreli olarak planlanmaktadır. Süre bitiminde yeniden değerlendirme yapılmaktadır. Bu kapsamda görev süresi dolan öğretmenler, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından 6-10 Şubat 2025 tarihinde belirlenerek ilan edilmiştir. 12 - 19 Şubat 2025 tarihlerinde de görev süresi dolan tüm öğretmen ve yöneticilere bakanlık tarafından 10 okul tercih etme hakkı verilmiştir. 8 Nisan 2025 tarihinde ise yerleştirme sonuçları açıklanmıştır. Öğretmenlerin tercihlerine bağlı atamalarının gerçekleşmemesi ve bazı okullardaki öğretmen normlarının daralması sonucu herhangi bir okula yerleşemeyenler için ise düzenleme şu şekildedir; •İlgili öğretmenler yeni okullarına, il ve ilçe içerisinde tercihleri doğrultusunda branşlarında ihtiyaç duyulan eğitim kurumlarına hizmet puanı üstünlüğüne göre yerleştirilecektir. •Bu süreçte, öğretmenlerin özlük hakları ve kariyer basamakları ile ilgili herhangi bir mağduriyetleri söz konusu değildir.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Artık sağ şerit boşken orta şeridi kullananlara ceza gelecek” iddiası doğru değildir. Bahse konu haberlerde yer alan yeni bir denetim sistemi aracılığıyla trafikte orta şeridi gereksiz yere kullanan özel araç sürücülerine cezai işlem uygulanacağı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün bu konuda herhangi bir çalışması bulunmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yargı mensubunu arayıp, ‘hani dosyanız çok güçlüydü’ dedi” şeklindeki iddialar doğru değildir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile herhangi bir yargı mensubu arasında iddia edildiği gibi bir konuşma gerçekleşmemiştir. Kamuoyuna yansıyan bu söylem, uydurma ve mesnetsizdir. Yargı bağımsızlığına zarar verme niyeti taşıyan ve yargı süreçlerini siyasi tartışmaların malzemesi haline getirmeyi amaçlayan iddialara itibar etmeyiniz.
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yargı mensubunu arayıp, ‘hani dosyanız çok güçlüydü’ dedi” şeklindeki iddialar doğru değildir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile herhangi bir yargı mensubu arasında iddia edildiği gibi bir konuşma gerçekleşmemiştir. Kamuoyuna yansıyan bu söylem, uydurma ve mesnetsizdir. Yargı bağımsızlığına zarar verme niyeti taşıyan ve yargı süreçlerini siyasi tartışmaların malzemesi haline getirmeyi amaçlayan iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Pervin Buldan açıkladı: Öcalan haziran sonuna kadar serbest kalacak" iddiası doğru değildir. DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, katıldığı bir programda, örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesine yönelik sürecin, haziran sonuna kadar başarıya ulaşmasının beklendiğini belirtmiştir. Buldan, bahse konu programda, "Öcalan, haziran ayında serbest kalacak" şeklinde bir ifade kullanmamıştır. Terör örgütü PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması çağrısı ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin herhangi bir pazarlık yapması söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve basın yayın organlarında yer alan, “Hazırlıklar yapılıyor: Gazzeliler 10 milyar dolar karşılığında Türkiye'ye yerleştirilecek" iddiası doğru değildir. Filistin halkının işgale karşı verdiği onurlu mücadeleyi destekleyen Türkiye'nin, Gazzelileri yurtlarından edecek herhangi bir tehcir planına dahil olması kesinlikle söz konusu değildir. Son günlerde sıkça ortaya atılan, "Türkiye'nin, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri Suriye veya Türkiye'ye yerleştirmek için çalıştığı" yönündeki iddialar, bir dezenformasyon kampanyasının ürünüdür. İsrail medyası tarafından ortaya atılan ve ülkemizde de yankı bulan iddialar Merkezimizce daha önce de yalanlanmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye, Filistinlilerin Gazze Şeridi ya da Batı Şeria’dan tehcirine yönelik her türlü girişimi, kararlı bir şekilde reddetmektedir. Gazze şeridine yönelik ağır bombardımanın derhal durdurulması, sivillerin zarar görmemesi ve Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması için çabalarını aralıksız sürdürmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Türkiye ve Katar, sürgün edilecek Gazzeli sivilleri Suriye'nin kuzeyindeki kamplara yerleştirme planı yürütüyor" iddiası doğru değildir. İsrail propaganda makinesinin ürünü olan ve ülkemizde de yankı bulan iddialar, Merkezimizce daha önce yalanlanmıştır. Dolayısıyla bahse konu haberde geçen, "İddialar yalanlanmadı" iddiası da yalandır. Suriye’deki savaş nedeniyle sivillerin barınma ihtiyacı için inşa edilen kamplara, "Türkiye ve Katar iş birliğiyle Gazzelilerin yerleştirilmesi" gibi bir plan kesinlikle söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye, Filistinlilerin Gazze Şeridi ya da Batı Şeria’dan tehcirine yönelik her türlü girişimi, kararlı bir şekilde reddetmektedir. Filistinlilerin kendi toprakları için verdiği onurlu mücadeleyi desteklemektedir. Türkiye, Gazze şeridine yönelik ağır bombardımanın derhal durdurulması, sivillerin zarar görmemesi ve Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması için çabalarını aralıksız sürdürmektedir. İsrail propagandasının ürünü olan asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyeleri aylık en az 101 bin lira maaş alacak.” iddiası doğru değildir. Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyelerine herhangi bir maaş ödemesi yapılmamaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen DEM Parti heyeti 13 talepte bulundu" iddiası doğru değildir. DEM Parti heyetinin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaretiyle ilgili ortaya atılan "talep listesi" iddiaları asılsızdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulü sonrası DEM Parti'den yapılan açıklamada da görüşmede iddia edildiği gibi bir talep listelerinin söz konusu olmadığı belirtilmiştir. “Terörsüz Türkiye” çalışmaları kapsamında atılan adımlarla ilgili devletin bir pazarlık yapması söz konusu değildir. Kamuoyunun hassasiyetlerini kullanarak bu kapsamda atılan adımları engellemek isteyenlerin manipülasyon kampanyalarına itibar etmeyiniz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk ve terör soruşturması sonrası başlayan sokak olayları ile ilgili, “Eli baltalı kimse yoktu. Öğrencilerden bir tanesinin elinde bırak baltayı, bir çubuk yoktu.” iddiası doğru değildir. Bahse konu sokak olaylarında ülkemizin çeşitli bölgelerinde güvenlik güçlerine karşı saldırılar gerçekleştirilmiş; provokasyonlara karşı tedbir alan, kamu düzeni ve huzurunu korumaya çalışan 150 polis memuru yaralanmıştır. Gösterilerde polis memurlarına asit, havai fişek, taş, cam şişe, balta, tornavida ve pense gibi çeşitli aletler fırlatıldığı kayıtlara geçmiştir. Güvenlik birimlerinin ve olay yerlerinde bulunan kameraların kayıtları incelendiğinde, çeşitli suç unsurlarının kullanıldığına dair somut deliller tespit edilmiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "Bayburt KYK Kız Öğrenci Yurdu mescidinde, bir öğrencinin bıçaklı saldırıya uğradığı ve olayın örtbas edilmeye çalışıldığı" iddiası doğru değildir. Bayburt'taki kız öğrenci yurdunda, bir öğrenci mescitte bulunduğu sırada kendisini hafif şekilde yaralamıştır. Hastaneye kaldırılan öğrencinin durumunun iyi olduğu bildirilmiştir. Öğrencinin, daha sonra arkadaşını telefonla arayıp durumunu anlattığı ortaya çıkmıştır.. Yurtta kalan diğer öğrenciler yaşanan olayı farklı yorumlamış ve eylem düzenlemiştir. Öğrencilere yaşanan olayla ilgili olarak yapılan doğru bilgilendirmelerin ardından öğrenciler dağılmıştır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
BASIN AÇIKLAMASI
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Bayburt’ta bulunan GSB Sultan Fahriye Kız Öğrenci Yurdunda cinayet” iddiası doğru değildir. Yurtta barınan bir öğrencimiz mescitte tek başınayken kendisine zarar vermiştir. Hastaneye kaldırılan ve yapılan muayenenin ardından öğrencinin durumunun iyi olduğu bildirilmiştir. Öğrencinin, daha sonra arkadaşını telefonla arayıp durumunu anlattığı ortaya çıkmıştır. Yurtta kalan diğer öğrencilerin yaşanan olayı farklı yorumlaması üzerine yurt yönetimine yönelik protesto eylemi yapılmıştır. Protesto yapan öğrencilere yaşanan olayla ilgili olarak yapılan doğru bilgilendirmelerin ardından öğrenciler dağılmıştır. Konuyla ilgili olarak adli makamlar tarafından inceleme ve soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
"Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal eden komisyon, iş hukuku alanında çalışan bir iktisatçı, bir onkoloji uzmanı ve bir konservatuvar hocasından oluşuyor" iddiası doğru değildir.
İstanbul Üniversitesi tarafından 18 Mart 2025 tarihinde alınan 28 kişiye ait diplomanın iptaline ilişkin karar, bahse konu komisyonda değil üniversitenin yönetim kurulu tarafından “oy birliğiyle” alınmıştır.
İddialara konu komisyon, kamuda zaten prosedür gereği olan inceleme komisyonudur. Bu komisyonun diplomayla ilgili iptal kararı vermesi kesinlikle söz konusu değildir.
Kararın çıktığı İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu toplantısında ise; idare hukukçularından İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Hukuk Fakültesi Dekanı ve yine idare hukukçusu olan Genel Sekreterin yanı sıra fakülte dekanlarından oluşan 20 Profesör yer almıştır.
Dolayısıyla iptal kararı veren kurulda "hukukçu olmadığına" yönelik iddialar, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialardır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “AFAD tarafından kurulan konteyner kentte, İmamoğlu için imza atan veya toplayanlar tespit edilirse konteyner kentten çıkarılacak” iddiaları manipülasyon içermektedir. Geçici Konaklama Merkezlerinden vatandaşların tahliye işlemleri, yönerge ve genel emir kapsamında yapılmaktadır.
Bahse konu haberde yer alan mesajlaşma görüntüsü herhangi bir kamu görevlisi tarafından paylaşılmamış olup ilgili mesaja ilişkin AFAD tarafından inceleme başlatılmıştır. AFAD Başkanlığı tarafından kurulan Geçici Konaklama Merkezlerinde faaliyetlerde bulunmak isteyen sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin faaliyetleri izne tabidir. Herhangi bir sivil toplum kuruluşunun veya siyasi partinin konteyner kentlere girerek muhtelif saiklerle izinsiz imza toplaması veya propaganda yapması yasaktır. Konuyla ilgili herhangi bir depremzedenin konteyner kentten çıkarılması söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Millî Eğitim Bakanlığının, okulların 6 Haziran’da yaz tatiline girmesi ile ilgili bir çalışması bulunmamaktadır. Bakanlığın 28 Mayıs 2024 tarihinde kamuoyuyla paylaştığı 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Takvimi doğrultusunda eğitim öğretim süreçleri devam etmektedir.
Söz konusu takvime göre 9 Eylül 2024 tarihinde başlayan eğitim öğretim yılının, daha önce açıklandığı gibi 20 Haziran 2025 tarihinde sona ermesi planlanmaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz. Bazı basın ve yayın organlarında yer alan, "MEB bu yıl Kurban Bayramı nedeniyle yaz tatilini erkene çekmeye hazırlanıyor." iddiası doğru değildir.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Suriye'nin Halep vilayetine bağlı El-Bab bölgesinde, Gazze'den gelen Filistinlilere ev sahipliği yapmak amacıyla yeni kamp alanı kuruldu” iddiası doğru değildir.
Bahse konu konteyner kamp yerlerinin Suriye’deki savaş nedeniyle evsiz kalan insanların kullanımı için inşa edilen bir bölge olduğu belirlenmiştir. Bölgenin İsrail’in katliamına maruz kalan Gazzelilerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Türkiye, Gazze şeridine yönelik ağır bombardımanın derhal durdurulması, sivillerin zarar görmemesi ve Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması için çabalarını aralıksız sürdürmektedir. Ülkemiz tarafından Gazzelilerin kendi topraklarının dışındaki herhangi bir yere gönderilmesine yönelik her türlü girişim, kararlı bir şekilde reddedilmektedir. İsrail'in propaganda hesapları aracılığıyla dünya kamuoyunu manipüle etmeye yönelik ortaya attığı iddialara itibar etmeyiniz.
BİLGİLENDİRME •İklim Kanunu, ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme’ doğrultusunda hazırlanmış, iklim değişikliğinin yol açtığı krizlerin ve zararların etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan bir yasal düzenlemedir. •Kanun; iklime dirençli şehirlerin kurulması, afet risklerinin azaltılması, su ve gıda güvenliğinin sağlanması, doğal kaynakların korunması ve yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması gibi alanlarda yol gösterici olacaktır. Aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunması, ormanların ve yeşil alanların artırılması yönünde de stratejik bir çerçeve sunmaktadır. •Kanun; şehir planlaması, altyapı, tarım, hayvancılık, su kaynakları, yeşil alanlar gibi çevresel unsurların yanı sıra enerji, sanayi ve ulaştırma gibi üretim odaklı sektörlerde çevreci ve teknolojik dönüşümü desteklemektedir. Bu kapsamda çevrenin, toplumun, ekonominin ve halk sağlığının iklim temelli olumsuzluklara karşı dirençli hale getirilmesi hedeflenmektedir. •Her ilde Vali başkanlığında kurulacak İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu aracılığıyla yerel düzeyde iklim eylem planları hazırlanacaktır. Bu planlar, her ilin kendi şartlarına uygun olarak ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulacak ve en geç 31 Aralık 2027’ye kadar iklim politikalarıyla uyumlu hale getirilecektir. •İklim kaynaklı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması için risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri geliştirilecektir. Bu süreçte bütünleşik afet yönetimi yaklaşımı esas alınacak, hazırlık ve müdahale kapasitesi artırılacaktır. •Orman, tarım, mera ve sulak alanlarda iklim değişikliğinin etkilerini hafifletici strateji ve eylem planları doğrultusunda su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacaktır. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı artırılacak, kuraklık, erozyon ve arazi tahribatı gibi sorunlara karşı ulusal düzeyde rehabilitasyon çalışmaları yürütülecektir. •Kanun, hidrojen gibi yenilikçi ve temiz teknolojilerin geliştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını teşvik etmektedir. Bu amaçla kamu, özel sektör ve kurumlar arası iş birliği güçlendirilecek, yatırımlar desteklenecektir. •İklim değişikliği ve Yeşil Dönüşüm konusunda toplumun farkındalığını artırmak amacıyla eğitim ve bilinçlendirme programları uygulanacaktır. Tüm eğitim düzeylerinde müfredat güncellemeleri yapılacak, yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu iş birliğiyle çalışmalar yürütülecektir. •Türkiye Yeşil Taksonomisi ile yatırımların çevreci olup olmadıkları belirlenerek, hem ulusal yatırım imkanları artacak hem de ülkemize uluslararası finans akışları hızlanacaktır. Böylece çevre dostu yatırımlar desteklenecek, ekonomik sürdürülebilirlik sağlanacaktır. •Ülkemizde ilk defa uygulanacak olan Emisyon Ticaret Sistemi ile sera gazı emisyonları yıllar içerisinde ekonomik şekilde azaltılacaktır. Bu sistem ile sanayi tesislerinin daha temiz, daha verimli ve rekabetçi üretim yapmaları sağlanacaktır. •İklim Kanunu sadece ticaret sistemine yönelik olmayıp; iklime dirençli şehirlerin kurulması, su ve gıda güvenliğinin sağlanması, sıfır atık sisteminin yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerin artırılması, tarımsal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi çok yönlü hedefler içermektedir. •Kanunun tarımsal faaliyetleri sona erdireceği ya da yapay gıdayı zorunlu kılacağı yönündeki iddialar asılsızdır. Kanun, organik tarımı ve hayvancılığı destekleyerek gıda güvenliğini ön planda tutmaktadır. •Vatandaşlardan karbon vergisi alınmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Temel amaç; çevre dostu ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek, dönüşümü aşamalı ve kalkınma öncelikleri doğrultusunda gerçekleştirmektir. •Karbon ayak izi, ürünlerin üretiminde ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını ifade etmektedir. Kanun kapsamında yalnızca üretim yapan kurum ve kuruluşlar için, daha az enerji ve çevresel zararla üretim yapmalarını sağlayacak düzenlemeler öngörülmektedir. Bireysel özgürlükleri kısıtlayan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “AFAD tarafından kurulan konteyner kentte, İmamoğlu için imza atan veya toplayanlar tespit edilirse konteyner kentten çıkarılacak” iddiaları manipülasyon içermektedir. Geçici Konaklama Merkezlerinden vatandaşların tahliye işlemleri, yönerge ve genel emir kapsamında yapılmaktadır. Bahse konu haberde yer alan mesajlaşma görüntüsü herhangi bir kamu görevlisi tarafından paylaşılmamış olup ilgili mesaja ilişkin AFAD tarafından inceleme başlatılmıştır. AFAD Başkanlığı tarafından kurulan Geçici Konaklama Merkezlerinde faaliyetlerde bulunmak isteyen sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin faaliyetleri izne tabidir. Herhangi bir sivil toplum kuruluşunun veya siyasi partinin konteyner kentlere girerek muhtelif saiklerle izinsiz imza toplaması veya propaganda yapması yasaktır. Konuyla ilgili herhangi bir depremzedenin konteyner kentten çıkarılması söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
"Diyanet fetvası: Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah'tır." şeklindeki sosyal medya paylaşımları, organize manipülasyon kampanyasının ürünüdür. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından 2017 yılında hazırlanmış bir kurul fetvasında geçen hadis-i şerifin, bağlamından kopartılarak manipülasyon amaçlı kullanıldığı tespit edilmiştir. Kurul fetvasında geçen, “Fiyat tâyin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde Rabbime kavuşmak istemem.” hadis-i şerifinin, 2022 yılında gündemle ilişkilendirilerek kasıtlı biçimde çarpıtıldığı belirlenmiştir. Aşağıdaki örneklerde de görüldüğü üzere, farklı tarihlerde "birebir aynı ifadelerle" yürütülen manipülasyon kampanyasının, bugün de birçok sosyal medya hesabından aynı başlıkla ve organize bir biçimde yeniden yürütülmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
İsrail resmi hesaplarının, 15 Filistinli sağlık çalışanının öldürülmesine ilişkin ortaya attığı, “Öldürülen sağlık çalışanları şüpheli araçlardaydı ve Hamas üyeleriydi” iddiası doğru değildir. İsrail işgal güçlerinin, 23 Mart’ta Gazze'nin güneyindeki Refah ilçesinde 15 Filistinli sağlık görevlisini öldürdükten sonra cesetleri toplu mezara gömdüğü belirlenmiştir. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ve İsrail ordusu Arap Basını Sözcüsü Avichay Adraee, olayda çok sayıda Hamas ve İslami Cihat mensubunun öldürüldüğünü, saldırının rastgele yapılmadığını, çok sayıda ambulansın ışıklarını ve acil durum sinyallerini açmadan şüpheli bir şekilde İsrail askerlerine yaklaştığı sebebiyle saldırıldığını açıklamıştır. 14 meslektaşıyla birlikte öldürülen Filistinli sağlık görevlisi Rıfat Rıdvan'ın cep telefonundan ele geçirilen bir video, iddiaları açıkça çürütmektedir. The New York Times tarafından yayınlanan videoda ambulansların tepe lambalarının ve ışıklarının açık olduğunu görülmektedir. Videoda ambulans ve itfaiye aracının durdurulduğu, iki Filistinli sağlık görevlisinin araçtan indiği ve yol kenarında bekleyen İsrailli askerlere ait araç için Filistinli sağlık görevlisinin “Kaza gibi görünüyor” dediği duyulmaktadır. Ayrıca videoda diğer sağlık görevlisinin daha sonra “Yahudiler geliyor” dediği duyulmakta ve o esnada saldırının başladığı görülmektedir. Saldırıdan sağ kurtulan ve daha sonra 15 saat boyunca sorgulanan tek sağlık görevlisi Munther Abed, BBC'ye yaptığı açıklamada, ambulansların ister gündüz ister gece olsun hem iç hem de dış ışıklarının yandığını ve Filistin Kızılayı'na ait olduklarını belirtmiştir. Abed, İsrail'in Hamas'ın ambulansları siper olarak kullandığı iddiasını reddederek, "Bu tamamen yanlış, tüm mürettebat sivildi" açıklamasında bulunmuştur. Han Yunus'taki Nasser Hastanesi'nde cesetleri çıkarıldıktan sonra beş cesedi analiz eden adli tıp uzmanı Ahmad Dhaher, saldırının yakın mesafeden yapıldığını, öldürülen kişilerin birden çok kurşunla infaz edildiğini açıklamıştır. Filistin Kızılayı Sözcüsü Nebal Farsakh, sağlık görevlilerinden birinin "ellerinin ve bacaklarının vücuduna bağlı olduğunu" doğrulamıştır. İsrailli yetkililerin, öldürülenler arasında olduğunu iddia ettiği Hamas üyesi Muhammed Emin İbrahim Şubaki ise öldürülen 15 sağlık görevlisinin arasında bulunmamaktadır. Ayrıca İsrailli yetkililer Şubaki’nin cesedinin yerini de açıklamamıştır. İsrail ordusu konuya ilişkin olarak, askerlerinin hata yaptığını, ambulansların ışıklarının kapalı olduğu iddiasının askerlerin ifadelerine dayandığını kabul etmiştir. BM, Filistinli sağlık görevlilerinin öldürülmesini "kabul edilemez" olarak nitelendirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus, Filistin Kızılayı'nda görevli sekiz sağlık görevlisine yönelik düzenlenen saldırıyı kınamıştır. Öldürülenler arasında sekiz Kızılay çalışanı, Gazze Sivil Savunma acil durum biriminden altı üye ve BM'nin Filistinli mülteciler ajansı UNRWA'dan bir personel yer almaktadır. Uluslararası Kızılay, olayı son 8 yılda sağlık personeline yönelik en ölümcül saldırı olarak nitelendirmiştir. İsrail'in Gazze'de hedef gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırıları dünya kamuoyunda meşru göstermek amacıyla ortaya attığı asılsız iddialara itibar edilmemelidir.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Eski Bakan Nureddin Nebati’nin eşine İBB’den 32 ihale verilmiş” ve “AK Parti döneminde Nebati'nin yeğeninin eşine 32 ihale verilmiş” iddiaları doğru değildir. İddiaların aksine Hazine ve Maliye Eski Bakanı Nureddin Nebati’nin eşinin üzerine kayıtlı herhangi bir şirket bulunmamaktadır. Dolayısıyla Bakan Nebati’nin eşinin kamu ihalesi aldığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Bakan Nebati’nin yeğeni 2020 yılında evlenmiş olup 2013-2019 yılları arasında yapılan ihaleler ve iş alımlarının, Nebati’nin herhangi bir akrabalık ilişkisine dayanmadığı açıkça görülmektedir. Bahse konu haberlerde yer alan ihale ve sözleşmelerin herhangi bir aşamasında Bakan Nureddin Nebati’nin doğrudan veya dolaylı olarak bir dahlinin bulunması söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyon farkı stok vergisi adı altında bir vergi planlandığı” iddiası doğru değildir. Hazine ve Maliye Bakanlığınca, iddiaya konu “Enflasyon farkı stok vergisi” adı altında vergi alınmasına yönelik herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’e verdiği vazifeyle, bizzat Mehmet Şimşek’in baskısıyla MASAK’ta rapor hazırlatıldı” iddiası doğru değildir. Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) tarafından adli mercilerin talebiyle hazırlanan raporlar, MASAK Başkanlığı dışında hiçbir makamın bilgisine ve onayına sunulmaksızın doğrudan talepte bulunan adli mercilere iletilmektedir. İlgili süreçleri Cumhurbaşkanlığı veya Bakanlık mercilerinin önceden bilmesi veya süreçlere müdahil olması söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Bakan Şimşek’in yargı süreçlerine müdahil oldukları iddiası, tamamen asılsız olmakla birlikte yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına zarar verme amacı taşımaktadır. Kurum ve yetkililerin itibarını hedef alan, yargı bağımsızlığına zarar verme niteliği taşıyan iddia ve açıklamalara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Anadolu Ajansı, 2 Nisan’daki kart harcamalarını kendisi hesapladı” iddiası doğru değildir. Anadolu Ajansı’nın haberine konu olan veriler, Bankalararası Kart Merkezi’nden (BKM) doğrudan temin edilmiştir. Anadolu Ajansı’nın ulaştığı 28 milyar TL, 2 Nisan 2025 günü saat 17.00’ye kadar takas sistemine yansıyan veriyi ifade etmektedir. BKM’nin Yurtiçi Takas ve Hesaplaşma Sistemi, bir banka kartının başka bir banka POS’u veya ATM’sinde kullanılması durumunda devreye girmektedir. Bu sistem, toplam kartlı işlemlerin yaklaşık yüzde 55’ini kapsamaktadır. Aynı bankaya ait kart ve POS cihazı arasında yapılan işlemler, bankaların kendi iç sistemleri üzerinden yürütülmekte ve BKM’ye anlık olarak yansımamaktadır. Geri kalan yüzde 45’i teşkil eden bankaların kendi ödeme sistemlerindeki veriler, BKM’ye iletildikten sonra en az 5 gün sonrasında raporlanabilmektedir. Dolayısıyla verileri Anadolu Ajansı’nın kendisinin hesapladığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan “Gözaltında cinsel saldırı” iddiaları doğru değildir. Türk Polis Teşkilatı, gözaltına alınan şahıslar ile ilgili tüm işlemleri yasaların çizdiği çerçevede yürütmekte olup iddialardaki gibi bir olayın yaşanması söz konusu değildir. Gözaltına alınan kişilere yönelik, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine uygun standart prosedür izlenmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
·
105,2 B
Görüntüleme
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Kalp krizinden ölümlerin artma sebebi İsrail’den ithal edilen tohumlardır.” iddiası doğru değildir. Bahse konu iddia hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, toplumda korku ve panik yaratmayı amaçlayan bir dezenformasyondur. Türkiye, tohumculuk alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girmiştir. Ülkemizde kullanılan sertifikalı tohumların yüzde 96’sı yerli üretimdir. Ayrıca yurt dışından gelen tohumların tamamı titizlikle denetlenmekte, insan sağlığına veya tarıma zararlı olanlar menşeine iade edilmektedir. Bununla birlikte 2024 Mayıs ayından bu yana ülkemiz ve İsrail arasında herhangi bir tohum ticareti gerçekleşmemiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın organları ve sosyal medya mecralarında, Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki tutuklu ve hükümlüler hakkında maksatlı ve tamamen asılsız iddialar dolaşıma sokulmuştur. Tutuklu ve hükümlüler, devletimize emanettir. Ceza infaz kurumlarında bulunan herkes, insan onuruna yakışır, Hukuk Devleti ilkelerine uygun ve uluslararası standartlara dayalı şekilde muamele görmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklanan bazı kişilere yönelik; aile görüşmeleri, sağlık, hijyen, barınma ve diğer temel hakların engellendiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu haklar, yasal güvence altındadır ve titiz bir şekilde uygulanmaktadır. Aksi bir durum asla söz konusu değildir. İşkence ve kötü muamele yapıldığına yönelik iddialar gerçek dışıdır, vicdan ve izandan yoksun iftiralardır. Mesnetsiz iddialar, devletimizi, adalet sistemimizi ve infaz kurumlarımızı itibarsızlaştırmayı hedefleyen karanlık bir propagandanın parçasıdır. Türk Ceza İnfaz Sistemi, ulusal ve uluslararası bağımsız denetimlere açık, şeffaf ve insan onurunu en üst düzeyde tutan bir yapıya sahiptir. Adalet Bakanlığı olarak hukukun üstünlüğü ilkesinden asla taviz vermeyecek, insan onurunu önceleyen bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve basın yayın organlarında habere konu olan, "Silivri Cezaevinde kantinler kapalı, mahkumlar ihtiyaçlarını karşılayamıyor" iddiası manipülasyondur. Marmara Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesinde bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutukluların beslenme ihtiyaçları kurum tarafından sağlanmaktadır. Mahpusların günlük ana öğünleri, diyet ve sağlık koşulları da göz önünde bulundurularak hazırlanmakta, kurum tarafından yeterli ve dengeli beslenmeleri sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra hafta içi her gün, belirlenen saatlerde kantin siparişleri alınmakta ve teslim edilmektedir. Her ayın son günü, yasal mevzuat gereği, ceza infaz kurumlarında kantin ve depolarda sayım İşlemleri yapılmaktadır. Bu hükümlü ve tutuklulara 31 Mart 2025 Pazartesi günü kantinde satış işlemi gerçekleştirilemeyeceği önceden bildirilmiş, ihtiyaçlarını karşılamaları için gerekli kolaylıklar gösterilmiştir. Ramazan Bayramı tatili de dâhil olmak üzere, kantin hizmetlerinde herhangi bir aksama yaşanmamış, İhtiyaç duyulan tüm ürünler temin edilmiştir. Ceza infaz kurumlarımızda barındırılan ve hesabında yeterli bakiyesi bulunmayan su, hijyen malzemeleri ve temel gıda maddeleri kurum tarafından ücretsiz olarak temin edilmektedir. Hükümlü ve tutuklulara yönelik hizmetler, insan hakları ve mevzuata uygun şekilde sürdürülmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Türkiye karşıtı haberleri ve terör örgütü PKK’ya olan yakınlığı ile tanınan Dagens ETC muhabiri İsveçli Kaj Joakim Medin isimli şahıs, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlarından tutuklanmıştır. Bu tutuklama kararının gazetecilik faaliyetleriyle herhangi bir ilgisi yoktur. Medin, 11 Ocak 2023'te Stockholm'de PKK/KCK terör örgütü destekçisi şahıslarla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın maketi yapılarak düzenlenen eyleme katılmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, 13 Ocak 2023'te olayla ilgili soruşturma başlatmıştır. Soruşturma kapsamında söz konusu eylemi yapan, organize eden, basına yansıtan veya irtibatlı olduğu değerlendirilen Medin'in de aralarında bulunduğu 15 şüpheli tespit edilmiştir. Ayrıca şahsın, PKK/KCK terör örgütü ile basın arasındaki irtibatı sağladığı yönünde bir suç kaydı da bulunmaktadır. "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" ve "Cumhurbaşkanına Hakaret" suçlarından aranan şahıs, 27 Mart 2025 günü İstanbul Havalimanına geldiği esnada gözaltına alınmış, 28 Mart günü tutuklanmıştır.
"Televizyon kanallarının bir miting sırasındaki reyting oranları" iddiasıyla yapılan paylaşımlar dezenformasyondur. Türkiye'de resmi izlenme/dinlenme oranları (reyting) ölçümleri, bütün kanallara takip eden günün sabahında ulaşmaktadır. Resmi reyting sisteminde hiçbir kanalın anlık veri ölçümlemesi yapılmamaktadır. Dolayısıyla sosyal medyada paylaşılan görsellerdeki reyting ölçümlerinin bir geçerliliği bulunmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Ana muhalefet partisi liderinin ithamlarına karşın Devlet kurumlarının işleyişi hakkında açıklama yapılması gereği hasıl olmuştur. Savcılık tarafından talep edilen MASAK raporları doğrudan savcılık makamına raporlanmakta olup savcılık dışında kimsenin bilgisi ve müdahalesi söz konusu olamaz.
İşbankası, sosyal medyada "Kayyum atanacak" iddialarını sosyal medya üzerinden yapılan açıklamayla yalanladı.ANKARA (İGFA) - İşbankası ile ilgili sosyal medyada kayyum atanacağına yönelik iddialar yalanlandı.
İşbankası sosyal meyda hesabından yapılan açıklama şöyle;
BBC News muhabiri Mark Lowen'ın sınır dışı edilmesinin, "gazetecilik faaliyetleri yürütmek ve protesto haberleri yapmakla" bağdaştırılması dezenformasyondur. Bilindiği üzere Türkiye’de görev yapan yabancı basın mensuplarının daimi ve geçici akreditasyon işlemleri Basın Kartı Yönetmeliğinin 9, 39 ve 40'ıncı maddeleri uyarınca gerçekleştirilmektedir. Usulüne uygun başvuru yapmayıp ülkemize gelerek mesleki faaliyetlerde bulunan basın mensuplarına, idari tedbirler uygulanmaktadır. Birleşik Krallık uyruklu BBC çalışanı Mark Lowen, Başkanlığımıza hiçbir bildirimde ve akreditasyon başvurusunda bulunmaksızın İstanbul’a gelerek haber faaliyetlerinde bulunmuş ve bu kapsamda kendisi hakkında idari işlem başlatılmıştır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Şişli Belediyesi Kayyum yönetimi İlkokul öğrencilerine verilen ücretsiz yemek dağıtımını iptal etti.” iddiası doğru değildir. Şişli Belediyesinin herhangi bir okulda ücretsiz yemek dağıtımı gibi bir uygulaması bulunmamaktadır. Dolayısıyla Şişli Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cevdet Ertürkmen tarafından okullarda öğrencilere verilen ücretsiz öğünlerin kaldırılmasıyla ilgili bir karar alınması söz konusu değildir. Belediye, daha önce ihtiyaç sahibi ailelere öğün desteği sağlamıştır. Bu uygulama da Belediye Başkan Vekili Cevdet Ertürkmen görevlendirilmeden önce durdurulmuştur. Ertürkmen’in göreve başlamasıyla ihtiyaç sahibi ailelere gıda desteği sağlanması için talimat verilmiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Ekrem İmamoğlu için sahte tanık arandığı” iddiası doğru değildir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre hiçbir tanık baskı altında ifade veremez, aksi takdirde bu ifadeler hukuken geçersizdir. Mahkumların SEGBİS aracılığıyla tehdit edilerek İmamoğlu aleyhine tanıklık yapmaya zorlandığına yönelik iddialar tamamen asılsızdır. Ülkemizde yargı süreçleri delillere dayalı olarak bağımsız mahkemelerce yürütülmektedir. Tanık beyanları, ancak diğer maddi delillerle desteklendiğinde geçerli kabul edilmektedir. Adli makamlar, herhangi bir suç şüphesi durumunda şüpheli veya tanıkları hukukun belirlediği çerçevede ifadeye çağrılmaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan “Bir televizyon programı sunucusu, Öcalan’ın mektubunu Kürtçe okutmadığı için RTÜK’ten 5 hafta ceza aldı” iddiası doğru değildir. Bahse konu sunucunun programına Radyo Televizyon ve Üst Kurulu (RTÜK) tarafından uygulanan cezanın, iddialar ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. RTÜK, programda kullanılan, “Artık -mış gibi yaparak mücadele yok. Ne demek bu? Hukuk varmış gibi, demokrasi varmış gibi, özgürlükler varmış gibi yok. Artık bir otoriter rejimle nasıl mücadele edilecekse o konuda mücadele etmek lazım. Bu konuda ders çalışmak lazım. Bir eylemler silsilesi hazırlamak lazım, sivil itaatsizlik de dahil olmak üzere" ifadeler üzerine inceleme başlatmıştır. RTÜK tarafından yapılan inceleme sonucunda, 6112 Kanun’un 8’inci maddesinde yer alan "...toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” hükmünün ihlal edildiği tespit edilmiştir. İhlalden dolayı ilgili televizyon kanalına yüzde 5 idari para cezası ve 5 kez program durdurma cezası uygulanmıştır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan “Kanada’da Türkiye Büyükelçiliği, protestolara katılan bir gencin pasaportuna el koydu” iddiası doğru değildir. Ottava’daki Türkiye Büyükelçiliği ve/veya Kanada’daki Türkiye Başkonsoloslukları tarafından herhangi bir vatandaşın pasaportunun alınması kesinlikle söz konusu değildir. Ayrıca, Kanada'daki Türkiye Büyükelçiliği ya da Başkonsoloslukları önünde herhangi bir gösteri de gerçekleşmemiştir. Büyükelçilik ya da Başkonsolosluklar önünde protestolara katılanların kayda alınması, daha sonra bir gencin belge eksikliği sebebiyle çağırılması veya vatandaşların telefonla aranıp taciz edilmeleri iddiaları da tamamen asılsızdır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik mesnetsiz iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerin, “Türkiye’deki gösteriler sırasında kaydedildiği” iddiası doğru değildir. İddiaya konu görüntülerin Türkiye’de değil, 28 Şubat 2025 tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da kaydedildiği tespit edilmiştir. Görüntüler, Yunanistan’da meydana gelen bir tren kazasının yıl dönümü nedeniyle düzenlenen gösteriler sırasında bir polisin yaralandığı anları göstermektedir. Uluslararası kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "İBB'nin Şehzade Camii için kalıcı restorasyon talebinin yıllardır Cumhurbaşkanlığı'nda bekletildiği ortaya çıktı." iddiası doğru değildir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından, İstanbul Fatih ilçesi, Şehzade Camii restorasyonunun yapılmasına yönelik, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğünden izin ya da muvafakat talebinde bulunulmamıştır. 950 Ada 2 parselde bulunan Şehzade Camiine ilişkin 3 Şubat 2015 tarihinde, Rölöve-Restitüsyon-Restorasyon projelerinin çizdirilmesi hususunda, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğünce İBB'ye muvafakat verilmiştir. Koruma Kurulunun 11.04.2019 tarih ve 3937 sayılı kararı ile projeler onaylanmış olup, müelliflik hakları İBB'de bulunmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin kalıcı restorasyon talebinin Cumhurbaşkanlığı'nda bekletilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ülkemizde kültür varlıklarına ilişkin iş ve işlemler Cumhurbaşkanlığınca değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Şişli Belediyesi'ndeki kayyum yönetimi, kent lokantaları'nı kapatma kararı aldı” iddiası Merkezimizce yalanlanmıştır. Ancak, yapılan bu açıklamanın bazı kesimlerce manipüle edildiği tespit edilmiştir. Merkezimizce yapılan açıklamada, Şişli Belediye Başkanvekili Ertürkmen'in kent lokantalarının kapatılmasına ilişkin bir talimatının bulunmadığı vurgulanmıştır ve böyle bir iradenin olmadığı açıkça ortadadır. Şişli Kaymakamı Cevdet Ertükmen 23 Mart 2025 tarihinde Belediye Başkanvekilliğine atanmıştır. Bahse konu kent lokantaları 19 Mart 2025 tarihinden beri, yani Cevdet Ertürkmen göreve başlamadan beş gün önce malzeme tedariki yapılamadığından dolayı geçici olarak kapatılmıştır. 24 Mart 2025 tarihinde Belediye Başkanvekili Cevdet Ertürkmen’in göreve gelmesinin ardından verilen talimat sonrası tedarik çalışmaları başlamıştır. Kent lokantalarının sayısının ihtiyaç doğrultusunda artırılması da Belediye Başkanvekili Ertürkmen’in gündemindedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Şişli Belediyesi'ndeki kayyum yönetimi, Kent Lokantaları'nı kapatma kararı aldı” iddiası doğru değildir. Şişli Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cevdet Ertürkmen tarafından böyle bir karar alınması söz konusu değildir. Şişli’deki kent lokantaları dahil tüm belediye faaliyetleri, kamunun üstün yararının gözetilmesi çerçevesinde devam etmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Devlet Bahçeli entübe edildi.” iddiası doğru değildir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. 5 Şubat 2025 tarihinde kalp ameliyatı geçiren Devlet Bahçeli, planlanmış istirahat süresi içerisindedir. Evinde çalışmalarını sürdürmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) Basın Duyurusu
25 Mart 2025
MASAK tarafından yürütülen analiz ve inceleme çalışmalarında adli mercilerin ve kolluk birimlerinin talepleri önemli bir yer tutmaktadır. Bu kapsamda MASAK çalışmalarını uzman ve yetkili uzman yardımcıları eliyle yürütmektedir. Bu çerçevede uzman ya da yetkili uzman yardımcısı tarafından objektif finansal verilere istinaden hazırlanan raporlar Başkanlığın okuma ve değerlendirme süreçlerinden geçtikten sonra işleme konmaktadır. Bu nedenle, sürecin sadece raporu hazırlayan uzman yardımcısının insiyatif ve sorumluluğunda yürümesinden bahsedilmesi mümkün değildir.
MASAK’ın analiz ve inceleme çalışmaları görevin niteliği gereğince, tümüyle mevzuat çerçevesinde teknik bir süreç şeklinde yürütülmekte olup hazırlanan raporlar, Başkanlık dışında hiçbir makamın bilgisine veya oluruna sunulmadan doğrudan talepte bulunan makama iletilmektedir. Bu sürece Bakanlık yönetim mercilerinin hiçbir dahlinin olması sözkonusu değildir.
Güncel konuda ise MASAK tarafından hazırlanarak adli mercilere sunulan 7 ayrı raporun 3 tanesi yetkili uzman yardımcısınca, diğerleri uzman ve yetkili uzman yardımcısınca çift imzayla hazırlanmıştır.
Rapor sonunda yer verilen metin mutad olarak tüm raporlarda yer alan otomatik bir metin olup, vakaya özel bir anlam taşımamaktadır.
Bu çerçevede mali suçlarla mücadelede müstesna bir görev icra eden MASAK’ın çalışma ve gayretlerinin karalanmasının kimseye faydasının olmayacağı dikkate alınmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Bazı sosyal medya hesapları tarafından paylaşılan, “Polis, göstericilere Vietnam Savaşı’nda kullanılan portakal gazı ile müdahale ediyor” iddiası doğru değildir. Kimyasal silah olan portakal gazı, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hiçbir eylem ve gösteride kullanılmamaktadır. Portakal gazı kullanıldığı takdirde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu madde, gaza maruz kalan kişilerde DNA hasarı, engelli doğumlar, kanser oranında artış, deri lezyonları ve karaciğer hasarı gibi ciddi hastalıklara sebep olmaktadır. Vietnam Savaşı sırasında gazların saklandıkları tankların üzeri turuncu çizgiyle işaretlendiği için ‘portakal gazı’ olarak adlandırılmıştır. Bu bağlamda ülkemizde kullanıldığı iddiaları hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan “RTÜK’ün talimatıyla televizyonlardaki tüm canlı yayınlar kesildi.” iddiası doğru değildir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 6112 Sayılı Kanunun 8. Maddesi gereğince “Kanun dışında yayın yapan, halkı sokağa davet eden, illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan, kişi haklarına aykırı taraflı yayıncılık faaliyeti gösteren, devlet büyüklerine, soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına, emniyet personeli ile kolluk kuvvetlerine hakaret ve tehditlere varan ifade ve yayınlara yer veren yayıncı kuruluşlarla ilgili uzun süreli yayın durdurma dahil, lisans iptallerine varabilecek müeyyideler uygulanabileceği” hatırlatmasında bulunmuştur. Dolayısıyla RTÜK’ün uyarısı canlı yayınların kesilmesi değil, mezkur kanun hükümlerine riayet edilmesi yönündedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Elon Musk, Türkiye’deki kullanıcılarına destek olmak adına gönderiyi beğenenlere Ekrem İmamoğlu logosu çıkarıyor” iddiası doğru değildir. X platformunda Ekrem İmamoğlu’na özel bir logo, efekt veya simge kullanılmamaktadır. Özel günlerde veya etkinliklerde etkileşimli ikonlar veya animasyonlu efekt uygulaması küresel çapta duyurulmakta ve platform tarafından şeffaf biçimde paylaşılmaktadır. X platformunun ve Elon Musk’ın iddiaya konu bir uygulamaya yönelik resmi açıklaması bulunmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Aile Bakanlığı, bayramlarda üniversite öğrencilerine verdiği ulaşım desteğini kesti” iddiası doğru değildir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın şehir dışında eğitim gören dar gelirli üniversite öğrencileri için sağladığı ulaşım desteğinin sonlandırılması söz konusu değildir. Başvuruların e-Devlet üzerinden yapıldığı ulaşım desteği kapsamında, öğrencilerin ailelerinin yanına gidip dönmeleri için yılda 2 gidiş ve 2 dönüş olmak üzere toplamda 4 biletinin ücreti (üst sınır 7.600 TL) devlet tarafından ücretsiz karşılanabilmektedir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atandı” iddiası doğru değildir. İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir ve Beylikdüzü Belediye Başkanlarının tutuklu olmaları sebebiyle geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırıldıklarını açıklamıştır. Buna bağlı olarak İstanbul Valiliği, 26 Mart 2025 Çarşamba günü İstanbul ve Beylikdüzü belediye meclislerinde Belediye Başkanı Vekilinin seçileceğini duyurmuştur. Dolayısıyla ilgili belediyelere kayyım atanması söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarında paylaşılan görüntülerdeki cismin, “Gösteriler sırasında kullanılan bir plastik mermi olduğu” iddiası doğru değildir. Paylaşılan fotoğraftaki nesne plastik mermi değil, toplumsal huzurun sağlanması ve kamu düzeninin korunması amacıyla, güvenlik güçleri tarafından yasal çerçevede kullanılan göz yaşartıcı kapsüldür. Kapsül, maksimum 15 joule hava basıncıyla çalışan paintball tüfeğiyle kullanılmaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Gençlik ve Spor Bakanlığı, KYK’ya yazı gönderek gösterilere katılan öğrencilere soruşturma açılmasını ve 22.00’den sonra yurda alınmamalarını istedi” iddiası doğru değildir. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Kredi ve Yurt Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı yurtlarda kalan öğrencilere ilişkin iddia edildiği gibi bir yazı gönderilmemiştir. KYK yurtlarında ülke genelinde uygulanan giriş ve çıkış saatleri 06.00-23.00 arasındadır. Dönemsel olarak öğrencilerin eğitim-öğretim takvimlerine göre yurt yönetimleri tarafından bu saatler daha da esnetilmektedir. Gösterilere katılanlara ilişkin sosyal medya paylaşımlarıyla veya müdahale sırasında provokasyon yapanlara ilişkin soruşturmalar ve gözaltı işlemleri, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Mehmet Şimşek istifa etmek istiyormuş” iddiası doğru değildir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iddia edildiği gibi bir beyanının bulunmadığını açıklamıştır. Ekonomi programının hedeflerine ulaşabilmesi adına tüm yetkili kişi ve kurumlar, çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Piyasalarda tedirginlik ve güvensizlik oluşturmaya yönelik dolaşıma sokulan dezenformatif haberlere itibar etmeyiniz.
İsrail propaganda hesaplarında paylaşılan bazı görüntülerle ilgili, “Göstericiler Cumhurbaşkanlığı Külliyesine girdi” iddiası doğru değildir. Bahse konu görüntülerin, Ankara’da bulunan bir üniversite kampüsündeki gösteriler sırasında kaydedildiği tespit edilmiştir. Göstericilerin Cumhurbaşkanlığı Külliyesine girmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ülkemizin huzur ve istikrarını hedef alan dezenformatif içeriklere itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne konser soruşturması başlatıldı” iddiası manipülasyon içermektedir. İddia edilenin aksine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na ilişkin verilen soruşturma izni, ABB Başkanı Mansur Yavaş'ı değil konuyla ilgili personeli kapsamaktadır. İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerince yapılan ön inceleme neticesinde düzenlenen 31 Ocak 2025 tarihli rapor doğrultusunda 130 konseri kapsayan hizmet alımlarına ilişkin inceleme bugün tamamlanmıştır. Bu kapsamda 33 konser hakkında, kamu zararı iddiasıyla soruşturma izni verilmiştir. Bahse konu soruşturma sonucu Ankara Valiliğince Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 9 personeli hakkında soruşturma izni verilmiştir. Bahse konu teftiş işlemleri, yılın belirli dönemlerinde rutin olarak yapılmakta olup, güncel bir soruşturma başlatılmış gibi servis edilerek manipülasyon yapıldığı tespit edilmiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.
Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan görüntülerle ilgili, "Cizre'de polis, Nevruz kutlamalarına gelenlere pamuk şeker dağıttı." iddiası manipülasyon içermektedir. Cizre’de düzenlenen Nevruz kutlamaları sırasında görevli bir polis memuru engelli bir pamuk şekeri satıcısına yardım etmeye çalışmıştır. Polis memuru pamuk şekeri satıcısının yorulmaması için elindeki ürünleri satın alarak çevredeki çocuklara dağıtmıştır. Görevli polis memurunun iyi niyetli bireysel davranışı, bağlamından koparılarak çarpıtılmıştır. Kolluk kuvvetlerini hedef alan ve kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.