Ali YALÇIN

@_aliyalcin_

KPDK MASASI, KAMU GÖREVLİLERİNİN BEKLENTİLERİNİ 2025 BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE TAŞIMALIDIR

 2025 Bütçe görüşmelerinde gündelik tutarların göstergeye bağlanmadan ve ekonomik gerçeklik dikkate alınmadan artırılmasına karşılık, KPDK’da Memur-Sen’in teklifleri doğrultusunda hazırlanan alt komisyon çıktılarına paralel bir düzenlemenin yapılması ve Kurul’un işlevselliğini ispatlaması gerekiyor.

Bütçe görüşmelerinin yapıldığı bu süreçte kamu görevlilerinin beklentilerini karşılayacak çözümler; KPDK çıktısı olarak ilgililere ve Meclise aktarmadır.

HAKEM KURULU’NUN HATALI KARARI REFAH PAYI İLE TAZMİN EDİLMELİDİR

Emek ve sermaye arasında “çatışma oluşturmak amacıyla” birileri tarafından, belirli aralıklarla ve sürelerle ortaya atılan “enflasyonun sebebi sabit ücretliler” açıklama ve soyut değerlendirmelerinin, “geçim derdinin göz ardı edilerek” yapıldığını biliyor ve bu açıklamaları samimi bulmuyoruz.

7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde piyasa gerçekliğini ve reel enflasyonu gören artış oranlarına ilişkin taleplerimizin karşılık bulmaması üzerine, kamu görevlilerine uygulanacak zam ve ücretlere Hakem Kurulu karar vermişti.

Tekliflerimizdeki haklılığın altı bir kez daha çizildi ve Ocak ayında kamu görevlilerine ve emeklilerine Refah Payı zaruri bir gereklilik oldu.

Bu durumu düzeltme noktasında devletimizin imkanı, fırsatı ve mali gücü olduğunu biliyor, kamu görevlilerine ve emeklilerine Ocak ayında refah payı verilmesini bekliyoruz.

Toplu Sözleşme Hükümleri Engellenemez, Tarafların İradesi Yok Sayılamaz

Konuşulan, tartışılan, uzlaşılan ve bütçede payı ayrılan hükümlerin, kamu görevlilerinin bütçesine aktarılması ve ceplerine yansıması için ikinci bir şahıs ya da mekanizma tarafından onaylanmasına müsaade etmek, Türkiye’nin 20 yılda ürettiği, geliştirdiği ve büyüttüğü demokratikleşme zeminini açıkça yok saymaktır.

2012 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde uygulanan, KORUYUCU GİYİM ve FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ kazanımımız bugün gelinen noktada engelleniyor. Masayı, tarafları, iradesini ve kararlarını devre dışı bırakan bu düzenlemeye karşı, Kamu İşveren Heyeti ve masada yer alan temsilciler, Yetkili Konfederasyonun yanında olmalı, ortak karara katkı sunmalıdır.

Toplu sözleşme hakkının ve hukukunun savunulması, sadece yetkili Sendikaların ve Konfederasyonun görevi değil aynı zamanda Kamu İşveren Heyeti ve Kurul’da yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin de sorumlulukları arasındadır.

Yetki aşımı yapılmasın,

Kararlara müdahale edilmesin,

Toplu sözleşme yok sayılmasın,

Masada “kabul” sahada “olmaz” çelişkisine son verilsin,

Toplu sözleşme masasına ve kararlarına saygı duyulsun İSTİYORUZ.

“Kamu Görevlileri ve Emeklileri için Yeni Yasaya – Millet ve Devlet İçin Sivil Anayasaya İhtiyacımız Var”

Ekim 2024 İşsizlik Oranları Açıklandı Ekim 2024 İşsizlik Oranları Açıklandı

4688 sayılı Kanun ile 2012 yılından itibaren 7 defa gerçekleştirilen toplu sözleşmelerin 4’ü uzlaşma, 2’si tam ve 1’i kısmi olmak üzere 3 toplu sözleşme uzlaşmazlıkla tamamlandı.

3 defa Hakem Kurulu’na giden uzlaşmazlıklarda Hakem Kurulu tarafsız, hakkaniyetli ve beklenen kararı veremedi ve sonuçları kamu görevlilerimizi mağdur etti.

Doğru tabirle ifade etmek gerekirse mevcut haliyle bu Kanun; “Çatalla çorba içmemizi, kalburla su taşımamızı” istiyor.

Bugün itibariyle 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine yaklaşık 9 aylık süreç var. Bu süreç içerisinde Kanunun eksikliklerini tamamlayabilir, masanın gerekliliklerine uygun olarak tasarlayabilir, sendikal kavram ve kulvara uyumlu Kanun çıkarabiliriz.

Bir taraftan yapan, diğer taraftan yıkan ikili sistemden kurtulalım, Türkiye’nin gücüne ve büyüklüğüne, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ise hızlı ve etkili karar alma mekanizmasına uygun olarak *“Kamu Görevlileri ve Emeklileri için Yeni Yasaya – Millet ve Devlet İçin Sivil Anayasaya”* emin adımlarla gidelim istiyoruz.

4688’de örgütlenme özgürlüğü alanındaki yasak ve sınırlamaları bitsin,

Grev noktasındaki çekincelerden kurtulalım, demokratik ve haklı mücadeleye zemin oluşturulsun,

Yetkinin emeğini, hakkını ve hukukunu koruyacak şekilde dayanışma aidatı uygulamaya geçsin,

İşveren ağırlıklı Hakem Kurulu yerine, piyasayı gören, emeğin hakkını teslim eden ve haklı beklentilere evet diyebilen Hakem Kurulu düzenine geçilsin, İSTİYORUZ