MEVZUAT/KARARLAR

MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmelik Değişiklikleri Ne Getiriyor?

Eğitim-Sen; "MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmelik Değişiklikleri Ne Getiriyor?" analizi yayınladı.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 22 Şubat 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Değişikliği” ile eğitim sistemine yeni düzenlemeler getirilmiştir. Ancak bu düzenlemeler, kamu yararını ve eğitimde eşitlik ilkelerini gözetmekten uzak, piyasa merkezli ve antidemokratik uygulamalar içermektedir.

Proje okullarının yönetmelik kapsamından çıkarılması, bu okulların keyfî uygulamalara ve liyakatsiz atamalara daha açık hale gelmesine neden olacaktır. Kamu kaynaklarıyla finans edilen bu okulların denetimden muaf tutulması, eğitimde eşitlik ilkesini ciddi şekilde zedeleyecektir.

Müdür başyardımcılığının kaldırılmasıyla mevcut başyardımcılar, görev süreleri bitene kadar görevlerine devam edecekler ancak bu pozisyonun ortadan kaldırılması, okul yönetiminin yükünü artıracaktır.

Mesleki ortaöğretim kurumları ile ilgili olarak getirilen “sektöre entegre okul” ve “sektör içi okul” modelleri, meslek liselerini piyasanın taleplerine göre biçimlendirmeye ve öğrencileri ucuz iş gücü haline getirmeye yönelik bir düzenlemedir. Bu düzenlemeler, bir süredir sermayenin ihtiyaçlarına paralel olarak biçimlendirilen meslek liselerini, eğitim kurumu olmaktan çıkarıp tamamen sermayenin taleplerine göre biçimlendirmeye ve öğrencileri ucuz iş gücü haline getirmeye yönelik bir adımdır.

Ortaöğretim Kurumlar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile birlikte daha önce öğretmen görevlendirmelerinin, öğretmen ve yönetici atamalarının keyfiyete dayandığı proje okullarının geleceği daha da belirsiz hale gelmiştir. Bu nedenle proje okullarında şu an takvimi işleyen atama sürecinin iptal edilmesi gerekmektedir.

Yönetmelik değişikliğinin en dikkat çekici başlıklarından birisi de merkezi sınav puanıyla öğretmen ve yöneticilerin atanacağı okullarda öğretmenlerin beş yılda bir Milli Eğitim Akademisi’nde eğitime tabi tutulacak olmasıdır. Ancak bu eğitimlerin içeriği ve uygulanma biçimi konusunda ciddi belirsizlikler vardır.  Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun en kritik maddelerinden birisi olan Milli Eğitim Akademisi’nde verilecek eğitimlerin niteliği ve uygulanma biçimi nasıl olacaktır?

Yönetmelikte yapılan değişiklikle okullarda yapılan iş birlikleri ve protokoller il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bilgisi ve onayı ile yapılacaktır. Bu düzenleme, özel kurumlar, işletmeler ve belediyeler gibi farklı aktörlerle iş birliği yaparak eğitimin kapılarını piyasaya ardına kadar açan bir adımdır. Eğitimde kamusal anlayış terk edilerek, özel sektör ve sermaye eğitim süreçlerine daha yoğun olarak dâhil edilecektir.

Öğretim programlarının proje ve protokoller üzerinden piyasa aktörleri ve MEB tarafından STK olarak görülen çeşitli dini, tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine açık hale getirilmesi, pedagojik açıdan ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Örneğin, işletmelerin ve STK’lerin eğitim müfredatına doğrudan veya dolaylı müdahalesi, dini vakıf ve cemaatlerin okullardaki etkinliğini daha da artıracak, uzun süredir tartışma konusu olan tarikat ve cemaatlerin eğitim kurumlarında daha yoğun faaliyet yürütmesinin önünü açacaktır.

Yönetmelikte yapılan diğer değişiklikleri başlıklar halinde sıralayacak olursak:

    Kalfalık ve ustalık eğitimi ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır.
    Türk dili ve edebiyatı ile yabancı dil derslerinden sorumluluk sınavları, yazılı ve uygulamalı olmak üzere iki aşamada yapılacaktır.
    Müdür yardımcısının görevleri genişletilmiş, taşımalı eğitim yönetmeliği ile uyum sağlanmıştır.
    Özel eğitim ihtiyacı olan çocuğu bulunan öğretmenlere nöbet görevi muafiyeti veya gün tercihi hakkı getirildi.
    Öğretmen açığı durumunda “usta öğretici” ve “uzman” görevlendirilebilecektir.
    Öğretmenler kurulu ve diğer eğitim kurullarıyla ilgili düzenlemeler yeni bir yönergeye bırakılmıştır.

Eğitim kademelerinde yapılacak değişiklikler piyasa odaklı politikaların gölgesinde değil, laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim ilkeleri doğrultusunda hayata geçirilmelidir. MEB’in yaptığı yönetmelik değişikliklerinin bugüne kadar kamusal eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemenin önüne geçemediği, eğitimde yaşanan derin eşitsizliği önlemekte yetersiz kaldığı görülmekte, temel amacın eğitim sistemini piyasanın ihtiyaçlarına göre biçimlendirmek olduğu anlaşılmaktadır.

Eğitim Sen olarak, eğitim sisteminin kamusal, bilimsel ve laik ilkeler doğrultusunda biçimlendirilmesi yönündeki mücadelemizi sürdürecek, eğitimde yaşanan piyasalaştırmaya ve antidemokratik uygulamalara karşı durmaya devam edeceğiz.
Eğitim-Sen

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }