ÖĞRETMEN

MEB’in Politika ve Uygulamaları, “İhtiyaç ve Norm Kadro Fazlası” Olarak Belirlenen Öğretmenleri Mağdur Etmektedir!

Eğitim-Sen "Eğitim sisteminde norm kadro uygulamasının esası, öğretmenlerin belirli bir sayıda öğrenciye hizmet verecek şekilde görevlendirilmesi olsa da sınıf kontenjanlarındaki ani değişiklikler ve atanma süreçlerindeki düzensizlikler, norm fazlası durumların ortaya çıkmasına neden olmakta, bu durum da öğretmenlerle ilgili belirsizlikler ve mağduriyetler yaratmaktadır." açıklamasında bulundu.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), tasarruf tedbirleri kapsamında, taşımalı eğitimi sınırlandırmaya yönelik kararlarına yönelik tepkiler sürerken, öğrenci sayısı 30’un altında olan sınıfları birleştirme kararı sonrasında çok sayıda öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Benzer şekilde eğitim yöneticilerinin seçmeli derslerin seçiminde açık açık yönlendirme yapması nedeniyle çok sayıda öğretmen norm fazlası haline gelmiştir. Öğretmen açıklarını kadrolu atama yaparak çözmek yerine, öğretmen yetersizliği ve bütçe kısıtlamaları nedeniyle norm fazlası öğretmenlerin “ihtiyaç fazlası” olarak görülmesi ve istekleri dışında okullarda görevlendirilmesine yönelik şikayetler her geçen gün artmaktadır.

MEB Norm Kadro yönetmeliği, okulunda çalışan öğretmenleri bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürebilmekte, atama yönetmeliği ile de öğretmen ikametgâhından uzak yerlere görevlendirilmekte veya resen atanabilmektedir. İlgili işlemleri yapma yetkisi illerde valiliklere bırakılmıştır. Bu durum özellikle büyükşehirlerde norm fazlası durumunda olan öğretmenleri tedirgin etmektedir. Ayrıca norm fazlası olma durumunun kimi okul müdürlerince farklı şekillerde kullanılması, ders saatleri azaltılarak bazı öğretmenlerin norm fazlası haline getirilmesi yönünde örnekler yaşandığı bilinmektedir.

MEB’in 2024 yılı için hazırlanan “İhtiyaç ve Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirme Kılavuzu”nda belirtilen uygulamalar, bazı pratik sorunları ve öğretmenler üzerinde stres yaratabilecek durumları beraberinde getirmektedir. Norm fazlası öğretmenlerin istemedikleri bölgelere atanması veya farklı okullarda görevlendirilmesi, öğretmenlerin sosyal ve ailevi yaşamını zorlaştırmaktadır. Özellikle belirli bir bölgede hayat kurmuş olan öğretmenler, yeni görev yerlerinin uzaklığı nedeniyle ailelerinden ayrılmak zorunda kalabilmektedir. Bu ve benzeri sorunlar, uygulama sürecinin daha hassas bir şekilde ele alınmasını ve öğretmenlerin çalışma koşullarını iyileştirecek çözümler üretilmesini gerektirmektedir.

Normal yollarla okuluna atanmış öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesinin sorumlusu öğretmenler değildir. Mevcut norm kadro yönetmeliğindeki eksik ve yanlış tanımlamalar nedeniyle öğretmenler bir anda ‘norm fazlası’ durumuna düşürülüp, resen atama tehdidiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Öte yandan çok sayıda okulda normların yıldan yıla değiştiği bilinmektedir. Dolayısıyla bugün norm fazlası olarak görünen bir eğitim emekçisi sonraki yıl norma dahil olabilmektedir. Bu durum ortadayken resen atama uygulaması hak kayıplarına ve yeni sorunlara yol açmaktadır.

Eğitim Sen olarak talebimiz, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılarak yeni derslik yapımına hız verilmesidir. Sınıf mevcudu 30’un altına düşen sınıfları birleştirmek yerine, sınıf mevcutları OECD ortalaması olan 21’e düşürülerek, sınıf birleştirmeleri sonucunda norm fazlası haline getirilen öğretmenlerin yaşadıkları mağduriyete son verilmelidir.

Norm fazlası öğretmenler sorunu, MEB’in planlama eksiklikleri ve merkeziyetçi yapısının getirdiği mağduriyetleri gözler önüne sermektedir. Öğrenci sayısının düşük olduğu okullarda ve sınıflarda birleştirme yerine farklı çözümler sunulmalıdır. Örneğin, her okula öğretmen ihtiyacına paralel sayıda öğretmen ataması yapılmalı, tasarruf gerekçesiyle eğitimde bütçe kesintisi yapmak yerine bütçeden eğitim yatırımlarına ayrılan pay artırılmalıdır.
Eğitim-Sen

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }