Türkiye’de ilk defa ortaokulda öğrenim gören öğrencilerin kabul edileceği mesleki ve teknik Anadolu liseleri bünyesindeki ‘mesleki ortaokullar’ Bursa, Sivas, Konya ve Burdur’da açılacaktır. MEB, Mesleki Eğitim Merkezleriyle (MESEM) 15 yaş altına indirdiği çocuk işçiliği yaşını meslek ortaokulları açarak fiili olarak 10-11 yaşına indirmekte kararlı görünmektedir. Meslek liseleri, çıraklık ve MESEM gibi politikalarla çalıştırılan çocuk sayısı 2 milyonu geçmiştir.

Mesleki ortaokullar ile 10-11 yaş arası çocukların mesleki eğitime başlatılması planlanmakta, bu durum çocuk işçiliğinin dolaylı olarak meşrulaştırılması anlamına gelmektedir. Eğitim süreci içinde çocukların çok erken yaşlarda iş gücü piyasasına ayrılması, çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına ve çocuk emeği sömürüsünün artmasına neden olacaktır.

Mesleki eğitimin erken yaşta başlatılmasının, öğrencilerin mesleki becerilerini artıracağı ve iş gücü piyasasında daha nitelikli bireyler yetişmesine katkıda bulunacağı iddiasıyla meslek liseleri bünyesinde mesleki ortaokulların açılması çocuk işçiliğini arttıracak ve eğitimde yaşanan eşitsizlikleri arttıracak sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Ancak böylesi bir adımın eğitimde yaşanan eşitsizlikleri daha da derinleştirmesi kaçınılmazdır. Mesleki ortaokulların açılması, öğrencilerin çok erken yaşta meslek seçmeye zorlanması anlamına gelmektedir. 10-14 yaş aralığındaki çocukların, henüz kendilerini ve ilgi alanlarını tam olarak keşfetmemişken, belirli bir meslek dalına yönlendirilmeleri pedagojik açıdan sakıncalıdır.

Türkiye’deki eğitim sistemi zaten ciddi eşitsizlikler barındırırken, mesleki ortaokulların açılması bu durumu daha derinleştirecektir. Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı ailelerden gelen öğrenciler, bu okullara yönlendirilecek ve eğitimden çok erken koparılarak düşük ücretli ve güvencesiz işlere mahkûm edilecektir. Mesleki ortaokullar, eğitimde sınıfsal ayrışmayı hızlandıracak, öğrencilerin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanaklarını zayıflatacaktır.

Otizmli Öğrenciler, Hayallerini Yansıttıkları Resimlerle Özel Bireylerin Hayatına Dokunacak Otizmli Öğrenciler, Hayallerini Yansıttıkları Resimlerle Özel Bireylerin Hayatına Dokunacak

Eğitim politikalarında, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmesi önemli olmakla birlikte, bunun sadece mesleki eğitime indirgenmesi büyük bir hata olacaktır. Eğitimin amacı, öğrencilerin sadece iş gücü piyasasına hazırlanması değil, aynı zamanda onları eleştirel düşünen, yaratıcı ve donanımlı bireyler olarak yetiştirmektir. Mesleki ortaokullar yerine, daha kapsamlı bir eğitim modeli oluşturularak öğrencilerin çok yönlü gelişimleri desteklenmelidir.

Meslek liseleri bünyesinde mesleki ortaokulların açılması, öğrenci gelişimi açısından ciddi riskler taşımaktadır. Eğitimde nitelikli bir reform yapılması gerekiyorsa, bu reformun çocukları erken yaşta meslek seçimine zorlamak yerine, onların yeteneklerini ve potansiyellerini ortaya çıkaracak şekilde planlanmasıdır. Eğitim, iş gücü piyasasına hizmet etmekten öte, bireyin bütüncül gelişimine odaklanmalıdır.