Milli Eğitim Bakanlığı, 25 Ekim'de 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması mülakat sonuçlarını açıklamıştır. Ancak aylardır Danıştay kararını gerekçe göstererek süreci erteleyen Bakan Yusuf Tekin’in bu tavrı, öğretmen adaylarını belirsizlik ve endişe içinde bırakmıştır. Eğitim-öğretim yılı başlamış olmasına rağmen, okullardaki öğretmen açığı büyük ölçüde giderilememiştir. Üstelik sonuçların Danıştay kararı beklenmeden açıklanabilmesi, gecikmenin kamuoyuna zorunlu bir bekleyiş gibi sunulmasının gerçeği yansıtmadığını ortaya koymaktadır.
Bu süreçte Bakanlığın Danıştay kararını ve yönetmelik değişikliklerini gerekçe göstermesi, asıl amacın sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını kalıcı bir istihdam modeli haline getirmek olduğunu göstermektedir. Bu durum, öğretmenlik mesleğini güvencesiz ve geçici bir modele mahkûm etmekte, meslek onurunu zedelemekte ve öğretmenlerimizin geleceğini belirsizliğe sürüklemektedir.
İktidar için kadrolaşma aracına dönüşen mülakat sistemi, emeği ve liyakati yok sayarak torpil mekanizmasına dönüşmüştür. Öğretmen adaylarının hakkını gasp eden ve adaletsizliği sürekli hale getiren bu sistemin tüm tepkilerimize rağmen sürdürülmesi kabul edilemez.
Mülakat sıralamalarının açıklanmaması da yeni bir şaibe kaynağıdır. Atamalarda şeffaflığın sağlanamaması, iller arası büyük puan farklarının gözlenmesi, adaylar ve kamuoyu nezdinde ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Eğitim-İş olarak, MEB’e resmi talebimizi ileterek mülakat sıralamalarının ve atama sürecinin detaylarının kamuoyuna açıklanmasını istedik. Öğretmen adaylarının mülakat puanları ile KPSS puanları arasındaki tutarsızlıklar, mülakat komisyonlarının tarafsız ve objektif bir değerlendirme yapmadığı izlenimini güçlendirmektedir. Bu süreçte öğretmen adaylarımızın hak arayışına destek olacağımızı ifade ediyoruz.
Öğretmenlerin güvenceli ve kadrolu istihdam edilmesi, çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkının en büyük teminatıdır. Bakanlık, öğretmenlerimizin mesleki onurunu koruyacak, şeffaf ve objektif bir atama süreci yürüterek kamuoyunun endişelerini gidermelidir. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza nitelikli eğitim sağlanması, öğretmenlerin hak ettikleri koşullarda, güvenceli olarak çalışabilmelerine bağlıdır. Siyasi kadrolaşmaya hizmet eden, liyakatsizliği olağanlaştıran ve eğitim sistemine zarar veren mülakat uygulaması kaldırılmalı; şeffaf, adil ve güvenilir bir atama süreci yürütülmelidir. Bu, bir lütuf değil, anayasal bir haktır.
Eğitim-İş olarak, öğretmen adaylarımızın haklarını savunmaları için hazırladığımız itiraz dilekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurabileceklerini belirtiyoruz. Tüm öğretmen adaylarımız, hazırladığımız dilekçeyi kullanarak bireysel Bakanlık nezdinde haklarını arayabilirler. Eğitim-İş, mülakat adaletsizliğinin karşısında, güvenceli istihdamın sağlanması için öğretmen adaylarımızın yanındadır.