Anne Kart’a yoğun ilgi, sayı 6 Bin 580’e ulaştı Anne Kart’a yoğun ilgi, sayı 6 Bin 580’e ulaştı

Hamile bir öğretmene ve kız öğrencilere yönelik olarak söylenen cins ayrımcı ve aşağılayıcı sözler, kadınların çalışma hayatında ve eğitimde karşı karşıya kaldığı ayrımcılığın somut bir göstergesidir. Kız öğrencilerin spor gibi sosyal etkinliklerde bulunmasını “iffetsizlik” olarak niteleyen bir bakış açısı, kadını toplumsal yaşamdan soyutlamayı amaçlayan ataerkil zihniyetin bir yansımasıdır. Bu yaklaşım, sadece bireysel bir sorun değil, eğitimdeki cinsiyet ayrımcı bakış açısının sonucudur.

Son yıllarda örneklerini daha fazla duymaya başladığımız cinsiyetçi söylemler, genellikle çarpık siyasal-ideolojik tutumlardan ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalık eksikliğinden kaynaklanmaktadır.  Eğitim yöneticilerinin atanmasında liyakatsiz ve siyasallaşmış kişilerin seçilmesi, toplumdaki mevcut cinsiyetçi bakış açılarının okullara taşınmasına ve bu tür örnekler yaşanmasına neden olmaktadır. Bu tür söylem ve davranışlara karşı caydırıcı bir mekanizmanın olmaması, cinsiyetçi ifadelerin artarak sürmesine neden olmaktadır.

Patnos’ta yaşanan bu olay, eğitim yöneticilerinin liyakatsiz atamalarla göreve getirildiğini ve eğitimin bilimsellikten uzak, siyasal-ideolojik bir alana çekilmeye çalışıldığını göstermektedir. Eğitimde demokratik bir yönetim anlayışı sağlanmadıkça, cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşımların önüne geçmek mümkün değildir. Bu tür olaylara karşı etkili ve hızlı bir inceleme yapılmalı, Patnos Fen Lisesi Müdürü derhal görevden alınarak, hakkında adli ve idari soruşturma yürütülmelidir.

Eğitim kurumları, bireyleri aşağılayan, ayrımcılık yapan veya toplumsal baskı uygulayan bir alan değil; eşitlik, özgürlük ve saygının öğrenildiği yerler olmalıdır. Patnos Fen Lisesi’nde yaşanan bu iddialar, eğitim sistemimizin cinsiyetçi bakış açısını değiştirmek ve tüm bireyler için eşit bir öğrenim ortamı sağlamak için daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini göstermektedir.
Eğitim-Sen