GÜNDEM

Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir

Erdoğan sosyal medya hesabından "Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir." dedi

Recep Tayyip Erdoğan

@RTErdogan

Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir.

Suriye; tüm etnik, dinî, mezhebî kimlikleriyle Suriyelilerindir.

Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı, vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen; Suriye halkının ülkesini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca faklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: “Çakal ne kadar hile bilirse kurt da o kadar yol bilir.” Türkiye, sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır.

Baas rejiminin ülkeden çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün uzantılarına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, Türkiye karşıtı tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş, dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Suriye’nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş; ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed; arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abat olunamayacağı hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir. Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Suriye halkı bizim kardeşimizdir; tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir. Kalbimizin bir yarısı Gaziantep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }