Meclis Başkanvekili Adan, üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora, "Tarihten bugüne Türk Ordusu"nu anlattığı konuşmasında, "Teröre, terör örgütlerine ve bu terör örgütlerini maşa olarak kullanan devletleşmiş sömürgeci politika aktörlerine baş eğmeyen Türkiye Cumhuriyeti, dirayetinin kaynağını Türk Ordusundan almaktadır. Gerek terörle mücadele konusunda etkin ve etkili biçimde yürütülen politikalarıyla gerek savunma sanayisinde yapılan yatırımlarla, bu kaynak günden güne çağıldamaktadır. Bu kaynak, vatanımıza ve milletimize yönelen her türlü kirli eli kırmakta, kirli emeli bozmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen ise yerel basında yer alan bilgilere göre Gaziantep'te 1 ayda 73 bebeğin öldüğünü, çocuk hastanesindeki hematoloji bölümünün kapatılarak şehir hastanesine taşınmasının, bu çocuk ölümlerinin nedenlerinden biri olduğunu ileri sürdü.

Öztürkmen, Gaziantep'te bir ilkokulda 1100 öğrencinin 800'ünün Suriyeli olduğunu söyleyerek, "O okulda güvenlik, temizlik yok ama tercüman var." dedi.

AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu da endemik bir tür olan Van Gölü'ndeki inci kefali hakkında bilgi vererek, inci kefalinin ulusal pazara açılmasıyla hem ülkeye ekonomik bir katkı sağlanacağını hem de Van'ın kültürel mirasının uluslararası alanda tanıtılacağını söyledi.

TBMM Başkanvekili Celal Adan, FETÖ'ye ilişkin "Bu terör örgütünün bir daha milletimize musallat olmaması için büyük bir tecrübe kazanılmıştır. İnşallah, bu tecrübe ders olur ve Cumhuriyetimizi bir daha böyle kirli ellerin güçlendiği bir ortama müsait hale getirmeyiz." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin Grup toplantısında yaptığı açıklamalara ilişkin, "Hem devleti yöneten kişilerin hem siyasi partilerin Türkiye'nin hangi meselesi olursa olsun bir masa etrafında, TBMM çatısı altında, Genel Kurulda birbirimize hakaret etmeden, bağırmadan, parmak sallamadan oturup müzakere edebileceğimiz siyasal zeminleri inşa etme sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Bu manada bugün, daha önceki birkaç açıklamasının devamında Sayın Bahçeli'nin gündeme getirdiği bu konuları 'TBMM'de konuşalım' önerisini anlamlı ve kıymetli buluyorum." değerlendirmesinde bulundu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise Bahçeli'nin sözlerine ilişkin "Atatürk'ün kurduğu Meclis kürsüsünden yalnızca bu milletin, Mustafa Kemal'in evlatları ve mirasçıları konuşabilir. Bütün bu konuşmalar, aziz Türk milleti ve onun istikbali içindir. Bu ülkenin istikbaline kasteden, yavrularını katleden alçak bir yapının, yuları emperyalistlerin elinde olan hain bir terör örgütünün ne elebaşı ne de uzantıları bu kutsal çatıda milletin kürsüsünde konuşamaz, konuşturulamaz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlediği ortak basın toplantısında kullandığı bir ifadeye işaret eden Çömez, "Sayın Erdoğan'ın sığınmacılardan bahsederken 'mülteci' ifadesini kullanıyor olması bizi son derece şaşırtmıştır. Bilmeden bu ifadeyi kullanıyorsa bir sorun, ancak bilerek ve Almanya'ya sempatik görünmek niyetiyle bunu tercih ediyorsa o da bir başka sorundur." görüşlerini savundu.

Gazze'deki yaklaşık 2 milyon insanın yerinin değiştiğini kaydeden Çömez, "Bunlar önce Mısır'daki Sina Çölü'ne, ardından Ürdün'e ve mümkünse Türkiye'ye gönderilmek isteniyor. Buna karşı Türkiye'nin tutumunun çok net olması şarttır." diye konuştu.

- "Türkiye Cumhuriyeti'nin adaleti daima peşlerinde olacaktır"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümüne yönelik şunları söyledi:

"Tüm ömrü Türkiye'ye ve insanlığa ihanetle geçen, ülkemize büyük zararlar veren FETÖ elebaşı, uşaklık ettiği yerde, ABD'de Allah'a hesap vermek üzere öldü. Başta 251 vatandaşımızın şehit düştüğü 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere binlerce kişinin hayatını kaybetmesine, kurduğu çok sayıda kumpaslarla binlerce masumun cezaevinde yıllarını kaybetmesine neden olan ve sınav sorularını çalarak milyonlarca gencin umutlarını çalan FETÖ terörist elebaşı ve militanları, bütün yaptıklarının bedellerini elbette cehennemde de ödeyeceklerdir. Milletimizin laneti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin adaleti daima peşlerinde olacaktır."

"Yenidoğan çetesi" soruşturmasına ilişkin ise Akçay, bu operasyonun başlatılması talimatını veren, bunun için özel bir ekip kuran ve sonuna kadar üzerine gidilmesini sağlayanın, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu olduğunu anlattı. Akçay, "Yapılan denetimlerde delil bulunamamasına rağmen dosyayı kapatmayıp İstanbul Emniyetinden yardım isteyen de Sayın Bakandır, olayla ilgili adı geçen hastanelerin ruhsatını iptal eden de yine Sağlık Bakanlığıdır. Dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü ve Sağlık Bakanı vaziyete zamanında müdahil olmuştur; görevi suistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir, teftiş mekanizması gecikmeksizin çalışmıştır, adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarma eş güdüm halinde suçluların peşine düşmüştür." değerlendirmelerinde bulundu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclisin, iradesini hakim kılmak zorunda olduğunu; hukuk devletinden, barıştan, demokrasiden yana inisiyatif alması gerektiğini belirterek, "Şimdi yeni şeyler söyleme zamanı gelmiştir ve en büyük sorumluluk da kuşkusuz Meclisindir." şeklinde konuştu.

- "Scholz'la görüşeceğinize Esad'la görüşün"

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, FETÖ elebaşı Gülen'in 20 Ekim'de öldüğünü anımsatarak, "20 Ekim, kaderin garip bir cilvesi olarak, 16 yıl önce Ergenekon kumpas davasının ilk mahkemesinin görüldüğü gün. Biz, kendisini iyi bilmezdik, hakkımızı helal etmiyoruz ama sorular çalındığı için hayallerindeki mesleğe giremeyen gençler, kumpas davalarıyla hapislere atılarak gelecekleri karartılan, yaşamları karartılan ordumuzun şanlı askerleri, teslim edilen yargımızın mağdur edilmiş vatandaşları ve yargı temsilcilerimiz ve toplumun tüm kesimleri haklarını helal etmediler." dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin karanlıklarla dolu olduğunu söyleyen Emir, "AKP iktidarı Fetullah Gülen'i asla ABD'den getirmek istemedi ve o dosyaların içerisine doğru, gerçekçi delilleri koymadı çünkü Fetullah Gülen gelseydi bu darbenin siyasi ayağını sormak zorunda kalacaklardı." ifadelerini kullandı.

2025 Yılı Bütçesi, TBMM Plan Ve Bütçe Komisyonunda 2025 Yılı Bütçesi, TBMM Plan Ve Bütçe Komisyonunda

İsrail ile ticaretin devam ettiğini ileri süren Emir, "İsrail'e Alman Şansölyesinin karşısında 'Merak etme, Lübnan'dan gelenleri de alacağız' mesajı verildi. Yani bu, 'Sen İsrail olarak Lübnan'a saldır, Gazze'ye saldır; Filistinliler, Lübnanlılar yerlerinden olsunlar ama Avrupa korkmasın, biz o mültecileri de Türkiye'de tutacağız' demektir." görüşlerini savundu.

"Türkiye'nin, Avrupa'nın sığınmacı deposu haline getirildiğini" savunan Emir, "Scholz'la görüşeceğinize Esad'la görüşün, Esad'la anlaşın. Hiç olmazsa bir kısım mülteciyi gönderelim, Türkiye'nin mülteci sorunu birazcık hafiflesin." dedi.

- "Bu konuyu tamamıyla aydınlatacağız"

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, FETÖ'nün yeni nesil bir terör örgütü olduğunu belirterek, "Ne zaman ki darbe girişimi oldu, işte bu darbe girişiminden sonra özellikle o akşam itibarıyla olayın vahameti anlaşıldı ve bütün siyasi partiler aynı noktada buluşma ihtiyacını duydular. O yüzden bugün bu olayları değerlendirirken vaktizamanında onların gazetelerinin, onların örgütlerinin yanında durarak, onların haklılığının iddia edildiği zamanları da unutmamak lazım." diye konuştu.

Hukuken pek çok şey yapıldığını, uluslararası hukukun yetersizliğini orada bir kez daha gördüklerini anlatan Zengin "Ben de şahidim, defaatle ABD'ye yapılan seyahatlerde dosyalar, klasörler aslında son derece ince şekilde hazırlanarak ABD'ye verildi ve iadesi talep edildi. Bu canıgönülden bir talepti. Önemli olan aslında Türkiye'ye gelmesi, burada yargılanması ve hak ettiği cezayı almasıydı fakat biz ahiretin varlığına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Zengin, "yenidoğan çetesi" soruşturmasına yönelik, "Süreç asıl başladığında bir mali yolsuzluk olarak başlamış fakat daha sonra dinleme izinlerinin alınmasıyla tapelerin deşifre edilmesiyle beraber, konu başka bir yere evrilmiş. Bebeklerimizin öldürülmesiyle alakalı çok daha vahim bir suça evrilmiş. Nihayetinde savcılık 16 Ekim'de iddianamesini hazırlayarak sunmuş ve hemen akabinde de iki gün içerisinde bu hastanelerin ruhsatları iptal edilmiş." şeklinde konuştu.

Bu sabah milletvekilleri ile bir araya gelerek Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmasına yönelik görüşme yaptıklarını anlatan Zengin, "Meclis olarak biz yargılama yapmıyoruz. Bizim, yaptığımız incelemeler neticesinde hangi hukuki düzenlemeleri yaparsak, hangi mevzuatı geliştirirsek bu suistimaller önlenebilir, bunun üzerine gitmemiz lazım. Bu konuda da başta Sağlık Bakanımız olmak üzere Çalışma Bakanımız, Adalet Bakanımız ve tüm milletvekillerimiz, büyük bir hassasiyet içerisinde bu konuyu hep beraber çalışacağız. Bu konuyu tamamıyla aydınlatacağız ve bu suistimallerin önüne geçilmesi için elimizden geleni yapacağız." değerlendirmelerinde bulundu.

- CHP ve AK Parti arasında "FETÖ" tartışması

AK Parti Grup Başkanvekili Zengin'in ifadeleri üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Emir, "ABD, bu darbe girişimiyle arasında direkt bağlantı olduğunu gösteren somut deliller gönderilmediği için Fetullah Gülen'i gönderemedi. ABD yine göndermezdi ama sonuçta siyasi iktidar darbeyi bildiğini, darbeyi gördüğünü, Adil Öksüz'ün o konuşmalarının siyasi iktidarın elinde olduğunu söyleyemediği için biz hala Fetullah Gülen'i getiremiyoruz." diye konuştu.

Zengin, Emir'in iddialarına karşılık olarak "Bu terör örgütünü kuran insanlar, yapılar bunu size iade eder mi? O dosyaları tek tek açıp okudunuz mu? Tamamen hukuka uygun, tamamen usulüne uygun. Asıl mesele zaten vermemek üzerine dizayn edilmiştir." dedi.

AK Parti'nin 2012'den sonra başladığı FETÖ ile mücadelesinde muhalefetin tam karşı tarafta durduğunu söyleyen Zengin, "Yaptıkları konuşmalara, fotoğraflara, video kayıtlarına baksınlar, ondan sonra bize laf söylesinler. ABD asla ve kata bunu vermek istememiştir çünkü bu terör örgütünü kuran, yöneten zaten bizatihi kendisidir. Bizim verdiğimiz bütün dosyaların içerisi doludur, hepsi sahicidir çünkü bizim hiçbir şeyden de korkumuz yok. Biz asli olarak bu örgütle zaten mücadele ettiğimiz için işler bu noktaya geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin çok keskin bir mücadele içine girdiğini dile getiren Zengin, "Eğer bunlar olmasaydı zaten bu aşamaya asla ve kata gelemezdik. O yüzden bu tarihten sonra, şu andan itibaren yapacağımız şey Türkiye'de her anlamda toplumsal hayatın içinde açtıkları hasarı da içine koyarak söylüyorum, tüm bunların izalesiyle ilgili bütün milletvekilleri ve tüm siyasi partilerin ortak bir çalışma yapması gerektiğine ben de inanıyorum." şeklinde konuştu.

Meclis Başkanvekili Celal Adan ise 15 Temmuz akşamı çok güçlü bir iradenin teşekkül ettiğini hatırlatarak, TBMM'de grubu bulunan bütün siyasi partilerin bu alçak ve devleti çökertme operasyonuna karşı bir irade ortaya koyduğunu söyledi.

Geçmişte konuşulanlarla ilgili tartışmanın sona erdirilemeyeceğini belirten Adan, "Bu terör örgütünün bir daha milletimize musallat olmaması için büyük bir tecrübe kazanılmıştır. İnşallah, bu tecrübe ders olur ve cumhuriyetimizi bir daha böyle kirli ellerin güçlendiği bir ortama müsait hale getirmeyiz." dedi.