Cerrahi insanlığın ilk dönemlerinden beri hayatımızda olan bir olgu olmakla birlikte bu alanda yazılan bilinen eski yazılı belgeler Eski Mısırlılara aittir.
Robotik cerrahi içinde birçok alt alan bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları Üroloji, Ortopedi ve Travmaloji, Çocuk Cerrahisi ve Mide Cerrahisidir. Teknoloji alanındaki gelişme hızı sağlık sektöründe yenilikler ortaya çıkarmıştır, robotlar eşliğinde yapılan ameliyatlarla teknoloji ve sektör zamanla iç içe geçmektedir. Cerrahi uygulamalarında yeni yaklaşım ve gelişmiş teknolojilerle birlikte Robotik Cerrahi ve Robotik Ameliyathane hemşireliği ortaya çıkmıştır.” Robotik Cerrahi yahut robot yardımlı cerrahi; hekimin bir robot vasıtasıyla hastada gerçekleştirdiği cerrahi girişimlerdir. İlk kez 1985 yılında kullanılmıştır, günümüz teknolojisiyle robotların boyutları küçülmekte işlevleri arttırılmış ve üç boyutlu görüntü veren robotlar ameliyatlarda kullanılmaya başlamıştır.
Ülkemizde Robotik Cerrahi
Ülkemizde ilk robotik cerrahi uygulaması özel bir hastanede 2004 yılında, 2008 yılında ise Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kullanılmaya başlamıştır. 2010 yılında toplam 12 adet cerrahi operasyonda kullanılmıştır. Vücuda yapılan kesi alanının az olması, ekipteki kişi sayısının azaltılması, ameliyat sonrası bakım döneminde daha az komplikasyon görülmesi, taburculuk süresinin kısaltması gibi avantajları nedeniyle robotik cerrahinin kullanım alanları ve sayıları gittikçe artmıştır.
Robotik Cerrahinin Avantajları Nelerdir
Cerrahi operasyonlarda küçük bir kesi ile gerçekleştiren robotik cerrahi sistemi, hastanın vücudunda daha az travma ve ağrı, minimum yara izi, hastanede yatış süresinin kısalması sebebiyle hasta lehinedir. Daha az yara enfeksiyonuna neden olur. Robotik cerrahinin yararlı diğer durumu ise, ellerin hareketlerini taklit edebilen ve eklemli yapıya sahip robotik kolların kullanılmasıdır. Alışıla gelmiş yöntemlerle kıyaslandığında mümkün olandan daha fazla el becerisi ve hassasiyet sunmaktadır. “Robotik kollar, 720 derece açıyla dönebilir ve titreme yapmaz. Robotik cerrahide yüksek çözünürlüklü 3D kameraların kullanılması, cerrahların normalde çıplak gözle göremedikleri alanları daha yakından görmelerini sağlar ve normalde görülen görüntü, görüntü kaybı olmaksızın 10 kata kadar net bir şekilde büyütülebilir. Bu da daha fazla alan üzerinde cerrahın hâkimiyet kurması ve operasyonu tüm ince detaylarıyla bir arada görmesi anlamına gelmektedir. Hekim oturarak çalıştığı için daha az yorulur. Böylece uzun süren operasyonlarda hekimin stres düzeyi azalırken konsantrasyon seviyesi artar.
Robotik Cerrahinin Geleceği
Otonom robotların kullanılması için belli teknolojilerin hayata geçmesi gerekiyor. Örneğin Mayo Kliniği, uzaktan kontrollü robotik kollar ve minyatür kameralar ile çeşitli kalp ameliyatlarını gerçekleştiriyor. Ağ bağlantıları ise özellikle pandemi sürecinde mesafeli müdahalelerin kaçınılmaz olduğu bir süreçte kritik öneme sahip. Aynı oda içerisinde doktorlar kullandıkları robotik cihazlarda gecikme yaşamıyor. Cerrahların belli mesafelerden kontrol edeceği robotlar için gerçek zamanlı müdahale imkânı tanıyan ve veri transfer kalitesini artıran 5G kaçınılmaz görülüyor.
“5G, 4G teknolojisine kıyasla 10 kat fazla bant genişliği sunuyor. 5G sayesinde hastanelerin geleneksel router’a veya internet hizmet sağlayıcıları (ISP) kullanmak yerine, ünlü girişimci Elon Musk’ın yakın zaman içerisinde beta aşamasına geçmesi beklenen Starlink internet konseptinde olduğu gibi doğrudan yörüngedeki uydulara bağlanması bekleniyor.
Uzmanlar, robotik cerrahiye geçilmesini sıradan bir dijital dönüşümün ötesine geçen, radikal bir gelişme olarak görüyor. Bu süreçte, medikal cihaz uygulamalarının geliştirilmesinde makine öğrenimi (ML) büyük rol oynayacak. ML algoritmaları davranışları inceleyerek hastalara müdahale alanında gelişmeler sunacakken, destekleyici araçların kullanılması ile “yanlış pozitiflerin” tespit edilmesi ve hatalardan ders çıkarılması amaçlanıyor. Nihayetinde, medikal ekipler yeni teknolojiler ile tedavi süreçlerinin en başarılı prosedürlerini belirleyebilecek.