GÜNDEM

Toros’a Vefa Yarım Asra Saygı

Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare toplantımız, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı kutlamaları çerçevesinde yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirildi.

ÖNDER KAHVECİ: ANADOLU NASIL VATANIMIZSA KUZEY KIBRIS’TA BİZİM VATANIMIZDIR

Genel Başkanımız Önder Kahveci istişare toplantımızda, “50 yıldan beri Kıbrıs Türkü Mehmetçiğin güvencesinde Anavatanının gözetiminde huzur içindedir. Dün olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türklüğünü yok sayan her plan Türk’ün iradesinde kaybolacaktır. Türkiye Kamu-Sen Kıbrıs Türklüğünün eşit egemenliğe dayanan, eşit uluslararası statüsünü tescil edecek tarihi ve stratejik kararı sonuna kadar desteklemektedir. Şunu herkes bilmelidir ki, Ankara ile Lefkoşa’nın kaderi birdir. Anadolu nasıl vatanımızsa Kuzey Kıbrıs’ta öyledir” dedi.

“Toros’a Vefa Yarım Asra Saygı” temasıyla, düzenlediğimiz istişare toplantımıza başta KKTC Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar olmak üzere, Genel Başkanımız Önder Kahveci, sendikalarımızın genel başkanları ve genel merkez yöneticilerimiz, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, KKTC Milletvekilleri, TMT Başkanı Cemal Gürsel, KKTC Kamu kurum ve kuruluşlarının  yöneticileri, TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Türk Mühendisler Derneği Genel Başkanı Yaşar Yekebağcı, Kadın Komisyonu yöneticilerimiz, KKTC’de görev yapan kamu görevlileri ve bir çok davetli katıldı.

Konfederasyonumuzun hazırladığı ve 1974 Barış Harekatı döneminin gazete manşetlerinden oluşan “Manşetlerle Kıbrıs Davamız” sergimizin ziyaret edilmesinin ardından salona geçen davetliler

Kıbrıs Barış Harekatı şehitleri ve tüm şehitlerimiz  için saygı duruşunda bulunduktan sonra İstiklal marşımızı büyük bir coşkuyla okudular. 

Kıbrıs Barış Harekatını anlatan kısa filmimiz ise salonda duygu dolu anlar yaşattı.

AKIN MANGA: SİZLERİ BURADA AĞIRLAMAKTAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ

Türkiye Kamu-Sen Başkanlar kurulu istişare toplantısında konuşan konfederasyonumuza bağlı KKTC Memur-Sen Genel Başkanı Akın Manga, başta KKTC Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm misafirlerimize katılımlarından dolayı teşekkür ederken, yavru vatanda görev yapan tüm kamu çalışanlarının hakları için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Manga, “Bu güzide heyet bize güç verdi. Hepinize tekrar katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

YÜCEL KAZANCIOĞLU: ANAVATAN, YAVRU VATAN, MAVİ VATAN BİRDİR

İstişare toplantımızda konuşan Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Haber-Sen Genel Başkanımız Yücel Kazancıoglu”Türkiye Kamu-Sen amansız bir sendikal mücadele ile Türk memurunun hakkını savunma görevini vazife etmenin yanı sıra bir duruş ve değerler manzumesini temsil eder. Bugün burada o değerlerin vücut bulması, eylemle hayata geçmesi için sizlerle bir araya geldik. 

Biz “banane” diyemeyiz, 

Milli meselelerde “Tarafsızlık” ikilemine düşemeyiz. 

Çünkü Türkiye Kamu-Sen;

taraftır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün;

“Ben her şeyden önce bir TÜRK milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim.” 

Dediği taraftadır.

Dün; Türk Mukavemet Teşkilatı nerede durmuşsa 

Türkiye Kamu Sen o taraftadır.

Dr. Fazıl Küçük, Dr. Burhan Nalbantoğlu, Kemal Tanrısevdi,Semih Sancar, Eşref Akıncı, Suat Aktulga, Yüzbaşı Cengiz Topel, Yarbay Kenan Çözgün, Beşparmak Dağları’na adını kanıyla kazımış şehitlerimiz /gazilerimiz, mukavemet teşkilatının amansız mücadelesine emek harcamış her ferdi ne taraftaysa biz o taraftayız.

Biz her şeyden evvel ilkesi ve ülküsü olan bir teşkilatız. 

Bu teşkilat olma duygusu dün Toros ve arkadaşlarının teşkilat olma duygusunun ruh eşidir. 

Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde garantörlük haklarını kullanarak Kıbrıs Türklerinin hak ve hukukunu, en temel insan hakkı olan yaşama hakkını ve iki toplumun barışını temin etmek üzere başlattığı barış harekatı ile adadaki Türk varlığının güvenliği ve siyasi hakları güvence altına alınmıştır. Bu konu o gün itibari ile Türkiye için bir sorun olmaktan çıkmıştır. Soydaşlarımız için oluşabilecek herhangi bir tehlikeye kadar da bizim için bir sorun görünmemektedir. Çözüm bellidir “iki devletli” bir önerinin dışında kalan her çabada laf-ı güzaftır.

Çırpınan Karadeniz’in Karabağ’a azadlık türküsü bugün nasıl gerçek olduysa 

Akdeniz’de Kızılelma’nın kalesi Kıbrıs Türk Devleti’de artık hayal değil tüm dünyanın kabul etmesi gereken bir realitedir.

Anavatan, Yavru vatan ve Mavi vatan birdir. Büyük Türk Rauf Denktaş’a vefa, Kıbrıs Barırş Harekatı’nın kahramanlarına saygı ile her birinizi yürekten selamlıyorum. 

Ayağının tozuyla Bişkek'ten Türk Devletler Teşlilatı'ndan aramıza katılan Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar dün yeni bayrağımız ve Cumhurbaşkanımız tarafından hediye edilen anı parada da ifade edildiği üzere "Dilde,fikirde,işte birlik!" düsturunun Ada'daki bayrak taşıyıcısıdır. 

Sözlerimi emekleri ile Kıbrıs Türk’ünün müreffeh yarınlarına gözünü kırpmadan canını feda etmiş Türk Mukavemet Teşkilatı’nın unutulmaya yüz tutmuş yeminiyle bitirmek isterim: 

Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Türk Milletine adadım. 

Ölüm dahi olsa verilen her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilen her şeyi, canımdan aziz bilip, sonuna kadar muhafaza edeceğim. Gördüklerimi, işittiklerimi, hissettiklerimi ve bana emanet edilenleri, hiç kimseye ifşa etmeyeceğim. İfşaatın bir ihanet sayılacağını ve cezasının ölüm olacağını biliyorum.

Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik edeceğime, şerefim, namusum ve bütün mukaddesatımüzerine söz verir ant içerim.

ÖNDER KAHVECİ: KIBRIS TÜRK’TÜR TÜRK KALACAKTIR

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanımız Önder Kahveci toplantıda yaptığı konuşmada, “Kuzey Kıbrıs Türklerinin mezalimden kurtuluşu için kahraman Mehmetçiğimizin gerçekleştirdiği Barış Harekatı’nın 50. yılı münasebetiyle düzenlediğimiz “Toros’a Vefa Yarım Asra Saygı” etkinliğimize hoş geldiniz, şeref verdiniz. 

Kıbrıs, yüzlerce yıllık bir Türk yurdu olarak Anadolu’nun bağrına yaslanmış yavru vatanımızdır. Stratejik öneminin yanı sıra bizim için asıl önemi; aynı soydan gelen, aynı kültürü, aynı dili paylaşan bir Türk toplumunun Kıbrıs'ta yaşıyor olmasıdır. 

Sınırlarımızdan 40 deniz mili ötede bulunan Adadaki Türk halkının en küçük bir olumsuzluğa maruz bırakılması bizim için asla kabul edilemez. 

Adadaki Türk soydaşlarımızın barış, özgürlük ve güven içinde yaşaması ve Kıbrıs'ın bölgede bir barış adası olması en büyük arzumuzdur. 

Türkiye Kamu-Sen olarak Türk dünyasının özgürlüğü, huzuru ve refahı için bütün platformlarda mücadele ediyoruz. 

Dünyanın hangi köşesinde olursa olsun bir Türk’ün ayağına taş değse bizim yüreğimiz sızlar. 

Yıllar yılı, Kıbrıslı soydaşlarımıza uygulanan soykırım ve zulüm karşısında da her türlü diplomatik girişimler sonuçsuz kalmıştı. 

 Bardak taşmış, ayranımız kabarmış, Kıbrıs’taki mezalime karşı Türk milleti ayaklanmıştı.  

 1974 yılının 20 Temmuz’unda Kahraman Mehmetçik, yokluklar içinde Kıbrıs’a çıktı ve zulme son verdi. 

 O tarihten beri Kıbrıs Türk’ü, Mehmetçiğin güvencesinde, anavatanın gözetiminde huzur içindedir.  

 Ne acıdır ki, içimizdeki bazı güruhlar, dış mihraklarla dirsek temasına girerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığına son vermek, Kıbrıs Türklüğünü 60 yıl önce olduğu gibi, yine Rumların insafına bırakmak gibi boş bir hayalin peşinde koşmaktadırlar. 

 Biz, Kıbrıs Türkünü Rum’un kucağına iten zihniyetin amacını gayet iyi bilmekteyiz. 

 Salondan içeri girerken gördüğünüz gazete manşetlerini dikkatle okuyunuz. 

 Ada’da Türk varlığını yok sayan ve Kıbrıs’ı Yunanistan topraklarına katmak isteyen Rumların mezalimlerini bir kere daha hatırlayınız. 

 “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.”

 Ne yazık ki, çabuk unutmak gibi kötü bir tarafımız var. 

 Geçmişi unutuyor, boş hayallere kolay kapılıyoruz.

 Gerçekleştirdiğimiz sergimizin amacı da unuttuklarımızı hatırlamak, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemekten vaz geçmemizi sağlamaktır. 

 Şundan eminiz ki, Kıbrıs Türk’ü bu kökü dışarıda oyunlara gelmeyecek, devletine, özgürlüğüne ve vatan sever yöneticilerine sahip çıkacaktır.  

 Biz yıllarca Kıbrıs davasına sahip çıktık, büyük devlet adamı Rauf Denktaş’ın tezlerinin arkasında durduk.

 Kıbrıs’ta eşit haklara sahip iki ayrı toplum olduğunun kabul edilmesi için çaba sarf ettik. 

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem de adadaki Türk soydaşlarımızın güvencesidir. 

 Türkiye Cumhuriyeti de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin arkasında dağ gibi durmaktadır. 

 Kıbrıs Türk Toplumu bugünlere gelebilmek için çok bedel ödedi, çok canlar verdi, çok çileler çekti. 

 Kıbrıs davasını dünyaya kabul ettiren Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’tan Allah razı olsun. Onlar gerçek devlet adamı, gerçek dava adamlarıydı. 

 Ne mutlu ki şimdi de onların izinden giden Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar önderliğinde Kıbrıs Türklüğü emin ellerde, Kıbrıs davası emin ellerdedir.

 Kıbrıs’ın Türkiye ve Ortadoğu üzerinde oynanan oyunlarda ne denli stratejik rolü olduğu açıkça görülmektedir. 

 Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de hakimiyet ve Orta Doğu üzerinde nüfuzsahibi olmak isteyen büyük güçlerin mücadelesine sahne olmaktadır. 

 ABD’nin adada üs istemesi, AB’nin adayı bir bütün olarak topraklarına katmaya çalışması, Yunanistan’ın Enosis hayalleri ile birleştiğinde denilebilir ki Kıbrıs, Türkiye için bir kırılma noktasıdır.

 Doğu Akdeniz’de bulunan hidrokarbon yataklarını ele geçirmek isteyen emperyalistler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayarak birtakım planlar peşinde koşmaktadır. 

 Milli ve tarihi haklarımız üzerinde kuşku uyandırmaya çalışan iç ve dış odakların uzun süreden beri estirdikleri husumet ve hıyanet rüzgârı hız kesmeden devam etmektedir.

 Türk milleti bu hayasız kuşatmaya misliyle cevap vermeye ve müdahale etmeye hiç şüphe yok ki muktedirdir.

 Kıbrıs Türklüğünü yok sayan her plan Türk’ün iradesinde kaybolacaktır.  

 Ne kadar haklı olsak da bölgesel ve küresel alanda, ülkemizi doğrudan veya dolaylı şekilde ilgilendiren her konu başlığı ya sürüncemeye bırakılmakta ya da çözümsüzlüğe havale edilmektedir.

 Yaklaşık 60 yıldır Kıbrıs meselesi ülke ve dünya gündeminin ağırlık merkezidir.

 Kıbrıs Türklüğünün hak ve çıkarlarıyla, eşitliğe ve egemenliğe dayalı devlet ve toplum hedefi sürekli engellenmiş, sürekli yokuşa sürülmüştür.

 Yunanistan takviyeli Rum kesiminin iyi niyetten uzak tavrı Kıbrıs’ta adil, kalıcı, hakkaniyetli ve sürdürülebilir nitelikli çözüm ikliminin yeşermesini sabote etmiş, bilahare çıkmaza sürüklemiştir.

 Bugüne kadarki tecrübelerle somutlaşan yalın gerçek şudur: Kıbrıs’ta çözümden korkan, barış ve uzlaşmadan kaçan yegâne taraf Rumlar olmuştur.

 Bunun faili de AB ve ABD’nin önyargılı siyasetinden güç alan Rum-Yunan zihniyetidir.

 Görüyoruz ki, millî Kıbrıs Türklüğü kendi kaderini tayin etmeye, kendi göbek bağını kesmeye hazırdır, buna da kararlıdır.

 Bu kapsamda iki devletli çözümden başka bir seçeneğin de bulunmadığı anlaşılmıştır.

 Kıbrıs’ta iki ayrı devlet varlığı artık herkesçe kabul edilmelidir.

 Kıbrıs Türklüğü iradesine sahip çıktıkça, Türk milleti de sonuna kadar arkasında duracaktır.

 Artık bize göre Kıbrıs Türk devletinin tezahürü geri dönülemez bir yola girmiştir. 

 Türkiye Kamu-Sen, Kıbrıs Türklüğünün eşit egemenliğe dayanan, eşit uluslararası statüsünü tescil edecek tarihi ve stratejik kararını sonuna kadar desteklemektedir.

 Emperyalizmin fonladığı, Türkiye düşmanlığı hususunda adeta yarışa giren satılmış bir kısım medyanın ve bu medyanın devşirilmiş kalemlerinin ne yazdığı, bunların siyasi uzantılarının neyi propaganda ettiği bizim nazarımızda değersizdir.

 Türkiye aleyhtarlarından para alanların aynı şekilde emir aldıkları, bununla da yetinmeyerek düşmanın kılıcını salladıkları ulu orta meydandadır.

 Kıbrıs Türklüğünün sesini kısmaya, varlığını ortadan kaldırmaya, bekasını ve istiklalini yıkmaya ne içimizdeki sömürge artıklarının ne de haricimizdeki müstevli emellerinin gücü yetmeyecektir.

 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın siyasi ve stratejik sonucu, 50 yıl sonra dahi Kıbrıs Türklüğünün garanti altında olmasını sağlamıştır. 

 Doğu Akdeniz’in huzur, barış ve istikrarı, Ada’daki Türk varlığının huzur, barış ve istikrarına bağlıdır.

 Dün de bugün de yarın da Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.

 Bunun aksini iddia edenler bilsinler ki, Kıbrıs Türklüğüne el uzatılırsa 50 yıl önce olduğu gibi yine karşılarında Türkiye’yi göreceklerdir.

 Tarihin akış istikametinin hilafına kürek çekmek boşuna bir emektir.

 Ankara’yla Lefkoşa’nın kaderi birdir. Anadolu coğrafyası nasıl vatanımızsa, Kıbrıs da öyledir.

 Güvence, Kıbrıs Türklüğünün geleceğine sahip çıkma azmi, eşsiz dirayeti, kabına sığmayan vatan sevgisi, siyasi iradesinin de milli niteliğidir.

 Şunu herkes bilsin ki, 

Kıbrıs Türk'ün öz be öz yurdudur. Türkiye sevdamız ne ise Kıbrıs sevdamız da odur.  Ne Lefkoşa’dan vazgeçeriz ne Girne’den ne Gazimagosa’dan geçeriz ne de Lefke’den.

 Ne Şehit Cengiz Topel’i ne Kıbrıs’a ilk çıkan 50. Piyade Alayı Komutanı, şehit Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu’nu, ne toplu mezarları ne de Binbaşı Nihat İlhan’ın barbarca katledilen evlatlarını unuturuz. 

 Kıbrıs Türklüğün haklı davasıdır. Anavatan, mavi vatan, gök vatan, yavru vatan birdir. 

 Asla vazgeçmeyiz, Kıbrıs Türlüğünü dünyalara değişmeyiz. 

 Kıbrıs Türklüğünün istikbalini Türkiye ile birlik ve dayanışma içinde düşünen Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın duruşu sağlam, mücadelesi cesur ve takdire şayandır.

 Bu düşüncelerle Sayın Ersin Tatar’a göstermiş olduğu yakın ilgiden, samimi ev sahipliğinden ve şuurlu çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor, KKTC hükümetiyle birlikte üstün başarılarının devamınıdiliyorum.

 Kıbrıs davasının yol başçıları olan Merhum Dr. Fazıl Küçük’ü, Merhum Rauf Denktaş’ı, Beşparmak Dağları’na kanlarını döken aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihal eden mücahitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.

 Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü münasebetiyle Kıbrıslı Türk soydaşlarımızla kucaklaşmaktan duyduğumuz memnuniyeti bir kez daha ifade ediyor, hepsini hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

 KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci sıfatıyla yer alması bizler için son derece önemli ve anlamlı bir adımdır. Bundan sonraki aşama Kıbrıs Türk Devleti’ni selamlamak olacaktır. 

 Türk ve Türkiye Yüzyılına bütün Türk toplulukları ve Türk devletleri ile el ele yürüyeceğiz. 

 Son söz olarak, mücahitlerimizin 50 yıl önce dediği gibi;

Kıbrıs, Yunan olamaz. 

Türk mücahit duramaz. 

Ya Türk Kıbrıs var olur 

Ya mücahit yaşamaz.

 Diyor, programımızı onurlandıran tüm misafirlerimize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. 

 Kıbrıs Türk'tür Türk Kalacak!”dedi.

ÇALIŞMA BAKANI GARDİYANOĞLU: KARŞILIKLI DİYALOG İÇİNDE ÇALIŞMA HAYATINA KATKI SUNACAĞIZ

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sadık gardiyan oğlu ise “Türkiye’de kamu görevlerinin hak mücadelesini başarıyla sürdüren Türkiye Kamu-Sen teşkilat yöneticilerini burada ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Adamıza hoşgeldiniz. Memurlarımızın hak mücadelesinde karşılıklı diyalog ve çalışmalar konusunda vereceğiniz destek ve katkı için teşekkür ediyoruz”dedi.

ERSİN TATAR: TÜRKİYE KAMU-SEN ANAVATAN’IN EN GÜZİDE SENDİKASIDIR 

Başkanlar Kurulu İstişare toplantımızı katılımlarıyla onurlandırılan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare Toplantısına katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, “ Türkiye Kamu-Sen “Toros’a vefa, Yarım Asra Saygı” temalı Başkanlar Kurulu istişare toplantısı için adamıza hepiniz hoşgeldiniz. Sizleri buralarda ağırlamaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ayağımın tozuyla Türk Devletleri Teşkilatı toplantısından bu toplantıya yetişebilmek için yoğun çaba sarf ettim. Sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Artık Kıbrıs’ta yeni bir anlayış, yeni bir vizyon ve iki devletli bir çözüm zorunlu hale gelmiştir. Farklı ülkelerin Kıbrıs’a yönelik hamlelerinin Kıbrıs Türkü için hayırlı sonuçlar doğururmayacağı açıktır. Bizi yok sayamaya kalkan tüm girişimleri reddediyoruz.

Bizler Kıbrıs meselesinde müzakere yoluyla bir anlaşmadan yanayız. Anavatanımız Türkiye’de aynı şeyleri düşünmektedir. Haklarımız tescil edilirse bir müzakere sürecine geçilebilir.

Türk Devletleri Teşkilatı’nda KKTC’nin gözlemci olarak bulunması bile son derece önemli bir adımdır. Türk dünyasının güneydeki devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak hak ettiğimiz yeri mutlaka edineceğiz.

Her türlü ambargo, engellemelere rağmen mücadelemiz devam edecek. KKTC Türk Dünyasına katkı koyacak çok önemli bir misyona sahiptir. Kıbrıs davasında mücadelemiz sürecek, kimse bizi doğru yoldan şaşırtmayacaktır.

Merhum Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş yani Toros bir direnişin sembolüdür. Bizler Toros’un evlatları olarak davamıza her daim sahip çıkacağız.

Türkiye Kamu-Sen gibi güzide bir konfederasyonun bugün burada böyle bir programa imza atması bizim için gurur kaynağıdır. Anavatanımızla olan kadim ve kutsal bağlarımızın daha da güçlenmesi için çabamız ve gayretimiz her daim sürecektir. 

Hedefimiz, devletimizi korumak, ekonomimizi yükseltmek ve gelecek nesillerimize güzel bir KKTC bırakmaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, turizmde eğitimde ve bir çok alanda her geçen gün büyümeye devam etmektedir. Bu noktada Anavatanımızın bize verdiği destek son derece önemlidir. 

Bağımsız bir devlet olarak devletimizin geleceğinden asla vazgeçmeyeceğimizi Türk dünyasının bir parçası olduğumuzu buradan dünyaya bir kez daha haykırıyorum. 

Bundan bir yıl önce Türkiye Kamu-Sen’in Antalya’da düzenlediği toplantıya katılmış ve sizlere seslenmiştim. 600 bin üyesi ile Türkiye’nin en büyük sendikalarından birisi olan Türkiye Kamu-Şen’in yöneticilerini yavru vatanda ağırlamak bizim için tarif edilemez bir mutluluktur. Bütün üyelerinizi yavru vatanımıza davet ediyoruz. 

Kıbrıs Barış Harekatımızın 50. yıl dönümü kutlu olsun. Harekatın 50. yılında burada düzenlediğiniz bu anlamlı toplantının hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Hepinizin ayaklarına sağlık” dedi. 

Konuşmaların ardından istişare toplantımıza katılan protokole Genel Başkanımız Önder Kahveci tarafından sergimizde yer alan Kıbrıs Barış harekatının yapıldığı dönemde manşetlere taşınan gazetelerin orijinal baskıları hediye edildi.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }