GÜNDEM

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal Veda Etti

İstanbul Teknik Üniversitesi’ne rektör olarak atanan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal TÜBİTAK Gebze Kampüsü’nde bir veda konuşması gerçekleştirdi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal için İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) rektör olarak atanmasının ardından TÜBİTAK Gebze Kampüsü’nde bir veda töreni yapıldı. Törende TÜBİTAK çalışanlarına hitap eden Mandal, “Ben kurumlardan ayrılışlarımı yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Her zaman TÜBİTAK'la olan hikâyemi anlatırken doktora esnasındaki araştırma bursuyla başladığını ifade ederek başladım. Bugün buradaysam, Türkiye'nin iyi üniversitelerinden birisi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'ne rektör olarak atandıysam bunlar hep TÜBİTAK vasıtasıyla elde etmiş olduğum kazanımlar, yani bir diğer ifadeyle bu kurumun sizler vasıtasıyla oluşturmuş olduğu değer sayesinde.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Hasan Mandal, “Bu salonda birçok kez sizlerle bir araya geldik. Bu benim için daha zor bir konuşma. Kuruma 18 Şubat 2018’de atanmıştım. 6,5 yılı aşkın bir süre kurum başkanı olarak görev yaptım. Kurumun tarihçesine baktığımız zaman uzun bir dönem. 24 Temmuz 1963 yılında kurulmuş olan 61. yılını yakın zamanda kutlamış olan kurumumuz açısından bakıldığı zaman bugüne kadar 25 yöneticisi olmuş bu kurumun. Değişik kimliklerle yönetim kurulu başkanlığı olmuş, başkanlık olmuş, genel sekreter olmuş 25 tane üst yöneticisi olmuş. Ben yirmi beşinci kurum başkanı olarak görev yaptım. Göreve geldiğimde kendime biçmiş olduğum ömür iki yıldı. Yani iki yılın üzerinde bir görev yapabilirsem ortalamanın üzerinde bu kuruma katkı vermiş olacaktım. Bu da benim açımdan bir başarıydı. Dört yılı tamamlamak yani bir dönemi tamamlamak kendime koyduğum ikinci bir hedefti. Bunların hepsi sizlerle birlikte gerçekleşti. Kurum başkanı olarak ikinci kez atanmam Şubat 2022’de oldu ve normal koşullarda da Şubat 2026’ya kadar da bu görevimde devam ediyordum.” diye konuştu. 

“Sayın Cumhurbaşkanımıza böyle bir görev bize layık gördüğü için teşekkür ediyorum”

Kariyer hayatında en çok arzu ettiği yöneticilik görevlerinden birisinin de rektörlük olduğunu kaydeden Mandal, “2010 yılında Anadolu Üniversitesi'nde rektör olmak için çok çaba göstermiştim. Gece gündüz uğraşmıştım. Hayırlısını beklemek, hayırlısı olsun demek önemli. Tensipleri için Sayın Cumhurbaşkanımıza böyle bir görev bize layık gördüğü için teşekkür ediyorum. Bu gerçekten benim için çok kıymetli.” dedi.

Cumhurbaşkanımızın ülkemizin iyi, daha iyi olması beklenen bir üniversiteye rektörlük görevi için tevdi edilmesi dolayısıyla hem heyecanlı hem sorumlu hissettiğini belirten Mandal, aynı zamanda TÜBİTAK’tan ayrıldığı için de duyduğu üzüntüyü dile getirdi. “Sizlerle olan birlikteliğimiz başka ortamda mutlaka devam edecektir ama kurum başkanı olarak son kez bir araya geldiğimiz bir görüşmedeyiz. Kurumda hep öğrenen olma noktasındaydım. Sadece bildiğini paylaşan değil, her şeyi bildiğini ifade eden değil, öğrenen ve öğrendikçe de gelişen kocaman bir kurumumuz var. Benden önce de vardı. Benden sonra da, bizden sonra da olacak olan bir kurum. Türkiye'nin bir marka değeri. Bu dönemler esnasında birçok kurum ismi oluşmuş, isimleri değişmiş ama bu kurum hep TÜBİTAK olarak kısaltılmış ifadesiyle herkesin göz bebeği. Dolayısıyla böyle göz bebeği olan bir kurumda sizlerle birlikte çalışmak benim için büyük bir mutluluk. Kurumuzun çıtasını bu zaman diliminde yükseltmeye çalıştık. Geceden bu yana sürekli bir iletişim halindeyim, değişik. Her farklı profilden, üniversiteden, sanayiden, sivil toplum kuruluşlarından, siyasetten, birçok profilden insanların TÜBİTAK'ın nereye geldiğini ifade etmelerinden dolayı memnuniyet duydum. Sonuçta kurumun bir temsiliyeti var ama kurum sizleri temsil ediyor. Mümkün olabildiğince kurumun içinde olmaya ve kurumun paydaşlarıyla beraber olmaya çalıştım.” cümlelerini kurdu.

“TÜBİTAK artık ulaşılabilir kurum”

TÜBİTAK’ın artık ulaşılabilir kurum olduğu için mutlu olduğunu dile getiren Mandal, “TÜBİTAK'ta ne bırakıyorum dersem kendimce; Bir defa TÜBİTAK gerçekten toplumumuzda artık ulaşılabilir bir kurum. Ben bundan dolayı çok mutluyum. Özellikle kurumumuzun iki misyonu olarak ifade edersek destek kısımlarımız ve araştırmayı yapan kısımlarımız açısından. Her iki misyon kapsamında da katkı veren herkese her düzeyde 6.300 arkadaşımıza yürekten teşekkür ediyorum. Gerçekten sahaya gittiğim zaman karşılığımız var. Bu karşılığımız sadece TÜBİTAK Ankara’nın bir kurumu, destek veren bir kurum olduğundan dolayı aman ilişkilerimiz bozulmasın, saygımız, hürmetimiz seviyesinde değil, bunun ötesinde bir ilişkimiz ve farkındalığımızın olduğunu düşünüyorum.” dedi.

“TÜBİTAK Türkiye’nin kritik ihtiyaçları için statik değil dönüştücü bir noktada ilerliyor”

Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK’ın Türkiye’nin kritik ihtiyaçları için statik değil dönüştücü bir noktada ilerlediğini dile getirdi. “Aynı şekilde merkez enstitülerimiz tarafında da TÜBİTAK’ın daha fazlasını hak ettiğine ben kesinlikle inanıyorum. Daha fazlasından kastım şu, TÜBİTAK'ın genel olarak bir ürünü yok. Ama ülkemizdeki ve dünyadaki TÜBİTAK markası konuşulduğu zaman özellikle yakın zamanda bunu net bir şekilde konuşuyoruz. Daha bugün bir ziyaretçi heyeti vardı. İsmail Bey onlara eşlik etti. Geldikleri zamanla şu an arasında Birleşmiş Milletlerden gelen bir delegasyonda nasıl bir TÜBİTAK farkındalığı olduğu ve buradan ne öğreniriz noktasındaki o heyecanı net bir şekilde görebiliyorum. Ve özellikle yine Ankara odaklı baktığımız zaman, bizim daha fazla ihtiyaç makamı müşteri kurum diye baktığımız kurumlar noktasında ülkemizin kritik ihtiyaçlarına cevap vermek için statik değil, dönüştürücü bir noktada ilerlediğimizi de görüyoruz. Ve onlar da görüyorlar.” diyen Mandal, “TÜBİTAK geçmişte sürekli ihtiyaç makamları üzerinden bir fonlama alırken özellikle yakın dönemde artarak bunun yurtdışı boyutundaki ihracatında yani ben yönetim kurulumuza çok çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bizi çok iyi bir şekilde yönlendirdi TÜBİTAK'ın yönetim kurulu. Ben büyük bir zevkle her ayın yönetim kurulu toplantısı gününün gelmesini bekliyorum çünkü benim için öğrenme zamanından birisi. Aynı zamanda da sizlerin yaptıklarını değerlendirdiğimiz bazen stresli gibi gözüküyor ama gerçekten çok öğretici bir ortam.” cümlelerini kurdu.

“TÜBİTAK geliştirdiği teknolojileri yurt dışına transfer etme gibi büyük bir ideali olan bu teknoloji geliştirme sürecini de ekosistemdeki tüm paydaşlarla birlikte yapmaya çalışan bir kurum. Ben bunların gerçekten ülkemiz açısından önemli kazanımlar olduğunu düşünüyorum. Ve birçok kurum yani birkaç gün içinde işte yeni atanan Ankara'da da bakanlarımız, işte kurum başkanlarımız var. Onları ziyaret ettiğim zaman da hepsinin önünde bir TÜBİTAK’a benzeme noktası var. Bu kolay oluşmadı arkadaşlar. Bunu bu kurum birlikte oluşturdu. Ama daha fazla potansiyelin olduğuna da gerçekten yürekten inanıyorum.” vurgusu yapan Mandal,” Pandemi döneminde bunu birlikte gösterdik. Hep o zor zamanlarda, deprem sonrasında iyi ki TÜBİTAK var denildi ve akla ilk gelen kurum oldu ve artık eleştiri alma noktasının ötesinde ‘artık TÜBİTAK’la ne yapabiliriz” denilmeye başladı” ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Mandal, çalışma fırsatı bulduğu 3 Bakandan da yeni birçok şey öğrendiğini dile getirdi: “Bu yıl özellikle birçok kamu kurumuyla artık eş finansman mekanizmasıyla onların kaynaklarına ulaşabilme yani iş modellerimizi de değiştirme noktasında. Özellikle yakın zamanda bir yıl içerisinde de üç bakanımızla çalıştım. Yani hem Faruk Özlü, Mustafa Varank, Mehmet Fatih Kacır. Gerçekten hepsinden farklı şeyler öğrendim. Ve her defasında kurumun düzeyi arttı. Yeni zorlayıcı hedefler bu belki başlangıçta alışageldiğimiz geleneklerimizi zorluyor. Ama sonrasında anlıyoruz ki gerçekten iyi ki bunu yapmışız. Çünkü rekabet edebilmek için bu lazım.”

Mandal, “HİT 30 diye bakanlığımızın başlatmış olduğu bir programın ana aktörü biziz. Ama bizden ne bekleniyor? Yani proaktif olarak bir yaklaşım değil, birilerinin bize gelip bu ihtiyacı oluşturması değil, talep etmesi değil, bizim ihtiyacı oluşturmamız lazım. Bu önemli bir dönüşüm. Yani şu an 30 milyar dolarlık bir portföy konuşuluyor. Bizim kendimiz için baktığımız zaman gerçekten ciddi bir rakam ve karşılık bulacağı yer başta TÜBİTAK ve üniversiteler. Ama burada geleneklerimizin de değişmesi gerekiyor.” diye konuştu

“Kaynağa ulaşmada geleneksel yöntemlerin değişmesi gerekiyor”

Türkiye'nin ve TÜBİTAK'ın kaynak problemi olmadığını kaydeden Mandal, “Sadece kaynağa ulaşma yönteminde geleneksel yöntemlerin değiştirmesi gerekiyor. Bu konuda sürecin başında olan bakanımız, yönetim kurulumuz bu konuda gerçekten çok deneyimli. TÜBİTAK belki uzaktan bakıldığı zaman daha soğuk gibi gözüküyor. Ama gerçekten TÜBİTAK’la bu işin olacağına da yürekten inanan ve bizi daha fazla zorladıkça esasında kazanımlarımızın daha fazla arttığı bir ortam var. Ben bundan faydalandım. Kendileriyle her zaman o iletişimimi sürdürmek istediğimi de ifade etmek isterim.” dedi.

En önemli gücün insan kaynağı olduğunu dile getiren Mandal “Bizim en önemli gücümüz ise insan kaynağı. Dolayısıyla gelecekte daha fazla insan kaynakları odaklı sürecimizde iyileşmenin yapılması gerekiyor. Gelecekte bu kurumun daha fazla iş yapması isteniyorsa ve yenilik yapması isteniyorsa bunu da insan kaynağı ile yapacak.” cümlelerini kurdu.

“TÜBİTAK Başkanı olarak görev aldığım için kendimi her zaman onurlu ve memnun hissedeceğim”

Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Başkanı olarak görev aldığı için kendini her zaman onurlu ve memnun hissedeceğini dile getirdi. “Daha önce Anadolu Üniversitesi'nden ayrılmıştım. Daha sonra Sabancı Üniversitesi'nden ayrılmıştım. Sonra YÖK'ten ayrılmıştım. O kurumların tümüyle ilişkim aynı düzeyde. Tabii ki bir yönetsel görev anlamında değil ama iletişim anlamda kapılarından rahatça içeri girdiğim, hocalarla bir araya geldiğim bir ayrılış sürecim oldu bugüne kadar görev yaptığım kurumların tümünde. İnşallah TÜBİTAK'la da aynı şekilde olacağına inanıyorum. Bakanımız da sağ olsun benden katkı beklediğini ifade etti. Bazı başlıklarda TÜBİTAK'ımıza katkı vermeyle devam edeceğim”

Mandal, “Her gittiğim kuruma bir önceki kurumda öğrendiklerimi taşımaya çalıştım. Dolayısıyla bu kurum bana ne kazandırmışsa, özellikle 7 yıldır, bunu şimdi bir üniversiteye kazandırmaya çalışacağım. Ama bu kurumda da her zaman hem Ankara'daki destek programlarımız, hem Ankara'daki Gebze'deki, Bursa'daki ve tüm hizmet birimlerimizdeki arkadaşlarımızla da yine bir araya gelmekten, öğrenmekten de memnuniyet duyacağım. O yüzden bunu böyle bir ayrılış olarak kendi açımdan görmek istemiyorum. Bu kurum gerçekten çok saygı duyulacak bir kurum ve bu kurumun gelecekte çok daha iyisini yapacağını biliyorum. Ben her zaman üzerine koymaya çalıştım. Bu kurum bir marka oluşturmuşsa, demek ki geçmişte iyi işler yapılmış demektir. Buna sizlerin de mutlaka doğal olarak katkısı vardır. O yüzden bundan sonra da onun üzerine inşa edilecektir. O yüzden kurumu izlemeye, takip etmeye ve bundan gurur duymaya ve bu kurumda çalışmış olmaktan dolayı da kendimi onurlu bir şekilde hissetmeye, memnun bir şekilde hissetmeye devam edeceğim.” dedi.

Konuşmasını kurum çalışanlarına değinerek ve onlara teşekkür ederek bitiren Mandal “Tekrar her bir arkadaşımızın hakkını helal etmesini istiyorum. Çünkü birçok ortamda tansiyonun yükseldiği ama arka planda arkadaşlarımızı mağdur etmeden, hangi arkadaşımızın kalbi kırılıyor ise bunu telafi etme noktasında bir çaba içinde oldum. Geceleyin burada yürürken kampüsün içinde birçok hep güvenlik arkadaşlarımız da görüyorlardır. Hep bir konuşma halindeydim, bu konuşmaların hepsi esasında bu kurumu, ülkemizi daha iyi nereye getiririz diye ki bu çünkü bu ülke bunu hak ediyor. Bu kurum bunu hak ediyor” dedi.

TÜBİTAK Başkanı atanan kadar vekaletin Başkan yardımcısı İsmail Doğan’da olduğunu açıklayan Mandal kendisine kolaylıklar diledi. 

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı İsmail Doğan da “Teşekkür ederim sizden bunları duymak gerçekten gurur verici. Aslında hızlı ve ani gelişen bir süreç oldu. Biz bugün en azından çok kısa bir süre zarfında duyuru yapıp çalışanlarla birlikte bir araya gelmenizi, kampüste bulunmanızı bir fırsat bilerek size teşekkür etmek adına kullanmak istedik. Siz de hitap etmiş oldunuz bizlere. Hem hitabınız için teşekkür ederiz. Ama neticede 2018'den itibaren bu kadar kritik ve önemli görevler yapan TÜBİTAK gibi ülke açısından çok kritik bir kuruma başkanlık ettiniz. Dolayısıyla biz kuruma yapmış olduğunuz katkılardan, hizmetlerden, ülkeye yapmış olduğunuz katkılardan ve biz bu kuruma çalışanları olarak kurum başkanı olarak bizlere yapmış olduğunuz katkılardan dolayı tekrar teşekkür ederiz. O yüzden bu vesileyle size bir çiçek vermek istiyoruz.” diye konuştu.

Çiçek takdiminden sonra toplu fotoğraf çekimi ile program sona erdi. 

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }