ÇINAR AĞACI ve KABAK HİKAYESİ Mahalle maçlarının bir resmiyeti geçerliliği yoktur.
Herkes kafasına göre takılır. ASKF(Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu) veya Futbol Federasyonu mahalle maçlarını takip etmez. Süper Lig takımının ,mahalle takımıyla maç yaptığı görülmüş müdür?
Mahalle takımının oyuncuları üst lig oyuncularını gıpta ile takip ederler.
Çünkü onların ideali hayranlığı üst lig oyuncularıyla maç yapmaktır.
Sizleri anlıyorum durumunuz vahim, kimse sizi hesaba katmayınca sağa sola saldırarak prim kazanma derdindesiniz. Sizlere tavsiyem Türk Eğitim-Sen düşmanlığı yaparak, sendikacılık olmaz. Çalışın üretin bir şeyler yapın boş boş slogan sendikacılığı yapmayın. Ha.! bir de şu hikayeyi çok seviyorum. Sizlere tavsiyem okumanız..
"Günlerden bir gün, ulu bir çınar ağacının yanında bir kabak, çınar ağacına sarılarak yükselmeye başlar. Yağmurların ve güneşin etkisiyle hızla büyür ve neredeyse çınar ağacıyla aynı seviyeye ulaşır. Kabak filizi bir gün çınara 'sen kaç ayda bu hale geldin' diye sorar. Çınar 'ben 50 yılda geldim' cevabını verir. Bunun üzerine kabak çiçeklerini sallar, 'ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim' diyerek çınarı küçümser. Sonbahar gelip çattığında kabak yavaş yavaş üşümeye başlar. Sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da kurumaya yüz tutar. Bunun üzerine çınara telaşla sorar 'ne oluyor bana söyler misiniz?' Çınar cevap verir 'ölüyorsun'. Kabak tekrar sorar 'neden?' Sonunda çınar der ki 'benim 50 yılda geldiğim yere 2 ayda gelmeye çalıştın da onun için'."
Kalın sağlıcakla..