AK Parti'nin kurulduğu günden beri zorlu, çetin, engebeli fakat bir o kadar da şerefli, önemli, hasbi bir yolda sabırla yürüdüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeyrek asra yaklaşan bu yolculuklarının her bir kilometresini, her bir adımını millete hizmet aşkı ve sevdasıyla kat ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin 7 bölgesine, 81 vilayetine, 783 bin kilometrekarenin her bir karışına, 85 milyon vatandaşın her birine hizmetleriyle ulaşmanın, her bir insanın gönlüne taht kurmanın çabası içinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu mücadelelerinin mihmandarlığını her zaman kadınların yaptığını dile getirdi.
"Bizim kongrelerimizde yumruklar değil, yürekler konuşuyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Ekim'de başlayan kongre sürecini bir bayrak yarışı anlayışıyla gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Emektarlarımızın deneyimini, gençlerimizin dinamizmi ile harmanlayarak yeni yüzlerle kadrolarımızı güçlendirerek kongre sürecimizi yönetiyoruz. Muhalefet, kurultayları tasfiye aracı olarak kullanırken, biz ise yenileniyor, tazeleniyor, kardeşliğimizi daha da perçinliyoruz. Ne büyük bahtiyarlık ki bizim kongrelerimizde yumruklar değil, yürekler konuşuyor. Kongrelerimizde sadece teşkilat mensuplarımız değil, aynı zamanda gönüller buluşuyor, kalpler kucaklaşıyor. Hiçbir kargaşanın, düzensizliğin, saygısızlığın yaşanmadığı, sandalyelerin ve hakaretlerin havada uçuşmadığı, bugün burada olduğu gibi bir şölen havasında kongrelerimizi teker teker tamamlıyoruz."
"Tuğba Hanım'ın bayrağı daha yukarılara taşıyacağına inancım tam"
Geçen hafta AK Parti Gençlik Kolları'nın 7. Olağan Kongresi'ni büyük bir coşkuyla yaptıklarını ve 4 yıl sonra orada nöbet değişimine gittiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Kadın Kolları Başkanlığında görev ve kan değişiminin yaşandığını aktardı.
Kadın Kolları Başkanlığını 4 yıl yapan Düzce Milletvekili Ayşe Keşir'e emekleri, gayretleri ve fedakârlıkları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ayşe Hanım ve ekibi, iş hayatından kadına yönelik şiddetle mücadeleye, afetlerden sosyal politikalara kadar geniş bir yelpazede geride iz bırakan projelere imza attılar. Kendilerini bir kez daha şahsım, ailem, partim adına tebrik ediyorum. Başkan olarak mesuliyeti son derece ağır bir vazifeyi üstlenen İstanbul Milletvekilimiz Tuğba Işık Ercan kardeşime de yüce Mevla'dan üstün muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Tuğba Hanım da İstanbul teşkilatlarımızda yetişmiş, geçmiş dönemde Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeliğimizi yapmış, bu hareketin içinden gelen bir kardeşimizdir. Tuğba Hanım'ın teslim aldığı bayrağı her alanda çok daha yukarılara taşıyacağına inancım ve itimadım tamdır."
"Biz pazara kadar yol arkadaşlığı yapan insanlardan değiliz"
"Bizim mücadelemiz şahsi ikbal, kişisel kariyer mücadelesi değildir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatına şu sözlerle seslendi:
"En tepeden, en ücra birimine kadar hepimiz görevimiz ne olursa olsun ülkeye ve millete hizmet davasının neferleriyiz. Kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, ana kademesiyle bir bütün olarak Türkiye'yi yüceltmenin, demokrasimizi güçlendirmenin, milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Dikkatinizi çekerim, biz kısa mesafe koşucusu değiliz. Biz pazara kadar yol arkadaşlığı yapan insanlardan da değiliz. Her birimiz sonunda Hakk'ın rızası ve halkın duası olan uzun ve yorucu bir maratonun koşucularıyız. İnşallah bu yolda da enerjimizi, sabrımızı, heyecanımızı ve direncimizi asla kaybetmeden ipi göğüsleyene kadar durmadan koşacağız. Şunu lütfen unutmayınız değerli arkadaşlarım; millete hizmet yolunda kırılmak, darılmak, küsmek, yarıştan kopmak gibi bir lükse şahsım dâhil hiçbirimiz sahip değiliz. Bugüne kadar böyle yanlış bir anlayışı kapımıza yaklaştırmadık. İnşallah bundan sonra da bu tür marazları bünyemize sirayet ettirmeyeceğiz."
"Kişisel ihtiraslarını, şahsi çıkar ve menfaatlerini, siyasetlerinin merkezine yerleştirenler gibi olmadıklarını ve olmayacaklarını" belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben' değil 'biz' demeye, eneden ve enaniyetten uzak durmaya ısrarla devam edeceğiz. Rabbim ömür verdikçe, nefes verdikçe, imkânımız, dermanımız, enerjimiz oldukça hep birlikte tüm Türkiye'ye hizmet etmeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin kadın kolları, gençlik kolları, il ve ilçe teşkilatlarında görevlerini devreden tüm yol arkadaşlarından razı ve minnettar olduğunu, zor zamanlardan itibaren bu davaya omuz verenlerin haklarını ödeyemeyeceklerinin bilincinde olduğunu kaydetti.
Kadın kollarında görev yapan ama vefat eden yol ve dava arkadaşlarına da Allah'tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyük ve Güçlü Türkiye" idealine sevdalı partililerin aziz hatıralarını ilanihaye yaşatacaklarını ve onları daima şükranla yâd edeceklerini, gerçekleştirmek için özveriyle çalıştıkları hedefleri emanet bilerek, hatıralarıyla birlikte emanetlerine de sımsıkı sahip çıkacaklarını dile getirdi.
"Ülkemizin eriştiği seviyelerde kadınların çok büyük payı var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıl öncesine kıyasla her alanda bambaşka bir Türkiye'den gururla bahsediliyorsa, bunda AK Partili kadınların çok büyük emeği ve fedakârlığı olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Ülkemizin bugün eriştiği seviyelerde siz kadınların çok büyük payı var. Türkiye'nin ekonomiden üretime, hak ve hürriyetlerden demokrasiye elde ettiği eşsiz kazanımlarda sizlerin çok büyük katkıları var. El ele verdik, Türkiye'nin çehresini değiştirdik, zorlukların üstesinden beraberce geldik. Milli iradeyi hedef alan saldırıları birlikte püskürttük. Huzurumuza ve güvenliğimize kastedenleri birlikte boşa çıkardık. Demokrasinin, adaletin, kalkınmanın, refahın yolunu sizlerle birlikte açtık. Tahriklere, provokasyonlara, iftiralara, karalamalara, kışkırtmalara prim vermeden kardeşliğimizi birlikte savunduk. Hayal denilen, imkânsız görülen nice reformlara yine birlikte imza attık. Zulmün, baskının ve yasakların ufkumuzu kararttığı eski günlerden 2025 yılının güçlü, itibarlı, müreffeh Türkiye'sine yine beraber ulaştık."
Yola çıkarken "kadınlar için siyaset" değil, "kadınlarla siyaset" dediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu söze bugüne kadar sadık kaldıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yılı aşan hükümetleri döneminde Türkiye'nin her meselesinde kadınların kanaatlerini almaya özel önem verdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti Kadın Kollarımız da maşallah siyasete yalnızca nezaket değil aynı zamanda seviye getirdi, kalite ve nitelik kazandırdı. Siyasette kadınlara yönelik ön yargıların kırılmasına sizler vesile oldunuz. Türkiye'de siyasi partilerde bir zihniyet değişimine sizler öncülük ettiniz. Hani şair diyor ya 'Cihan ara cihan içindedir arayı bilmezler, o mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.' Birileri, bilmeseler veya bilseler dahi kabul etmek istemeseler de bu ülkede yıllarca kadının adı yoktu. Kadınlar çoğu zaman siyasette bir vitrin malzemesi olarak görülüyordu. Kılık kıyafetlerinden dolayı seçilme hakları gasbediliyordu. Başörtülerinden ötürü okuma, üniversite eğitimi görme, kamuda ve özel sektörde çalışma hakları kısıtlanıyordu. Ey CHP, unutma, üniversitelerin kapısında ikna odalarını kuranlar sizdiniz, siz. Şimdi çıkmış bunlar bize kadın haklarından bahsediyor. Siz kadın haklarını yakalamak için daha çok fırın ekmek yersiniz."
"Gazete köşelerinden iffetine dil uzatılan kadınlar bu ülkenin bir gerçeğiydi"
Eline kına yakıp dualarla ve gözyaşlarıyla asker eyledikleri evlatlarının yemin törenini tel örgüler arkasında seyretmek zorunda kalan kadınların, bu ülkenin çok acı bir gerçeği olduğu ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üniversite kapılarının önlerinde kurulan o ikna odalarında psikolojik işkenceye maruz kalan genç kızlar bu ülkenin vahim bir gerçeğiydi. Üniversitesini birincilikle bitirdiği halde mezuniyet törenine alınmayan öğrenciler, bu ülkenin bir gerçeğiydi. Sırf başörtülü diye milletin Meclis'inden zorla çıkartılan, Gazi Meclis'inin kürsüsünden tehdit edilen kadınlar, bu ülkenin bir gerçeğiydi. 28 Şubat'ta vesayet odaklarına yaranmak için gazete köşelerinden iffetine dil uzatılan kadınlar bu ülkenin bir gerçeğiydi." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkede yokluk, yoksulluk ve yasakların tüm yükünü senelerce kadınların çektiğini, en büyük bedeli kadınların ödediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Eski Türkiye'nin kahırla, acıyla, zorluklarla ve sıkıntılarla geçen karanlık ikliminde uzun yıllar belki en fazla horlanan kadınlar olmuştu. Ey CHP, hemen çarşaflı bir bayanı alıp yakasına partinizin rozetini takmak suretiyle 'İşte biz bak kadınların yanındayız' diyen maalesef sahte cambazlar siz değil miydiniz? Hamdolsun, ülkemize, milletimize ve demokrasimize yakışmayan tüm bu kötü manzaralara sizlerle birlikte son verdik. Sadece yasak ve baskıları kaldırmakla kalmadık, 'Kadının olmadığı bir toplumun yarısı eksiktir' şiarıyla kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık. 2004 yılında Anayasa'ya kadın ve erkek eşitliğini güvence altına alan düzenlemeyi ekleyerek yeni bir dönemi başlattık. Eğitimde kız çocuklarımızın okullaşma oranını biz artırdık. 'Haydi Kızlar Okula' kampanyamız ile yüz binlerce kız çocuğumuzu eğitim hayatına kazandırdık. Nitekim rakamlar çabalarımızın meyve verdiğini ispat etmektedir. Bakınız, 2002'de üniversitelerde kız öğrenci oranı sadece yüzde 13 iken bugün yüzde 53'ün üzerine çıktı. Ey Özgür Bey, biz buraya durup dururken gelmedik ya ter döktük, ter, yüreğimizi koyduk, yüreğimizi. Böylece kimin yasaklarla ve baskılarla kadınları eve hapsettiği, kimin de kadınları özgürleştirdiği ortaya çıkmış oldu."
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM), yerel yönetimlerde, iş dünyasında, sivil toplumda kadınların güçlü bir şekilde temsil edilmesini kendilerinin sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefetin engelleyici tutumuna ve yasakları savunan faşizan tavrına rağmen bunları başardık." ifadelerini kullandı.
"Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada kadınların artık her alanda kendilerini gösterdiğini, karar mekanizmalarında çok güçlü biçimde yerlerini aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İstihdam sayılarına baktığımızda, son 22 yılda yaşanan sessiz devrimi net bir şekilde görebiliyoruz. İş gücüne katılım oranı yüzde 27,9'dan yüzde 37'ye yükseldi. Kadın istihdam oranı ise yüzde 25,3 iken şimdi yüzde 33'e yaklaştı. Kadınlar yalnızca eğitim ve iş hayatında değil, siyasette de büyük atılımlar gerçekleştirdi. Meclis'teki kadın milletvekili oranını yüzde 4,1'den yüzde 20'ye biz taşıdık Özgür Bey.
Kadına yönelik şiddetle mücadele, taviz vermediğimiz bir başka alandı. Bizi bu konuda haksızca eleştirenlerin bilmediği husus şudur, 2005'teki kapsamlı Türk Ceza Kanunu düzenlemesine kadar mevzuatımızda kadına yönelik şiddet suç olarak tanımlı bile değildi. Kadına karşı şiddeti nitelikli suç haline bizim iktidarlarımız getirmiştir. Unutmayın, kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Bu anlayışla, 2012'de yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun'la başka hiçbir sözleşmeye, belgeye veya dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyulmayacak bir kapsayıcılıkta kadınların korunmasını temin ettik."
ŞÖNİM, kadın konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalardan, aile içi şiddetin resen takip edilen suçlar arasına alınmasına kadar birçok başlıkta muhalefetin gündeminde bile olmayan devrim niteliğinde adımlar attıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan eşit ve adil bir şekilde istifade etmeleri için üzerlerine ne düşüyorsa samimiyetle yapmaya çalıştıklarını aktardı.
"Ülkemiz demokrasisi adına utanç ve endişe vericidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların karşılaştığı zorlukları bildiklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bilhassa son seçimlerde muhalefete geçen bazı mahalli idarelerden ciddi şikâyetler alıyor, medyada son derece vahim haberlerle karşılaşıyoruz. Özellikle muhalefetin yönettiği kimi belediyelerde 28 Şubat döneminden hatırladığımız ayrımcı politikalar tekrar hayata geçirilmek isteniyor. Toplumumuzun mütedeyyin kesimlerinin hayat tarzı ve hassasiyetlerine gerekli saygı maalesef gösterilmiyor. Burada da daha önceki dönemlerde olduğu gibi hedefe yine kadınlar konuyor. Buram buram rövanşizm kokan marjinal bir siyasetin muhalefet eliyle ilk etapta yerel yönetimler üzerinden hortlatılmaya çalışılması ülkemiz demokrasisi adına utanç ve endişe vericidir. Bunların hepsi yakın takibimizdedir."
"Birileri halen kabullenmekte zorlansa da dün, dünde kalmıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ideolojik bağnazlıklarla insanların yaşam tarzına, inanç ve kültür değerlerine müdahale edilmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:
"Bilhassa kadınların uzun yıllara sâri çetin mücadeleler neticesinde elde ettikleri kazanımların ister yerel yönetimler olsun, ister özel sektör olsun 3-5 faşist tarafından gasbedilmesine tolerans göstermeyiz. Şunun da bilinmesini isterim, Türkiye vesayet virüsünü içlerinden atamayan kifayetsiz muhterislere boyun eğemez. Devrisabık peşinde koşanlara eyvallah etmeyiz. Güncel kimi siyasi tartışmaları öne sürerek, bu milletin kahir ekseriyetinin tahrik ve tahkir edilmesine sessiz kalmayız. Bazı gerçeklerin artık çok iyi anlaşılması lazım, birileri halen kabullenmekte zorlansa da dün, dünde kalmıştır."
"Bu hakikatlerle yüzleşmek mecburiyetinde kalacaklardır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklarının, eski Türkiye'de kaldığını vurgulayarak, "Kerameti kendinden menkul azgın azınlığın çığırtkanlık yaparak sessiz çoğunluğu sindirdiği, susturduğu günler artık geride kalmıştır. Vesayet odakları adına konuşan tetikçi kalemlerin millete ve sivil siyasete ayar verdiği günler bir daha gelmemek üzere geride kalmıştır." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapusunun, Türk milletinin üzerinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu vatanın, devletin, belediyelerin ve diğer kurumların yegâne sahibi bir avuç seçkin değil, Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, muhafazakârı, seküleri ile 85 milyonun tamamıdır. Yaşanan onca hezimete rağmen bunu hazmetmekte zorlananlar varsa, eninde sonunda bu hakikatlerle yüzleşmek mecburiyetinde kalacaklardır. Biz iktidar ve ittifak olarak, yasakçı, baskıcı, kibirli ve rövanşist zihniyetle mücadelemizi, demokrasi ve hukuk zemininde kararlılıkla sürdüreceğiz. Millete hizmet süreklilik ister, adanmışlık ister, aşk ve azim ister. Bunun için ilk günden beri 'aşk ile koşan yorulmaz' diyoruz. Bunun için kısa vadeli hesaplarla değil önümüzdeki çeyrek asra, yarım asra mührümüzü vuracak geniş bir vizyonla hareket ediyoruz. Planlarımızı, projeksiyonlarımızı yine buna göre yapıyoruz."
"Tarihimizden, kültürümüzden, kadim devlet geleneğimizden tevarüs ettiğimiz zengin birikimle ülkemizi, özlemini duyduğu güç ve ağırlığa hızla kavuşturuyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dün, önemli bir misafirimizi Ankara'mızda ağırladık. Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara ve heyeti, tarihi bir kavşakta ülkemize çok kritik bir ziyarette bulundu. Güvenlikten yeniden inşa faaliyetlerine, ticaretten ulaştırmaya, ekonomiden beşeri ilişkilere, birçok konuyu kendisiyle değerlendirdik. İki komşu ülke olarak, geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık. Öncesinde Arap dünyasının lider ülkelerinden Mısır'ın Dışişleri Bakanı'nı külliyemizde kabul ettik. Geçen hafta Hamas yöneticilerinden Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame'ye çok önemli konuklarımız vardı. Bu akşam Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geleceğiz. Yarın depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle Adıyaman'dayız. Önümüzdeki hafta Malezya, Endonezya ve Pakistan'ı kapsayan bir Asya seyahatine çıkacağız. Yine bu arada bir süredir bekleyen telefon görüşmelerimiz, kabullerimiz, farklı seviyede temaslarımız olacak."
Ocak ayı ihracat rakamının 21 milyar 164 milyon dolarla rekor kırdığını, son 12 ay yıllıklandırılmış ihracatın da 263 milyar dolara yükseldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma ve havacılık sanayisi ihracatının ise ocak ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 383 milyon dolar olduğuna dikkati çekti.
"Muhalefetin nelerle uğraştığına bakmak bile istemiyoruz"
Türkiye'nin şimdilik en uzun menzilli füzesi olan Tayfun Füzesi'nin test atışının tam isabetle ve başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstismarcılarla aramızdaki derin zihniyet ve samimiyet farkını böylece bir kez daha ortaya koyduk. Yani Türkiye Yüzyılı ülkümüzün inşası için çok yoğun bir gündemle yurt içinde ve yurt dışında canla, başla çalışıyoruz ve çalışacağız. Muhalefetin nelerle uğraştığına ise inanın artık bakmak bile istemiyoruz. Bırakın dünyayı, bölgemizde olup bitenlerden dahi haberleri yok. Küresel gelişmeleri, krizleri ve hadiseleri zaten takip etmiyorlar. Koltuk kavgasına, parti içi iktidar mücadelesine kendilerini öyle kaptırdılar ki üçüncü cihan harbi patlak verse umurlarında olmaz. Bir ara kırmızı kartla bazı şeyler yapmayı denediler ama onu da her işleri gibi yine ellerine, yüzlerine bulaştırdılar. Daha sonra anladık ki aslında kartları birbirine gösteriyorlarmış. A şehrinin belediye başkanı B şehrinin belediye başkanına, eski genel başkan yeni genel başkana, bunların holiganları ise medyada ve sosyal medyada birbirlerine sürekli kart gösteriyorlar. Bunların, iş yapmak, eser üretmek, hizmet etmek gibi bir derdi yok. Şimdi de elinde askerin, polisin bir sürü milliyetperver vatan evladının kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganlarıyla kendilerini avutuyorlar. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partiyi, döndüler dolaştılar, marjinal sol yapıların maskotu, oyuncağı, payandası haline getirdiler. 23 Nisan müsameresi gibi meclis kürsüsünden slogan atıyor. Ne diyorlar? Kart devrimciler misali birbirleriyle sloganla buluşuyorlar. Öyle bir siyasi parti ki ortalıkla ne kadar başıboş gezen küfürbaz, marjinal ve tembel varsa hepsini paratoner gibi kendisine çekiyor. Muhatap alıp cevap versek inanın bize yazık. Cevap vermesek millete ve memlekete yazık."
"Ülkemizi yukarı çıkarmanın derdinde olacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'li vatandaşların, zaten uzun zaman önce bunlardan umudu kestiği için trajediye varan bu rezilliklerin artık onları eskisi kadar etkilemediğini ifade etti.
Bunların perişan hallerini gördükçe Bekri Mustafa'nın meşhur hikâyesini bir kez daha hatırladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:
"İstanbul'un kenar mahallesinde yaşayan ve her gece zil zurna sarhoş gezen Bekri Mustafa, Küçük Ayasofya Cami'nin önünden geçiyormuş. Musalla taşında bir cenaze varmış fakat mevta namazını kıldıracak kimse olmadığı için mahalleli epeydir orada bekliyormuş. Başında kavuğu ve sırtında cübbesiyle Bekri Mustafa'yı gören mahalleli, hemen yakasına yapışmış ve cenaze namazını kıldırmasını söylemiş. Her ne kadar Bekri Mustafa, 'ya ben hoca değilim' dese de cemaatin ısrarına engel olamamış. Namazı müteakip Bekri Mustafa, tabutun kapağını hafifçe aralayıp mevtanın kulağına bir şeyler fısıldamış. Ardından da cemaate dönüp 'hadi artık götürüp defnedin' demiş. Cemaatten biri kendisine yanaşıp cenazenin kulağına ne söylediğini sorduğunda, Bekri Mustafa'nın cevabı şu olmuş, 'öteki dünyaya gittiğinde buraların ahvalini sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya'ya imam oldu dersin, onlar durumu anlar' demiş. CHP Genel Başkanı ile sağı ve solundakilerin durumu da tam böyle. Gülsek mi, ağlasak mı? Hiç muhatap almasak mı? İnanın biz de şaşırdık, milletimiz de şaşırdı. Varsın onlar kırmızı ve sarı kartlarla oyun oynamaya devam etsinler. Varsın onlar sol terör örgütlerinin jargonuyla konuşmayı sürdürsünler. Varsın onlar siyasi kariyerleri dışında her şeye gözlerini kapatsınlar. Biz şu anlamlı şiire ilham veren ruhla çalışacak, koşturacak ülkemizi her gün bir seviyeye daha özellikle yukarı çıkarmanın derdinde olacağız."
"Milletimizle muhabbetimizi daha da artıracağız"
"Kurulduk çelik yay gibi akarız. Deli çay gibi buluttan çıkan ay gibi bir gün geri geleceğiz" diyerek hedeflerine doğru koşar adım gideceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizle muhabbetimizi, daha da artıracağız. Daha fazla hanenin kapısını çalacak, daha fazla gönüle gireceğiz. Bugüne kadar yaptığımız gibi evleri yine içeriden fethedeceğiz. Unutmayın, kale içeriden fethedilir. Bu süreçte, şunu hiçbir zaman unutmamanızı sizlerden rica ediyorum. AK Parti Kadın Kollarımız, 5 milyon 694 bin üyesiyle dünyanın en büyük sivil toplum hareketidir. Hepiniz üye sayısı itibarıyla işte bu devasa ailenin fertlerisiniz. Kadın Kolları olarak sizler bu partinin birinci sınıf mensuplarısınız. Sizler, sadece AK Parti'nin üyeleri değil, aynı zamanda kalpleri Türkiye aşkıyla çarpan hizmet gönüllülerisiniz. Ben sizlere güveniyorum. Sizlere sonuna kadar inanıyorum. Rabb'ime, şahsıma sizler gibi yol ve mücadele arkadaşları verdiği için bir kez daha hamdediyorum. Bu düşüncelerle kadın kolları kongremizin bir kez daha partimiz için, davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, görevi devreden hanım kardeşlerime hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyor, görevi devralan arkadaşlarıma başarılar diliyor, her birinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum." ifadesini kullandı.
Salonda, "Derdi millet olanın devası hizmettir, sevdası vatan olanın sevdası devlettir", "Ay yüzümüz, yıldız gözümüz biz bu toprağın özüyüz" pankartları yer aldı.
Sanatçı Şükriye Tutkun "Birlikte Türkiye'yiz" şarkısını seslendirdi. AK Parti Kadın Kolları tarafından hazırlanan tanıtım filmi gösterildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktığı sırada, "Birlikte seferdeyiz en son nefese kadar" yazılı pankartla koreografi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmini çizip, kendisine takdim eden bir çocuğa harçlık verdi.
Kadın Kolları Başkanlığını devredecek olan Ayşe Keşir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a, Gazze'deki insanlık dramını konu alan bir tablo armağan etti.
Kongreye, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti genel başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, genel başkan yardımcıları ve partililer katıldı.