Bunların ardından oluşabilecek olan hataları doğru analiz edip daha doğru tahminlerde bulunup daha güvenilir işlemler yapabilir.
Profesör Jhon McCarthy yaptığı bir konferansta Yapay Zekâ’yı tanımlarken “ Öğrenme ve zekanın tüm özellikleri güçlü bir araştırma yoluyla en ince detaylar ile tanımlanırsa, bilgisayarlar bunları simüle edebilir ve bilgisayarlar da insanlar gibi düşünebilir.” demiştir. Bu kavramın ortaya çıkması ve çabası ile birlikte Yapay Zekâ konusu bir bilim dalı olarak gelişme sağlamıştır. Deep Blue isimli bilgisayarın 1997 yılında dünya satranç şampiyonunu yenmesi Yapay Zekâ’nın en belirgin örneği arasında örnek gösterilebilir.
Her geçen gün gündemi oldukça meşgul eden söylentiler ortaya çıkıyor. İnsan beynine yerleştirilecek olan ve yapay zeka sayesinde insan beyniyle entegreli olarak çalışabilecek olan çipler hakkında herkesin bir teorisi bulunmaktadır. Bu çipler insan beynine yerleştirildikten sonra insan beyniyle temasa geçip insan düşüncelerini okuması ve anlık duygu değişimlerini kontrollü takip etmesi planlanmaktadır. Bu projeyi gerçekleştirmek isteyen şirketlerin asıl amacı beyninde hasar olan insanlara yardım edebilmektir. Bununla birlikte felçli hastalar,parkinson hastaları hatta alzheimer hastası olan insanlar için de bir umut kaynağı olduğu öngörülmektedir.
İnsan beynine yerleştirilen çipler sayesinde insan beynindeki elektrotlar ile sinyaller alınarak,bilgiler önce yorumlanacak daha sonra da sadece düşünme yolu ile eylem gerçekleştirebileceklerdir.Test edilen çipler sonucunda sıcaklık ve basınç gibi pek çok veri ölçülebilir durumdadır. Gelecekte insanlara beyin sinyalleri doğrultusunda oyun oynayabilme imkanı sunulabilmektedir. Fiziksel engele sahip olan insanlar herhangi bir akıllı protezi kablosuz olarak,düşünce yolu ile kontrol altına alabilir. Nöronlar kablosuz ağ gibidir ve elektronik bir sorunu çözmek için elektronik bir alet gerekir. Geliştirilen çip ısı,basınç ve hareket sensörlerine sahip olduğu için olası bir kriz anında alet bu durumu gözlemleyebilir ve örneğin kalp krizi,felç riskine karşı uyarıda bulunabilir.
Yaşanan tüm gelişmelerin tabii ki avantajları kadar dezavantajları da bulunmaktadır. Öncelikle bir beyin(zihin) okunması söz konusu. Beynin öğrenme,düşünme yapısı anlaşılır ise davranış kalıplarımız da buna göre değişim sağlar. Yapay zeka çipi ile beyin arasında kurulacak herhangi ters yönde bir bağlantı olursa yapay zeka insan beynine hükmedebilir duruma gelir ve insanlık için büyük bir tehdit oluşturur. Günlük hayatta sıkça kullanılan ve evin tüm bilgilerini ürettiği firmayla paylaşan akıllı robotlardan tutun kalp ritmimizi ve konumumuzu ölçebilen akıllı saatlerin hayatımıza girmesiyle beraber günlük rutin iş bilgilerimiz kullanılan akıllı aletlerin şirketleriyle paylaşılmaktadır. Yapay zeka çiplerinin hayatımıza girmesiyle beraber artık sadece günlük rutin iş bilgilerimiz değil ne düşündüğümüz ve insanlarla konuşurken ne hissettiğimiz gibi bilgiler de şirketlerin elinde olacaktır. Şirketler gerektiğinde kendi ülke menfaatleri için veya para karşılığında verileri devletlere verebilir. Devletlerin bu bilgileri nasıl kullanacağı şuan bilinemez olsa da kendi halkının düşünce ve hislerini bilmek devlet için kaçınılamaz bir şeydir. Ülke seçimi veya alınacak herhangi bir kararda bu bilgiler kullanılarak halk kolaylıkla manipüle edilebilir. Bu yüzden ileride iki devlet arası savaşta bile kullanılabilecek olan bilgilerin şirketlerin eline geçmesi geleceğimiz açısından oldukça korkunç bir durumdur. Yapay zeka doğru kullanıldığında insanlık tarihinin en önemli icadı olabilir fakat kötü niyetli kişiler tarafından kullanıldığında dünya tarihinin en kötü savaş nedeni olabilmektedir.
“Yapay zeka bir araçtır. Nasıl konuşlandırılacağına dair seçim bizimdir.” Oren ETZİONİ