Kanunla, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda Avukatlık Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak.
Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları veya yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı yapabilecek. Bu dönemde ilgilinin talebi üzerine yıllık izinler de kullandırılabilecek.
Avukat yanında yapılacak staj sürecinde ise kamu kurum ve kuruluşu tarafından ilgilinin ifa ettiği kamu görevini aksatmayacak şekilde çalışma saatleri ile izin dönemleri ve süreleri düzenlenebilecek. Ancak ifa edilen kamu görevinin niteliğinden dolayı aynı anda staj yapma durumunda kamu görevinde aksama ortaya çıkacağı hallerde avukat yanında yapılan staj sürecinde de ilgiliye aylıksız veya ücretsiz izin verilebilecek.
İlgili mevzuatta memur kadrolarına geçiş hakkı tanınan sözleşmeli personel ancak memur kadrolarına geçiş hakkını kazandıktan sonra bu hükümlerden yararlanabilecek. Aylıksız veya ücretsiz izinler diğer mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi olmayacak.
Kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanların staj sürecindeki izin dönemleri ve süreleri ile çalışma saatlerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.
Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce avukatlık stajına başlamış olanlar hakkında önceki hükümler uygulanacak.
- Noterlere ilişkin düzenlemeler
Noterlik Kanunu'nda yapılan değişiklikle noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Buna göre, noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışması, Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikte düzenlenecek.
Noterlik Ücret Tarifesi, her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek.
Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kağıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılarak tahsil edilecek.
Noterlerin vergi, resim ve harçlar ile değerli kağıt bedellerine ilişkin beyanname verme usulü sadeleştirilecek. Buna göre, bir önceki aya ait beyannameler, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere verilecek.
Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin Karayolları Trafik Kanunu'nun ek 18'inci maddesi çerçevesinde kişi ve kurumlarla paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince 2 lira işlem katılım payı alınacak. Bu miktar, her yıl bir önceki yıla ilişkin Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacak. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden katılım payı alınmayacak. Katılım payından muaf olan diğer kişi ve kurumlar ile uygulamaya ilişkin hususlar yönetmelikle belirlenecek.
El yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sistemine kaydedilecek.
Kanunla, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay başkanlıkları ile hakim ve savcı kadrolarına ilişkin düzenlemeye gidiliyor.
- Türk Medeni Kanunu'ndaki değişiklikler
Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan edilecek. Bu ilanda; hükmü veren mahkeme, kararın verildiği tarih, dosyanın esas ve karar numarası ile adının değiştirilmesine karar verilen kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yer, doğum tarihi, anne ve baba adı, önceki adı ve soyadı, mahkeme kararıyla verilen yeni adı ve soyadı yer alacak.
Boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 1 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılacak ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilecek.
Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da değişiklik yapılacak. Buna göre en kıdemli Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapmasına ilişkin düzenleme kaldırılacak. Bölge adliye mahkemelerinde Cumhuriyet başsavcıvekili Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenecek. Ayrıca iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili görevlendirilebilecek.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yapılan değişikliğe göre, suçun niteliğinin değişmesi durumunda müdafinin yanı sıra ek savunma hakkına ilişkin bildirimler sanığa da yapılabilecek. Müdafi sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanacak. Sanığın dosyadaki son adresine bildirim yapılamaması veya bildirime rağmen duruşmaya gelmemesi halinde müdafiye yapılan bildirimler yeterli kabul edilecek.
- Devlet üniversiteleri ÇİM kurabilecek
CMK'deki diğer bir düzenlemeyle de devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'daki değişiklikle hükümlülerin örgün ve yaygın öğretim haklarının kapsamı genişletilecek. Buna göre, açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin tüm öğretim türlerinden; diğer ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin ise kurum içinde verilebilen yaygın, dışarıdan ve açık öğretim programlarından yararlanmaları sağlanacak.
Kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, kurum içinde açılan örgün öğretim programlarına, kurum disiplin, düzen ve güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde, kurumsal kapasite ve imkanların uygunluğu ölçüsünde devam edebilecek. Yaş, eğitim düzeyi, engellilik durumu, sosyal ve ekonomik durum ile benzeri ölçütlere göre ihtiyacı olan hükümlülere öncelik verilecek.
Kayıtlı olduğu eğitim kurumlarının ilgili mevzuatına göre gerekli şartları taşıyan ve kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin sınavları, kişi ve kurum güvenliği ile kurum disiplin ve düzeninin bozulmasını önleyici tedbirler alınarak belirtilen usule göre ceza infaz kurumu içinde yapılacak. Buna göre, ortaöğretim, ön lisans, lisans ve benzeri öğretim programları kapsamındaki sınavlar ile mesleki yeterlilik gibi yazılı veya sözlü sınavlar, ilgili kurum ile koordinasyon sağlanarak öncelikle çevrim içi, bunun mümkün olmaması halinde ise ilgili eğitim kurumu görevlisinin gözetiminde yüz yüze yapılacak.
Hükümlüler, merkezi sınavlar ile açık öğretim kurumları sınavlarına, sınav merkezi olarak belirlenen ceza infaz kurumlarında katılacak.
Kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, sınavlara ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almakla yükümlü olacak.
Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin öğretimden yararlanması veya sınavlara katılması, hükümlünün; başarısız olması, devamsızlık göstermesi, eğitim ve sınav alanlarında Kanun'da yazılı disiplin cezasını gerektiren eylemlerden birini gerçekleştirmesi veya öğretim programının ceza infaz kurumunun işleyişine yer ve zaman itibarıyla uygun olmaması halleri dışında engellenemeyecek.
Öğretime ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.
- Düzenlemeden iki madde çıkarıldı
AK Parti'nin kabul edilen önergeleriyle düzenlemeden; casuslukta yeni suç ihdasına ilişkin madde ile esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarında genel kurul üyelerinin dörtte birinin başvurusu üzerine genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılabileceğine ilişkin hüküm çıkartıldı.
Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, teklifin kabul edilerek yasalaşmasının ardından alınan karar gereği birleşimi 19 Kasım Salı günü Saat 15:00'te toplanmak üzere kapattı.
Teklifin tümü üzerinde söz alan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, teklifin "torba kanun" niteliğinde olduğunu söyledi.
Özbudun, teklifin Anayasa'nın "belirlilik ilkesini" ihlal ettiğini savundu.
Teklifin gerekçesini yetersiz bulduklarını aktaran Özbudun, casusluk düzenlemesinin tekliften çıkarılmasının planlandığını, bunu memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, teklifin 12 kanunda değişiklik öngördüğünü dile getirdi.
Yargının iş yükünün arttığını ifade eden Olgun, kira davalarının uzun sürdüğünü, bu alanlarda yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini dile getirdi.
Olgun, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki hedeflere ulaşılamadığını ileri sürdü.
Casusluk düzenlemesinin tekliften çıkarılacağını, bunu da memnuniyetle karşıladıklarını belirten Olgun, "Yeni güvenlik ihtiyaçları ortaya çıkarsa, bu ihtiyaçları karşılayacak ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygun düzenlemelere desteğe hazırız." dedi.
- "Kanun teklifi son derece önemlidir"
MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın, hukukun üstünlüğünü hedef alan vizyonunun her geçen gün genişlediğini kaydetti.
Teklifin, noterlik hizmetlerinin geliştirilmesi, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve aile yapısının güçlendirilmesi konularını içerdiğini aktaran Bülbül, "Kanun teklifi, milletimizin huzurunu, devletimizin sürekliliğini ve sosyal adaleti esas alması açısından son derece önemlidir. Boşanma davalarında bekleme süresinin 3 yıldan bir yıla indirilmesi, toplumsal yapımızın sağlıklı şekilde korunmasına yönelik düzenleme olmuştur." diye konuştu.
Bülbül, devlet üniversitelerince de Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurulabileceğini anlattı.
DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürdü.
Teklifin, Anayasa'nın "belirlilik" ve "öngörülebilirlik" ilkelerini içermediğini iddia eden Düşünmez, teklif için "hayır" oyu kullanacaklarını bildirdi.
- "Anayasa ihlallerine son verin"
CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen Göl, "torba kanun" uygulamasına karşı olduklarını belirtti.
Bölge Adliye Mahkemelerine Cumhuriyet başsavcıvekili atanmasına ilişkin düzenlemenin teklifte yer aldığını anımsatan Göl, düzenlemeyle kıdem şartının ortadan kaldırıldığını söyledi.
Casusluk düzenlemesinin tekliften çıkarılacağını aktaran Göl, "CHP Grubu olarak direndiğimiz maddeyi, etki ajanlığı utancını gündeminizden kalıcı olarak çıkarın. Anayasa ihlallerine son verin." ifadesini kullandı.
CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun da yargıda Türkiye'nin geriye götürüldüğünü dile getirdi.
Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmadığını savunan Uzun, yargının sorunlarına çözüm bulunamadığını ifade etti.
Yargının bağımsız ve tarafsız olmasının istenmediğini ileri süren Uzun, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer almasına rağmen hakim ve savcılara coğrafi teminatın getirilemediğini vurguladı.
- "Suçun niteliğinin değişmesi durumunda sanığa ek savunma hakkı verilecektir"
Teklifin ilk imza sahiplerinden AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Alan, 22 yılda yargıda reform niteliğinde düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlattı.
Teklifin 12 kanunda değişiklik ve düzenleme içerdiğini aktaran Alan, teklifte yer alan düzenlemeleri anlatarak, şunları paylaştı:
"Boşanma davasının reddine dair kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamaması durumunda eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilebilmesine ilişkin süre bir yıla indirilmektedir. Suçun niteliğinin değişmesi durumunda sanığa ek savunma hakkı verilecektir. Teklifle, üniversiteler tarafından çocuk izlem merkezi kurulmasına imkan verilmektedir."
Yeniden üzerinde çalışılması için casusluk düzenlemesinin tekliften çıkarılacağını bildiren Alan, bazı Avrupa ülkelerinin, yabancı servislerce uygulanan yeni yöntemler dolayısıyla casusluk yasalarında düzenlemelere gittiğini belirtti.
Görüşmeler sırasında söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Ankara Büyükşehir Belediyesinin (ABB) konser harcamalarında usulsüzlük yapıldığına yönelik iddiaları soruşturmak için İçişleri Bakanlığına müzekkere yazılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Belediyelerin bir kuruşunun bile boşa harcanmasına hiç kimsenin izin vermeyeceğini, bunu partisinin belediye başkanlarının yapmayacağını ifade eden Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz kendi iç denetimlerimizi çalıştırmaktan, kendi teftiş kurullarımızı çalıştırmaktan, yargıya hesap vermekten bir an bile çekinmeyiz ama yargının sopa olarak kullanıldığı, yargının belediye başkanlarımız üzerinde tehdit unsuru olarak kullanıldığı, yargı üzerinden Türk siyasetinin dizayn edilmeye çalışıldığı, yargı üzerinden muhtemel cumhurbaşkanlığı adaylarının saf dışı bırakılmaya çalışıldığı bir süreçte, biz, böylesine operasyonlara bilsinler boyun eğmeyeceğiz."