Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversiteyi üniversite yapan ilke ve değerler tümüyle ortadan kalkmışken, üniversite öğrencilerinin barınma, ulaşım, beslenme başta olmak üzere en temel sorunları çözüm beklerken, bu sorunlara çözüm üretmek yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak “umre ödüllü bilgi yarışması” düzenlemeyi tercih ediyor!

YÖK tarafından üniversitelere gönderilen 18 Kasım 2024 tarihli yazıda Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği “Umre Ödüllü Gençlik Bilgi Yarışması”nın üniversite öğrencilerine duyurulması isteniyor. Bu etkinlik kararı, hükümetin yükseköğretimde yaşanan sorunları görmezden geldiğini göstermekte; üniversiteler üzerindeki dini, ideolojik dayatmaların bir yeni örneğini oluşturmaktadır.

Üniversiteler bilimsel bilginin üretilmesi, özgür düşüncenin, araştırmanın ve eleştirel aklın gelişmesi gereken kurumlardır. Bu tür etkinliklerle, üniversitelerin asıl işlevinden uzaklaştırılarak belirli bir ideolojik çerçevenin ya da dinin dayatıldığı bir alan haline getirilmesi söz konusudur. Öğrencilerin manevi değerler temelinde bir yarışmaya teşvik edilmesi, farklı inançlara, yaşam tarzlarına ve dünya görüşlerine sahip bireylerin dışlanması anlamına gelmektedir.

Dini ve manevi değerler, bireylerin kişisel alanına bırakılmalı, bu alanın istismar edilmesine izin verilmemelidir. Kamu kurumları eliyle dini referansların öne çıkarılması, laiklik ilkesinin ihlal edilmesi anlamına gelmekte ve eğitimin kamusal, bilimsel ve laik niteliğiyle açıktan çelişmektedir.

Diğer yandan, üniversitelere ayrılan kamu kaynakları her geçen gün azalmakta, eğitimde nitelik sorunu derinleşmektedir. Üniversite öğrencileri barınma, ulaşım ve beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekerken kamu kaynaklarının siyasi iktidarın ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda harcanması kabul edilemez.

28.11.2024 tarihli yurt yedek yerleştirme sonuçları 28.11.2024 tarihli yurt yedek yerleştirme sonuçları

Bir kez daha görüldüğü üzere, devletin üniversiteler üzerinde müdahale aracı olan YÖK akademik özgürlüklerin önündeki en büyük engel olmaya devam etmektedir. Bu sebeple YÖK kapatılmadan bilimsel aklın ve eleştirel düşüncenin gelişmesi, üniversitelerin asıl işlevlerini yerine getirmesi beklenemez. Fakat YÖK’ün kaldırılması da yeterli değildir. Yıllardır piyasacı ve muhafazakâr aklın yerleştirdiği bu düzenin bütünüyle değişmesi gerekmektedir. Bunun için İnsan, toplum ve doğa yararına bir üniversite talebimizden de, demokratik, bilimsel, eşit ve anadilinde eğitim için mücadelemizden de asla vazgeçmeyeceğiz.