GÜNDEM

Yusuf Tekin, Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonuna katılarak sunum yaptı.

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonuna katılarak sunum yaptı.

TBMM'deki toplantıda komisyon üyelerine sunum yapan Bakan Yusuf Tekin; kadının, hayatın her alanında toplumun mimarı olduğunu söyledi. Kadının varlığı olmadan ailenin, aile olmadan da güçlü bir toplumun inşa edilemeyeceğini belirten Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kadına şiddet, insanlığa ihanettir" sözlerini hatırlattı.

Tekin, "Kadına yönelik her türlü şiddet; adalete, merhamete ve insanlığın onuruna ihanettir. Ülkemizde tek bir kadının dahi şiddete uğramasına göz yummayacağımız gibi, bu mücadeleyi sadece yasalarla değil; zihniyet dönüşümüyle, topyekûn bir seferberlik anlayışıyla çözebiliriz." diye konuştu.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde her 3 kadından birinin hayatı boyunca fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını belirten Tekin, OECD verilerine göre ise Türkiye'de kadına yönelik şiddet oranının yüzde 38 olduğunu aktardı. Tekin; bu tablonun, sorunun ciddiyetini ve önlenmesi için atılacak adımlara ihtiyacın aciliyetini gösterdiğini vurguladı.

Şiddetin, bireyin duygu dünyasında derin yaralar açmakla kalmayıp empati yeteneğini körelterek sağlıklı ilişkiler kurma becerisini de zayıflattığını kaydeden Tekin, "Bu nedenle, kadına yönelik şiddet yalnızca fiziksel bir mesele olarak değil; aynı zamanda bireyin psikolojik, sosyal ve ekonomik bütünlüğünü etkileyen kapsamlı bir sorun olarak ele alınmalı." sözlerini sarf etti.

Toplumsal eşitsizlikleri besleyen unsurların bu mücadeleyi daha da zorlayıcı hâle getirdiğine dikkati çeken Tekin, şunları paylaştı:

"Yaşadığımız salgın süreci ve dünyanın çeşitli coğrafyalarında süregelen savaşlar ve çatışmalar, eşitsizlikleri daha da derinleştirmiştir. Savaşlar ve salgının yarattığı kriz ortamları, kadınları ve çocukları savunmasız bırakırken, şiddet vakalarının artışını da hızlandırmıştır. Filistin'de işgal altındaki topraklarda kadınlar, çocuklarıyla birlikte bombaların gölgesinde hayatta kalmaya çalışırken fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetin en ağır biçimlerini yaşamaktadır. Benzer şekilde, Suriye'de Baas rejimi döneminde kadınlar ve çocuklar, benzeri işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır."

"Kız çocuklarının okullaşma oranlarında önemli artışlar sağladık"

Millî Eğitim Bakanlığı olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda üzerlerine düşen sorumluluğun farkında olduklarını ve bu farkındalık bilinciyle hareket etmeye gayret ettiklerini anlatan Tekin, bu doğrultuda çocukların, öğretmenlerin ve eğitim camiasının tüm bireylerinin her türlü şiddetten korunmasını sağlamak adına kapsamlı adımlar attıklarını belirtti.

Tekin, çocukların eğitime erişimini artırmak ve toplumun her kesimini eğitime dâhil etmek amacıyla "Kız Çocuklarının Okullaşma Oranlarının Artırılması Projesi," "Eğitim ve Güvenlik Projesi," "Çocuğa Yönelik Şiddetin Önlenmesi Projesi" gibi pek çok projeyi hayata geçirdiklerini hatırlattı.

Millî Eğitim Bakanı Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle kız çocuklarının okullaşma oranlarında önemli artışlar sağladık. An itibarıyla 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 93,82; ortaöğretim kademesinde ise yüzde 91,57. Ayrıca, sosyoekonomik dezavantajlı bölgelerde okullaşma oranlarını artırmak amacıyla derslik yapımından dijital eğitim içeriklerinin geliştirilmesine, ücretsiz ders kitaplarının dağıtılmasından taşıma ve yemek hizmetlerine kadar pek çok benzeri projenin altına da imza attık. Yetişkin eğitiminde de önemli çalışmalar yürütüyoruz. 2008 yılında, Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan 'Ana-Kız Okuldayız' okuma-yazma kampanyası ve 2018 yılında gerçekleştirilen 'Okuryazarlık Seferberliği' ile okuma-yazma oranlarını artırmak için yoğun bir çaba sarf ettik. Şu an itibarıyla yüzde 96'nın üzerinde bir okuryazarlık oranına erişmiş durumdayız."

Tekin, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ailelerin bilinçlendirilmesi amacıyla yaygın eğitim kapsamında "Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kursu", "aile eğitimleri", "kadın konukevlerinden hizmet alan kadınların ebeveynlik becerilerini geliştirmeye yönelik kurslar", "mevsimlik gezici tarım işçilerinin sürekli istihdama erişimlerini artırmayı hedefleyen eğitim programları" gibi eğitim faaliyetleri düzenlediklerini anımsattı.

Yusuf Tekin, ayrıca, kırsal alanda yaşayan kadınlara öncelik verilerek kadınların meslek edinmesi, istihdam ve girişimcilik oranlarının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirmesi ve aile eğitimleri gibi projelere destek sunmayı amaçlayan projeleri de hayata geçirmek üzere olduklarının altını çizdi.

"Bakanlık olarak üzerimize düşen tedbirleri aldık"

Bakanlığın, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin aktif bir sorumluluk üstlendiğini dile getiren Tekin, bu doğrultuda okullarda şiddetin önlenmesi genelgesini yayımlayarak, merkez ve taşra teşkilatlarına gönderdiklerini anlattı. Tekin, "Bu birimlerimizde şiddetin önlenmesi konusunda görev ve sorumlulukları tanımladık, okullarda şiddetin önlenmesine yönelik ne tür tedbirler alınması gerektiğini hatırlattık. Bakanlık olarak üzerimize düşen tedbirleri aldık. Genelgemiz, şiddete neden olabilecek riskleri tespit etmek, eğitimde fırsat eşitliğini artırmak ve bireylerin çok yönlü gelişimini sağlamak amacıyla kapsamlı bir yol haritası oluşturdu." değerlendirmesinde bulundu.

Tekin, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Dördüncü Ulusal Eylem Planı (2021-2025) çerçevesinde Bakanlığa düşen görevleri somutlaştırarak her yıl "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Faaliyet Planı" hazırladıklarını söyledi. Yusuf Tekin, bu plan kapsamında okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde öğrenci, öğretmen, okul yöneticisi ve velilere yönelik koruyucu çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Bakan Tekin, okullarda zorbalık, iletişim becerileri ve öfke kontrolü gibi konularda farkındalık artırıcı psikoeğitim çalışmaları düzenlemeye; afiş ve broşür kampanyalarıyla hem öğrencileri hem de velileri bilinçlendirmeye devam edeceklerini vurguladı.

 "Personelin yüzde 55,88'i kadın çalışanlarımızdan oluşmakta"

Millî Eğitim Bakanlığının kadın personel bakımından oldukça güçlü bir eğitim ailesine sahip olduğunu söyleyen Tekin, "Bakanlığımızda görev yapan toplam 1 milyon 166 bin 93 personelin yüzde 55,88'i kadın çalışanlarımızdan oluşmakta. Öğretmenlerimiz arasında ise bu oran yüzde 62,43 ile büyük bir çoğunluğu temsil etmektedir. Bu tablo, kadın çalışanlarımızın eğitim sistemimizin belkemiğini oluşturduğunu açıkça ortaya koymaktadır." ifadesini kullandı.

Bu yıl hayata geçirdikleri "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin kadına yönelik şiddetle mücadelede sadra şifa olacak köklü bir dönüşümün kapılarını aralayacağına yürekten inandığını belirten Tekin, "Modelimiz, insanı bir bütün olarak ele alarak fiziksel, zihinsel, duygusal ve ahlaki boyutlarıyla bir arada geliştirmeyi hedeflemekte ve toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlamaktadır." dedi.

Okul öncesinden ortaöğretim düzeyine kadar pek çok dersin öğretim programında gerekli güncellemelerinin yapıldığına işaret eden Tekin, "Ders kitaplarımız ve eğitim araçlarımız, temel insan haklarını destekleyen, her türlü ayrımcılığı reddeden bir anlayışla hazırlanmış, kadın ve erkek eşitliğini yok sayan ögelerden arındırılmıştır." diye konuştu.

Bakan Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin öğrencilere sosyal ve duygusal öğrenme becerileri kazandırmayı amaçlayan özgün bir yapıya sahip olduğuna dikkati çekti. Tekin, bu becerilerin "iletişim, öz farkındalık, empati, iş birliği ve sorumlu karar verme" gibi çok yönlü yetkinliklerden oluştuğunu aktardı.

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin şiddete karşı bilinçlendiren, empati ve saygı kültürünü içselleştirmiş, adalet ve merhamet duygularını davranışlarının temeline yerleştiren bireyler yetiştirmeyi hedeflediğini vurgulayan Tekin, "Okuldan başlayarak aileye, mahalleye ve nihayetinde tüm topluma yayılan bir dönüşümün kapılarını aralayan modelimiz, şiddeti ortadan kaldıracak güçlü ve köklü bir dönüşümün yol haritasını oluşturmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tekin, milletvekillerinin sorularını yanıtladı

Komisyonda milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Bakan Tekin, Bakanlığının bütçesinde, "Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Ödemeler" başlıklı bir kalem bulunduğunu, bununla ilgili kendisine çok sayıda soru önergesinin geldiğini anlattı.

Tekin, bazı milletvekillerinin "Bu kalemden bazı cemaatlere, tarikatlara para aktardınız." sözlerini sarf ettiğini belirtti. Tekin, "'Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Ödemeler' başlığıyla Bakanlığımız bütçesinden kaynak aktardığımız yerler şunlar: UNESCO, OECD gibi üyesi olduğumuz uluslararası örgütlere yıllık ödemek durumunda olduğumuz üyelik aidatları. İkincisi, Türkiye Maarif Vakfının yurt dışında açtığı okullar ve bu okullarda çalıştırdığı personel için bütçemizden aktardığımız kaynak. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan ödemeler bunlar." ifadelerini kullandı.

"Duyduğum an tedbirini aldık"

Bakan Tekin, "Bursa'da bir müdürün, kadın müdür yardımcısının odasının kapısını tekmeleyerek kırdığı" yönündeki iddiaların sorulması üzerine, haberdar olur olmaz olaya müdahale ettiğini söyledi. Tekin, "Bursa'daki okul müdürünün yaptığı şeyi tasvip edeceğimi asla düşünemezsiniz. Duyduğum an tedbirini aldık. Soruşturma devam ediyor. Sadece soruşturmanın selameti açısından iki öğretmen arkadaşımız da geçici yer değişikliğine tabi tutuldu. Soruşturmanın sonucunda, öğretmen ya da müdür, hangisi suçlu bulunursa o, disiplin cezası alır, diğeri de hayatına devam eder. Yerinde kalan arkadaşımızın da herhangi bir mobinge, şiddete maruz kalmaması için talebi doğrultusunda onun da yerini değiştiririz." değerlendirmesinde bulundu.

Halk eğitimi merkezlerindeki kurslara ilişkin her yıl bütçede bir iz rakamın yer aldığına işaret eden Tekin, şöyle konuştu:

"Bu yıl hayat boyu öğrenme kapsamında kaç saat kurs açılacağını bilemeyiz, bilmediğimiz için bir rakam konulur. Geçen yıl, 65 milyon saat kurs açmayı 2024 yılı bütçemize koymuştuk. Yıl içinde daha fazla ya da daha az kurs açılabilir. Daha az açılırsa bütçeye konulan kaynak, hazineye iade edilir. Daha fazla kurs açılırsa Hazine ve Maliye Bakanlığı, bütçe üstü ödeme mekanizmalarıyla bizim kurs açan arkadaşlarımızın kurs ücretlerini öderdi.

2024 yılında yaklaşık 109 milyon saat kurs açıldı, 65 milyon saat bizim bütçede talebimiz vardı. CHP, Anayasa Mahkemesine bütçe dışı harcamayla ilgili iptal davası açtı. İptal edildikten sonra hukuken o usta öğreticilere ek ders ücreti ödeyecek mekanizmamız kalmadı. Sorunun kaynağı burası. 65 milyon saat limiti biz doldurduk; o limiti aşamadığımız, ödeyemediğimiz için kursları açamadık. 2025 yılı bütçesinde bunu, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığıyla beraber çözüyoruz."

"Açık liseye geçenlerin yüzde 47'si kız, yüzde 53'ü erkek"

Millî Eğitim Bakanı Tekin, taşımalı eğitimle ilgili yaptıkları yönetmelik değişikliğinin yanlış anlaşıldığını söyledi. Tekin, "Biz, '30 kilometrelik bir bant içinde çocuğu göndereceğimiz bir okul varsa o okula göndereceğiz.' diyoruz. 30 kilometreden sonra irade olarak 'Ben bu okula gideceğim.' diyorsa o zaman 'Biz sizi taşıyamayız.' diyoruz. Mevzu budur." ifadelerini kullandı.

Milletvekillerinin açık liseye geçen öğrencilerin cinsiyetlerine göre oranını sorması üzerine Bakan Tekin, "Açık liseye geçenlerin yüzde 47'si kız, yüzde 53'ü erkek." bilgisini verdi.

"Siber zorbalık, bugün liste başı görüyor"

Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar ise 2022 yılı itibarıyla 12 bin 99 kursiyere kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi konusunda kurs verildiğini söyledi. Otrar, kadın konukevlerinden hizmet alan 770 kadına yönelik ebeveynlik becerisini geliştirme kursu düzenlendiğini de bildirdi.

2023-2024 döneminde doğrudan kadına yönelik şiddetle ilgili bilgilendirme çalışmaları yürütüldüğünü anlatan Otrar, bu kapsamda 643 bin 264 çocuk, 226 bin 539 ebeveyn ve 50 bin 656 öğretmene ulaşıldığını kaydetti.

Otrar, "Öfke yönetimi konusunda yaklaşık 15 milyon 500 bin öğrenci, 663 bin 518 veli ve 126 bin civarında öğretmene ulaşılmıştır." dedi.

Bakanlık olarak çocukların şiddet algısına yönelik bir araştırma yaptıklarını belirten Otrar, "Sosyal medyada ya da internet ortamında tehdit edilme, görsellerin paylaşılmasıyla ilgili tehdit edilme, bu görsellerin fiili olarak paylaşılmasından daha yüksek kaygı ve şiddet algısı oluşturuyor. Bundan on yıl önce olmayan siber zorbalık, bugün liste başı görüyor. Biz değişimlerin hepsini sıkı şekilde takip ediyoruz. Önleyici politikalarımızı artırarak güçlendireceğiz." değerlendirmelerinde bulundu.

{ "vars": { "account": "G-DWD9KP42D3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }