İstanbul Eğitim Zirvesi, bu yıl 6-7 Aralık 2024 tarihlerinde "Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek için Eğitim" temasıyla çevrim içi olarak başladı. Zirve, dünyanın dört bir yanından katılımcıları bir araya getirerek küresel deneyimlerin paylaşılmasını sağlıyor.
Program kapsamında, farklı ülkelerden eğitim bakanlarının katılacağı üst düzey oturumun yanı sıra, “Sosyal Adalet ve Eğitim”, “Yeni ve Sürdürülebilir Okul Kültürü”, “Devlet ve Eğitim Arasındaki İlişkileri Yeniden Düşünmek” başlıklarının ele alınacağı paneller düzenlenecek. Zirve sırasında, Maarif Okulları tarafından dünya genelinde düzenlenen "Eğitimde İyi Örnekler" ve 5. Uluslararası Maarif Fotoğraf Yarışması da sunulacak.
Çevrim içi düzenlenen 4. İstanbul Eğitim Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gönderdiği mesaj okundu.
Mesajında, zirvenin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın pek çok ülkesinde öğrencilerin maruz kaldığı eşitsizliklerle ilgili tespitlerin yer alacağı, aynı zamanda eğitim ve devlet, eğitim ve sosyal adalet gibi konuların tartışılacağı bu yılki zirveden de başarılı neticeler alınacağına inanıyorum. Bu yıl itibarıyla 338 bin 161 uluslararası öğrenciye üniversitelerinde eğitim veren ülkemiz, yükseköğretim kapasitesinin yüzde 4,76'lık kısmını ifade eden bu kontenjanla dünya sıralamasının ilk 10'u arasında yer alıyor. Türkiye Maarif Vakfımız da ülkemizin eğitim alanındaki zengin, mümbit ve köklü birikimini dünyanın dört bir yanına ulaştırmak için yoğun bir çaba sarf ediyor. 446 okul, 1 üniversite, 19 eğitim merkezi, 11 Türkiye Araştırmaları Merkezi ve 44 yurt ile 55 ülkede faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı, toplamda 50 binden fazla öğrenciye hizmet sunuyor."
Vakfın bu eğitim kurumlarında yerel müfredatla birlikte uluslararası eğitim yöntemlerini de başarıyla uyguladığını vurgulayan Erdoğan, vakfın bir taraftan erdemli ve nitelikli insan yetişmesine hizmet ettiğini, bir taraftan da toplumlar arası iletişimin gelişmesine katkı sağladığını kaydetti.
Erdoğan, çalışmalarını takdirle takip ettikleri ve başarılarından gurur duydukları vakfa gereken desteği verdiklerini, bundan sonra da destek vermeye devam edeceklerini belirterek, "Bu vesileyle Kosova'dan Kolombiya'ya, Ürdün'den Pakistan'a, Güney Afrika'dan Azerbaycan'a, Afganistan'dan Somali'ye kadar, dünyanın 55 farklı ülkesinde fedakarlıkla hizmet eden tüm vakıf mensuplarımızı canıgönülden tebrik ediyorum. Çoğu zaman zor şartlar altında pek çok riski, tehlikeyi göze alarak, Türkiye'nin maarif sancağını gururla dalgalandıran her bir öğretmen, idareci ve vakıf çalışanımıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Zirvenin başarılı geçmesini dileyen Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı başta olmak üzere bu önemli zirvede emeği ve katkısı bulunan kurumları tebrik etti.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Zirveye video mesaj gönderdi.
Eğitimin toplumsal adalet ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmadaki dönüştürücü gücünü ele almak açısından zirvenin büyük bir anlam taşıdığını vurgulayan Tekin, zirvenin temasının, insanlığın bugün karşı karşıya olduğu en temel sorunlara çözüm üretmek için önemli bir bakış açısını ortaya koyacağını kaydetti.
Zirvenin, insanlığın ortak meselelerine dair çözüm arayışlarına rehberlik edecek bir istişare zemini oluşturacağına, eşitlik ve adalet ekseninde bir eğitim anlayışını derinleştireceğine, sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için önemli bir irade ortaya koyacağına inandığını ifade eden Tekin, bu istişarelerden doğacak müktesebatın, küresel eğitim politikalarına yön vereceğine, aynı zamanda milletin eğitim vizyonunu uluslararası alanda daha da güçlendirecek katkılar sunacağına inandığını belirtti.
Bakan Tekin, Türkiye Maarif Vakfının, Türkiye'nin eğitim alanındaki zengin birikimini uluslararası camiaya taşıyan en önemli kurumlardan biri olduğuna işaret ederek, "Bugün 52 ülkede 50 binden fazla öğrenciye hizmet sunan vakfımız yerel değerleri merkeze alarak küresel eğitim politikalarına yön veren bir modeli hayata geçirmektedir. Türkiye Maarif Vakfı, bulunduğu ülkelerde yerel kültürlere ve değerlere saygılı bir eğitim felsefesiyle hareket etmekte, ülkemizin barış, adalet ve eşitlik eksenli eğitim anlayışını tüm dünyaya taşımaktadır. Bu çabalar, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamakla kalmayıp medeniyetler arası köprüler kurarak adalet ve hikmet ekseninde bir medeniyet tasavvurunun şekillenmesine de hizmet etmektedir." diye konuştu.
"Eğitim bireylerin hak ve sorumluluk bilincini geliştirir"
Medeniyetlerin yalnızca maddi kazanımlarla değil, bu kazanımları kuşatan manevi değerler, adalet anlayışı ve insana dair kadim hikmetle yükseleceğinin altını çizen Tekin, eğitimin bu hikmeti toplumsal hayata taşıyan, bireyleri geleceğe hazırlayan ve toplumların kaderini şekillendiren en güçlü araç olduğunu ancak bu aracın hakiki bir dönüşüm yaratabilmesinin, adalet ve eşitlik ilkeleri üzerine inşa edilmesine bağlı olduğunu söyledi.
Tekin, bu bağlamda "Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eğitim" temasının, eğitimin toplumsal dokuyu yeniden inşa eden dönüştürücü gücünü anlamak ve daha adil bir düzeni tesis etmek için kıymetli bir zemin sunduğunu dile getirerek, "Adalet, insan onurunu koruyan ve hak temelli bir düzeni ifade ederken; eşitlik her bireyin bu düzenden hakkaniyetle pay almasını sağlar. Eğitim ise bireylerin hak ve sorumluluk bilincini geliştirerek, toplumsal faydayı önceleyen değerlerin içselleştirilmesini ve bu değerlerin hayatın her alanında yer bulmasını mümkün kılar." ifadelerini kullandı.
"Maarif Modelimiz, eğitimi medeniyet tasavvuruyla ele almaktadır"
Milli Eğitim Bakanı Tekin, konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkiye, tevarüs ettiği zengin medeniyet birikimiyle eğitimi bir kalkınma aracı olmanın ötesine taşıyarak, daha adil ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında liderlik etmeyi hedeflemektedir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu vizyonun hayata geçirilmesine yönelik en önemli adımlardan bir tanesidir. Maarif Modelimiz, eğitimi geçmişin hikmetinden beslenen ve geleceğin ihtiyaçlarına yön veren bir medeniyet tasavvuruyla ele almaktadır. Amacımız, evlatlarımızı yalnızca bilgiyle donatılmış bireyler olarak değil; hakikatin hikmetiyle kuşanmış, sorumluluk bilinciyle yoğrulmuş ve toplumsal faydayı esas alan bir anlayışla mücehhez bireyler olarak yetiştirmektir. Bu amaç doğrultusunda önceliğimiz, evlatlarımızın kendi potansiyellerini keşfetmelerine imkân sunmak ve bu potansiyeli insanlık adına bir değer üretimine dönüştürecek eğitim kültürü inşa etmektir. İnşallah Maarif Modelimiz, sürdürülebilir bir geleceği adalet ve eşitlik ekseninde şekillendiren bu anlayışın rehberi olmaya devam edecektir."
4. İstanbul Eğitim Zirvesinin, eğitim aracılığıyla daha eşit ve adil bir toplum inşa etme çabalarına rehberlik edeceğine inandığını ifade eden Tekin, zirvenin gerçekleşmesinde emeği geçen Türkiye Maarif Vakfına, akademisyenlere ve uzmanlara teşekkür etti.
Prof. Dr Birol Akgün’ün açılış konuşması
Zirvenin açılışında konuşan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, zirvenin ana temasının eğitim, adalet, eşitlik, merhamet ve küresel barışı teşvik etmek için güçlü bir araç olabileceğini ifade etti.
Gazze'de yaşanan soykırıma işaret eden Akgün, derin üzüntü duyduklarını ve insanlığa eğitim yoluyla fayda sağlama misyonuna sahip bir kurum olarak, yapılan şiddeti ve adaletsizliği kınadıklarını aktardı.
Akgün, "Özellikle çocuklar ve en savunmasız gruplara yönelik şiddeti ve adaletsizliği kesin bir şekilde kınıyoruz. Eğitimin, empati, anlayış ve barış için umut yaratma gücü olduğuna inanıyoruz. Dünyanın her köşesinde barış görmek en içten dileğimizdir." dedi.
Zirvenin, eğitimdeki sorunları ele almak için bir platform sağladığını belirten Akgün, zirveyi 2021'de "Eğitimde Yeni Trendler ve Dönüşüm", 2022'de "Okulların Geleceği: Pandemi Sonrası Eğitim İhtiyaçları", geçen yıl ise "Eğitimde Değişimi Yönetmek" temasıyla düzenlediklerini, bu yıl eğitimin adil ve sürdürülebilir toplumlar inşa etmenin temel taşlarından biri nasıl olabileceğine odaklandıklarını anlattı.
Akgün, yeniliğin öncüsü olan Maarif Vakfının 7 okulunda öğrencilere yapay zekâ dersleri verildiğini, öğrencilerinin dijitalleşen dünyada başarılı olmaları için gereken becerilerle donatıldığını belirterek, "Dünya hızla değişiyor. Teknolojik devrimlerden çevresel krizlere ve artan eşitsizliklere kadar, eğitim bu zorluklarla başa çıkabilmek için adapte olmalıdır. Ancak yenilik yaparken, merhamet, empati ve kolektif erdemin eğitim çabalarımızın kalbinde kalmasını sağlamalıyız." değerlendirmesini yaptı.
"Okullarımızda Türkçe öğretmekle gurur duyuyoruz"
Akgün, Türkiye Maarif Vakfının amacından bahsederek, şunları kaydetti:
"50'den fazla ülkede 450'den fazla okulumuzla akademik mükemmeliyet ve ahlaki bütünlüğü temsil eden bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Hem 21. yüzyıl becerilerine sahip hem de daha barışçıl, adil ve daha bilge bir dünya kurma konusunda kararlı gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Okullarımızda Türkçe öğretmekle gurur duyuyoruz. Bunu etki sağlamak amacıyla değil, kültürel anlayış ve diyalog için bir köprü olarak görüyoruz. Türkçe öğretimi aracılığıyla küreselleşen dünyada karşılıklı saygıyı, dostluğu ve kültürel çeşitliliğe değer vermeyi teşvik etmeyi amaçlıyoruz."
Akgün, 4. İstanbul Eğitim Zirvesinin dünya çapında bir etki yaratacağını vurgulayarak, "Bu zirvede yapılacak dinamik tartışmalar ve oturumlarla dünya çapında etki yaratacak pratik çözümler geliştirmeyi hedefliyoruz. Devletin eğitimdeki rolünü ele almak, sosyal adaleti keşfetmek veya okul kültürlerini yeniden düşünmek olsun, bu zirve anlamlı değişimler oluşturma fırsatı sunuyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yazılı mesaj, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in video mesaj gönderdiği zirve, açılış konuşmalarının ardından oturumlarla devam ediyor.
Dünyadaki eğitimin mevcut durumu ve geleceği ele alınacak
Türkiye Maarif Vakfınca "Eşit ve Daha Adil Bir Toplum ve Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eğitim" temasıyla bu yıl 4'üncüsü organize edilen İstanbul Eğitim Zirvesi, dünyanın önde gelen eğitim uzmanlarını, uygulayıcılarını ve akademisyenlerini Türkiye'nin öncülüğünde bir araya getiriyor.
Gelecekteki eğitim perspektifleri, kurumsal yaklaşımlar ve eğitimle ilgili uygulamalar üzerine tartışmalar için uluslararası bir platform haline gelen zirvede, dünyadaki eğitimin hem mevcut durumu hem de geleceği hakkında bilimsel ve akademik verilere dayalı değerlendirmeler yapılacak.
Zirve, farklı ülkelerden eğitim bakanlarının, dünyada eğitim alanındaki uluslararası çalışmaları ve katkılarıyla tanınan kurum ve kişilerin buluşma noktası olmayı hedefliyor.
Üst düzey oturumuyla devam ediyor
Zirve, üst düzey oturumda, TMV Başkanı Prof. Dr Akgün’ün moderatörlüğünde Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Prof. Dr. Vesna Janevska, Endonezya İlk ve Orta Öğretim Bakanı Abdul Muti ve Liberya Eğitim Bakanı Dr. Jarso Maley Jallah konuşma yaptı.
Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Prof. Dr. Janevska, doğal güzelliklere sahip bir ülkeleri olduğunu ancak yüksek ulusal gelir sağlayabilecek ticari faaliyetler oluşturmakta zorlandıklarını kaydederek "O yüzden bizim burada ihtiyaç duyduğumuz şeylerden bir tanesi vatandaşlarımızın yaratıcılığına ve inovasyona yatırım yapmak." dedi.
Kuzey Makedonya'daki eğitim sisteminde yapılan değişikliklere değinen Janevska, müfredatlarının kaliteli ve uluslararası standartlarda rekabetçi olması, eğitim altyapısını geliştirerek bu alanda kullanılan araçları optimize etmeye yönelik çalışmalarda bulunduklarını söyledi.
Janevska, bu gibi çalışmalar için Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye'den destek aldıklarını ifade ederek "Burada Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına (TİKA) teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü (TİKA) yıllar içerisinde Kuzey Makedonya'nın eğitim kurumlarına en çok desteği veren kurumlardan bir tanesi." diye konuştu.
Endonezya İlk ve Orta Öğretim Bakanı Muti, küresel standartlar çerçevesinde başarılı olmak için eğitim alanında çalışmalar yaptıklarını aktararak "Endonezya’da kültürel ve dil mirasımızı korumak ve küresel bağları güçlendirmek amaçlı çalışıyoruz." dedi.
Eğitimin sadece akademik başarıdan ibaret olmadığını öğrencilerin karakter olarak da eğitimine destek verdiklerini belirten Muti, "Bu noktadaki ana girişimlerden bir tanesi çocuklara sağlıklı ve besin değeri yüksek yemekler vermek. Dediğimiz gibi, çocukların fiziksel ve duygusal büyümesinin de sağlıklı olması amacıyla çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.
Muti, ülkelerinde eğitim kalitesine önem verdiklerini ve bunu sağlayabilmenin eğitimcilere de bağlı olduğunu kaydederek sertifikasyon programlarıyla daha kaliteli personel oluşturmaya çalıştıklarını aktardı.
Liberya Eğitim Bakanı Jallah, dünyada milyonlarca çocuğun yoksulluk ve sistemsel adaletsizlikten dolayı eğitim hakkında erişemediğinin altını çizerek "Burada ortak olarak, eğitime evrensel erişimi sağlayabilmek bizim en önemli önceliklerimizden biri olmalıdır." dedi.
Eğitim müfredatlarının kapsayıcı ve toplum değerlerini koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Jallah, "Geçtiğimiz yıllar içerisinde daha önce görülmemiş bir iklim krizi yaşamaktayız. Bu anlamda eğitim, genç zihinlere gerekli eğitim ve bilişsel araçları sağlayarak onları küresel sorunları çözmek için kaliteli ve yetkili insanlara dönüştürebilir." değerlendirmesini yaptı.
Jallah, eğitim olmadığı zaman sürdürülebilir gelecek fikrinin mümkün olmadığını belirterek ihtiyaç duyulan yoksul bölgelerde eğitime yatırım yapılması için çağrıda bulundu.
Zirvesi'nde "yeni değerler ve uyarlanabilir vizyon" vurgusu
Zirvenin ilk gününde, Princeton Üniversitesi Uluslararası Hukuk ve Uygulama Profesörü Falk, ana konuşmacı olarak yer aldı.
Zirvede ele alınan temanın, sosyoekonomik, kültürel ve ekolojik tehditlere karşı gelecek nesilleri yetiştirebilme konusundaki önemine işaret eden Falk, dünyanın her yerinde, "ekolojik açıdan dayanıklı ve etik açıdan tatmin edici şekilde yaşamaya dair yeni değerler ve uyarlanabilir vizyonlara" ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı.
Falk, mevcut eğitim sistemini, sürdürülebilirlik konusunun, eşitlikçi bir toplumun değerlerine dahil edilmesini sağlamak için yapılması gereken ayarlamaları ve her gencin eğitim deneyimine daha duyarlı olacak şekilde eğitilmesini gerektiren bir çerçeve olarak niteleyerek, yeni eğitim önceliğinin "dijital çağa uygun beceri ve anlayışların öğretilmesi" olduğunu ifade etti.
"Eğitim zihinleri şekillendirir, toplumları dönüştürür ve sürdürülebilir, adil ve barışçıl bir geleceğe giden yolları keşfetmeye yardımcı olur." diye konuşan Falk, eğitimcilerin eğitimi adalet, eşitlik ve sürdürülebilirlik için bir araç haline getirmeye ve bütünlük duygusunu beslemeye kararlı olması gerektiğine dikkati çekti.
Falk, ideal eğitimin, öğrencileri kamu politikalarının şekillendirilmesine katkı sağlamaya ve aktif toplumsal rollere hazırlamaya yönelik olmasının önemini vurgulayarak, yeni neslin geleceği tehdit eden gelişmeler ve zorluklar karşısında "pasif izleyici" konumunda olmaması gerektiğini kaydetti.
Gelişen teknolojilerin, bilim ve bilgi temelli yeni düzenin ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim uyarlamalarını oluşturduğu değerlendirmesinde bulunan Falk, bu nedenle öğrencilerin dijital okuryazarlığa ulaşmalarının sağlanmasının eğitimcilerin dikkat etmesi gereken önemli noktalardan biri olduğunu söyledi.
Falk, etkili bir ekolojik uyum politikasında yer alacak eşitlik bileşeninin varlığının "hayati öneme sahip olduğunu" aktardı.
Eşitlik ve bütünlüğün yanı sıra toplumdaki "ötekileştirme"nin önemine de dikkati çeken Falk, "düşmanca bir ötekileştirmenin, hem uluslararası alanda hem de iç meselelerde savaşla bağlantılı" olabileceğini ifade etti.
Zirve'de Gazze mesajı
"İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon Filistinlinin tamamına karşı bir soykırım gerçekleştirdiği bir dönemde yaşıyoruz." diyen Falk, soykırımın devam ettiğini ve Gazze sınırlarının ötesine yayıldığını belirtti.
Birleşmiş Milletler'in (BM) "bu soykırımı durduramadığını ya da durdurmak istemediğini" dile getiren Falk, "başta ABD olmak üzere bazı batılı ülkelerin de İsrail üzerinde baskı kurmayı reddettiğine, maddi ya da askeri yardımda bulunduğuna" işaret etti.
Falk, "Medeniyetler çatışmasının, Myanmar ve Sudan gibi, ötekinin insanlıktan çıkarılmasının soykırım politikalarına yol açtığı, genellikle toprak ve kaynaklarla ilgili maddi hırslarla iç içe geçmiş, en uç noktalarda soykırım örnekleriyle sonuçlanan tarihi günümüzün bir parçası olduğunu hatırlatmaktadır." dedi.
Zirve Panellerle sürüyor
Zirvedeki 1. panelin moderatörlüğünü İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hakan Karataş üstlendi.
Panelde eski Lesotho Krallığı Eğitim ve Öğretim Bakanı Dr. Mamphono Khaketla, Michigan Eyalet Üniversitesinden Eğitim Politikası Profesörü Amita Chudgar ve Arnavutluk Bilim ve Sanat Akademisi Başkanı Fatos Tarifa konuştu.
Dr. Khaketla, ülkesinde devlet ile kilise arasında eğitim alanında 200 yılı aşkın süredir bağlantı bulunduğunu ifade ederek okulların yaklaşık yüzde 86'sının kiliseye ait olduğunu söyledi.
Lesotho'da devletin müfredatı belirlediğini ve okullara finansman sağladığını kaydeden Khaketla, ülkesinde eğitim alanında yaşanan son gelişmelerden birinin özel okulların açılmaya başlaması olduğunu dile getirdi.
Khaketla, devletin, özel sektörün mühendis veya bilim insanı gibi ihtiyaçları doğrultusunda eğitim politikalarını şekillendirebileceğini vurgulayarak "Hükümet ile özel sektör arasında diyaloğun daha fazla kurulması lazım." dedi.
"Farklı eğitim seviyelerinde devletin rolü değişebiliyor"
Michigan Eyalet Üniversitesinden Eğitim Politikası Profesörü Chudgar, toplumların hızla değiştiği karmaşık bir çağın içinde olduklarını söyleyerek eğitimin kamu malı olması nedeniyle devletin bu alandaki sorumlulukları konusunda ciddi tartışmaların yaşandığını kaydetti.
Devletin rollerinden birinin bütün vatandaşlarının eğitime erişebilmesini temin etmesi olduğunu dile getiren Chudgar, "Okul öncesi, ilköğretim ve yükseköğretim gibi farklı eğitim seviyelerinde devletin rolü değişebiliyor." değerlendirmesini yaptı.
Chudgar, devletin eğitime finansman sağlama konusunda da büyük rol oynadığını vurgulayarak "Devletlerin yanında, ebeveynler, çocuklarının eğitimi için büyük harcamalar yapıyor. Ortalama bir ülkede eğitime harcanan paranın yaklaşık yüzde 25'ini aileler karşılıyor, bu oran gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde yaklaşık yüzde 45'e yükseliyor." dedi.
"Her devletin anayasasında eğitimden bahsedilmiştir"
Arnavutluk Bilim ve Sanat Akademisi Başkanı Tarifa, devlet ile eğitim arasındaki ilişkinin 2 bin yılı aşkın süredir tartışıldığını kaydederek "Eğitimin temel bir unsur olduğu konusunda hemfikiriz. Her topluluğun ekonomik ve toplumsal iyiliği için (eğitimin) kaliteli bir şekilde sürdürülmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Devletin okullar üzerindeki kontrolü ve müfredatı kimin belirlemesinin gerektiği gibi sorulara cevap vermenin zor olduğunu söyleyen Tarifa, "Bir şey kesin: Eğitim, özellikle sadece bireyler değil aynı zamanda bütün toplumlar, bütün medeniyetler için önemli bir unsurdur. O yüzden de her devletin anayasasında eğitimden bahsedilmiştir." diye konuştu.
Eğitim alanındaki kararlardan öğrenciler, ebeveynler, eğitim uzmanları ve devlet gibi etkilenen çok taraf bulunduğunun altını çizen Tarifa, bu kararların yalnızca öğretmen veya okullara bırakılamayacağını belirtti.
Tarifa, "Bildiğim kadarıyla eğitimle ilgili sorumlulukları tamamen öğretmenlere ve okullara bırakmış bir devlet yok. Devlet, her zaman eğitimle ilgili eylemleri düzenleme konusunda aktif olmuştur." dedi.
Okul Yöneticisi Oturumu
Zirvenin birinci günü “Okulları Eşitliğe Yönlendirmek: Adil ve Kapsayıcı Eğitimi Şekillendirmede Okul Yöneticilerin Rolü” temasıyla düzenlenen Okul Yöneticisi Oturumu ile sona erdi.
Oturuma Pakistan’dan Dr. Zerfishan Adnan, Kamerun’dan Dr. Nsaghah Samuel Siben, Amerika’dan Khaldiya Mustafa, Tunus’tan Naoufel Nechi ve Arnavutluk’tan Lidra Meidani bağlanarak eğitim alanındaki tecrübe paylaşımında bulundular.
Yarın sona erecek zirvede, "Devlet ve Eğitim Arasındaki İlişkileri Yeniden Düşünmek", "Okulları Eşitliğe Yönlendirmek: Adil ve Kapsayıcı Eğitimi Şekillendirmede Okul Yöneticilerinin Rolü", "Sosyal Adalet ve Eğitim", "Yarını Şekillendirmek: Gençler Eğitimde Eşitliği ve Sürdürülebilirliği Nasıl Sağlayabilir" ve "Yeni ve Sürdürülebilir Okul Kültürü" başlıklı paneller gerçekleştirilecek.