Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), Türkiye Adalet Akademisi, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ile Danıştay'ın bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülecek.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un sunumunun öncesinde, muhabirlerin komisyon üyelerinin bulunduğu sıraların ön tarafına alınmamasına muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Bunun üzerine Komisyon Başkanı Muş, yeni bir uygulamanın olmadığını, kameramanların ve foto muhabirlerinin çekim yaptığını, muhabirlerin içeri alınmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirtti.
Bu sırada bazı CHP milletvekilleri ile MHP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
Daha sonra Komisyon Başkanı Muş, oturuma ara verdi.
Aranın ardından Adalet Bakanı Tunç, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumuna başladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, zorunlu e-Tebligat sistemine geçilen 2019'dan bu yana 247 milyon 589 bin 460 elektronik tebligat gönderimi yapıldığını belirterek, "13 milyar 424 milyon 684 bin 406 lira tasarruf sağladık. Böylece 147 bin 316 ağaç kesilmekten kurtarılarak 8 bin 666 ton kağıt tasarruf edildi." dedi.
Tunç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
Adaletin, insan onurunu koruyan yegane değer olduğunu dile getiren Tunç, adaletin tesis edilmediği bir düzende hak ve özgürlüklerin korunmasının mümkün olmadığını söyledi.
Son 22 yılda önemli reformlara imza attıklarını anlatan Tunç, bu süreçte, temel kanunları toplumun ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun olarak yenilediklerini ifade etti.
Tunç, gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşacakları Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında, 2028 yılına kadar olan süreyi kapsayacak hedefler doğrultusunda, başta ceza adaleti sistemi olmak üzere birçok düzenleme önerisini gündeme getireceklerini kaydetti.
Yargı teşkilatının iş yüküne ilişkin bilgiler veren Tunç, "Bugün itibarıyla cumhuriyet başsavcılıklarında 6 milyon 113 bin, ilk derece mahkemelerinde 3 milyon 884 bin, istinaf mahkemelerinde 1 milyon 333 bin, temyiz mahkemelerinde de 513 bin olmak üzere toplam 11 milyon 845 bin derdest dosya bulunmaktadır. Bu ağır iş yüküne rağmen yıl içerisinde yargı teşkilatımız, ilk derece, istinaf ve temyiz aşamalarında toplam 12 milyon 113 bin dosyada karar vermiştir." diye konuştu.
- Hakim ve savcı sayısı 24 bin 691'e ulaştı
Bakan Tunç, 2002'de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısını 24 bin 691'e yükselttiklerini; bu yıl içerisinde 1195 hakim ve savcının mesleğe başlamasını sağladıklarını anlattı.
Hukuk eğitiminde kaliteyi artırmaya yönelik reformlarından birinin "Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı" olduğunu dile getiren Tunç, sınavla, hukuk mesleklerinde görev yapacakların niteliklerini artırarak liyakati ön plana çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Tunç, hakim ve savcı yardımcılığı sistemini de bu yıl hayata geçirdiklerini hatırlatarak, "Yeni sistemle, 2 yıl süren hakim ve savcı adaylığı yerine yaklaşık 1 yılı Adalet Akademisinde, 2 yılı da adliyelerde tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta-çırak ilişkisi içerisinde geçirilecek bir mesleğe hazırlık dönemi uygulamasını başlatmış bulunuyoruz. 23 Aralık 2023 tarihinde gerçekleşen sınavı kazanan 1075 hakim ve savcı yardımcısı görevlerine başladı. Halihazırda 2 bin 566 hakim ve savcı adayımız da stajlarına devam ediyorlar. Bu yıl sonunda bin hakim ve savcı yardımcısı alımı için 21-22 Aralık tarihlerinde sınav yapılacak." dedi.
İnsan kaynağının nitelik ve niceliğini artırırken, mahkeme sayısını da artırdıklarını anlatan Tunç, 2002'de adli yargıda 3 bin 581 olan mahkeme sayısını 8 bin 383'e, idari yargıda 146 olan mahkeme sayısını ise 233'e yükselttiklerini belirtti.
Bakan Tunç, adliyelerin, adaletin tecelli ettiği mekanlar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bu nedenle bir yandan mevzuatımızı yeniliyor, insan kaynağımızı güçlendiriyor ve yeni mahkemeler kuruyorken, diğer yandan adalet teşkilatımızın fiziki altyapısını güçlendirerek adliyenin mehabetine uygun hizmet binaları inşa ediyoruz. 2002 yılında 78 olan müstakil adalet sarayı sayısını 379'a yükselttik.
2024 yılı yatırım programının inşaat karakteristiğinde 38 adliye, bir çocuk adalet merkezi, 30 ceza infaz kurumu, 6 adli tıp ve bir personel eğitim merkezi olmak üzere toplam 76 inşaat projesi yer almaktadır. Yapım ihalesi süreci devam eden, yapım ihalesi tamamlanan ve inşaatı devam eden 34 adliye, 4 adli tıp kurumu ve 11 ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 49 proje bulunmaktadır. Diğer yandan halihazırda 32'si adliye, 21'i ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 53 projenin etüt, proje çalışmaları da devam etmektedir."
Tunç, 2025 yılı yatırım programında da 68 adliye, 2 adli tıp binası, 20 ceza infaz kurumu, 3 personel eğitim merkezi ve 30 mahalde toplam 896 dairelik adliye konutu yapılması için teklifte bulunduklarını söyledi.
- "Yargı sistemine modern bilişim imkanlarını kazandırdık"
Adalet Bakanı Tunç, yargının teknolojik altyapısını geliştirmek için de önemli adımlar attıklarını dile getirerek, "Bu kapsamda yargı sistemine modern bilişim imkanlarını kazandırdık. Tüm yargı kurumlarını bilişim ağıyla birbirine bağladık. UYAP entegrasyon çalışmaları kapsamında 2024 yılında 3 kurumla 12 entegrasyon daha sağlayarak, sistemin 57 kurumla 185 farklı entegrasyonunu tamamladık. Savcılıklar ve mahkemeler tarafından bilgi ve belgeler artık saniyeler içerisinde temin edilebiliyor." bilgilerini verdi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ve e-Duruşma uygulamalarıyla duruşmalara elektronik ortamda katılmanın yolunu açtıklarını söyleyen Tunç, bugüne kadar SEGBİS üzerinden 5 milyonun üzerinde, e-Duruşma üzerinden ise 2 milyon 244 bin 725 görüşme gerçekleştirildiğini anlattı.
Tunç, e-Tebligat uygulaması sayesinde de tebligat süreçlerini hızlandırdıklarını vurgulayarak, "Zorunlu e-Tebligat sistemine geçtiğimiz 2019 yılından bugüne kadar toplam 247 milyon 589 bin 460 elektronik tebligat gönderimini yaparak 13 milyar 424 milyon 684 bin 406 lira tasarruf sağladık. Böylece 147 bin 316 ağaç kesilmekten kurtarılarak, 8 bin 666 ton kağıt tasarruf edildi. 2024 yılında yapılan e-Tebligat sayısı ise 59 milyon 559 bin 380'e ulaştı." diye konuştu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ülkemizin gelişmişlik düzeyine, genç ve dinamik toplum yapımıza dar gelen mevcut Anayasa yerine, milletimizin üzerinde mutabakata vardığı, daha kapsayıcı ve kucaklayıcı sivil bir Anayasa'ya ihtiyacımız olduğu açıktır." dedi.
Tunç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
2002'den bu yana hak ve özgürlüklerin daha iyi korunmasını sağladıklarını ve ceza sisteminin caydırıcılığını güçlendirdiklerini dile getiren Tunç, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda 2004'te "çağın gereklerine uygun düzenlemeler" yapıldığını vurguladı. Tunç, "Toplumsal huzurun korunması için bazı suçların cezalarını artırdık." dedi.
Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı, uyuşturucu madde imal ve ithali, hırsızlık suçlarının cezalarının arttırıldığını belirten Tunç, kadına karşı işlenen şiddet suçlarında da değişiklikler yapıldığını söyledi.
Israrlı takip suçunun da müstakil suç olarak düzenlendiğini, ceza adaleti sitemine yeni müesseseler kazandırıldığını belirten Tunç, "Hiç kimsenin haksız, temelsiz ve yersiz suçlamalarla karşı karşıya kalmaması için 'soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar (SYOK)' verilmesi imkanını getirdik. 2017'den itibaren 1 milyon 191 bin 241 SYOK verildi. 2024 yılında verilen SYOK sayısı ise 214 bine ulaşmıştı. Böylece, yaklaşık 1 milyon 405 bin vatandaşımızın lekelenmeme hakkını koruduk." ifadelerini kullandı.
Sırf ifade almaya yönelik yakalama kararlarından kaynaklı mağduriyetleri gidermek amacıyla taahhütle serbest kalma uygulamasının hayata geçirildiğini anımsatan Tunç, bu kapsamda 392 bin 729 vatandaşın taahhüt vererek serbest kaldığını bildirdi.
Yargı süreçlerinin daha hızlı ve etkin yürütülmesi, vatandaşların adalete erişiminin kolaylaştırılması amacıyla İstanbul Havalimanı'nda Gaziosmanpaşa Adliyesine bağlı bir birim kurulduğunu belirten Tunç, yakın geçmişte de Antalya Havalimanı'nda benzer bir birim kurulduğunu anımsattı. Tunç, "İhtiyaç duyulan diğer havalimanlarımızda da adliye birimlerini hayata geçirerek, adalet hizmetlerini vatandaşlarımıza daha yakın ve hızlı bir şekilde sunmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Bakan Tunç, çocuk adaleti sisteminin, onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırıldığını, bu kapsamda 81 il ve 164 adliyede kurulan 172 adli görüşme odasında 127 bin 935 kişiye hizmet sunulduğunu bildirdi.
Yeni bir uygulama olan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin sayısının ise 171'e yükseltildiğini kaydeden Tunç, "Bu müdürlüklerde bugüne kadar 1 milyon 427 bin kişiye, 2024 yılında ise 336 bin 504 kişiye hizmet sunuldu." bilgisini verdi.
Çocuk teslimine dair mahkeme kararlarının, icra daireleri tarafından yerine getirilmesine yönelik uygulamanın kaldırıldığını, 2024'te 97 yeni çocuk görüşme merkezi kurulduğunu dile getiren Tunç, uygulamanın yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar yapılan toplam işlem sayısının ise 371 bine ulaştığını kaydetti.
- "Tutuklama tedbirinin yeniden ele alınması zarureti var"
Adalet Bakanı Tunç, ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik reformlara devam edildiğini, bilim komisyonlarının yürüttüğü çalışmaları kısa bir süre içerisinde TBMM'ye sunacaklarını anlattı.
"Tutuklama tedbirinin, suçun işleniş şekli, kişinin suç işleme eğilimi, kamu düzenini bozma tehlikesi bakımından yeniden ele alınması zarureti var." ifadelerini kullanan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cezaların caydırıcılığı kapsamında hükümlülerin denetimli serbestlikten faydalanabilmesi için asgari bir süre ceza infaz kurumunda kalma zorunluluğunun getirilmesini de tartışmamız gerekiyor. Toplumsal huzuru bozan, bozmaya yönelik trafikte yol kesme, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma, meskun mahalde silahla ateş etme, tehdit, kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama ve taksirle yaralama suçlarının cezalarının artırılması yönünde bilim kurullarımızın hem de kamuoyunun beklentisinin olduğunu belirtmek istiyorum. Ehliyetsiz araç kullanma, trafikte tehlikeli araç kullanma, ruhsatsız yivsiz tüfek bulundurma ya da taşıma, izinsiz kurusıkı tabanca taşıma ve ateş etme için verilen idari para cezalarının artırılmasını da gündeme getirmemiz gerekiyor. Bilişim sistemleri ve telefonla yapılan dolandırıcılığın önüne geçilmesi gibi ceza adaleti sisteminin caydırıcılığını güçlendiren düzenlemeler yer almaktadır."
- Kira uyuşmazlıklarının yarısında anlaşma sağlandı
Adalet Bakanı Tunç, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yargı alanındaki önemli yeniliklerden olduğunu, ceza hukukunda uzlaşma ve hukukta arabuluculuğun yargı sistemine kazandırıldığını bildirdi.
Halihazırda 32 bin 332 uzlaştırmacının görev yaptığını kaydeden Tunç, "1 Ocak 2017 tarihinden bugüne kadar toplam 1 milyon 784 bin 858 dosyada uzlaşma sağlanmıştır." dedi.
Arabulucu sayısının ise 45 bin 126'ya yükseldiğini söyleyen Tunç, arabuluculuk sayesinde kira uyuşmazlıklarının yarısında anlaşma sağlandığını bildirdi. Tunç, "116 bin 238 anlaşma sağlanması demek yaklaşık 230 bin vatandaşın mahkemeye düşmemesi demek." diye konuştu.
- "Anayasa'nın milletimizin ihtiyaçlarına cevap vermediği açıktır"
Adalet Bakanı Tunç, yargı sisteminde hayata geçirilen reformlarla yetinmediklerini, sürekli olarak daha iyi hizmet etmenin gayreti içerisinde olduklarını dile getirdi.
Bu amaçla, Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlandığını ifade eden Tunç, "Strateji Belgemizde temel hak ve özgürlükleri daha da kuvvetlendirecek, toplumda adalet duygusunu daha da güçlendirecek birçok hedef ve faaliyetin yer alacağını ve söz konusu belgenin kısa sürede Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından kamuoyuna açıklanacağını belirtmek isterim." dedi.
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunun, Türkiye'nin her alanda yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan nihai bir perspektif olduğunu vurgulayan Tunç, bu perspektifin tam anlamıyla hayata geçirilmesinin "yeni ve sivil bir anayasa ile kolaylaşacağına" işaret etti. Anayasa'nın ihtiyaçlara cevap veremediğini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Anayasa'da şimdiye kadar önemli değişiklikler yapmış olsak da, bu Anayasa'nın milletimizin ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap vermediği açıktır. Ülkemizin gelişmişlik düzeyine, genç ve dinamik toplum yapımıza dar gelen mevcut Anayasa yerine, milletimizin üzerinde mutabakata vardığı, daha kapsayıcı ve kucaklayıcı sivil bir Anayasa'ya ihtiyacımız olduğu açıktır. Yeni Anayasa'yı hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görüyoruz. Bu anlayışla, millet iradesinin tecelligahı olan Yüce Meclisimizde yapılacak çalışmalara, Bakanlık olarak gerekli desteği vermeyi bir görev addediyoruz."
- "Kamu zararına sebebiyet veren bir tespit bulunmadı"
Adalet Bakanı Tunç, Bakanlığının 2025 yılına ilişkin bütçe teklifinde, tahsisi öngörülen toplam tutarın 280 milyar 275 milyon 802 bin lira olduğunu, bu tutarın 2023'te 104 milyar liranın üzerinde olduğunu belirtti.
Bakanlığının, geçen yılki bütçe giderinin 103 milyar liranın üzerinde gerçekleştiğini bildiren Tunç, "Sayıştay tarafından tespit edilen hususlarla ilgili olarak kurumlarla iletişim halinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Sayıştay raporunda, kamu zararına sebebiyet veren bir tespit bulunmadığını özellikle belirtmek isterim." dedi.
Yılmaz Tunç, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, "Hep beraber, tüm siyasi parti grupları olarak yeni anayasa milletimize borcumuzdur." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüş, öneri ve eleştirilerini dile getiriyor.
CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen Göl, kuvvetler ayrılığının sağlanamadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmadığını savunan Göl, yargıya ilişkin düzenlemeler içeren kanundan casusluk düzenlemesinin çıkarıldığını hatırlattı.
Casuslukla ilgili tekliften çıkarılan metnin aynısının getirilmemesi gerektiğini dile getiren Göl, "Aynı metin geri getirilmeye çalışılırsa biz kırmızı alarmdayız. Gerçekten ifade özgürlüğü ile ilgili olmayan, sivil toplum örgütlerini ve gazetecileri etkilemeyecek düzenleme düşünülürse bunu da dikkatle ele almak zorundayız." diye konuştu.
Görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında suç uydurulduğunu iddia eden Göl, Esenyurt halkının iradesinin gasbedildiğini savundu.
Göl, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, cezaevindeki Özer'le görüşme talep ettiğini anımsatarak, "28 gün boyunca sizden yanıt beklendi. Türkiye'nin birinci partisinin Genel Başkanının kendi partisinin belediye başkanıyla görüşmesi talebini 28 gün beklettiniz." ifadesini kullandı.
- "AYM'ye bireysel başvuru uçtu"
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, yargıda çifte standardın hakim olduğunu öne sürdü.
Yargının siyasallaştığını iddia eden Bülbül, yargıya güvenin azaldığını dile getirdi.
Süleyman Bülbül, "Sayılar yalan söylemez. 2024'ün şubat sonu itibarıyla AİHM'de bekleyen her 100 davadan 35'i Türk vatandaşlarının yaptığı başvurulardan oluşuyor. AYM'ye bireysel başvuru uçtu." değerlendirmesinde bulundu.
- "AİHM'e başvuru sayısı artıyor"
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Adli Tıp Kurumundan çok sayıda şikayet aldıklarını belirtti.
"Yenidoğan çetesi" davasını anımsatan Beştaş, "Benim canım yanıyor. Bebeklerimizin katledildiği bir dosyadan söz ediyoruz. Bebeklere ilişkin daha önce ihmal ve şikayetler var ama hasır altı edilmiş." sözlerini sarf etti.
Meral Danış Beştaş, bazı belediyelere yapılan görevlendirmeleri eleştirdi.
AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını ileri süren Beştaş, yargının bu kararlara karşı direndiğini iddia etti. Beştaş, "AİHM'e başvuru sayısı artıyor." açıklamasında bulundu.
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, cezaevlerindeki hasta hükümlü ve tutukluların zor durumda olduğunu aktardı.
Hasta hükümlü ve tutukluların haklarının ihlal edildiğini öne süren Uçar, bu konuda düzenleme yapılmasını istedi.
- "Yargı Reformu Belgesi açıklamak yetmez"
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, Yargı Reformu Strateji Belgelerinin göz boyadığını söyledi.
Belgelerde yer alanların gerçekleştirilemediğini savunan Olgun, "Yargıya güven yerlerde. Vatandaşlarımız, mahkeme koridorlarında adalet ararken yıllarını harcıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Olgun, 2019'da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer alan 256 faaliyetin yüzde 70'inin hayata geçirilebildiğini, bu uygulamaların vatandaşlara etkisinin olmadığını iddia etti.
Adalet sisteminin kan kaybettiğini dile getiren Olgun, "Yargı Reformu Belgesi açıklamak yetmez, uygulamak gerekir. Adalet reformu istiyorsanız yargı bağımsızlığını güçlendirin. Hakim ve savcı atamalarında liyakati kolaylaştırın. Adalete erişimi kolaylaştırın." görüşünü paylaştı.
- "Hedef süreler hiçbir davada tutturulamıyor"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, adaletin yerini bulmadığını anlattı.
Yargılamaların uzadığını, mahkemelerin iş yükünün arttığını aktaran Şahin, bu sorunların çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Şahin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hukukun normal olmadığı, hukuka güven sorununun yaşandığı ülkede hiçbir sorunu çözemezsiniz. Birçok sorunun temelinde hukuka güven sorunu yatmaktadır. Geniş çaplı yargı ve adalet reformuna ihtiyacımız var. Hakim ve savcıların mesleki tecrübeyi kazanmaları sağlanmalı. Yargılamaların uzaması adil olmayan kararları ortaya çıkarıyor. Hedef süreler hiçbir davada tutturulamıyor. Türk yargısı yanlış karar vermez algısı 85 milyona hakim olmalı."
"Torba kanun" uygulamasına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, bu uygulamanın "belirlilik" ilkesini ihlal ettiğini kaydetti.
Çoklu baro sistemini eleştiren Şahin, baroların seçim sistemlerinin değiştirilmesi gerektiğine işaret etti.
- "Anayasanın üstünlüğüne sahip çıkmamız gerekiyor"
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, hakim ve savcılara coğrafi teminat getirilmesi gerektiğini belirtti.
Karar aşamasında mahkeme heyetinin değiştirilmesinin yargılama süreçlerini uzattığını ifade eden Özbudun, bu konuda anayasa değişikliği yapılmasını önerdi.
Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürüldüğünü anımsatan Özbudun, "Türkiye, Anayasanın emredici hükümlerinin yerine getirilmemesiyle 'anayasal çürüme' denilen süreci yaşıyor. Hepimizin, Anayasanın üstünlüğüne sahip çıkmamız gerekiyor." dedi.
- "Gerekçeleriyle de gerçekleri yakalamış anayasaya ihtiyaç var"
MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, terör örgütlerinin ve teröristlerin insanlık düşmanı olduğunu vurguladı.
Terör yapılarına destek veren karanlık güçlerle mücadele edildiğini vurgulayan Yıldız, bu mücadelede hakkı ve adaleti ayakta tutmanın, devletin asli görevi olduğunu ifade etti.
Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanını seçme yetkisinin doğrudan millete verildiğini aktaran Yıldız, bunun devrim niteliği taşıdığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlere karşı yargı yolunun açıldığını anlatan Yıldız, işkence suçlarında zaman aşımının kaldırıldığını, böylece yaklaşık 50 yıllık bir yaranın kapatıldığını hatırlattı.
Cezaevi revirlerinin hastane şartlarında olması gerektiğini anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tek başına hayatını idame ettirmekten aciz bulunan yaşlı veya hasta hükümlülerin, siyasi görüş ve inançlarına bakılmadan, ancak örgütlerin tertip tuzakları da gözden kaçırılmadan bilimsel veriler doğrultusunda infaz ertelemesi yapılmalı ve sağlığına kavuşturulmalıdır. İnfaz Kanunu'nda birçok değişiklik yapılmış, yamalı bohçaya dönmüştür. Yeniden ele almak şarttır."
Yeni ve sivil anayasaya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Yıldız, mevcut Anayasanın sistematiğinin ve dilinin bozulduğunu dile getirdi.
Feti Yıldız, "Türkiye'mizin yepyeni, sivil nitelikli, geniş katılımlı, mili ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, gerekçeleriyle de gerçekleri yakalamış anayasaya ihtiyaç var." diye konuştu.
- "Cezasızlık algısının önlenmesi önceliklerimiz arasında yer almalıdır"
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, mahkemelerin ağır dosya yüküyle karşı karşıya kaldığını, yargılama süreçlerinin sadeleştirilmesi, alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin genişletilmesi gerektiğini anlattı.
Adalet sisteminin, hukuka güvenin sağlanmasında kilit role sahip olduğuna işaret eden Öztürk, adaletin sağlanmasının sadece bireylerin haklarını korumakla sınırlı olmadığını kaydetti.
Öztürk, "Cezasızlık algısının önlenmesi önceliklerimiz arasında yer almalıdır. Ceza ve hukuk yargılamalarında basitleştirilmiş usullerin geliştirilmesi, şikayete tabi suçların kapsamının genişletilmesi, kovuşturma öncesi eleme araçlarının güçlendirilmesi gerekli çalışmaların yapılması elzemdir." ifadesini kullandı.
- "Yargıda hedef süre uygulaması başarıyla uygulanmaktadır"
AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin verilerine göre Türkiye'nin, AİHM kararlarını en yüksek oranda uygulayan ülke olduğunu anımsattı.
Hakim ve savcı sayısının 24 binin üzerine çıktığını bildiren Aksu, hakim ve savcı yardımcılığının uygulamaya alındığını aktardı. Ersan Aksu, aile avukatlığı kurumunun tartışılması gerektiğine değindi.
Darbe anayasalarının izlerinin silinmesi için çok sayıda değişiklik yapıldığının altını çizen Aksu, "Hep beraber, tüm siyasi parti grupları olarak yeni anayasa milletimize borcumuzdur." dedi.
Geçmişte merdiven altlarında verilen adalet hizmetlerinin bugün adalet saraylarında verildiğini anlatan Aksu, uzlaştırma ve arabuluculuk uygulamalarıyla çok sayıda dosyanın çözüme kavuşturulduğunu ifade etti.
Ersan Aksu, şunları paylaştı:
"Yargıda hedef süre uygulaması başarıyla uygulanmaktadır. Hedef süre uygulamasında başsavcılıklarda da yüzde 85, ceza mahkemelerinde yüzde 88, idari yargıda yüzde 91 başarı düzeyine ulaşılmıştır. Ceza yargılamalarının kısa sürede sonlandırılması için seri muhakeme ve basit yargılama usulü getirilmiştir. Bilişim alanında büyük adımlar atılmıştır. SEGBİS üzerinden yapılan duruşmalar sayesinde 30 milyar lira tasarruf sağlanmıştır."