Bugün iş bıraktık, çünkü:
- Enflasyon %58.51 olarak açıklanırken, maaş zamlarımız %11.54’te bırakılmıştır. Bu oran, TÜİK’in gerçekleri yansıtmayan rakamları üzerinden bizlere dayatılan yoksulluğun apaçık bir göstergesidir.
- Yeniden değerleme oranı %43.93, kira artış oranı ise %58.51’e ulaşmıştır. Ancak maaşlarımız bu oranların çok altında bırakılarak, cebimizden ve çocuklarımızın geleceğinden çalınmaktadır.
- Kira, gıda, enerji ve temel ihtiyaç fiyatları her geçen gün artarken, bizlere dayatılan %11.4 zam, emeğimizi hiçe saymaktır.
Bugün iş bıraktık, çünkü TÜİK’in açıkladığı, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarıyla alın terimizden kesiliyor, cebimizden alınıyor ve çocuklarımızın hakkı elimizden çalınıyor. Kamu çalışanları olarak yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmek istemiyoruz.
Bizler, vatandaşlarımıza hizmet etmek amacıyla fedakârca çalışan ve çalışmış, emekli olmuş milyonlarız. Ancak emeğimizin karşılığı olan ücretler, insanca bir yaşam sürmek için yeterli olmaktan çok uzaktır. Bugün iş bırakarak bir kez daha haykırıyoruz: Adil ücret, onurlu yaşam istiyoruz!
Taleplerimiz nettir:
- Enflasyon farkı, TÜİK’in manipülatif rakamlarına göre değil, gerçek oranlarla hesaplanmalı, maaş zamlarımız buna göre tekrar düzenlenmelidir!
- Yeniden değerleme oranı ve kira artış oranları dikkate alınarak, kamu çalışanlarının alım gücünü artıracak refah payı derhal maaşlara yansıtılmalıdır!
- Emeğimizin karşılığı olan insanca bir yaşam için, kamuda adil bir gelir düzenlemesi sağlanmalıdır!
Bugün iş bıraktık, çünkü TÜİK’in masa başında açıklanan rakamlarıyla maaşlarımız eriyor, alım gücümüz yok oluyor, çocuklarımızın geleceği karartılıyor.
Kamu Çalışanları Artık Yaşananları Net Bir Şekilde Görmelidir.
Emeğin ve alın terinin temsilcisi olduğunu iddia eden yetkili sendika ve konfederasyon, yıllardır kamu çalışanlarının haklarını savunmak yerine, TÜİK’in gerçeği yansıtmayan rakamlarına sessiz kalarak bu adaletsizliğe ortak olmuştur.
Çarşıda, pazarda, markette yaşanan gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasında uçurum varken, yetkili konfederasyonun bu duruma sessiz kalması, kamu çalışanlarının alın terini hiçe saymaktır. TÜİK’in açıkladığı manipülatif oranlar üzerinden yapılan toplu sözleşmelerle, maaşlarımız enflasyona ezdirilmiş, cebimizden çalınan her kuruş, çocuklarımızın geleceğinden alınmıştır.
Kamu çalışanlarına çağrımızdır:
Artık bu adaletsizliğe ortak olmaktan vazgeçin! Yetkili sendika ve konfederasyonun, sizlerin haklarını savunmadığı, aksine TÜİK’in rakamları üzerinden emeğinizi yok saydığı ortadadır. Kamu çalışanları olarak, bizleri yok sayan, alın terimizi hiçe sayan bu yapının bir parçası olmaya devam etmek, kendi hakkımızdan vazgeçmek anlamına gelir.
Eğitim çalışanları sahipsiz değildir!
Bugün iş bırakarak bir kez daha haykırıyoruz: TÜİK’in masa başında belirlediği rakamlarla alın terimizi çalmalarına izin vermeyeceğiz! Bizler, emeğimizin, cebimizin ve çocuklarımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz!
TEÇ-SEN olarak, kamu çalışanlarının gerçek temsilcisi olmaya, haklarımızı savunmaya ve yaşanan bu adaletsizliğe karşı mücadele etmeye dün olduğu gibi bugün de ve yarın da kararlılıkla devam edeceğiz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ