Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Anma Töreni https://t.co/QblT5rWRMB
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) November 10, 2024
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 86. yılı dolayısıyla düzenlenen anma törenine katıldı.
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 86. yılında saygıyla andı.
Malazgirt'ten bu yana bu toprakların vatan olması için canlarını ortaya koyan tüm şehitlere, gazilere, kahramanlara Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin huzuru, devletimizin bekası için sınırlarımız içinde ve dışında vazife yapan güvenlik güçlerimizi Rabb'im muhafaza eylesin." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık ilk asrını geride bırakarak Türkiye Yüzyılı'na adım atan Cumhuriyet'in her alanda başarılı olması için çalışan emek veren ter döken tüm vatandaşlara teşekkür ederek şunları kaydetti:
"Millî Mücadele'nin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle 'hepimizin ortak hedefi, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktır.' Hangi amaç için olursa olsun bu milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her söz, her tutum her eylem doğrudan Gazi Mustafa Kemal'in emanetine ihanettir. İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.
Geçtiğimiz yıldaki anma toplantısında da ifade ettiğim gibi Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçüler’inden çok çekmiştir. Bugün de sosyal medya Atatürkçüler’inin hem Atatürk'e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar Türkiye'nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır. Öyle ki Atatürk istismarcıları, son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmışlardır. Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet eden bu azgın güruhu milletimizin takdirine bırakıyoruz."
Tarihin bir kesitini yüceltip geri kalan binlerce yıllık birikimi ve medeniyeti reddedenlerin, varlıklarını yarınlara taşıyacak dayanaktan mahrum kalacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne Gazi'yi ne de Cumhuriyet'in kurumlarını, değerlerini ve hedeflerini bu istismarcılara, bu köksüz ideoloji bezirganlarına terk etmedik, bundan böyle de terk etmeyeceğiz." diye konuştu.
"Cumhuriyet'imize ve kurucularına gençlerimiz daha sıkı sarılacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir fani olarak Atatürk'ün yaptıkları veya yapamadıklarını vicdanlı bir zeminde tartışmanın tarihçilerin ve alanında uzman bilim insanlarının işi olduğunu ifade ederek yeni binasında çok daha güzel hizmetler vereceğine inandığı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun bu amaçla faaliyet gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Atatürk'ü putlaştırmak isteyenler kadar Atatürk'ü tamamen yok sayanlar da Gazi'nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihî gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de aynı şekilde bu durumu değiştirmeyecektir. Atatürk posterinin arkasına saklanarak, ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyanların, onlarla omuz omuza yol yürüyenlerin riyakârlıkları artık kimseyi kandırmaya yetmiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa gençlerin araştıran soruşturan mukayese eden berrak zihinleriyle kimlerin nerede durduğunu gayet iyi gördüğünü anlatarak, "Millî Mücadele'yi zafere ulaştıran 'hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh vatan topraklarının tamamıdır' şiarı hayatımızın her alanında rehberimiz olmayı sürdürüyor. Kendi kısır çıkarlarını ülkenin ve milletin ali menfaatlerinin önüne koyanların foyaları ortaya çıktıkça Cumhuriyet'imize de onun kurucularına da gençlerimiz daha sıkı sarılacaktır." dedi.
Cumhuriyet'e ve Atatürk'ün hatırasına sahip çıkmanın en somut ifadesinin Türkiye'ye ve millete verilen hizmetler, yapılan eserler, kazandırılan değerler olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevlana Hazretleri'nin o hikmetli sözüyle söyleyecek olursak 'Kamil odur ki koya dünyada eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.' Kimin eserleriyle yaşadığını, kimin yerinde yeller estiğini en iyi sizler biliyorsunuz." diye konuştu.
"Gazi'nin ömrü 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye el verseydi..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri günden beri bu anlayışla çalışıp koşturup mücadele ettiklerinin altını çizerek milletle birlikte güçlü, güvenli, huzurlu, müreffeh bir Türkiye'nin inşası için var güçleriyle çaba göstermeyi sürdürdüklerini söyledi.
"Elbette bu kutlu yolda önümüze engeller çıkabiliyor, tuzaklar kurulabiliyor. Ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmak, rayından saptırmak, kazanımlarından mahrum bırakmak için kirli senaryoların biri bitmeden diğeri sahneleniyor." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Esasen Cumhuriyet tarihimiz boyunca milletimiz her dönem farklı görünümler altında ama hep aynı gayeye hizmet eden nice sinsi oyunla boğuşmuştur. Tek parti faşizminin ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, yeniden inşa edilen dünya düzeninde hak ettiği yeri almasına engel olan vizyonsuzluğunun bedelini ağır bir şekilde ödedik. Şayet Gazi'nin ömrü ve sağlığı en azından bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye el verseydi hiç şüphesiz İkinci Cihan Harbi sonrası bambaşka bir Türkiye görecektik. Maalesef Gazi'nin vefatıyla bu fırsatı kaçırdık. Çok partili siyasi hayata geçtikten sonra da başımıza musallat edilen darbeler, zayıf koalisyonlar, kifayetsiz kadrolar ülkemizin küresel kalkınma yarışında geride kalmasına sebep oldu. Tek başına savunma sanayimizin serencamı dahi bu tabloyu açıkça ortaya koymaya yeterlidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 22 yılda siyasi istikrar ve güçlü yürütme sayesinde her alanda Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştirirken pek çok saldırıyı göğüslemek mecburiyetinde kaldığını belirtti.
"Terör örgütlerinin üzerimize salınmasından, darbe girişimlerine, siyasi mühendislik projelerinden, ekonomimize yönelik sabotajlara kadar envaiçeşit tehditle yüzleştik." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'ın yardımı ve milletin güçlü desteği sayesinde hepsinin de üstesinden gelmeyi başardıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gazi'nin şu ifadesi, 'Arkadaşlar bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat bu zafer, süngü zaferleri değil, iktisat ve ilim ve irfan zaferleri olacaktır. Şu anda yaşadığımız budur. Küresel krizlerin ve kendi dinamiklerimizdeki kimi kırılmaların etkisiyle bir süredir yaşadığımız ekonomik sıkıntıların birilerinin iştahını kabarttığını görüyoruz ve biliyoruz. Hiç heveslenmesinler. Aldığımız tedbirler ve başarıyla uyguladığımız program sayesinde önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıyı da geride bırakarak bir sınamadan daha alnımızın akıyla çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizi güney sınırlarından kuşatma girişimini, yaptığımız harekâtlar ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerle önemli ölçüde akamete uğrattık. İnşallah önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız. Bir başka ifadeyle terör örgütleriyle ülkemiz sınırları arasındaki irtibatı tamamen keseceğiz. Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri gibi yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu ilanihaye bozacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi istikrarıyla sosyal barışıyla ekonomik refahıyla devletle millet arasındaki bağı tahkim ederek 85 milyonun tek yürek olarak atmasını temin edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünü ülke için bir tehdit kaynağı olmaktan çıkarmaya yönelik operasyonları çok katmanlı şekilde sürdürürken ellerinin altındaki tüm araç, imkân ve fırsatları sonuna kadar değerlendireceklerini söyledi.
"Bizi tek tip toplum hayali kurmakla suçlayan mankurtlara bile rastlıyoruz"
Türkiye Yüzyılı'nın yıldızı yükselirken geçmişin kısır çekişmelerinin ve kötü hatıralarının izlerinin de silinerek tarihin tozlu raflarındaki yerini alacağını, bunun için milletçe birliğe, beraberliğe, kardeşliğe sıkı sıkıya sahip çıkmaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz her fırsatta bu hazine değerindeki ilkeyi ve temenniyi hatırlattıkça birileri kendi akıllarınca meseleyi dalgaya alıyor, hatta bizi tek tip toplum hayali kurmakla suçlayan kalbi kara, zihni karanlık mankurtlara bile rastlıyoruz. Halbuki tarih boyunca ve bugün, güçlü toplumların, devletlerin, ülkelerin gerisindeki sır, ortak değerler, ortak idealler ve kurallar etrafındaki sımsıkı kenetlenmeleridir.
Şimdi sizlere belki birilerinin kafalarına dank eder umuduyla 'Fare çuvalı teorisi' adıyla bilinen bir hikâyeyi hatırlatmak istiyorum. Ülkenin birinde tarım mühendisi bir kişi ülkenin başkentine gitmek üzere trene biner. Yanındaki koltuğa da yaşlı bir çiftçi oturur. Yolculuk boyunca çiftçi ayakları arasındaki çuvalı her çeyrek saatte bir çevirip içindekileri karıştırır ve sonra tekrar yerine yerleştirir. Bu durum karşısında merakını yenemeyen mühendis, bir süre sonra çiftçiye yaptığı bu işin hikmetini sorar. Çiftçi, tarlalardan fare ve sıçan yakalayıp bunları laboratuvar deneylerinde kullanılmak üzere başkentteki bir araştırma merkezine sattığını söyler. Çuvaldakiler de işte bu fare ve sıçanlardır. 'Peki' der mühendis. 'Çuvalı niye sürekli sallıyorsun?' Bu soruya çiftçinin cevabı şöyle olur. 'Çuvaldaki fareleri ve sıçanları çeyrek saatten fazla sallayıp içindekileri birbirine karıştırmazsam hayvanlar rahatlayıp çuvalı kemirip delmeye başlarlar. Yaptığım bu işle farelerin ve sıçanların korkularını sürekli canlı tutup kendi aralarında gerginlik yaşamalarını sağlayarak dikkatlerini çuvala vermelerini engelliyorum. Böylece onları satacağım yere kadar rahatça götürüyorum.'"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çiftçinin pratik zekâsının ürünü bu yöntemin daha sonra bir teori hâline getirilip siyasete de uyarlandığını, emperyalistler tarafından sömürülecek ülkeler ve toplumların, terör başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle sürekli karıştırılıp birbirleriyle çatıştırılarak asıl amaçlarına odaklanmalarının önüne geçildiğini söyledi.
Türkiye'nin uzunca bir süre, bu teorinin adeta tepe tepe uygulandığı yerlerden biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi zaman sağ-sol, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Kürt-Türk denilerek toplum kesimlerinin birbirine düşman edildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kazanan siyasetiyle diplomasisiyle ekonomisiyle güvenliğiyle emperyalistler, kaybeden ise topyekûn milletimiz ve ülkemiz olmuştur. Hamdolsun bu devri bitirdik. Her ne kadar birileri eski Türkiye özlemi kisvesi altında ülkemizi yeniden emperyalistlerin güdümüne sokmak istiyor olsa da Allah'ın izniyle başaramayacaklar. Bunu faili meçhul cinayetler ve Cumhuriyet mitingleri gibi hezeyanlarla denediler olmadı. Bunu Gezi olayları gibi provokasyonlarla denediler olmadı. Bunu bölücü örgütü şehirlerimize ve insanlarımızın üstüne saldırtarak denediler olmadı. Bunu FETÖ'nün hain elemanları vasıtasıyla giriştikleri emniyet, yargı ve askerî darbe girişimiyle denediler olmadı. Bunu ülkemizi diplomatik yalnızlığa, ekonomik krize, siyasi kaosa sürüklemeye çalışarak denediler olmadı. Küresel salgından, bölgesel savaşlara, orman yangınlarından depreme kadar her hadiseyi bu doğrultuda fırsata çevirmeye kalktılar yine olmadı. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklar."
Bir olarak iri olarak diri olarak kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak gelecek asrı Türkiye Yüzyılı yapma hedeflerine kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı biçimlendiren siyasi, ekonomik ve güvenlik paradigmalarının yeniden yapılandığı şu dönemde geçmişteki hataları tekrarlamamakta, fırsatları kaçırmamakta kararlı olduklarını söyledi.
"Hiçbirimizin böyle bir geleceğe razı olmayacağına inanıyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgemizi kasıp kavuran yıkımların sınırlarımıza dayanmasını, bizi de yakmaya başlamasını beklemeyeceğiz. Biz diyoruz ki gelin hep birlikte karşımızdaki tehditlerle yüzleşip mücadele ederek gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye mirası bırakalım. Aksi takdirde bir asır daha korkarak birbirimizi tüketerek yaşayacağımız bir iklimin bizi esir alması kaçınılmazdır. Hiçbirimizin gönlünün böyle bir geleceğe razı olmayacağına inanıyorum. Tarihin tekerrür etmemesi için dünyanın ve bilhassa bölgemizin içinde bulunduğu durum hepimize ibret olmalıdır. Bunun için siyaset kurumu başta olmak üzere her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekle mükellefiz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 86. yıl dönümünde rahmetle ve yâd etti.
Kurumun yeni yerleşkesi hizmete açıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anma töreni öncesinde, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun yeni yerleşkesinin açılışını, kurdele keserek yaptı.
Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun bu muhteşem, güzel, mücehhez binasının bugün açılışını yapıyoruz. 10 Kasım'da böyle bir açılış törenini gerçekleştirmek de bizler için özellik arz ediyor. Millî bütçeden herhangi bir harcama yapmadan burası yapıldı. Bundan dolayı da ayrıca mutluyuz. Bu tesislerimiz milletimize, ülkemize hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.
Atatürk'ün sevdiği şarkılardan oluşan müzik dinletisinin sunulduğu törende, Kurumun tanıtım filmi gösterildi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Kabine üyeleri, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ile davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törene katılan Kore Gazisi Pirağa Uzun'un elini sıkarak bir süre sohbet etti.