Panele, Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra akademisyenler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, uluslararası yetkililer, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.

Panel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un video mesajıyla başladı.

"Daha Adil Bir Dünya Mümkün (A Fairer World is Possible)" başlıklı panelin moderatörlüğünü Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bengü Çelenk yaptı.

Panelde konuşan Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sacir Filandra, herhangi bir toplumun ekonomik refahının, devlet yönetiminin demokratik niteliklerinden ayrı düşünülemediğini ifade etti.

Filandra, uzun vadeli büyümenin, bireylerin geniş katılımını sağlayan, hukukun üstünlüğünü gözeten ve elitlerin gücünü sınırlayan kapsayıcı siyasi ve ekonomik kurumların varlığına bağlı olduğunu kaydetti.

Bu ilkelerin "sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel taşı" olduğunu vurgulayan Filandra, "Tarih boyunca bu tür kurumları geliştiren ve koruyan ülkeler toplumsal refaha ulaşırken, rantçı elitlerin her türlü gelişimi, büyümeyi, yeniliği ve değişimi engellediği totaliter ve otoriter toplumlar zamanla duraklamış ya da çökmüştür. Tarihsel deneyim, ekonomik refahın, demokrasinin ve devletin siyasi gücünün birbirleriyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılı ve karşılıklı olarak bağımlı olduğunu göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti, en azından dışarıdan bir gözlemci olarak bana öyle görünüyor ki, bu görüşü doğrulayan bir örnektir." ifadelerini kullandı.

Filandra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'e (BM) önerdiği reform modelinin "daha adil bir dünyayı mümkün" kıldığını belirterek, "Günümüzde, dünyanın bir emlak pazarına dönüştürülmeye çalışıldığı bir dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı bu tür tartışmalar, daha da meşruiyet kazanmakta ve güncellik kazanmaktadır. BM Güvenlik Konseyi, beş daimi üyenin egemenliği altındadır. Erdoğan şu ifadeyi kullanmaktadır, 'Dünya beşten büyüktür.' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Güvenlik Konseyi'nin köklü bir reforma tabi tutulması yönündeki talebi, bu küresel kurumun tekelini kırmayı ve onun Batı merkezli ve Avrupa merkezli yapısını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Filandra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'ye önerdiği modelin siyasi hesaplaşmadan ziyade etik bir duruşun ifadesi olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1,5 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının BM yapılarında yeterince temsil edilmemesinin kabul edilemez bulunduğunu açıkça ifade ettiğini belirtti.

"Erdoğan'ın BM'ye yönelik eleştirileri, İslam dünyasının siyasal görüşlerini yansıtan bir liderlik perspektifini ortaya koymaktadır"

Eski büyükelçi Prof. Dr. Enver Halilovic ise paneldeki konuşmasında, İslam'a ve Müslümanlara yönelik olumsuz ve siyasi anlamda düşmanca tutumların Orta Çağ Avrupası'nda ortaya çıktığını söyledi.

Halilovic, İslam'a ve özellikle Türklere karşı düşmanca tutumun, Balkanlar'da Boşnak Müslümanlara da yöneldiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Daha Adil Bir Dünya Mümkün Kitabı"nın Avrupa ve Balkanlar için de önemli olduğunu aktaran Halilovic, "Avrupa'nın ideolojik perspektifinde, Müslümanların devlet anlayışı zorunlu olarak İslami-teokratik bir sistemle eş tutulmaktadır. Ancak Erdoğan'ın 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' kitabında ortaya koyduğu seküler devlet vizyonu, klasik Batılı, cumhuriyetçi ve liberal demokratik bir devlet anlayışına dayanmaktadır. Erdoğan'ın kitabı, mevcut uluslararası düzeni ve özellikle BM sistemini eleştiren bir eserdir." dedi.

Halilovic, BM'nin kuruluş amaçlarını yerine getiremediğini ve varoluş nedenini kaybettiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Erdoğan'ın 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' adlı kitabı, İslamofobiye yönelik kapsamlı ve derinlemesine bir eleştiri niteliği taşımaktadır. Kitapta İslamofobi şu dört temel terörizm biçimine ayrılmaktadır, Batı'daki Müslümanlara yönelik İslamofobik terörizm, Müslüman diasporasına yönelik ayrımcılık, Müslümanları tarihsel topraklarından sürgün etme politikası ve İslamofobi endüstrisi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'ye yönelik eleştirileri ve reform vizyonu ile İslamofobik terörizme dair değerlendirmeleri, sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda İslam dünyasının siyasal görüşlerini yansıtan bir liderlik perspektifini ortaya koymaktadır."

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre BM, çatışmaları önlemede etkisiz kalmıştır"

Saraybosna Üniversitesi İslam Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Alibasic de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabında, Batı'nın insan hakları, demokrasi ve özgürlükleri konusunda çifte standartlarını eleştirdiğini, bu değerlerin çıkarlarına uygun olduğunda desteklenip, aksi durumda göz ardı edildiğini ifade ettiğini ve buna da Srebrenitsa Soykırımını örnek verdiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kitabında İkinci Dünya Savaşı'nın ardından galiplerin BM'yi domine ettiğini kaydettiğini belirten Alibasic, şöyle konuştu:

Edirne Keşan'da esnafa destek çağrısı! Edirne Keşan'da esnafa destek çağrısı!

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre BM, çatışmaları önlemede etkisiz kalmıştır. Bosna'daki soykırımı durdurmada, Filistin meselesinde, dünya çapındaki insani krizlerde başarısız olmuş, BM Güvenlik Konseyi ise NATO'nun Kosova'ya müdahale etmesinden önce çok uzun süre beklemiştir. Suriye'de ise BM tamamen etkisiz kalmış, yarım milyon insan öldürülmesine rağmen hiçbir adım atmamıştır. Batı'nın terörle mücadelede çifte standartlar uyguladığını belirten Erdoğan, ABD ve AB'nin belirli grupları Suriye ve Irak'ta desteklerken, Müslüman ülkelerde terör tehdidini görmezden geldiğini söylemektedir."

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Krupalija ise sosyolojide yeni şeylerin gerçekleştiğine şahit olduklarını, dünya düzeninin değişmesine dair her sosyoloğun farklı araştırmalar yaptığını söyledi.

Dünyanın değişmekte olduğunu özellikle siyasetçilerin geç fark ettiğini dile getiren Krupalija, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siyasetçilerin çoğu bürokrat kafasıyla düşünen insanlar. Birçok sosyolog, bürokrasinin en büyük modern hastalık olduğunu söyler. Bunlar, bürokrat kafasıyla düşündükleri için ABD Başkanı Donald Trump'ın gelişiyle hazırlıksız yakalandılar. Trump'ın ağırlığı, onun başında bulunduğu ülkenin ağırlığından geliyor. Çünkü Amerika, 'tek kutuplu dünya' denilen düzende kutbun ta kendisidir. İkiyüzlülük konusunda bir zirve yaşandı son zamanlarda. Trump ile birlikte, ikiyüzlülük maskesi düşmesine bir örnek vereceğim, aynı güç Avrupa'nın en büyük güvenlik sorunu olarak yasa dışı göçü gösteriyor hatta yasa dışı göçü durdurmak için radikal önlemler koyuyor ancak aynı zamanda Orta Doğu'da güvenlik sorununun çözümü için kitleleri yurdundan sürmeyi tasarlanmış en iyi plan olarak öne sürüyor."

Panel kapsamında akademisyenlerle yuvarlak masa toplantısı düzenlendi, "Türkiye Yüzyılı Temalı Fotoğraf Sergisi" açıldı ve ressam Devrim Erbil'in "Devrim" belgeseli gösterildi.

Etkinlik salonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabının Boşnakça çevirisi de yer aldı.