Genel Kurul, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın başkanlığında toplandı.
Bozdağ, görüşmelere geçmeden önce geçen yıl Genel Kuruldaki bütçe görüşmeleri sırasında kürsüde rahatsızlanmasının ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet, ailesine ve Saadet Partisi Grubu'na başsağlığı diledi.
TBMM Genel Kurulunda, bakanlıkların yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsünün bütçeleri ele alınacak.
TBMM Genel Kurulunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Tarım ve Orman bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde İYİ Parti milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, Asgari Ücret Tespit Komisyonunu eleştirerek, Komisyonun yapısında sorunların bulunduğunu, asgari ücretlilerin temsil edilmediğini ve yapısının mutlaka değiştirilmesinin gerektiğini söyledi.
Asgari ücret belirlenirken kişiler üzerinden bir düzenleme yapıldığını öne süren Usta, birçok Avrupa ülkesindeki uygulamanın ise aile geçimi üzerinden yapıldığını, Türkiye'de de bu uygulamanın dikkate alınmasının gerektiğini dile getirdi.
Usta, Türkiye'de sendikalaşma oranının çok düşük olduğunu belirterek, yüzde 15 sendikalaşma oranı ile demokratik sendika haklarının elde edilemeyeceğini, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılmasının gerektiğini savundu.
2025 yılından geçerli olacak yeni asgari ücrete ilişkin taleplerinin 28 bin Türk lirası olduğunu bildiren Usta, "Bu, hiçbir pazarlık marjı olmayan, mutlak surette hem işçiye verilmesi gereken hem işverene hesap ederek verilmiş bir rakamdır." dedi.
Usta, asgari ücretin enflasyonun temel dinamiği olmadığına işaret ederek, Türkiye'de son dönemdeki enflasyonun ücretten değil yüksek kar marjlarından kaynaklandığını söyledi.
Asgari ücret belirlenirken temel kriterin enflasyon olmaması gerektiğini savunan Usta, "Türkiye'de hiç olmamalı. AK Parti hükümetinin son dönemlerde özellikle enflasyonu düşük gösterme konusunda bir gayreti var. Bizim önerimiz şu; madem milli gelir bir pasta ve çalışanların da bu pastadan pay alması gerekiyor, gelin, bunların paylarını belli ölçüde sabit tutalım ve küçük küçük artıralım. Türkiye, bugün maalesef asgari ücret tuzağındadır. Bu tuzaktan Türkiye'yi çıkaramazsak çalışanların ne niteliklerini artırabilirsiniz ne de gelir dağılımını düzeltebilirsiniz ne de pastanın tamamını büyütebilirsiniz."
Emekli maaşlarına ilişkin de Usta, "Verilen sözler tutulsun. Emeklilere seyyanen zamlarının verilmesi lazım. 12 bin 500 lira emekli maaşı ile geçinmek mümkün değildir. Daha yüksek alanların da maaşlarının da orantılı bir şekilde düzeltilmesi lazım." dedi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu da 2025 yılı bütçesinde vatandaşın olmadığını öne sürerek, "İçinde her şeyin olduğu, bir tek milletin kendisinin olmadığı, basit usulde tutulmuş bir muhasebe defteri bütçe dayatılmıştır. Bu bütçenin içerisinde millet olsaydı 16 milyon 154 bin emekliyi kök maaşa mahkum etmez, bu hayatın yükünü çekmiş çileli insanlarımızın kökünü kurutmazdınız." ifadelerini kullandı.
- "Askerlik borçlanması uygulaması örnek alınmalı"
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş da sigortalı çalışma hayatına başlamadan önce çocuk sahibi olan kadınların bu sürelerini emekliliklerine dahil edebilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istedi.
"Doğum oranlarını artırmaya çalışan, en az 3 çocuk sahibi olmayı teşvik etmekle övünen iktidar, maalesef doğum yapan kadınları adeta cezalandırıyor." diyen Taş, annelerin haklarının verilmediğini savundu.
Taş, mevcut mevzuata göre doğum borçlanmasından yararlanabilmek için doğumun sigortalı çalışmaya başladıktan sonra gerçekleşmiş olmasının gerektiğini belirterek, bu durumun sigorta öncesi doğum yapan kadınların önemli bir bölümünü mağdur ettiğini söyledi.
Kadınların annelik gibi kutsal bir görevi yerine getirirken çalışma hayatından uzak kaldıkları dönemlerin emeklilik primine dahil edilmemesinin sosyal adalet ve eşitlik ilkeleriyle uyuşmadığını ifade eden Taş, "Bu düzenleme konusunda erkeklerin askerlik borçlanması uygulaması örnek alınabilir. Bu, hem kadınların emeklilik hakkını iyileştirecek hem de ailevi ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirmelerine katkı sağlayacak." dedi.
Sigortasız tarım işçiliğinin de önemli bir sorun olduğuna dikkati çeken Taş, tarım sektöründe çalışan kadınların çoğunun sigortasız ve düşük ücretlerle ve zor koşullarda istihdam edildiğini anlattı.
- "Polislerin askerlik borçlanması sorunu giderilmeli"
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Türkiye'de hemen hemen her alanda şiddetin boyutunun arttığını belirterek, iş yeri baskınları, silahlı saldırılar ve cinayet olaylarının sokakları tehlikeli ve güvensiz hale getirdiğini söyledi.
Bu durumun toplumda herkesi rahatsız ettiğini ifade eden Kocamaz, yaşanan asayiş olaylarının Türkiye’nin itibarını da olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Kocamaz, Türkiye'deki kaçak göçmen ve sığınmacı sayısının dünyadaki birçok ülkenin nüfusunu aştığına işaret etti.
Emniyet teşkilatının güven ve huzur ortamının tesisini sağlamak için çok zor şartlarda görev yaptığını ifade eden Kocamaz, "Polislerimizin askerlik borçlanması sorunları mutlaka giderilmelidir. Emniyet mensuplarımızın uzun çalışma saatleri de düzenlenmelidir. Şark görevleri, polislerimizin aile birliklerine büyük zararlar vermektedir. İkinci şark görevi, mağduriyet yaratmakta ve mutlaka kaldırılmalıdır. Polislerimizle birlikte mahalle bekçilerimizin de çalışma koşullarında düzenleme yapılmalıdır." diye konuştu.
İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın da tarım politikalarının yeniden şekillendirilmesinin gerektiğini söyleyerek, "Gelişmiş ülkelerde tarım için ayrılan bütçeler, sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve doğal kaynakları korumak ve yenilikçi tarım teknolojilerini teşvik etmek için kullanılmaktadır. Bu nedenle tarım ürünleri ithal eder hale geldik. Tarımsal destekler yükseltilmelidir. Tarımsal ürünler ve kimyasal ilaçların kontrolsüz kullanımı engellenmeli, denetimleri artırılmalıdır." diye konuştu.
- Genel Kurulda "usul" tartışması
İYİ Parti milletvekillerinin konuşmasının tamamlanmasının ardından grup başkanvekilleri, yerlerinden söz istedi.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, İçtüzük'te yer almadığını belirterek, grup başkanvekillerinin bu talebini karşılamayacağını söyledi. Bunun üzerine, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, usul tartışması açılmasını istedi.
Daha sonra Meclis Başkanvekili Bozdağ, usul tartışması açtı.
Bu konuda, aleyhte söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, grup başkanvekillerine söz hakkı verilmemesi halinde bütçe görüşmelerinde yoklama talebinde bulunacaklarını söyledi.
Lehte söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu ise tehdit içerikli hareketlerle Meclisin yönetilemeyeceğini ifade ederek, "Yoklama isterseniz gereği yapılır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Tarım ve Orman Bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde MHP milletvekilleri söz aldı.
MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, ülke ekonomisinin gelişmesi için yeni aktif istihdam politikaları geliştirip bunları çalışma hayatına yansıtmak gerektiğini belirterek, "İstihdamın yanında, işe göre insan kültürünü geliştirmek, çalışma esnasında verimliliği artırmak, iş motivasyonunu yüksek tutmak, bireyleri işiyle, iş yeriyle, çalışma arkadaşlarıyla, işverenlerle ve paydaşlarıyla uyumlu kılmak sosyal hizmetin görevleri arasındadır." diye konuştu.
Yılık, "MHP olarak birinci dereceye gelen tüm memurların 3600 ek göstergeden yararlandırılması, SSK, Bağkur prim ödeme gün sayısı farklarının giderilmesi, ücretlere ilişkin gelir vergisi dilimlerinin yeniden belirlenmesi beklentimizdir. Sosyal güvenlik sisteminde, sigortalılar arasında her bakımdan norm ve standart birliğinin sağlanması, tüm emeklilerin maaş artışlarının aynı esaslara göre belirlenmesi, emekli aylığı bağlanmasında güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranlarının gözden geçirilmesi ve emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek düzenlemenin yapılması gerektiği görüşündeyiz." ifadelerini kullandı.
- Asgari ücret net olarak açlık sınırının üzerine çıkarılmalı
MHP Bursa Milletvekili Fevzi Zırhlıoğlu, tüm emeklilerin maaş artışlarının aynı esaslara göre belirlenmesi, güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları gözden geçirilerek emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Asgari ücretin net olarak açlık sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini ifade eden Zırhlıoğlu, asgari ücret konusunda, işçinin, memurun, emeklinin mağdur olmaması için ortak bir noktada buluşulması gerektiğini dile getirdi.
Zırhlıoğlu, "MHP olarak asgari refah seviyesinin bir endeks üzerinden hesaplanmasını ve bunun altında gelir elde eden her aileye asgari gelir desteği verilmesini öneriyoruz." dedi.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, İçişleri Bakanlığının terörle mücadeleyi çok yönlü bir stratejiyle yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"İçişleri Bakanlığı, ülkemizin güvenliğini, iç barışını ve kamu düzenini sağlamada kritik bir rol oynamaktadır. Bakanlık yalnızca güvenlik güçleriyle değil aynı zamanda yerel yönetimler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak toplumun huzurunu ve güvenliğini temin etmektedir. 2025 yılı bütçesinde İçişleri Bakanlığının kaynakları artırılmalıdır. Çünkü hem iç güvenlik hem de afet yönetimi gibi temel sorumlulukları olan bu Bakanlık her geçen yıl daha geniş bir operasyonel alanla karşı karşıya kalmaktadır."
Bütçede yapılacak her türlü düzenlemenin güvenliğin sağlanmasında kritik öneme sahip olduğunu kaydeden Fendoğlu, "İçişleri Bakanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik ülkemizin temel güvenlik unsurlardır ve bunların etkin çalışabilmesi için gerekli kaynaklar sağlanmalıdır. Güvenlik güçlerimizin yüksek moral ve motivasyona sahip olması görevlerini daha etkili bir şekilde yerine getirmelerine imkan tanıyacaktır. Bu nedenle, özellikle personel maaşları ve sosyal haklarıyla ilgili iyileştirmeler de göz önünde bulundurmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türk ve Suriye ekonomilerini olumsuz etkileyecek durumlardan kaçınılmalı"
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, emniyet teşkilatının göreviyle ilgili mevzuatın özünün Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, mali ve sosyal haklarının da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu esaslarına göre düzenlenirken, aynı Bakanlığa bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığının ise birçok konuda hala Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu esaslarına göre idare edildiğine dikkati çekti.
Atay, "Bu farklılığın giderilerek idarede yeknesaklığı sağlamak adına Bakanlık bünyesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini ve teşkilatlarını kapsayacak şekilde 'kolluk kuvvetleri kanunu' adı altında yeni bir yasa çıkarılması zaruret halini almıştır." dedi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora ise "Düzensiz göçmen akınının durdurulması için sınır güvenliğinin amasız ve fakatsız temin edilmesi, ülkemizdeki sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerinin sağlanması, gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatanın emanet edilmesi mecburiyetimizin, aziz milletimizin sinesinde barındırdığı insani değerlerin yaşatılmasının da gerekliliğidir." görüşünü paylaştı.
Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönüşlerinin sağlanması konusunda gerekli destek ve teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Dora, "Türk ekonomisini teşkil eden pek çok sektörde hizmet üreten Suriyelilerin durumlarının yaşanabilecek iç iş gücü kaybının ve maliyet hesabının dikkate alınması suretiyle, Türk ve Suriye ekonomilerini müşterek bir şekilde olumsuz etkileyecek durumlardan kaçınılması toplumsal huzur ve refahımızın gerekliliğidir." ifadelerini kullandı.
Dora, Göç İdaresi Başkanlığının personel ihtiyacının giderilmesi, görevde yükselme mevzuatının düzenlenerek bir an önce sınav açılması ve vekaleten görevlendirme yerine asaleten atama yoluyla kadroların doldurulması, yurt dışı temsilciliklerinde göç uzmanlarının da görevlendirilmesi için yeni kadrolar ihdas edilmesi taleplerini anlattı.
TBMM Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Tarım ve Orman bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde DEM Parti milletvekilleri söz aldı.
DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, 2025 yılı bütçesinde halkın emeğinin ve alın terinin yok sayıldığını öne sürdü.
Bütçede kadınların, çocukların, yoksulların, işçilerin, emeklilerin ve gençlerin yer almadığını savunan Boz, "Türkiye, emek sistematik bir şekilde değersizleştirildi ve sömürü politikasının arenası haline geldi." diye konuştu.
Boz, taşeron çalışma sistemiyle işçilerin haklarının gasbedildiğini iddia ederek, "Taşeron işçiler sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışırken kıdem tazminatı gibi haklarını da alamıyorlar. Esneklik adı altında güvencesizleştirilen işçiler, patronların insafına bırakılmış durumda. Kadın emeği ise bu sistemin en büyük kurbanlarından biridir. Kadınlar düşük ücretlere mahkum edilirken toplumsal alandan dışlanmakta, ekonomik eşitsizliğin derinliğiyle karşı karşıya kalmaktadır." ifadelerini kullandı.
Asgari ücretin milyonlarca çalışanın hayatta kalmak için mücadele verdiği bir sefalet aracı olduğunu öne süren Boz, "Yoksullukla mücadele edin, yoksullarla değil." dedi.
DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Mesleki Yeterlilik Kurumunun 2016'da 40 meslek dalındaki meslek kursunu zorunlu hale getirdiğini belirterek, "Özel kursların denetlenmediğini duyuyoruz. Patronların işçileri kursa göndermeden belge aldırdıkları konuşuluyor. Bakanlık, ilgili kurumları denetliyor mu?" sorusunu yöneltti.
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise İçişleri Bakanlığınca belediyelere yapılan görevlendirmelere değinerek, "Kayyum meselesi, Türkiye'nin en temel meselelerinden birini teşkil ediyor. Kayyum bir pandemi olarak hayatımızı tehdit ediyor." diye konuştu.
DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan barış isteyenleri, tüm toplumsal aktörleri daha fazla geç kalmadan geçmişin de tecrübesiyle barışa odaklanmaya ve barışın sesini yükseltmeye davet etti.
Barış süreçlerinde çatışmaya neden olan meselelerin tek tek irdelenmesi gerektiğinin altını çizen Tanhan, "Gerçekçi olarak barışı konuşmanın ve barıştan yana söz kurmanın zamanıdır. Müzakereler başlamadan bazı hassas konuları tespit etmek çıkabilecek zorlukların daha kolay atlatılabilmesine yardımcı olur. Barışın toplumsallaşması ve topluma mal edilmesi gerekir. Her barış süreci önce umutları yükseltir, başarısız her süreç ise toplumda büyük bir umutsuzluk yaratır." ifadelerini kullandı.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir de Türkiye'nin bir tarım ülkesi olmadığını söyleyerek, "Tarım alanlarını daraltıp dışa bağımlılığı artırdınız. Bu tablo, çiftçiyi üretimden koparan iktidarın başarısızlığının tablosudur." dedi.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar ise tarım ve hayvancılığın siyaset üstü bir mesele olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.
Asgari ücretle geçinen birisi için kaliteli gıdanın lüks haline geldiğini savunan Şenyaşar, "Tarım ve hayvancılığa hak ettiği değeri vermemenin acı sonuçları yaşanıyor. Bir zamanlar Anadolu'nun bereketli topraklarında yetişenler şimdi Sırbistan'dan, Fransa'dan, Macaristan'dan ve Polonya'dan ithal ediliyor." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, alınan karar gereği Genel Kurulda 3 siyasi partinin konuşmasının ardından grup başkanvekillerine yerlerinden söz vereceğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, konuşması esnasında komisyon sırasında olmayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı eleştirerek, "Bizlerin konuşmalarına, sözlerine bazen de eylemlerine saygı göstersinler." dedi.
İçişleri Bakanlığının Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerinde yaşanan gerginliği anımsatan Başarır, "Sayın Bakan, önünde durduğum için beni suçladı. Bana fiili müdahalede bulunmaya çalıştı. Olmaz. Burada saygı göstermek zorunda." diye konuştu.
İçişleri Bakanlığının hukuk kuruluna değinen Başarır, " Esenyurt'ta Ahmet Özer'in dosyasının son haline bir baksın. Bir ezber bozsun. Bu sefer de cezaevinde olan bir belediye başkanını görevine iade etsin." açıklamasında bulundu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise grup başkanvekillerinin konuşmalarına yönelik bir standardın belirlenmesi gerektiğini belirterek, bu konuda kendilerinden herhangi bir öneri alınmamasını eleştirdi.
Kavuncu, tarımsal desteklerin yetersiz olduğunu dile getirerek, bu konuda yapılacak düzenlemenin çiftçiyi rahatlatacağını söyledi.
TBMM Genel Kurulunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Tarım ve Orman bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işçi sorunlarıyla ilgili görevini yerine getiremediğini, 2023'te 1932 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini belirten Ocaklı, bu yılın 9 ayında bu sayının 1371 olduğunu söyledi.
Asgari ücretle çalışan işçilerin enflasyon karşısında ezdirildiğini ileri süren Ocaklı, "Asgari ücret en az 30 bin lira olmalı. 30 binin altında biz yokuz." ifadesini kullandı.
Ocaklı, asgari ücretin 3 ayda bir enflasyon farkını kapatacak şekilde revize edilmesinin de şart olduğunu belirtti.
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye'de asgari ücretle çalışanların oranının yüzde 50 olduğunu, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük "asgari ücret ülkesi" olduğunu savundu. Taşcıer, "Asgari ücreti genel ücrete dönüştürdünüz, diğer maaşları da yanına çekerek, milyonları sefaletle eşitlediniz." açıklamasında bulundu.
Belediyelerin SGK'ye olan borçlarına ilişkin tartışmaları hatırlatan Taşcıer, "Keşke pirim borçları kadar, affedilen vergileri de dert etseydiniz. Vazgeçtiğiniz 3 trilyon lira ile 8 milyon 300 bin emekliye 30 bin lira aylık bağlayabilirdiniz." ifadesini kullandı.
- "Kapalı nüfus sayımı" talebi
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, bütçede polise ve jandarmaya yer verilmediğini öne sürdü. Polis ve jandarmada yaşanan intihar olaylarına ilişkin sorular sorduklarını belirten Bakan, "Bu problemler sadece polis, jandarmanın yaşadığı problem mi? Diğer meslek grupları bu problemleri yaşamıyor mu? Tüm meslek grupları içerisinde neden en çok polisler, jandarmalar, intihar ediyor, çalışma koşullarının, amir baskısının etkisi yok mu?" sorusunu yöneltti.
"Haziran ayından beri dillendiriyoruz kapalı nüfus sayımı yapalım." diyen Bakan, bu sayede ne kadar yasa dışı göçmen varsa bilinmesini istedi. Bakan, kapalı nüfus sayımının derhal yapılmasını talep etti.
CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının "çok ucuz" hale getirildiğini savundu. Tüzün, "Benim vatandaşım Avrupa'ya çıkmak istediğinde bırakın vize alabilmeyi, vize randevusu alamaz hale geldi." dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, gayrimenkul satın alımı yoluyla Türk vatandaşlığı kazanma hakkına son verilmesini, bu yolla verilen vatandaşlıkların da iptal edilmesini istedi. Öztürkmen, "Vatandaşlık satışı, cari açığı kapatmanın aracı olamaz." ifadesini kullandı.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen illerde sorunların devam ettiğini dile getirdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bütçesinin yüzde 60 azaltıldığını belirten Kara, "Hatay'da 220 bin konteyner kentte yaşayan yurttaşlarımızı evlerine mi gönderdiniz? Kuralarını çekip de onları ev sahibi yaptınız da mı yüzde 60 AFAD'ın bütçesini azaltıyorsunuz?" diye sordu.
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, iktidar döneminde Türkiye'nin tahıldan baklagillere, yağlı tohumlardan hayvanlara kadar her şeyi ithal eder hale geldiğini öne sürdü. Barut, "Bunu biz söylemiyoruz, TÜİK söylüyor." dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 2002'den bu yana çiftçinin borcunun 330 kat, verilen desteğin ise sadece 31 kat artığını savundu.
Almanya'da çiftçinin milli gelirden aldığı payın 45 bin dolar olduğunu ifade eden Sarıbal, bu tutarın Fransa'da 26 bin dolar, İspanya'da 17 bin dolar Türkiye'de ise 4 bin dolar olduğunu söyledi.
CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, iktidarın 22 yılın sonunda, tarımsal kalkınmayı başaramadığını, halkı ucuz gıdaya ulaştıramadığını, çiftçiyi zenginleştiremediğini söyledi. Gündoğdu, toplulaştırmayla küçük arazi sahiplerinin mağdur edildiğini, büyük arazi sahiplerine rant elde ettirildiğini savundu.
- "Balıkçılık, denizcilik bakanlığı" önerisi
CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, tarımda kullanılan kimyasal ilaçların yurt dışından geldiğini ancak yurt dışına gönderilen bazı tarım ürünlerinin ise "kimyasal" var denilerek geri gönderildiğini ileri sürdü. Çakır, "Bize bu ilacı satan kim? Yurt dışından geliyor. Yurt dışından gelen bu ilacı neden kontrol etmiyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Tarımsal girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Çakır, çiftçinin yüzde 80'i artık tarlasında gübre kullanmadığını söyledi.
CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, dünyada çok sayıda balıkçılık ve denizcilik bakanlığı olan ülkelerin olduğunu ancak Türkiye'de ise böyle bir bakanlığın bulunmadığını ifade etti. Karadeniz, "Genel Müdürlüğün 300 milyon bütçesiyle yürümüyor bu iş." dedi.