Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün Sayıştay raporu görüşülecek.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın sunumuna geçmeden önce söz istedi.
Ağbaba, milletvekili danışmanlarının çok yoğun çalıştırıldığını, geçmişte haklarının verileceğine dair söz verildiğini ancak tutulmadığını belirterek, özlük haklarının verilmesini istedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Kovid-19 salgınıyla hız kazanan uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modellerinin çalışma hayatının bir gerçeği haline geldiğini belirten Işıkhan, söz konusu çalışma modellerinin sağladığı fırsatlarla birlikte iş güvencesi ve çalışan hakları konularında yeni düzenlemelere de ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Işıkhan, birçok ülkenin, çalışma hayatındaki yeni modellerin getirdiği fırsat ve zorlukları dengelemek üzere mevzuat altyapısını oluşturmak için kapsamlı araştırmalar yaptığına işaret ederek bakanlığının da benzer araştırmaları, işçi ve işverenler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve akademiyi dahil ederek yürüttüğünü söyledi.
İhtiyaç duyulan nitelikte iş gücünün ülkeye çekilmesi ile göçmen işçilerin sosyal haklarının korunması, entegrasyon süreçlerinin geliştirilmesi ve istihdam verimliliğinin artırılması gibi konuların devletlerin öncelikleri arasında olduğunu belirten Işıkhan, bakanlık olarak, küresel iş gücü hareketliliğine uyum sağlamak ve yabancı iş gücünden daha etkin şekilde yararlanmak amacıyla çalışma izinleri ve uluslararası iş gücü politikalarında yeni düzenlemeler yaptıklarını bildirdi.
- "Düşük gelirlileri koruma altına alan programları güçlendirmek için çalışıyoruz"
Işıkhan, artan eşitsizlikler ve yoksulluğun dünya genelinde sosyal güvenlik ağlarının güçlendirilmesini, düşük gelirli çalışanlara yönelik destekleyici politikaların artırılmasını zorunlu hale getirdiğine dikkati çekerek, "Bu kapsamda, Türkiye olarak biz de çalışanlarımızın yaşam kalitesini ve refah seviyesini artırmayı ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri azaltmayı temel hedeflerimiz arasında tutuyor, özellikle düşük gelirli kesimleri koruma altına alan programlarımızı güçlendirmek için çalışıyoruz. Bakanlık olarak, iş gücü piyasamızın insana yakışır işler üretmeye devam etmesi, sosyal güvenlik sistemimizin daha kapsayıcı ve daha dayanıklı hale gelmesi ve kalıcı refaha ulaşmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz." diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki işveren ve çalışanları koruyacak birçok tedbiri hayata geçirdiklerini anımsatan Işıkhan, bu kapsamda 21 milyar liraya ulaşan harcama yaptıklarını kaydetti.
Işıkhan, bölgede ihtiyaç duyulan kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için yaklaşık 66 bin kişilik Toplum Yararına Programlar (TYP) ödeneği tahsis ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Tüm bu çalışmalarımızın neticesinde, depremden en çok etkilenen 11 ilde toplam 4/a (işçi) sigortalı sayısı, deprem öncesinde, 2022 yılı aralık ayı itibarıyla 1 milyon 889 bin iken, son yayınlanan 2024 yılı ağustos ayı verilerine göre 1 milyon 822 bin olarak gerçekleşmiştir. Böylece istihdam ve iş gücü anlamında bölgedeki toparlanmanın büyük oranda gerçekleştiği, deprem öncesindeki 4/a sigortalı çalışan sayısına büyük oranda ulaşıldığı, hatta bazı şehirlerimizde örneğin Adıyaman'da depremden önceki seviyenin üzerine çıktığı bilgisini de sizlere vermek isterim. 2025 yılı için de deprem bölgesindeki 4 il, 2 ilçede 10 bin ilave TYP verileceğini de buradan duyurmak istiyorum."
- "Ulusal İstihdam Stratejisi'ni yakında kamuoyuyla paylaşacağız"
Nihai hedeflerinin bu yüzyılı, emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmak olduğunu bildiren Işıkhan, "Bu anlayış doğrultusunda önümüzdeki döneme yönelik hazırlıklarını tamamladığımız ve yakında kamuoyuyla paylaşacağımız Ulusal İstihdam Stratejisi ile bakanlığımız, dijital ve yeşil dönüşümün getirdiği fırsat ve zorluklar karşısında iş gücü piyasasında herkes için en adil koşullarda beceri uyumunu geliştirmeyi ve eğitim-istihdam ilişkisini güçlendirmeyi; kadınlar ve gençler başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın insana yakışır işlerde istihdam edilmesini ve 'Kimseyi geride bırakmama' anlayışıyla iş gücüne kazandırılmasını, sosyal koruma politikalarını istihdamı destekleyecek şekilde tasarlamayı ve kırsal bölgelerde ekonomik çeşitliliğin artırılarak sürdürülebilir istihdamı sağlamayı hedeflemektedir." ifadelerini kullandı.
Işıkhan, tüm sendikaları desteklediklerini ve sendikalaşma oranının artırılmasına önem verdiklerini belirterek 2013'te yüzde 9,21 olan işçilerin sendikalaşma oranının, bu yıl yüzde 14,80'e, 2002'de yüzde 47,94 olan memurların sendikalaşma oranının ise bu yıl yüzde 75,18'e yükseldiğini dile getirdi.
Bakan Işıkhan, 2002'de 184 lira olan asgari ücretin, reel olarak yüzde 254 artırılarak bu yıl net 17 bin 2 lira olarak uygulandığını hatırlatarak, "Aralık ayında, 2025 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek için yine komisyonumuz toplanacaktır. Herkesin mutabık kaldığı bir tutarda uzlaşılacağını ümit ediyoruz." dedi.
Işıkhan, 2016'da başlattıkları Asgari Ücret Desteğini, 2024 yılı için aylık 700 liraya yükselttiklerini anımsatarak bu yılın ilk 8 ayında 1,5 milyon iş yerine yaklaşık 34 milyar lira asgari ücret desteği verdiklerini söyledi.
Memur ve memur emeklilerine bu yıl verilen ve gelecek yıl verilecek zam oranlarını hatırlatan Işıkhan, geçtiğimiz temmuz ayında yapılan zamlarla, en düşük devlet memuru aylığının 39 bin 177 liraya yükseltildiğini, Aralık 2002 ila Temmuz 2024 döneminde en düşük memur maaşındaki reel artışın yüzde 279'a ulaştığını bildirdi.
Işıkhan, "Çalışanlarımızı enflasyona karşı koruma ve onlar için kalıcı refah sağlama prensibimizi, kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz." dedi.
- "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Strateji Belgesi'ni oluşturmaya başladık"
Bakanlığının önemli çalışma alanlarından birinin de insana yakışır işler oluşturmak, çalışma şartlarını iyileştirerek iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak olduğunu belirten Işıkhan, "Ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki vizyonunu ortaya koyacak Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Strateji Belgesi'ni oluşturmak için çalışmalara başladık. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin 2025 yılında toplanması için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Tüm bunlarla beraber geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz için okul öncesinden başlamak üzere iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleşmesi amacıyla kapsamlı bir süreç başlatacağız." diye konuştu.
Ekim ayı sonu itibarıyla, 903 iş müfettişi tarafından 7 bin 391 iş yerinde "ön alıcı" yaklaşımla rehberlik ve teftiş faaliyeti yapıldığını ve bu kapsamda 1 milyon 22 bin 184 çalışana ulaştıklarını anlatan Işıkhan, "Yapılan teftişlerde, eksik işçilik alacaklarına ilişkin toplam 349 milyon 8 bin 592 liranın işçilere ödenmesini sağladık. Bununla birlikte, kamuya da vergi ve sigorta primi adı altında 131 milyon 609 bin 85 lira aktarılmasını sağladık. Mevzuata aykırılığı devam eden iş yerlerine toplam 521 milyon 730 bin 114 lira idari para cezası uyguladık." ifadelerini kullandı.
Yerel seçimlerden sonra bazı belediyelerde yaşanan işten çıkarma ve mobbing olayları ile grev devam eden iş yerleriyle ilgili incelemeleri de titizlikle yürüttüklerini kaydeden Işıkhan, "İş gücü piyasasındaki yeni dinamiklere uygun, iş barışını ve sosyal güvenliği güçlendirecek yeni İş Kanunu hazırlıkları için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Bu kanun tasarımı sürecinde, çalışma hayatının tüm paydaşlarının beklentilerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak, işveren ve işçi hakları arasında adil bir denge kurmayı hedefliyoruz." dedi.
Işıkhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin yaptığı sunumda, İşsizlik Sigortası Fonu'nu doğru yatırım araçlarına yönlendirerek büyütmeye çalıştıklarını, fonun 320 milyar liranın üzerine çıktığını dile getirdi.
Kadın istihdamında ciddi atılım gerçekleştirdiklerini bildiren Işıkhan, "İş Pozitif" programı aracılığıyla bu yıl 700 bin kadını istihdama kazandırdıklarını belirtti.
Geçen yıl istihdamda ve iş gücüne katılımda görülen artış eğiliminin bu yılın ilk yarısında da devam ettiğini, istihdamın uyguladıkları kararlı politikalar sayesinde bu yıl eylül ayında tarihin en yüksek seviyelerine ulaştığını bildiren Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eylül ayı itibarıyla son bir yılda iş gücümüz 1 milyon 72 bin artarak 35,9 milyon, istihdamımız 1 milyon 129 bin artarak 32,8 milyon, işsiz sayımız 57 bin azalarak 3,1 milyon ve işsizlik oranımız 0,5 puan azalarak yüzde 8,6 olmuştur. Son 17 aydır tek hanelerde olan bu oran, Orta Vadeli Program hedeflerimiz ile uyumlu bir şekilde seyretmektedir. Önümüzdeki 3 yıllık süreçte istihdamı yıllık ortalama 758 bin kişi artırmayı ve iş gücüne katılım oranlarında öngörülen artışa rağmen işsizlik oranını tek haneli seviyelere kalıcı olarak düşürmeyi hedefliyoruz."
- "Açık İş Kapısı'nı kuruyoruz"
Işıkhan, Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR) bu yıl ocak-ekim döneminde 1 milyon 190 bin 947 kişinin özel sektörde istihdamına aracılık ettiğini belirterek kurumun, 2002'den bu yana ise hem kamu hem de özel sektörde 14,7 milyon kişinin işe yerleşmesine aracılık ettiğini söyledi.
İŞKUR'un mobil uygulamasını devreye alacaklarını bildiren Işıkhan, işverenlerin engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünün takibi için kullanılan aylık işgücü çizelgesi verilmesi zorunluluğunu kaldırarak Çalışan Bildirim Sistemi'ni, İŞKUR Eşleştirme Sistemi'ni ve internetten yayınlanan iş ilanlarını tek bir platformda toplayacak "Açık İş Kapısı"nı kuracaklarını söyledi.
Bakan Işıkhan, gençlerin ve engellilerin kendilerine sunulan hizmetleri tek kanaldan takip edebilecekleri "İŞKUR Gençlik Platformu" ile "İŞKUR Engelli Platformu"nu da yakında hayata geçireceklerini bildirdi.
- "Mesleki Yeterlilik Belgesi'ni 216 meslekte zorunlu hale getirdik"
Mesleki Yeterlilik Sistemi ile eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendirmeye devam ettiklerini belirten Işıkhan, "Yürürlükte olan meslek standardı sayısında 914'e, ulusal yeterlilik sayısında 684'e ulaştık. Kasım 2024 itibarıyla toplam ulusal meslek standardı sayısı 1403'e ulaştı. Bu bakımdan, 2024 hedefi olan 1350'yi geçtik. Mesleki Yeterlilik Belgesi'ni 216 meslekte zorunlu hale getirdik. Verilen Mesleki Yeterlilik Belgeleri ile çalışma hayatına 2,8 milyondan fazla belgeli iş gücü kazandırdık." diye konuştu.
Sosyal güvenlik sisteminin daha kapsayıcı, daha kaliteli ve etkin hizmet sunan, yeni çalışma modelleriyle uyumlu ve mali sürdürülebilirliği güçlü bir yapıda olması için çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Işıkhan, "2002 yılında SGK gelirlerinin, giderlerini karşılama oranı yüzde 71,5 iken 2024 yılı sonunda yüzde 95,7 olarak, prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılama oranı 2002 yılında yüzde 60,9 iken 2024 yılı sonunda yüzde 74,8 olarak, 2002 yılında SGK açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranı ise yüzde 2,2 seviyesinde iken 2024 yılı sonunda yüzde 0,39 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmektedir." ifadelerini kullandı.
Işıkhan, prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarıyla 1 Ocak 2023 ila 31 Ağustos 2024 tarihlerinde 2 milyon 41 bin iş yerine 13 milyon 276 bin sigortalıdan dolayı yaklaşık 441 milyar lira destek sağladıklarını kaydetti.
Sosyal güvenlik kapsamının yüzde 99 seviyesine ulaştığını ifade eden Işıkhan, 2002'de 12 milyon olan aktif sigortalı sayısının, 2024 yılı ağustos ayı itibarıyla yüzde 108 artışla 25 milyona ulaştığını söyledi.
2002'de yüzde 52 olan kayıt dışı istihdam oranının bu yıl ikinci çeyrek verilerine göre, yüzde 26,25 olarak gerçekleştiğini belirten Işıkhan, bu oranı yeterli görmediklerini ve daha düşük seviyelere indirmek için çalışmalara devam ettiklerini anlattı.
Işıkhan, son yaptıkları yapılandırma uygulaması kapsamında, SGK'nin 166,7 milyar lira alacağının yapılandırıldığını, kasım ayı itibarıyla bu alacağın 46 milyar liradan fazlasının tahsil edildiğini bildirdi.
En düşük emekli aylığını temmuz ayında 12 bin 500 liraya yükselttiklerini hatırlatan Işıkhan, en düşük emekli aylığı uygulamasının, prim ödeme günü ve prim miktarına bağlı olarak daha düşük seviyeden aylık alan emeklilerin aylıklarının yükselmesini sağladığını ve emeklilerin çok azının bu seviyeden aylık aldığını söyledi.
Işıkhan, 2002'den bu yana en düşük emekli aylıklarında bayram ikramiyeleriyle birlikte reel olarak yüzde 78 ila yüzde 631 oranında artış sağlandığına işaret ederek, "Yılbaşında sosyal güvenlik sistemimizin aktüeryal dengesini de gözeterek, bütçemiz doğrultusunda emekli maaşlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.
Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşların, aylık 600 lira GSS primi ödeyerek ailece sağlık hizmetlerinden yararlanabildiklerini anımsatan Işıkhan, "Ağustos ayı itibarıyla bu kapsamda ödeme gücü olmayan 6,1 milyon kişinin GSS primini devletimiz karşılamıştır. 2024 yılı sonu itibarıyla toplam ödemenin 103,9 milyar lira olacağı öngörülmektedir." ifadesini kullandı.
- "2024'te 401 ilaç geri ödeme kapsamına alındı"
Işıkhan, 2000'li yılların başında bedeli ödenen ilaç sayısı 3 bin 986 iken, 2024 ekim sonu itibarıyla 8 bin 724 ilacın geri ödeme kapsamında olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"2024 yılı içerisinde 401 adet ilaç geri ödeme kapsamına alınmış olup bunun 44 adedi kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardandır. Önümüzdeki dönemde, ilaç kullanımında bilinç oluşturmak ve ilaç ile tedavi masraflarını daha etkin hale getirmek için tedbirler alacağız. Sağlık hizmetlerinin basamaklarının doğru ve verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla teşvik mekanizmalarını geliştireceğiz. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin geri ödemelerinde, hizmet sağlayıcılarının davranışları ve risk faktörleri doğrultusunda denetim modellerini güçlendirmeyi sürdüreceğiz."
Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçe teklifleri hakkında bilgi veren Işıkhan, şunları kaydetti:
"Bakanlığımızın 2025 yılı toplam bütçe teklifi, 865 milyar 536 milyon 500 bin liradır. Bakanlık merkez ve yurt dışı teşkilatı harcamaları için 4 milyar 382 milyon 72 bin lira bütçe teklif edilmiştir. Bütçemizden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına 760 milyar 999 milyon 628 bin lira, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne 100 milyar 154 milyon 800 bin lira olmak üzere, 2025 yılında toplam 861 milyar 154 milyon 428 bin lira kaynak aktarılması öngörülmektedir. Merkezi yönetim bütçesi içerisinde yer alan ve bakanlığımızın ilgili kuruluşu olan Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığının bütçe büyüklüğü ise gider bütçesi 229 milyon 68 bin lira, gelir bütçesi 227 milyon 68 bin lira, net finansman 2 milyon liradır."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP Grubu adına söz alan Ankara milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye'de ciddi anlamda gelir adaletsizliği olduğunu, hükümetin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları, adil olmayan vergi düzenlemeleri ve sosyal adaletten uzak ücret politikalarının zengin ve fakir arasındaki uçurumu derinleştirdiğini savundu.
Türkiye'de en yüksek gelir grubunun milli gelirden aldığı payın, en yoksul kesimin aldığı payın 14,5 katı olduğunu belirten Taşcıer, Milli Hasılanın yüzde 20'lik bir kesime gittiğini, ülkenin kalan yüzde 80'inin yüzde 20'lik bu kesime çalıştığını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın bütçe sunumuna işaret eden Taşcıer, "Adaletsizliği kaldıracak herhangi bir adım göremedik. En büyük adaletsizlik emeklilere yapılıyor. Yıllarca çalışan, vergisini veren, emek sarf eden milyonlarca emeklinin içine itildiği sefalet düzenini dile getiren muhalefete 'Sizin sırtınızda küfe yok ki' demek, emekliyi devlete yük görmek ne vicdana ne ahlaka ne de hakkaniyete sığar. 2024'ü 'Emekliler Yılı' ilan edip emeklileri ranzalarda yatırmak, indirim kuyruğunda bekletmek sosyal devlet anlayışıyla bağdaşır mı?" ifadelerini kullandı.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) yeterince denetlenmediğini ve dolandırıldığını öne süren Taşcıer, Bakan Işıkhan'a, "yenidoğan çetesinin" SGK içerisinde uzantısı olup olmadığını sordu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanmadığını ve hastaların ilaçlarını alabilmek için dava açtığını söyledi.
Saadet Grubu adına konuşan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, "emeklilik sistemindeki uygulamaların finansal hileye dönüştüğünü ve sosyal devlet ilkesinin içinin boşaltıldığını" savundu.
Ün, her 4 gençten birinin işsiz olduğunu ve "ev genci" olarak nitelendirdiği 4 ila 6 milyon kişi arasında bir kesimin bulunduğunu belirtti.
Vasıfsız iş gücüne dayalı bir çalışma hayatı ile karşı karşıya kalındığını anlatan Ün, "Katma değeri düşük bir istihdam piyasası oluşuyor. Sanayi ve üretim odaklı uzun vadeli bir istihdam politikası hayata geçirilmedikçe işsizliğin en kırılgan sorunlarımızın başında ilerlemeye devam edeceği önümüzde gün gibi aşikar." diye konuştu.
- "Genç emeklilik nedeniyle sistemin daha uzun yıllar olumsuz etkileneceği açıktır"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, SGK'nin, merkezi yönetim bütçesinin yaklaşık 3'te 1'ine karşılık gelen devasa bir bütçeye sahip olduğunu dile getirerek, "SGK harcamalarında sağlanacak tasarruf, sistemin finansal sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz etmektedir." dedi.
Kalaycı, sosyal güvenlik sisteminin temel sorunlarını sıralarken, "Erken emekliliğin olumsuz etkisi, kayıt dışı istihdamın azalmakla birlikte hala yüksekliği, prime esas kazancın düşük bildirilmesi, alacakların etkin bir şekilde takip ve tahsil edilmemesi, yapılandırma ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeler, prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı ve sağlık harcamaları." ifadelerini kullandı.
1992 yılında emeklilik yaş haddi kaldırılarak kadınlarda 38, erkeklerde 43 yaşında emekli olma yolunun açılmasının, SGK sistemine getirdiği yükün hala devam ettiğine işaret eden Kalaycı, "2023 yılında sigortasız başlangıç tarihi 8 Eylül 1999 öncesi olan sigortalıların da yaş haddinin kaldırılması bu yükü arttırmıştır. Genç emeklilik nedeniyle sistemin daha uzun yıllar olumsuz etkileneceği açıktır." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, sosyal güvenlik sisteminin kapsayıcı etkinliği konusunda önemli gelişmeler kaydedildiğini belirterek, çalışanların tamamının sisteme dahil olup emeklilik, sağlık hizmetleri ve işsizlik sigortası gibi temel sosyal haklardan yararlanabildiğini ifade etti. Kurt, şunları kaydetti:
"Türkiye'de nüfusun yaşlanması ve iş gücü piyasasında genç nüfusun azalması sosyal güvenlik sistemine yük bindirmektedir. Çalışan sayısı düştükçe emekli olan sayısı artmakta; bu da sistemin mali açıdan sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır. Kaliteli ve sürdürülebilir bir çalışma hayatı, iş barışı ve sosyal güvenlik sistemi, ülkemizi geleceğe taşıyacak ve toplumumuzun geleceğe daha güvenli bakabilmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisidir. Kayıt dışı istihdamla daha etkin mücadele edilmesi hem çalışanların sosyal güvenlik haklarından faydalanmalarını sağlamakta hem de sosyal güvenlik sisteminin mali durumunu iyileştirmektedir. 2025 yılı bütçesi ile önümüzdeki dönemde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Türkiye Yüzyılı vizyonu ile ortaya koyacağı çalışmalarla doğru adımlar atılmaya devam edilecektir."
AK Parti'li Kurt'un konuşmasının ardından CHP'li milletvekilleri, üzerinde "Asgari ücret talebimiz otuz, bunun altında yokuz. 2025 yılının ilk yarısında asgari ücret talebimiz 30 bin Türk lirası" yazan dövizler açtı.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, "yenidoğan çetesi" konusunda yıllarca denetim yapılmadığını; SGK'nin bu konuda üzerine düşen hiçbir şeyi yerine getirmediğini ileri sürdü.
Türkoğlu, 16,5 milyon emeklinin açlık sınırında olduğunu söyleyerek, "Siz hiç sokağa çıkmıyor musunuz? Emekli, uçaklısını boş ver, seyahati unutalı, lokantanın önünden geçmeyeli yıllar oldu. 10 yıl çalışan ile 30 yıl çalışan emekli aynı maaşı alıyor. Bütün emeklileri açlıkta eşitlediniz." ifadelerini kullandı.
EYT düzenlemesine de değinen Türkoğlu, "EYT'yi çıkararak bazı vatandaşlarımızı sevindirdiniz. Ama işe başlama tarihi 1 gün sonra olanları, 17-18 yıl daha geç emekliliğe mahkum ederek büyük bir hak gaspına imza attınız. Böyle adalet mi olur?" diye konuştu.
CHP'li milletvekilleri, Türkoğlu'nun konuşmasından sonra, üzerinde "Esnafa 7200 gün" yazılı dövizler açtı.