CHP Genel Başkanı Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, "yenidoğan çetesi" soruşturmasına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Bebeklerin sağlığıyla oynayan, ailelerinden para koparmak için insanlığını kaybetmiş vicdansızların yaptıkları yüzünden insanlıklarından utandıklarını söyleyen Özel, olayı duyar duymaz tepki verdiklerini ve partisinin gölge bakanları ile milletvekillerinin İstanbul'a gittiğini ifade etti. Özel, parti hukukçularının iddianameyi incelediğini söyledi.

Özel, bu ve benzeri konularda CHP'ye ihbarlar yağdığını aktararak, şunları kaydetti:

Milli savunma sistemleri ile sahadayız Milli savunma sistemleri ile sahadayız

"Uzun süre görev yapan 3 sağlık bakanının ikisinin hastanesi var. Biri de olaylar yaşanırken İstanbul İl Sağlık Müdürü, o da şimdiki Bakan. 19 ay önce biliyorlar. Güya ihbar yapıyorlar, bunu da 3 ay geç yapıyorlar. İhbardan 5 ay sonra teknik takip başlıyor. Bebekler ölüyor, bunlar takip ediyor. Mayısta gözaltılar oluyor ama hastaneler açık duruyor. Ne zaman suçlulardan biri yeni bir suç işleyince, zanlılardan biri yeni bir tehditte bulunup savcıyı tehdit edince, iş başka bir boyut kazanıp kamuoyu tarafından öğreniliyor. Oradan sonra ortaya çıkan infial, ortaya çıkan toplumsal tepkiden korkup, 19 hastanenin 18'ini şimdi kapatıyorlar. Savcı tehdit edilmese şu anda o hastanelerin yenidoğan ünitelerine bebekler yatıyor olacak. O hastaneler çalışmaya devam ediyor olacak. Teknik takipte bebekler 1 yıldır ölüyor, nisana kadar ölmeye devam etmiş, aynı hastaneler çalışmaya devam edecekti. Mesele öyle kolay kolay çuvala sığdırılacak bir mızrak gibi değil."

- "Bu Sağlık Bakanı'nı derhal istifaya davet ediyoruz"

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun soruşturmayı etkilememek, delilleri karartmamak ve toplumla inatlaşmamak için görevi bırakması gerektiğini söyleyen Özgür Özel, şöyle devam etti:

"Kendisini kişisel sebeplerle değil, fevkalade ilkesel bir yerden istifaya davet ediyorum. Eğer sorgulamanın sonundaki o ilin il sağlık müdürü bu kadar şeyden haberdar ve bunlara mani olamamışsa, aksi çok zor ispatlanır. Ama kanun önünde, bakanlık yetkisiyle, dokunulmazlıkla, bakanlığın başında durarak adaletin sağlandığına kimseyi ikna edemez. Kenara çekilecek, yargılamalar yapılacak. Eğer aklanırsa ve bu hükümetin ömrü o güne vefa ederse, o zaman tekrar gelsin bakan olsun. Şu anda işgal ettiği konum, adaletin önünde engeldir. Milletin vicdanının önünde fevkalade sorunlu bir yerde durmaktadır. Bu Sağlık Bakanı'nı derhal istifaya davet ediyoruz. Bugün arkadaşlarımız gerekli başvuruları yapacak. Hem bundan önceki Sağlık Bakanı hem hastanesi kapanan Sağlık Bakanı hakkında suç duyurularında bulunuyoruz. Meselenin hukuken en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."

- "Meclis, bu 19 hastaneyi ibretialem için kamulaştırmalıdır"

Hangi görüşten olursa olsun, caninin cani, hırsızın hırsız ve edepsizin edepsiz olduğunu vurgulayan Özel, şunları kaydetti:

"Bebelerin sağlığına mal olanın yeri cezaevidir. Bir kez daha bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu Meclis, nasıl kendisini bombalayan Fetullahçı çetenin hastanesini, okulunu, dershanesini, arazisini, fabrikasını bedelsiz olarak kamulaştırdıysa OHAL'le, şimdi OHAL'e filan gerek yok, Meclis burada, bundan sonra 'Ben yenidoğana şunları aldım görmedim, öyle yapmış' deyip kimse sıyrılamasın diye, yarın bu hastaneler el değiştirir gibi yapıp yine ruhsat almasın diye ya da olay soğuyunca bölge idare mahkemelerinden ruhsat iptalleri geri dönmesin diye, Meclis oturup bu 19 hastaneyi ibretialem için bilabedel kamulaştırmalıdır."

Özel, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in öldüğünü anımsatarak, Gülen'in Türkiye'ye çok büyük kötülükler ettiğini, bu dünyada adalet önünde hesap vermeden Türkiye'ye getirilememesinin, ABD'nin onun hamiliğine soyunduğunun suçüstü ispatı olduğunu anlattı.

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'i ABD'den alamamanın dış politikadaki acizliği gösterdiğini ifade eden Özel, "Orada burada herkese efelenen, ülkede darbeye kalkışmış, kendi altına verilen tankla bu milletin evlatlarını ezmiş, altındaki F-16 ile milletin Meclisini bombalamış bir çetenin liderini ABD'den alamayan, bir dönem 'ver papazı al papazı' deyip Trump'ın bir telefonuyla onun papazını jet uçağıyla yollayıp bizim papazın orada kalmasına sessiz kalanlar, şimdi çıkmış arkasından konuşuyorlar." dedi.

Türk insanının inancına göre bir çeşme yapılması veya vakıf kurularak insanların karnının doyurulması durumunda sevap kapısının açık kalacağını söyleyen Özel, "Bu Fetullah Gülen öldü gitti, günah kapısı açıktır. Evlatlarının hakkı yenenlerin ve onlar yüzünden tayin olmayan, terfi almayan, memuriyete giremeyen, mobbing görenlerin mağduriyetleri devam ettikçe bunun günah kapısı açıktır, yazılmaya devam edecektir. Emin olun, ona ne kadar yazılıyorsa, ona ne istediyse verenlerin de günah defterine bunlar işlenmektedir." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili sözlerine ilişkin, "El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi olmayı teklif ediyorum." dedi.

Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Manisa'dan Ankara'ya yürüyerek gelen maden işçilerine, taleplerinin karşılanması için yaptıkları eylemlerden dolayı teşekkür etti.

"Kendisinin, işçilerin bağlı olduğu sendikayı sevmediği" iddiasına ilişkin Özel, "301 madenci ölmeden önce müfettişleri alıp da Ayvalık'ta ağırlayıp o sırada suç unsurlarının ortadan kaldırılması için işbirliği yapan sarı sendikayı sevmem ben. Bağımsız Maden-İş, Soma'nın ve Manisa'nın onurudur. O sendikayla benim ortak şehitlerim var." diye konuştu.

Özgür Özel, maden işçilerine, özlük haklarının karşılanacağı yönünde taahhütte bulunulduğunu dile getirerek, "1 Ocak tarihinde 'Biz yine bunlara hakkını vermeyiz' diyen olursa; ben, bu grup ve parti, Fernas işçilerinden çok şey öğrenen Türkiye kamuoyu onların yanındadır. İki elimiz yakanızdadır. Sakın buna kalkışmayın." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonu TÜRK-İŞ'in işçi ücretlerine ilişkin pazar günü Ankara'da miting düzenlediğini hatırlatan Özel, çok uzun süreden sonra TÜRK-İŞ'i meydanlarda görmeyi önemsediklerini söyledi. Özel, TÜRK-İŞ'in yaptığı eyleme destek verdiklerini belirterek, "Biz TÜRK-İŞ'e diyoruz ki 'Bu sefer doğru yoldasınız. Biz de sizin arkanızdayız." diye konuştu.

- "Asgari ücret 30 bin liranın altında olmamalı"

CHP lideri Özel, AK Parti döneminde 2002'de belirlenen ilk asgari ücretin 184 lira 30 kuruş olduğunu, o dönemde bir asgari ücretle 7 çeyrek altın alınabildiğini söyledi. Bugün ise 7 çeyrek altın alabilmek için asgari ücretin 35 bin lira olması gerektiğini belirten Özel, "Bugün asgari ücret 3 çeyrek altın alıyor. 7 çeyrek altın için 35 bin lira gerekiyor. TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in, bundan sonraki süreçte asgari ücretin hiç olmazsa AK Parti'nin geldiği gün kadar değerli olabilmesi için vereceği her türlü mücadelesinin yanındayız. 30 bin liranın altında bir asgari ücret asla kabul edilemez." diye konuştu.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Türkiye ziyaretini de değerlendiren Özel, Sholz'un Türkiye'den ayrıldığında keyfinin yerinde olduğunu ifade etti. Özel, Alman bakanlar tarafından sığınma talebi kabul edilmeyen Suriyeli ve Afganların Türkiye'ye gönderilmek istendiğinin açıklandığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Suriye ve Lübnan'dan gelen sığınmacılara Türkiye'nin kapısının her zaman açık olduğu" yönündeki açıklamalarına ilişkin de Özel, şunları söyledi:

"Esad, Suriye'de genel af ilan etti. Esad ile el sıkışmanın tam zamanı. Esad ile konuşacağına; Alman Başbakanı ile konuşup Esad ile görüşüp, anlaşıp eldeki Suriyelileri memleketlerine yollamaya, bunun için de Avrupa Birliği'nin desteğini almaya, ekonomik katkısını almaya uğraşacağına, Almanya'ya 'Korkmayın. Suriye'den gelene de kapım açık, Lübnan'dan da gelirlerse de size geçemezler. Biz buradayız' demektedir. Sayın Erdoğan, bu ülkede bıçak kemiğe dayanmıştır. Bizim işsizimiz, yoksulumuz, bize yetmektedir."

- "Görülüyor ki kapalı kapılar ardında birtakım müzakereler yürütülüyor"

CHP lideri Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili söylediği sözlere ilişkin şöyle konuştu:

"Kimileri, bugünü, tarihin akışının değişeceği bir gün olarak da ifade ediyorlar. Onu tarih gösterecek, zaman gösterecek. Bugün Sayın Bahçeli'nin TBMM'de yaptığı konuşmayı takip ettik. Görülüyor ki kapalı kapılar ardında birtakım müzakereler yürütülüyor. Birtakım sözler alınıyor, sözler veriliyor. TBMM'nin yetkisinde olan bir af, Sayın Bahçeli'nin kendi ifadesiyle, bakarsan kendi iradesiyle, başka hiçbir şeye gerek olmadan 'Tecrit kaldırılsın. Abdullah Öcalan Meclis'e gelsin. Ona yan salonda bir kürsü verelim. Kendisinin konuştuğu kürsüdür aynı zamanda DEM Parti'nin grupta konuştuğu kürsü. Oraya gelsin. Örgüte silah bırakma çağrısı yapsın. Bütün sorunlar bitmiştir. Başka bir şeye gerek yoktur.' diyen bir dille karşı karşıyayız."

Bir daha şehit gelmeyecekse, bir daha kan akmayacaksa, Kürt'ün de Türk'ün de anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, ülke bir ve beraber olacaksa, askere, Mehmetçiğe namlular doğrulmayacaksa, bunun için söylenen her sözün ve söyleyen her aktörün kıymetli olduğunu vurgulayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kim ne söz söylüyorsa, bütün geçmişte yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz. CHP olarak diyoruz ki bu ülkede terörün bitmesine, annelerin gözünün yaşının silinmesine biz tam destek vereceğiz. Ancak bunu yapan kişiye, bugün kendine sanki bunu tek başına yapacakmış, o söyleyince olacakmış diye olmayan bir güç, kudret, önem atfeden kişiye şunu söylemek isterim; geçmişte, biz o parti ile sizinle kurduğumuz gibi ilişki kuruyoruz, sadece el sıkışıyoruz, size sorduğumuz soruyu onlara da soruyoruz, Meclis'te onlarla sohbet ediyoruz ya da seçimlerde adayımıza Kürt seçmenden destek alıyoruz diye bize yönelik ne sahte videolarınız ne etmediğiniz hakaret kaldı."

Vatandaşlara seslenen Özel, "Devlet Bahçeli'nin geldiği yer; geçmişte söylediği her lafın, ne kadar yalan, boş, haksız ve hakaret dolu olduğunu gördünüz. Ben sadece bunu hepinizin vicdanlarına havale ediyorum." ifadesini kullandı.

- "Türkiye'nin çıkarlarını öncelediği bir masada konuşulur"

Bahçeli'nin geçmişteki söylemlerini eleştiren Özel, "Devlet Bey zaten çok sık döner. O döndü diye onunla bir biz de dönüp doğru bildiğimizi söylemekten geri durmayacağız. Devlet Bey'in bugünkü açıklaması, apaçık olarak geçmişteki bir hatanın tekrarıdır. Çünkü yine Meclisi dışlamaktadır." diye konuştu.

Özgür Özel, kendilerinin bu konuda ne yapılacaksa Meclis'te yapılması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduklarını da anımsatarak, "Ne yapılacaksa, şeffaflıkla yapılacak. Kimseye, verilmeyecek bir hesap, tutulamayacak bir söz verilmeyecek. Samimiyetle yürütülecek. O günlerde bizi reddettiler, dışladılar. O gün dedik; Bu tür işlerde, toplumsal mutabakat olmadan, tam bir toplumsal mutabakat olmadan sonuç olmadı, olmuyor, olmayacak. Bu sefer, daha sonrası daha kötü başlayacak ve daha kötü üzüleceğiz. Bizi dinlemediler. Tek başlarına o zaman AK Parti bu süreci götürdü. En sonunda Meclisin olmadığı, dışlandığı sürecin sonunda yeniden felaketi yaşadık. Hendek olaylarını yaşadık." dedi.

Bahçeli'nin terör örgütü elebaşına yönelik sözlerine ilişkin Özel, "Bu iş, Meclis'e bir aktör çağırmakla çözülmez. Bu iş çözülecekse, bütün partilerin içinde olduğu, bu Meclisin içinde olduğu ve süreci yönettiği, Meclis'teki bütün partilerin oturdukları, öyle müzakere masalarında, dikdörtgen masalarda karşı karşıya değil, yuvarlak bir masanın etrafında kendi çıkarlarını değil 86 milyonun, Türkiye'nin çıkarlarını öncelediği bir masada konuşulur." ifadesini kullandı.

Özel, partisinin daha önce de "toplumsal mutabakat komisyonu" kurulması önerisinde bulunduğunu, milleti göz ardı edecek, birbirinden ayrıştıracak ve birbirine düşman edecek her hareketin karşısında dimdik durduklarını vurguladı.

- "86 milyonu barıştırmak için atılacak her adımı önemsiyorum"

CHP Genel Başkanı Özel, Filistin'de yakılan ateşin ve İsrail zulmünün coğrafyaya yayıldığına işaret ederek, bu terör ve soykırım karşısında Türkiye'nin alması gereken önlemler bulunduğunu, iç barışı ile dışarıya karşı her zaman birlikteliğini savunması gereken bir süreç içinde olduğunu söyledi.

"Kardeş ile kardeşin barışması için düşmana ihtiyaç yoktur." diyen Özel, "'Eski düşmanımı kardeş yaptım. Şimdi yeni düşmanlara ihtiyacım var' diyerek birilerini itmek, kakmak, ötekileştirmek, hapishanelerde bırakmak, çürütmek, unutmak, tartışmamak doğru bir mesele asla ve asla değildir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin Kürt sorununa yönelik sözlerine değinen Özel, "Bir çağrıya bir cevap alınacağını umarak, Kürtlerin talep ettikleri barışçıl, demokratik, Anayasa'ya uygun ve eşit vatandaşlık talep eden meseleleri çözmeden, görmeden, konuşmadan 'Biz yaptık oldu' diyerek; bir kişiye özgürlük, ev hapsi teklif ederek Türkiye'nin bu büyük sorununu çözemezsiniz." ifadesini kullandı.

Özgür Özel, bu konuda TBMM'nin odak noktada yer alması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir kişiyi yeniden Cumhurbaşkanı yapmak, birisini Ada'dan villaya almak, bir başkasına bir başka avantaj sağlamak değil; 86 milyonu barıştırmak için atılacak her adımı önemsiyorum. Bana diyorlar ki 'Devlet Bey el yükseltti.' Ne yapalım? 'Sen de yükselt.' El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi olmayı teklif ediyorum. Varsanız, hep beraber bunu yapalım. Gelin, bu ülkeyi, her Kürt'ün kendisini Manisalı Özgür Özel kadar, Rizeli Tayyip Erdoğan kadar, Osmaniyeli Devlet Bahçeli kadar, Edirneli, Antalyalı, Laz, Çerkez kadar eşit hissettiği, kendini öteki hissetmediği, tüm demokratik siyaset kanallarının hepsine açık tutulduğu, kimsenin bu Meclisin kürsüsünde söylediği sözden ötürü içerilerde tutulmadığı, üniversitelerde akademisyenlerin haklarının yenmediği, tüm demokratik hakların dünya standartlarında kullanılabildiği bir ülke yapalım. Tüm Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti'nin sahibi yapalım. Hodri meydan. Demokrasi, kardeşlik teklif ediyoruz. Biz buradayız Devlet Bey. CHP burada. Aklı da ruhu da bedeni de TBMM'de."