MEB Günlük Program MEB Günlük Program

Ankara'nın Sincan ilçesinde, İsmailağa tarikatına bağlı Suffe Medresesi isimli Kur'an kursunda onlarca çocuğun aylar boyunca işkenceye maruz kaldığı olay, ülkemizde eğitim ve çocuk güvenliği alanındaki büyük ihmalin acı bir göstergesi olmuştur. Zorunlu eğitim çağında, okula gitmesi gereken bu çocuklar nasıl ve neden tarikat yurtlarında tutulmaktadır? Eğitim sistemimizin içinde yer almaları gereken bu çocukların yasa dışı ve denetimsiz yapılarda bulunması, devletin çocuklarımızı koruma görevini yerine getirmediğini ortaya koymaktadır.
Eğitim yalnızca bilgi vermekle sınırlı değildir; çocuklarımızı güvenli ve sağlıklı bir ortamda yetiştirme sorumluluğunu da içerir. Devletin görevi yalnızca okul açmak değil, çocukların bu okullara güvenle devam etmesini sağlamak, güvenliklerini teminat altına almak ve zorunlu eğitim çağında çocukların okul dışında kalmalarını engellemektir. Aileler, çocuklarını okula göndermekle yükümlüdür ve devlet, her çocuğun eğitim hakkına ulaşmasını sağlamak için gereken tüm önlemleri almak zorundadır.

AKP’nin tarikat ve cemaatlere dayanan eğitim politikalarının ülkemize ve eğitim sistemimize verdiği zarar bugün daha net anlaşılmaktadır. Yeterli sayıda devlet yurdu açmak yerine, tarikatlara ve cemaatlere dernek adı altında yurt açma kolaylığı tanıyan bu politikalar, öğrencileri tarikat yurtlarına mahkûm etmekte ve çocuklarımızı, kendilerinin kontrolünde olmayan yapılara teslim etmektedir. 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yapılara destek vermesi, tarikat ve cemaat yurtlarının çocuklarımız için “alternatif” bir eğitim yuvası haline getirilmesi artık gizli kapaklı bir konu olmaktan çıkmış, toplumun gözleri önünde alenen yapılır hale gelmiştir. Eğitim kurumları denetimsiz bırakılarak çocuklarımız bu tehlikelere teslim edilmekte, Cumhuriyet değerleriyle bağdaşmayan nesiller yetiştirilmektedir.
Devletin eğitimdeki asli sorumluluklarını tüm yetkililere bir kez daha hatırlatıyoruz:
Devlet; 18 milyondan fazla çocuğun eğitimini güvence altına almak, onlara etik değerlere bağlı, çağdaş, onurlu ve sağlıklı bir yaşam sunmakla yükümlüdür. Devlet, çocuklarımızı her türlü tehlikeden koruyacak tedbirleri almak ve çağdaş, evrensel değerlerle donatılmış bireyler olarak yetişmelerini sağlamak zorundadır. Çocuklarımızı belirli çıkar gruplarına, dini temellere göre eğitimi şekillendiren, laik eğitimin temellerine ve karma eğitim anlayışına aykırı hedefleri olan tarikat ve cemaatlerin eline terk edemez.
Bu tür vahim olayların önlenmesi için köklü bir eğitim reformuna ve hukukun evrensel ilkelere göre uygulanmasına ihtiyaç vardır. Eğitim-İş olarak, çocuklarımızın güvenli, çağdaş ve laik eğitim hakkı için mücadelemizi sürdürecek, suçluların adalet önünde hesap vermesi ve bu tür yapıların kapatılması için bu olayın takipçisi olacağız. Çocuklarımızı her türlü istismardan ve tehlikeden korumak hepimizin ortak görevidir.