İstişare toplantısında, Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Uçhisar Belediye Başkanı Abdullah Çamcı, Genel Başkan Yardımcıları Selahattin Dolgun, Cengiz Kocakaplan, Orhan Kütük, şube başkanları ve şube yönetim kurulu üyeleri, ilçe, işyeri ve üniversite temsilcileri ile şube kadın komisyonu üyeleri hazır bulundu.

İnanıyorum ki, bu inanmış kadronun ihlaslı gayretleriyle Türk Eğitim Sen yetkili sendika olacaktır.

İstişare toplantısında bir konuşma yapan Genel Başkanımız Talip Geylan, “Kamu çalışanlarının 2009 yılından bu tarafa kaybetmeye devam ettiğini söyleyerek, “Kazanım elde edememeleri bir tarafa kamu çalışanları sendikal görünümlü bir çete tarafından adeta 14 yıldır  esaret altında. Bu esaretten çalışanları kurtaracak tek bir adres var, o da Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen mensuplarıdır. İnanıyorum ki, bu inanmış kadronun ihlaslı gayretleriyle Türk Eğitim Sen yetkili sendika olacak ve eğitim çalışanlarını hakkıyla temsil edecektir. Varlıkları daim olsun.” dedi.

Kamu çalışanlarının Türkiye Kamu Sen’e güveni 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde yeniden taçlanacaktır.

Kamu çalışanlarının Türkiye Kamu Sen yetkili olsun ya da olmasın her zaman güvendiklerini söyleyen Genel Başkanımız Talip Geylan, “Hükümet ek gösterge ile ilgili bir düzenleme yaptı. Ama 475 bin kamu çalışanı kapsam dışında bırakıldı. Bunun sebebi sözde yetkili sendikadır. Son toplu sözleşmede Mutabakatta, ‘1. Dereceye inmiş kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesiyle ilgili çalışma yapılacak’ denildi. Oysaki mutabakatta ‘çalışma yapılacak’ değil de, ‘1. Dereceye inmiş tüm kamu çalışanlarının ek göstergeleri 3600’dür’ denilseydi, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren kamu çalışanları bu haktan faydalanmış olacaktı. Çünkü toplu sözleşme kararları kanun hükmündedir. Yeni bir düzenlemeye gerek kalmadan işveren bunu uygulamak durumundadır. Peki, bu basit gerçeği yetkili sendikanın genel başkanı bilmiyor mu? Tabi ki biliyor! Peki o metine neden imza attı? Çünkü onun görevi o masada işveren adına oturmak, işverene zaman kazandırmaktır. Bu basit gerçek dahi kamu çalışanlarının sendikal   esaret altına olduğunun çok somut göstergesidir. Türkiye Kamu Sen olarak hiçbir zaman ‘Bizi yetkili yaparsanız her istenileni elde ederiz’ iddiasında değiliz. Pek tabi ki Türkiye Kamu Sen’in yetkili olduğu dönemlerde de işveren her talebimizi karşılamadı. Ama hiç zaman kamu çalışanlarının Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen’e olan güveni rencide olmadı. Kamu çalışanları, ‘Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Hükümetten her istediğimizi alamadı ama masada bizi hakkıyla teslim etti. Adam gibi sendikacılık yaptı. Kora kor dişe diş mücadele verdi.’ dedi. Bu güven 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde de yeniden taçlanacaktır.” diye konuştu. 

Kazanımların arka planında sendikamızın alın teri, emeği var.

Banka promosyonlarının Türk Eğitim Sen’in ve Türkiye Kamu Sen’in kazanımı olduğunu kaydeden Genel Başkanımız Talip Geylan, “Kazanımların altında bir sendikal emeğin, mücadelenin adı var. Zannediliyor ki bu haklar kamu çalışanlarına altın tepsi ile sunuldu. Hayır! Kazanımların arka planın da sendikamızın alın teri, emeği var. En güzel örneklerinden biri;  Nevşehir’in Avanos İlçesinden kamu çalışanlarına üç yıllığına bir defada 81 bin 500 TL banka promosyonu verilmesidir.  Kamu çalışanlarına hayırlı olsun. Peki banka promosyon kazanımı nasıl elde edildi? Zannediliyor ki; promosyonlar bankalar tarafından hep veriliyordu. Bazı şeyleri hatırlatmakta fayda var. Şöyle ki, Türk Eğitim Sen olarak 2007 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikle bir araya gelerek, gündemle ilgili taleplerimizi paylaştık. Gündem maddelerinden biri de promosyonlardı. Daha önceleri memurun maaşından oluşan katma değerin tamamı kuruma bırakılıyordu. Sayın Bakan’a, bunun memurun maaşından üretilen bir katma değer olduğunu anlattık ve çalışanların da faydalanmasını istedik. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile adeta pazarlık yaparak yüzde 50’de anlaştık. İşte promosyon kararı o toplantıda alındı. Daha sonra bu oran yüzde 50’den, yüzde 90’a ardından yüzde 100’e yükseltildi. Bugün milyonlarca kamu çalışanı promosyondan faydalanıyor ama promosyonun elde edilmesinde Türkiye Kamu Sen’im emeği olduğundan pek haberdar değil!” şeklinde konuştu. 

Nöbet ücretinin verilmesinde Türk Eğitim Sen’in yıllarca süren mücadelesi var!

Nöbet ücretinin alınmasında Türk Eğitim Sen’in gayretlerini anlatan Genel Başkanımız Talip Geylan, “Bilindiği gibi öğretmenlerimiz tuttuğu nöbetlerden ücret alıyor. Bu uygulamada gökten zembille inmedi! Ya da dönemin Milli Eğitim Bakanı vicdanının sesini dinleyerek; ‘Bizim Anayasamızda angarya yasak, biz öğretmenlere nöbet görevi karşılığında bir ödeme yapmıyoruz bu da bize yakışmıyor, vicdanımız rahatsız oluyor’ diyerek bize ücret vermedi! Türk Eğitim Sen’in yıllarca mücadelesi sonucunda nöbet ücreti kazanımı elde edildi. Hatırlanacağı gibi nöbet ücreti verilmesine ilişkin Türk Eğitim Sen olarak afişler yaptık. Kurum İdari Kurullarında defalarca kararlar aldırdık. Yetkili olduğumuz dönemde toplu görüşme talepleri arasına bunu ekledik. Kampanyalar düzenledik. Yazışmalar yaptık, gündem oluşturduk. Son düzlükte nöbet tutmama eylem kararı aldık. Sözde yetkili sendika dışındaki tüm sendikalar da bu eyleme iştirak etti. Gelinen noktada gayretler sonuç verdi ve nöbet görevi karşısında ücret verildi.” ifadelerini kullandı.

Sözleşmeli öğretmenlerin bazı haklarının kazanılmasında Türk Eğitim Sen’in alın teri olduğunu kaydeden Geylan, “Sözleşmeli öğretmenlik Kısmi Zamanlı Geçici Öğretici adıyla 2005 yılında çıkarıldı. Buna göre sözleşmeli öğretmenler yılda 10 ay çalışacaktı. Türk Eğitim Sen dışında bu süreçte herkes uyudu. Biz ise konuyu yargıya taşıdık ve iptal ettirdik. Daha sonra 2007 yılında 4/B’li istihdam modelini getirdiler. Sözleşmelilerin kadroya alınması sendikamızın yıllarca ortaya koyduğu etkin ve sürekli, girişimler neticesinde elde edilmiştir. Öte yandan şu an sözleşmeli öğretmenlerin kazandığı bazı hakları Türk Eğitim Sen elde etmiştir.

Buna göre;

  • 4-b kapsamındaki çalışanların sendika üyesi olması,
  • Sözleşmeli öğretmenlerin 4-C’den 4/B’ye geçirilmesi sağlanarak yılda 2 aya daha fazla maaş almalarını ve idareye tek taraflı sözleşme feshi hakkı tanıyarak 13-C maddesini iptal ettirerek iş güvencelerini sağlanması,
  • Sözleşmeli öğretmenlerin yaz ve yarıyıl tatili sonunda eş durumundan tayin yapabilmeleri,
  • Sözleşmeli personelin de Denge Tazminatından faydalanması,
  • Sözleşmeli öğretmenlerin askerlik dönüşü göreve başlayabilmelerinin altında Türk Eğitim Sen’in alın teri var.” dedi.  

Ne zaman seçim atmosferi gündeme gelecek, o zaman bir takım sendikalar tekrar kış uykusundan uyanacak!

Türk Eğitim Sen olarak bugün de yarın da her zaman öğretmenin yanında saf tuttuklarını söyleyen Genel Başkan Talip Geylan, “Öğretmenlik Meslek Kanunu sürecinde teşkilatımız üzerine düşeni fazlasıyla ve eksiksiz yapmıştır. Türk Eğitim Sen kanunun ilk gündeme geldiği günden itibaren; eleştiri ve öneri, eylem etkinlik, açtığı davalar, MEB nezdinde yaptığı görüşmeler ile Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun adına yakışır şekilde çıkarılması için mücadele etti. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunun Raporuna göre; kanun teklifi üzerinde yapılan müzakerelerde, sendikalar tarafından gündeme getirilen hususların 16’sı komisyon raporunda yer aldı. Bu önerilerden 11’i Türk Eğitim Sen tarafından ifade edildi.

Ayrıca TBMM komisyonlarında da çok sayıda talebimiz tutanaklarda yer almıştır. Mücadelemiz bitti mi?  Tabi ki hayır. Türk Eğitim Sen olarak;

  • Kadrolu öğretmenlik dışındaki istihdam türlerinin ortadan kaldırılmasını,
  • Öğretmen yetiştirme esaslarının belirlenmesini,
  • Dezavantajlı bölgelerde çalışan öğretmenlere teşvik uygulaması getirilmesini,
  • Öğretmenlerin aile birliğinin sağlanmasına yönelik düzenlemenin yapılmasını,
  • Mensubiyetler üzerinden değil, başarıyı esas alan, objektif kriterlere haiz bir ödül sisteminin yer almasını,
  • Liyakat ve ehliyeti esas alan bir yönetici atama sisteminin olmasını,
  • Vergi dilimin yüzde 15’e sabitlenmesini,
  • Tüm öğretmenlerin maaş karlığı ders saatlerinin 15 saate eşitlenmesini,  
  • Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını,
  • Tayin/nakil sorunlarının çözülmesini istiyoruz.

Mücadelemiz kanun kâmil hale gelene kadar sürecektir. Göreceksiniz herkes yine kulağının üstüne yatacak! Çünkü yakın zamanda seçim yok! Ne zaman seçim atmosferi gündeme gelecek, o zaman bir takım sendikalar tekrar kış uykusundan uyanacak! Siyasetten talimat alacaklar işte o zaman tekrar öğretmenlerimiz akıllarına gelecek. Ama Türk Eğitim Sen olarak biz bugün de yarın da her zaman öğretmenlerimizin yanında olacağız!”

Dini bayramlarda kamu çalışanlarına “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz. 

Türkiye Kamu Sen’in memur paketi hakkında da açıklamalarda bulunan Genel Başkanımız Talip Geylan,“Sözleşmeli statüde istihdamın kaldırılarak tüm kamu görevlilerinin 657 sayılı Kanunun 4/A maddesi kapsamında kadrolu olarak istihdamı sağlanmalı, kamuda 4/A’lı kadrolu ve güvenceli istihdam esas alınmalı, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri tamamen sonlandırılmalıdır. 

Milli Eğitim Akademisinde tüm paydaşların görüşü alınmalıdır. Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın! Milli Eğitim Akademisinde tüm paydaşların görüşü alınmalıdır. Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın!
  • Birinci dereceye gelmiş bütün kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmediği için büyük bir mağduriyetler yaşandı. Verilen sözlerin tutularak, 3600 ek gösterge sözünün bir an hayata geçmesini istiyoruz.
  • Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde görevi başındaki kamu görevlilerine “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz. 
  • İlave ek ödemenin taban aylığa yansımaması sonucunda emekli memurlar bu ödemeden faydalanamamış, çalışan memur ile memur emeklisinin maaşı arasındaki makas açılmıştır. Bundan dolayı ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz.
  • Memurların ve emeklilerin mali ve özlük haklarına ilişkin her kararın toplu sözleşme masasından çıkmasının zorunlu hale getirilmesini talep ediyoruz.
  • Kamunun her alanında liyakat esaslı bir yapıya geçilmeli, mülakat uygulaması kaldırılmalı, yazılı sınava öncelik verilmelidir.”  diye konuştu.

Akademik personelin, bilimsel açıdan kendilerini geliştirebilecekleri ekonomik imkânlar sağlanmalıdır.

Türk Eğitim Sen’in üniversite çalışanlarına yönelik taleplerini sıralayan Genel Başkanımız Talip Geylan,

  • Üniversite rektör seçimlerinde akademisyenler, idari personel ve öğrenci temsilcileri oy kullanmalıdır.
  • Atamalarda ve akademik kadroların tahsisinde liyakat esas alınmalıdır.
  • Akademik personelin, bilimsel açıdan kendilerini geliştirebilecekleri ekonomik imkânlar sağlanmalıdır.
  • Üniversite çalışanlarının ücretleri, akademik kariyer ve insan onuruna yakışır bir şekilde iyileştirilmelidir.
  • Üniversite idari personelinin tayin/nakil sorunları çözülmelidir.
  • Mülakat süreçlerinde yazılı sınav esas alınmalıdır.” diye konuştu.