Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, alanlarında ilk olarak yaptıkları başarılı çalışmaları kurultayda paylaştı.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin 46’ncı Ulusal Kurultayı Antalya’da düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan’ın da konuşmacı olarak katıldığı kurultay, plastik cerrahinin farklı alanlarından uzmanları bir araya getirdi. Bilimsel programda estetik ve rekonstrüktif cerrahide en yeni teknikler ile multidisipliner yaklaşımlar ele alındı.

“Kadınların anne olma isteği”

Rahim Nakli: İlk Başarılı Olgudan Dünyadaki Son Duruma başlıklı bir sunum yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, konuşmasında rahim naklinde yaşanan süreci anlattı. Rahim naklinin, rahme bağlı infertilite gibi jinekolojik endikasyonlara yönelik olarak gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Özkan, bu operasyonların Türkiye’de taşıyıcı annelik gibi yasal olmayan alternatiflerin yerine önemli bir çözüm sunduğunu ifade etti. Rahim nakli ile ilgili sürecin nasıl başladığını anlatan Rektör Prof. Dr. Özkan, “Bizim 200-300 tane kadın hastamız vardı farklı nedenlerle tedaviye gelen ve rahimleri olmayan. Evli olan hastalarımız bize çocuk istemiyle geliyorlardı. Tek çare de taşıyıcı annenin yasal olmaması nedeniyle rahim nakliydi. Bunun ardından rahim nakli aklımıza geldi ve prosedürle uğraşmaya başladık” ifadelerini kullandı.

“Yüreğimiz ağzımızda takip ettik”

Dünyada ilk olan rahim nakliyle ilgili yaşadıklarını da anlatan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “İlk hastamızda yedi kez gebelik elde ettik ama bir şekilde sekiz ve dokuzuncu haftalarda sorun ortaya çıktı. Nedenini düşünürken, fetüsün oturduğu yerde bir defekt olduğunu fark ettik. Onu ortadan kaldırdık. Bunu ortadan kaldırdık ve bu ameliyat sonrasında yapılan embriyo transferinden hemen sonrasında hasta gebe kaldı. Yüreğimiz ağzımızda yaklaşık on hafta kadar hastayı takip ettik. Ve ilk bebeğimiz Ömer Özkan Sert bebek dünyaya geldi” açıklamasında bulundu.

Dişeti hastalıkları kalp sağlığını tehdit ediyor Dişeti hastalıkları kalp sağlığını tehdit ediyor

"İsveç ekibi başardı"

Dünyada ilk rahim naklinin Suudi Arabistan’da 2000 yılında yapıldığını ancak rahmin daha sonra geri alınması gerektiğini anlatan Rektör Prof. Dr. Özkan, 11 yıl boyunca bu anlamda klinik bir gelişmenin olmadığını belirterek, “2011 yılında bizim ekibimiz dünyada kadavradan ilk rahim naklini başarıyla gerçekleştirdi. Bununla en çok uğraşan ekip İsveç ekibiydi. Başarımız sonrası İsveç ekibi şaşırdı. Bir hafta sonrasında bizim yanımıza geldi ve onlara yardımcı olduk. Döndükten sonra 9 hastalık bir deneme yaptılar. 2 tanesini başarısız oldu. Daha sonra başka ülkelerden de tecrübe paylaşımı için ekipler geldi. İsveç’in ardından Çin, ABD, Brezilya ve Almanya da bu serüvene dahil oldu. Şu ana kadar 20’nin üzerinde ülke rahim naklini gerçekleştirdi. Özellikle 2015 yılından sonra dünyada yapılan nakil sayısı arttı” ifadelerini kullandı. ABD’nin bu anlamda veri paylaşmadığını dile getiren Prof. Dr. Özlenen Özkan, ABD hariç ülkelerde yapılan toplam nakil sayısının 81’e ulaştığını, 43 hastanın da anne olduğunu açıkladı. Rektör Özkan ABD dahil edildiğinde ise şu anda 120’ye yakın hastaya rahim nakli yapıldığını ve ellinin üstünde de bebeğin dünyaya geldiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Tüm bu nakillerde, tüm dünyada Özkan tekniği kullanılıyor. Bunu gururla da söylemek istiyorum” diye konuştu.

“39 yaşına kadar uygun”

Prof. Dr. Özkan, rahim naklinin başarısının, uygun yaş grubundaki alıcı ve donör seçimi ile sağlandığını ve yapılan operasyonlarda yüzde 50’ye varan canlı doğum oranlarına ulaşıldığını belirtti. Rahim nakli ile ilgili uygun hasta profili hakkında da bilgi veren Rektör Prof. Dr. Özkan, “Dünyadaki bakış açısı şöyle, alıcının 39 yaş altında olması ideal. Bunun üzerinde olursa biraz şansı azalıyor. Bizim gerçekleştirdiğimiz nakillerde de hastalar 24 yaşındaydı” dedi. Son olarak, Akdeniz Üniversitesi’nde rahim naklinin yanı sıra yüz ve kol nakilleri gibi farklı alanlarda da öncülük ettiklerini belirten Özkan, rahim naklinin Türkiye’deki kadınlara yeni bir umut kapısı açtığını ve bu alanda süregelen başarıların motivasyon kaynağı olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ömer Özkan yenilikçi yaklaşımları anlattı

Dünyanın ilk rahim nakli, Türkiye’nin ilk yüz ve kol nakillerini gerçekleştiren ekibe liderlik eden Prof. Dr. Ömer Özkan, çeşitli ileri düzey vaka örnekleri ve cerrahi tekniklerle ilgili bilgi verdi. Konuşmasında farklı bölgelerde gerçekleştirilen kapsamlı onarımlardan örnekler sunan Prof. Dr. Ömer Özkan, dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun kamyon altında kalarak ağır yaralanması gibi durumlarda, greftlerle başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirterek, “Kamyon üzerinden geçen çocuklarda bile birçok şekil değişikliği ile yürüme kabiliyeti kazandırabiliyoruz” dedi. Prof. Dr. Ömer Özkan’ın sunduğu ilginç vakalardan biri de daha önce ameliyat edilemez olarak kabul edilen geniş yüz tümörü olan bir hastaydı. Prof. Dr. Ömer Özkan, hastanın yüz tümörünü geniş bir cerrahi girişimle çıkartarak hastaya daha iyi bir yaşam kalitesi sunduklarını, hastanın 17 yıldır tüp beslenmeye ihtiyaç duymadan sağlıklı bir şekilde yaşadığını belirtti. Bir diğer örnek ise Avustralya’dan gelen bir hastada, kolon segmenti ile beslenmeyi mümkün kılan yenilikçi bir yöntem geliştirmesi oldu. “Her şey üstesinden gelebilir” diyerek rekonstrüktif cerrahinin gücüne inancını dile getiren Özkan, “Fonksiyonel kas transferi ve sinir onarımı gibi birçok inovatif yöntem sayesinde hastaların yaşam kalitesini iyileştiriyoruz” dedi.

Meme kanserinde cerrahi müdahalenin önemi

Prof. Dr. Ömer Özkan, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda olduğumuzu hatırlatarak, meme kanseri vakalarında cerrahi müdahalelerin önemini vurguladı. Meme kanserinde yapılan cerrahinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Hastalar bunu ilk etapta anlamıyorlar. Meme kanseri uzun sürede metastaz yapıyor. Bu anlamda yapılan ameliyatın güvenliği çok önemli. Burada iki konu var, sağlık ve estetik. Maalesef estetik kaygılar nedeniyle bazen yapılan ameliyatlarda sağlık ikinci plana atılıyor. Estetik yapacağım derken hastanın hayatını tehlikeye atmamak gerekiyor. Bu örneği ne yazık ki çok görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Genç araştırmacılara ödüller

Ana teması, estetik cerrahinin yüz, meme ve burun gibi bölümlerine yönelik yenilikçi teknikler ve gelişmeler olan kurultayın oturumlarında, en güncel cerrahi teknikler ve bu alanlarda karşılaşılan zorluklarla ilgili vaka analizleri yapıldı. Genç araştırmacılara yönelik Asistan Bildiri Yarışması ve uzman seviyesindeki araştırmacılara açık Uzman Araştırma Yarışması, kurultay kapsamında önemli yer tuttu. Yenilikçi fikirleri destekleyerek geleceğin plastik cerrahlarına bilgi birikimi ve deneyim kazandırmayı hedefleyen yarışmalarda başarı kazanan asistanlar ödüllerini sektörün duayen isimlerinden aldı.

Kaynak: iha