Şehit Veli Demiryürek BİLSEM Öğrencilerimiz Dünya 1. si Şehit Veli Demiryürek BİLSEM Öğrencilerimiz Dünya 1. si

BAKAN TEKİN`E GELİŞİM RAPORU: BİR GÜN OKULA AÇ GİT, GÜNÜ BİR SİMİT BİR AYRANLA GEÇİR

2024-2025 eğitim öğretim yılının birinci döneminin bugün sona ermesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı önündeki eylemimize Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Sekreterimiz Seher Ergin, Genel Mali Sekreterimiz Doğan Dağdelen, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Bülent Metin, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Yeliz Toy, Genel Eğitim Sekreterimiz Veli Fırat Şimşek, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Hüseyin Selçuk, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Sekreteri Orhan Yıldırım, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi ve Ankara Şubelerimiz katıldı. 

Genel Başkanımız Kadem Özbay’ın burada yaptığı açıklama şöyle: 


“Bugün, 2024/2025 Eğitim-Öğretim Yılı’nın ilk döneminde yaşanan sorunları ele almak ve bu sorunların temelinde yatan politikalara dair bir değerlendirme yapmak için bir aradayız. Ne yazık ki eğitimde yaşanan sorunlar her geçen yıl katlanarak artmaktadır. 
Eğitim, güncel siyasetin ve hamasetin aracı; iktidarın kendi ideolojisini dayatmanın, istediği biat ve itaat eden toplumu inşa etmenin aygıtı haline getirilmiştir. Bunun sonucu olarak önceki dönemlerden devreden sorunlara bu eğitim döneminde yenileri eklenmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AKP iktidarının “kindar ve dindar nesil” hedefinin en kararlı uygulayıcısı olmuş; eğitimi cemaatler, tarikatlar ve piyasa dinamiklerine teslim eden politikaları artırarak sürdürmüştür. Göreve geldiği ilk günden itibaren, eğitimi laik, bilimsel ve kamusal bir yapıdan koparmak için olağanüstü çaba harcayan Yusuf Tekin’e buradan sesleniyoruz: 
-Bütçeden en büyük payı Milli Eğitime ayırdığınızı söylüyorsunuz. Peki soruyoruz bu bütçeyle eğitime dair hangi sorunu çözdünüz? Yeni sorunlar yarattınız. 80 yılda yapılan kadar derslik yaptığınızı söylüyor, büyük bir başarı hikayesi gibi sunmaya çalışıyorsunuz. Hikayenizin gerçek olmadığını siz de biliyorsunuz. Eğitime en çok bütçeyi ayıran bir ülkede hala ikili eğitim neden devam eder açıklayın o zaman! 2012 yılından bu yana ikili eğitimi bitireceğiz diye sürekli vaatte bulunuyorsunuz! Her yıl bütçeden en büyük payı eğitime ayırdığınızı söylüyorsunuz ama sayenizde çocuklar okullarda aç, susuz, öğretmenler yoksul. 
- Okulları “5 yıldızlı otel” ayarında inşa ettiğinizi söylüyorsun. Piyasacı anlayışınızın bir yansıması olarak 5 yıldızlı otel benzetmesi yaptığınız okullar nasıl oteller ki pis, kaloriferleri yanmıyor, çocuklara bir öğün sağlıklı yemek verilmiyor. Okullarda bir öğün yemek hakkının kaldırılması da sizin eseriniz. Bugün her 5 çocuktan 1’i yeterli beslenemiyorsa, sizin eseriniz! 
-Mülakatlar kaldırılacak sözünü rağmen mülakatları devam ettiren sizsiniz. Üstüne katmerli mülakat anlamına gelen öğretmen akademisini icat ettiniz. Siz devletin öğretmenini seçmiyorsunuz, partiye kendinize uygun öğretmen yaratmak istiyorsunuz! Anayasada herkesin kamuda çalışma hakkını kılıfını bularak yok ediyorsunuz!  Anayasanın kamuda çalışanlar için öngördüğü, görevin gerektirdiği nitelikler dışında başka nitelikler aranmaz hükmünü kaldırıp, her türlü torpilin yolunu açıyorsunuz. Buna alışıksınız çünkü şahsınıza üniversite açıldı. 
- Öğretmen akademisiyle bir çırpıda eğitim fakültelerini işlevsiz haline getirmek, orada okuyan gençleri umutsuz bırakmak, mezun olmuş öğretmenlerin diplomasını geçersiz kılmak, işsiz bırakmak sizin eseriniz! 
- 1 milyon öğretmen olduğunu ve bunun %80’inin Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde atandığını söylüyorsunuz. Ama bu öğretmenlerin ne kadarı yıllarca atanmayı bekledi? Kaçı ücretli öğretmenlik adı altında asgari ücretin altında maaşlarla çalıştırıldı? Bu 1 milyon öğretmen, ataması yapılmayan öğretmenler ordusunun varlığını silmeye yetiyor mu? Yetmiyor! Öğretmen açığı kapanıyor mu? Kapanmadı biliyorsunuz! 1 milyon atama bekleyen öğretmen sorununu siz yarattınız! 
- Binlerce protokolle, sivil toplum kuruluşu ilan ettiğin tarikat ve cemaatlerin, siyasi partilerin okullara girmesi, ÇEDES projesi gibi uygulamalarla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın paralel Milli Eğitim Bakanlığı’na dönüşmesi sizin eseriniz! 
-Eğitim dışındaki çocuk sayısının %38,4 artarak 612 bin 814’e ulaşması, açıköğretime kayıtlı 327.710 ve MESEM’e kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerinde öğrenciyle birlikte 1 milyon 500 binin üzerinde öğrencinin örgün eğitim sistemi dışında kalması senin eserin! 
- Kamusal eğitimi niteliksizleştirerek 2012-2013’te 4.664 olan özel öğretim kurumu sayısını, 14.352’ye yükselmek sizin piyasacı anlayışınızın eseri. Milyonlarca yurttaşımızın özel okullara mecbur kalması sizin eseriniz, sizden ve sizin zihniyetinizden, dayatmalarından kaçtıkları için özel okullara yönleniyorlar!
-Deprem bölgesinde yıkılan okulları 1 yıl içinde öncekinden daha iyi yapacağına dair söz verdiniz! Bugün hala çadır ve konteynerlarda eğitimin devam etmesi ve bu nedenle binlerce öğrencinin eğitimden kopması sizin eseriniz! 
- Kamu bütçesinin tüm çocukların eğitime erişimini sağlamak yerine Maarif Vakfına ve MESEM aracılığıyla sermayeye aktarılması sizin eseriniz! Çocuk emeği sömürüsüne meşru zemin olan MESEM’lerde çocukların yaşam hakkının tehlikeye atılması sizin eseriniz! 14 çocuğun hayatını kaybetmesi, onlarca çocuğun yaralanması sizin eseriniz. 
-Okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına almayarak, özellere, tarikat ve cemaat okullarına mahkum ediyorsunuz. Okul öncesi öğretmenlerine dinlenme hakkı vermeden 300 dakika aralıksız çalıştırıyorsunuz! 
Tüm bu tablonun eser sahibi bellidir: Yusuf Tekin ve onun bağlı olduğu AKP iktidarı! Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi hedef alan; çocuklarımızı tarikatlara, eğitim sistemimizi piyasaya teslim eden bu politikalarınızla eserinizle gurur duyuyorsunuz. Ama unutmayın, bu "eser," eğitimdeki çöküşün, milyonlarca çocuğun ve eğitim emekçisinin mağduriyetinin, toplumun geleceğinin çalınmasının bir sembolü olarak anılacaktır.
Sözde "5 yıldızlı otel" yaptığınız okullarda çocuklar derslere aç giriyor, kaloriferler yanmıyor, temizlik yapacak personel bulunamıyor. Söylediğiniz "1 milyon öğretmen" rakamı, atanmayı bekleyen öğretmenlerin yıllardır çığlık atan seslerini bastıramıyor. "Maarif müfredatı bahane, biat eden nesil şahane!" diyerek sürdürdüğünüz politikalarınızla eğitim sistemini yozlaştırmaya çalışıyorsunuz. Ancak bilmelisiniz ki bu ülkenin aydınlık yüzü olan eğitim emekçileri ve Eğitim-İş, eserinizin karanlığını tarihin çöplüğüne göndermek için kararlıdır!
Yusuf Tekin, bu "eser" sizin imzanızı taşıyor; AKP’nin 23 yılda eğitime yaptığı en büyük kötülüklerin özetini barındırıyor. Ama unutma, tarih sizin bu eserlerinizi de unutmayacak. Eğitim-İş olarak bizler, bu enkazın altında çocuklarımızı, geleceğimizi ve kamusal eğitimi bırakmanıza asla izin vermeyeceğiz.
Bu karanlık tabloda parlayan ışık, Eğitim-İş’in mücadele azmidir! Ne çocuklarımızın geleceğini, ne de eğitim emekçilerinin haklarını sizin "eser"lerinizin karanlığına teslim edeceğiz!
Eğitim-İş olarak, Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında; daha eşit, adil ve özgür bir eğitim sistemi için kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü bu mücadele, sadece bugünün değil, yarınlarımızın da sorumluluğudur. Eğitim; ne cemaatlerin, ne piyasanın, ne de biat kültürünün esiri olmayacaktır!
Eğitim, çağdaş bir toplumun en güçlü teminatıdır ve biz bu teminatın yılmaz savunucuları olmaya devam edeceğiz!” 
“BİR GÜN OKULA AÇ GİT, SUYU MUSLUKTAN İÇ”
“Gelişim raporunda” ise Bakan Tekin’den bir okul öncesi eğitim kurumunda 50 dakika üzerinden kesintisiz 6 etkinlik saati eğitime katılması, bir organize sanayi işletmesinde haftada 6 gün 08.00 - 22.00 saatleri arasında işçi olarak çalışması, bir gün okula aç gitmesi, günü simit ve ayranla geçirmesi yanı sıra suyu musluktan içmesi önerilerinde bulunuldu. Bu önerilerin yer aldığı rapor, basın açıklaması sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı önüne bırakılırken, okul öncesi öğretmenler için toplanan imzalar Bakanlık yetkililerine teslim edildi.

2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı 1. Dönem Değerlendirme Raporu