7. ‘Eğitimden Bir Kare’ Fotoğraf ve ‘Eğitim’ temalı Uluslararası 8. Kısa Film yarışmalarının gala ve ödül töreni, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şube yönetimlerimiz, ilçe temsilcilerimiz, Genel Merkez Kadınlar Komisyonumuz, Antalya milletvekilleri Mevlüt Çavuşoğlu, Atay Uslu, İbrahim Ethem Taş, Mustafa Köse, Tuba Vural Çokal, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükkösen, Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) Genel Başkanı Himmet Turgut, jüri üyeleri, dereceye giren eser sahipleri ve çok sayıda davetlinin katılımıyla Antalya’da yapıldı.

İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması

Ödül töreninin açılışında bir konuşma yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 19’uncusu gerçekleştirilen ‘Türkiye Buluşması’nın sendika üyeleri arasındaki istişarelere, Türkiye’nin bugününü değerlendirme ve yarınına çözümler üretme bakımından verimli geçmesini temenni etti.

Kurtulmuş: Eğitim-Bir-Sen’in çalışmalarını her geçen gün artan bir kaliteyle devam ettirdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum

Kuruluşundan itibaren yakından takip ettiği Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in çalışmalarını her geçen gün artan bir kaliteyle devam ettirdiğini görmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’deki fikri-siyasi mücadelenin önemli şahsiyetlerinden olan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in kurucusu Mehmet Akif İnan’ı da rahmet ve minnetle yâd etti.

Türkiye’deki en temel mücadelenin, demokrasinin gücünü artırmak, demokrasinin yerleşmesini temin etmek, bunun için de eldeki her türlü imkânı sonuna kadar kullanmak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Hem Türkiye’de hem dünyada en temel sorunlardan birinin geniş kitlelerin yönetimde söz ve karar sahibi olmasını önleyecek birtakım iç ve dış vesayet odaklarının devreye girerek, sözde görünürde var olmakla birlikte demokrasinin niteliğini, demokrasinin gücünü ve demokrasinin kapsayıcılığını azaltma çabalarıdır. Hatta diyebiliriz ki önümüzdeki dönemin, dünya ölçeğindeki en önemli çatışma alanlarından biri, tam manasıyla demokrasi ile otokrasi arasındaki farklılık ve mücadele olacaktır. Bunun için Türkiye, geldiği nokta itibarıyla iç vesayet odaklarını geride bırakmış ve bugün sahip olduğu demokrasiyi çok ağır bedellerle kazanmış bir ülke olarak bu demokratik yürüyüşünü çok daha güçlendirerek devam etmek mecburiyetindedir. Bu çerçevede Türkiye, başta çevre ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerinde demokratik rehberlik vazifesini yerine getirmek zorunda olan bir ülkedir. Bunun için bütün bu çabalarınız bir sendikal faaliyet olarak görülse de aslında demokrasinin tahkim edilmesine yönelik önemli bir adımdır.”

Kurtulmuş, adaletin önemini vurgulayarak, “Adaletin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Küresel sistemin de en önemli sorunu adaletsizliktir. Yeryüzünde 8 milyar insanın huzuru ve refahını sağlamak azmi ve gayreti içerisinde olan bizlerin en önemli meselelerimizden birisinin de küresel ölçekte adaleti sağlamak olduğunu ifade etmek isterim. Kendi içimizde adaleti en güçlü şekilde tesis etmenin birinci toplumsal vazifemiz olduğunun altını çizmek isterim” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, bugün dünyadaki adaletin temin edilmesiyle ilgili uluslararası kurumlara ve yaklaşımlara bakıldığında kâğıt üzerinde bir sorun olmadığına işaret ederek, “Bütün uluslararası metinleri biliyoruz. Teorik olarak konuştuğumuz her şey metinlerde yazıyor. Metinlerde problem yok. Problem, metinlerin uygulanmasında. Bu çerçevede yeryüzünde bütün insanların yaratılışta eşit olduğunu kabul eden, bütün devletlerin de egemenlikte eşit olduğunu kabul eden yeni bir anlayışa ihtiyaç vardır. Her gün pratik olarak örneklerini gördüğümüz ve her gördüğümüz örnekte insanlık adına utanç duyduğumuz birçok gelişmeyi ne yazık ki yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Gazze Gazzelilerindir ve kıyamete kadar Gazzelilerin olmaya devam edecektir

Gazze’de 1,5 yıldır süren direnişin karşısında dünyanın en büyük silahlarını, en ölümcül makinelerini elinde bulunduran İsrail’in, birkaç günde bitireceğini zannettiği işgal planını, 1,5 yılda gerçekleştiremediğini kaydeden Kurtulmuş, “İman, her şeyin üstünde olan bir imkândır. Dünyanın en büyük orduları, en kuvvetli, muktedir silahları gönderse de eğer imanla vatanlarını savunanlar varsa onların karşısında bunların çaresiz kalacağı aşikârdır. 1,5 yıl sonra özellikle esir takaslarıyla uluslararası kamuoyunda da mahcup duruma düşen Netanyahu ve avanesini kurtarmak için yeni bir planı ortaya koymaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Gazze’nin Gazzelilerin olduğunu ve kıyamete kadar Gazzelilerin olmaya devam edeceğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: “‘Burayı bize devrederseniz, güzel bir sayfiye yaparız’ manasına gelen laflar söylüyorlar. Şunu çok açık söylemek isterim. Müslüman Filistinlilerin toprakları, Hristiyan Filistinlilerin toprakları, Trump ve şirketlerine satılık kupon araziler değildir, Filistin halkının malıdır, Filistin halkının vatanıdır.”

Yalçın: Eğitime sanatın estetik değerini katmak, için sanat, edebiyat, kültür çalışmaları gerçekleştiriyoruz

Genel Başkanımız Ali Yalçın, ışıktan gözyaşlarıyla bilenen, çileyi kendisine yoldaş edinen, modern çağa karşı büründüğü zırhla insan onurunun davacısı olan kurucu genel başkanımız merhum Mehmet Akif İnan’ın ‘Bir adım atarsak kafes kırılır/ Belki birden erir zincirlerimiz’ mısralarına atıfta bulunarak, “Evet, bizim kuruluş ufkumuz milletçe sokulduğumuz 150 yıllık kafesi kırmak, zincirleri eritmektir. Attığımız her adım, yaptığımız her çalışma buna yöneliktir. Bu konuda, geldiğimiz nokta itibarıyla irfanı kuşanmış milletimizle beraber çok büyük yol katettik. Ancak hâlâ bir konuda kafesini tam olarak kıramadığımız, zincirlerini tam olarak eritemediğimiz belki de en önemli konu kültür ve sanattır. Bugün maalesef sanat, medya, kültür emperyalizmin hegemonyası altında; haklının değil, güçlünün dili, sesi, temsilcisi durumundadır. Özellikle bu soykırım çağında, insanlığın varoluş mücadelesi verdiği bu zeminde; kısık seslileri, kimsesizleri, insani değerleri, emek, hak ve adaleti savunma görevi sanata ve sanatçıya, sanatın evrensel diline düşüyor. Sanata giydirilen deli gömleğini çıkarmak, kafesi kırmak ve zincirleri eritmek için sanatın evrensel diline ihtiyaç duyuyoruz. Çok şükür ki dünyanın her yerinde bu görevi layığıyla yerine getiren, sanatı insani yücelişin yolu olarak gören, eserleriyle ve duruşlarıyla hakikati haykıran, erdemin temsilcisi sanatçılar var” dedi.

Kamu görevlilerinin hakları için ter dökerken, bir yandan da hayatın her alanında varlık gösteren bir emek hareketi olduklarının altını çizen Yalçın, şöyle devam etti: “Türkiye’nin entelektüel birikimi olarak medeniyet birikimimizden süzülen bir anlayışla ülkemizin kültür ve sanat faaliyetlerine katkıda bulunuyor, kadim değerlerimizin gösterdiği ufukla etkili çalışmalar yapmaya gayret ediyoruz. Eğitim dünyamıza sanatın estetik değerini katmak, insanlığın sorunlarına sanatın gözüyle bakmak ve duyarlıklar oluşturmak için sanat, edebiyat, kültür çalışmaları gerçekleştiriyoruz.”

Sanatı, bir hakikat arayışı olarak görüyoruz

Kısa film ve fotoğraf yarışmalarıyla iyilikte, güzellikte, insan ortak paydasında buluşmayı, nefret söylemine karşı kardeşlik ve sevginin estetik ve evrensel dilini öne çıkarmayı amaçladıklarını kaydeden Yalçın, “Muhammed İkbal gibi biz de sanatı, bir hakikat arayışı olarak görüyoruz. Çünkü biliyoruz ki fıtrattan kopmuş, hakikatle bağını yitirmiş bir sanat ifsat edicidir. Bugün bunun yıkıcı sonuçlarını bütün bir insanlık olarak en ağır şekilde yaşıyoruz. Ama bugün de aramızda sanatını iyiliğe adamış, estetik kaygılarını insanlığın kaygılarıyla birleştiren sanatçılarımız var. Hepsini yürekten tebrik ediyorum. Fotoğrafçılıkta yedincisini, kısa filmde sekizincisini düzenlediğimiz yarışmalarımıza ilginin artması, ülkemizin her yerinden katılımın olması geleceğe yönelik ümit ve heyecanlarımızı artırıyor. Yarışmalarımıza katılan yüzlerce eserin her biri çok güzel ve çok değerliydi. Bütün katılımcıları tebrik ve takdir ediyorum. Bu yarışmaların kaybedeni yok. Birbirinden değerli fotoğraf ve filmler arasından ödüle layık görülen ve yansıttıkları mesajlarla bakışımızı derinleştiren kardeşlerimizi tebrik ediyor, üretecekleri yeni eserlerle sanat dünyamıza yeni soluklar, yeni yaklaşımlar getireceklerine inanıyorum. Birbirinden güzel eserler arasından ödüle layık eserleri seçmek gibi zor bir görevi üstlenen jüri üyelerimize çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

TBMM’den kamu görevlilerinin beklentilerine kulak vermesini bekliyoruz

Ali Yalçın, 2025’in toplu sözleşme yılı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Sayın Meclis Başkanım, emeklilerle birlikte altı buçuk milyonu bulan büyük bir kitlenin gözü yapılacak olan bu toplu sözleşmede. Bugün kamu görevlilerinin Gazi Meclisimizden en büyük beklentisi, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun değişmesidir. Çünkü mevcut kanunla yol alınamayacağı açıkça görülmektedir. Biz yaşanan tıkanıklığın açılması için kanun değişikliğini tek yol olarak görüyoruz. Bu konuda Gazi Meclisimizden kamu görevlilerinin bu beklentisine kulak vermesini bekliyor ve istiyoruz.”

Yarışmalarda dereceye giren eser sahiplerine ödülleri verildi

Konuşmaların ardından, yarışmalarda dereceye giren eser sahiplerine ödülleri verildi. Seçici kurulda fotoğraf sanatçıları Tekin Ertuğ, Fırat Yurdakul, Sevgi Köylü Haliloğlu, Mustafa Binol ve Feyzullah Tunç’un yer aldığı 7. ‘Eğitimden Bir Kare’ Fotoğraf Yarışması’nda Veyis Polat “İroni” adlı eseriyle birinciliğe, Mustafa Kılıç “Köyde Sinema” adlı eseriyle ikinciliğe,

Yüksel Açıkgöz “Okul” adlı eseriyle üçüncülüğe, Seyit Ali Ünal ise “Küçük Pehlivan Hazır” adlı eseriyle Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Jürisinde yönetmen ⁠Derviş Zaim, sinema yazarı Enver Gülşen, gazeteci/eleştirmen Bedir Acar,⁠ yönetmen ⁠⁠Mutlu Kurnalı, yönetmen/senarist ⁠⁠Yeşim Tonbaz’ın bulunduğu ‘Eğitim’ temalı 8. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda “Damla” filmiyle Nazgul Omurzhanova birinci, “Aferin!” filmiyle Oğuz Akyol ikinci, “İkilem” filmiyle Ebubekir Sefa Akbulut üçüncü olurken; Ahmet Batuhan Toğaç “Aç Açına” filmiyle Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’ne, Sinan Koca ise “Mavi Mont” filmiyle Erol Battal Sendikal Kadraj Ödülü’ne layık görüldü.