BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN ÖNÜNDEN TÜM DÜNYAYA SESLENDİK
Gazze'de 18 aydır süren vahşi soykırım bir insanlık suçudur ve derhal durdurulmalıdır! "Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi" kapsamında bir araya geldiğimiz onlarca ülkeden gelen sendika liderleri ile birlikte, BM önünde insanlık onuru için haykırdık. İsrail’in katliamları; kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden bir halkı yok etmeye dönük sistematik bir soykırımdır. Uluslararası hukuk ayaklar altına alınmakta, dünya ise bu sessiz çığlıklara gözlerini kapamaktadır.
Bu sessizlik suça ortaktır! İsrail’e destek veren tüm devletler ve kurumlar bu suçun parçasıdır. Gazze’de her gün bir insanlık suçu işleniyor:
51.000’den fazla can kaybı %70’i kadın ve çocuk Hastaneler, okullar, kamplar hedefte
Açlık, susuzluk, ilaçsızlık bir silah gibi kullanılıyor
Bizler buradayız çünkü susmak suça ortak olmaktır.
#Gazze için, #Filistin için, insanlık için asla susmayacağız!
Adalet, özgürlük ve insan onuru için mücadeleyi sürdüreceğiz. #GazzeİçinAdalet #FreePalestine #GazzedeSoykırımDevamEdiyor #AllEyesOnGaza
https://t.co/x8WPrulyBZ
— Ali YALÇIN (@_aliyalcin_) April 21, 2025
Onlarca Uluslararası Emek Örgütünden Temsilcilerle Birlikte Gazze’deki Soykırıma Karşı Ortak Eylemdeyiz.
Memur-Sen’in ev sahipliğinde düzenlenen Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi için Türkiye’de bulunan onlarca emek örgütü temsilcisi Gazze’ye destek vermek için Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği önünde buluştu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Filistin İşçi Sendikası Genel Sekreteri Ghanfi Zidan Nima, Litvanya İşçi Federasyonu Başkanı Jelena Soms tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere üç ayrı dilde gerçekleştirilen basın açıklamasında 18 aydır Gazze’de vahşi bir soykırım sürdürüldüğü, İsrail’in uluslararası hukuku, savaş hukukunu ve temel insan haklarını pervasızca çiğnediği belirtildi.
“Çocukların artık ağlayacak güçleri bile yok”
Binlerce çocuk, kadın ve sivilin yaşamını yitirdiği saldırılarda 51 bini aşkın Filistinlinin yaşamını yitirdiği belirtilirken açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Soykırımda hastaneler yok ediliyor, sağlık çalışanları topluca infaz ediliyor, BM, Kızılhaç, Kızılay ve insani yardım gönüllüleri ve gazeteciler de planlı şekilde hedef alınıp acımasızca katlediliyor. Soykırımcı rejim, güvenli hiçbir yerin, yıkılmamış tek bir binanın kalmadığı Gazze’de katliamlarını sadece bombalarla gerçekleştirmiyor, yanı sıra Gazze halkına uyguladığı insanlık dışı gıda ve ilaç ambargosuyla açlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla da öldürüyor. Peki, hayatta kalmayı başaran çocuklara hiç baktınız mı? Artık ağlayacak güçleri dahi yok. Yalnızca susuyorlar. Ve dünya, bu sessiz çığlıklar karşısında derin bir sessizliğe gömülmüş durumda. Bu soykırım yalnızca İsrail’in değil, ona siyasi, askeri, finansal ve istihbari destek sağlayan başta ABD olmak üzere işbirlikçi devletlerin de suçudur. Gazze’nin üzerine yağan her bomba, onların tedariki, onayı ve koruması ile düşmektedir. Soykırımcıların hedefi Trump’ın da açıkça ilan ettiği üzere Gazze’de etnik temizliktir. Uluslararası toplumun çifte standardı artık kabul edilemez boyuttadır. Bu sessizlik ve eylemsizlik soykırımcıya cesaret vermekte, soykırıma ön açmaktadır.”
“Soykırımcılar hesap verecek”
Birleşmiş Milletlerden kınama mesajları değil, saldırıları durduracak somut adımlar beklediklerinin altını çizen emek örgütü temsilcileri Gazze’de işlenen savaş suçlarının tüm sorumlularının yargılanması ve cezalandırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Açıklamanın devamında İsrail’e yönelik siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımların acilen uygulanması gerektiği belirtilirken, “Sessiz kalan herkes bu suça ortaktır. Biz, dünyanın dört bir yanındaki emekçilerin vicdanını da temsil eden sendikacılar olarak diyoruz ki; Mazlum Filistin halkının yanındayız. Adaletin, özgürlüğün ve insan onurunun yanındayız. Gazze için, insanlık için, adalet için hiçbir zaman susmayacağız. Her yerde, her zaman İsrail’in ve ABD’nin başını çektiği emperyalizmin işlediği insanlık suçlarını en yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Buradan, Filistin’in yanında durmak için dünyanın her yerinde baskılara rağmen kariyerini, özgürlüğünü, hatta canını riske atan onurlu insanları da saygıyla selamlıyoruz. Sözümüz nettir: Zulüm ebedi değildir. Er ya da geç, soykırımcılar ve destekçileri bu ağır vebalin hesabını verecektir. Katılımınız için, ben ve arkadaşlarım adına en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Kahrolsun soykırımcı zalimler! Yaşasın özgür Filistin! Yaşasın barış, adalet ve kardeşlik” ifadeleri kullanıldı.
Yapılan açıklamanın ardından BM Temsilciliği önüne siyah çelenk bırakıldı.