İl Divan Toplantısında teşkilata hitap eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 4688 sayılı Kanun’un evrensel normlara göre yeniden tadil edilmesine ihtiyaç olduğunun altını çizerek, “4688’in Türkiye’deki işçi sendikacılığı pratiğine göre yeniden yapılandırılmasına ihtiyacı var. Alanın disipline edilmesi, haksız rekabetin önüne geçilmesi gerekiyor. Bu anlamda iyi anlaşılmak istiyoruz biz örgütlenme özgürlüğünün önünün tamamen açılması gerektiğinden yanayız. Ama işçi sendikalarında, mevcut iş kolundaki çalışan sayısının yüzde 1’ini üye yaptıktan sonra toplu iş sözleşmesi yapılabiliyor. Yetkisiz sendika eğer toplu iş sözleşmesinden faydalanmak istiyorsa yetkili sendikaya dayanışma aidatı ödemek durumunda kalıyor. Alan bu şekilde olduğu için 20 iş kolunun olduğu yerde 226 sendika varken bizde 11 hizmet kolu var sendika sayısı 266’yı buldu ve artmaya devam ediyor. Gelinen noktada bunun mutlaka ele alınması gerekiyor. Biz toplu sözleşmede Toplu Sözleşme İkramiyesine “Yüzde 2” şartı getirilmişti ancak bu AYM tarafından iptal edildi. Biz konunun anlaşıldığını düşünmüyoruz. En son verdiğimiz mücadeleyle TBMM tatile girmeden teklif meclisten geçti. Bu sorunu çözdük ama yasanın çarpıklığından kaynaklı sürekli sorunlarla uğraşıyor ve bunları her fırsatta ifade ediyoruz. Bu nedenle önümüzdeki yıl 8. Dönem Toplu Sözleşme’den önce 4688’in yenilenmesi için büyük bir gayret gösteriyor, diplomasi yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Koruyucu Giyim Yardımı karşısındaki engeller kaldırılmalı”
Memur-Sen’in toplu sözleşme kazanımı olan “Servis Hizmeti”nin Tasarruf Tedbirleri kapsamına alınarak kısıtlandığını Memur-Sen’in konuya yönelik kararlı mücadelesin sonrası geri geldiğini aktaran Yalçın, “Bu sorunu çözdük ama şimdi de ‘Koruyucu Giyim Yardımı’ konusunda sorun yaşıyoruz. Yaklaşık 10 yıldır uygulanan, usul ve esaslarında bugüne kadar kamu görevlilerine menfaat üretmekten başka amaç gütmeyen koruyucu giyim yardımı kazanımının ortadan kaldırılmaya çalışılması, 250 bin memur ve aileleri ile birlikte 1 milyonu aşan insanımızın hak kaybına neden olabilecek boyuttadır” dedi.
Yalçın: İstanbul memur için cazip bir şehir olmaktan çıkmıştır
Kamu görevlilerinin gündemini meşgul eden ve çözüm bekleyen diğer konulara değinen ve İstanbul’daki hayat pahalılığı ve yüksek kiralara atıf yaparak “Büyükşehir Tazminatı”nın gereklilik halini aldığını söyleyen Yalçın, “1.Dereceye 3600 Ek Göstergenin verilmesi, Teknik Hizmetler Sınıfının Sorunları ve Mühendislik Meslek Kanununun çıkarılması, disiplin cezalarının affı, üniversite idari personelinin yer değişikliği hakkının tamamlanması, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın Genel İdare Hizmetler Sınıfı’na geçirilmesi, 2016 yılından sonra göreve başlayanların ilave 1 derece verilmesi, sözleşmeli koruma ve güvenlik görevlilerinin ek ödemeleri, ayniyat saymanlarının özel hizmet tazminatının ödenmesi, yiyecek yardımı ve harcıraha ilişkin çalışmanın tamamlanması, 4c’den 4b’ye geçen personelin zorunlu emeklilik dayatmasının kaldırılması, memura ‘Büyükşehir Tazminatı’ verilmesi, personel alımında ve diğer sınavlarda mülakatların kaldırılması, doğum sonrası yarım zamanlı çalışma yönetmeliğinin çıkarılması, analık izni sürelerinin artırılması, kamu kurumlarındaki kreş uygulamasının yaygınlaştırılması gibi konularda hiç merak etmeyin mücadelemiz sürüyor. Daha fazla sosyal maliyet üretilmesin, sorunlar çözülsün” diye konuştu.
Öztürk: İstanbul’a Büyükşehir Tazminatı şart oldu
Memur-Sen İstanbul İl Temsilcisi Cesur Öztürk yapmış olduğu konuşmasında, teşkilat olarak dur durak demeden kamu görevlerinin dertleriyle hemhal olduklarını söyleyerek, “İstanbul’da 130 bin üyemiz bulunuyor. Ancak İstanbul ekonomik olarak sabit gelirliler açısından çok zorlaştı. Konut kiraları inanılmaz seviyelere çıktı, eğitim ve trafik sorunları nedeniyle kamu görevlilerimiz Anadolu şehirlerine tayin istiyor. İstanbul’daki bu sorunlar sarmalı görülmeli, hayatlarını idame ettirirken bin bir ekonomik güçlükle karşılaşan memurlara ‘Büyükşehir Tazminatı’nın verilerek sorunların çözümü sağlanmalıdır” diye konuştu.